Welcome to our New Forums!

Our forums have been upgraded and expanded!

Irk Konusu

Catherinn

Member
Joined
Sep 30, 2024
Messages
286
Öncelikle tüm topluluğumuza saygılar,

Az bir zaman önce arşivde yer alan bir makaleyi okudum ve ırkın Tanrı Lucifer için elzem kadar önemi olduğu belirtilmişti. Öncelikle fikrimce şunu belirtmem gerekir ki ben Tanrı/çaların kendi ırklarını (Nordik) en üstün ve yüce şekilde yarattıklarını düşünüyorum. Sonuçta kendi ırkları. Tanrılar bize onlar gibi muamele etmeyecektir. Ayrıca makalede safkanların daha değerli ve üstün olduğu da gayet iyi bir şekilde belirtilmiş.

Bu demektir ki Tanrı/çalar tüm centillere eşit pencereden bakmıyor. Safkan centiller ile diğer centillerin ruhsal yükselişinin aynı olmayacağını düşünüyorum zaten ırksal konuda da üstünlük meselesi bulunduğu bildiriliyor. Verdiğiniz safkan at örneği de bunun çabası. "At alsanız safkan mı alırsınız, melez mi? Herkes safkan atı seçer. Ne de olsa daha üstün."

Ben ise kendi ırkımın ne olduğunu merak ediyorum. Hitler'in sınıf piramitindeki alçak ırklardan birisine sahip olduğumu düşünüyorum. Hitler zaten Türkleri de aryanlardan alçak görmüştü, Avrupalı sınıfına dahil etmişti. Bu sınıf piramidiyle sadece insanları kendisinden uzaklaştırdı. Zaman öyle bir şey ki kendi ırkından olan halkı Hitler'i bıraktı ve şuanda onun ırkından olmayan bizler onu savunur hale geldik, bizleri ne kadar aşağı görse de.

Aşağı görmesi de gayet doğal, Attila ve Türklerin Avrupa'ya vurduğu damga kalıcı. Şu anda ise Türkiye'nin birliğe alınmaması bu damganın acısından dolayı. Türkiye'nin ekonomik dengesizliği ve kötü yönetimi de çabası.

Neyse ki Yerli Amerikalı katliamları, sömürgecilik, ırkçılık ve türevleri hep cermenlerin elinden çıkma. Yerli Amerikalılara "dağdan gelip bağdakini kovmak" ifadesinde olduğu gibi Amerika'yı işgal edip insanlara kendi coğrafyalarında ırkçılık yapıp kızılderili dediler. Hiç reptilyanlar sömürdü demeyelim çünkü reptilyanların yönetimine boyun eğenler de cermenler oldu. İngiliz kraliyet ailesini halen tahtında tutan da yine cermenler. İsteseler hepsi ayaklanıp kraliyet ailesini devirirlerdi. Ama sömürüden gelen kaynak ve zenginlik bunu engelliyor, ne de olsa onlar "yüceler yücesi majesteleri."

Cermenlerin kraliyet ailesini ne kadar çok sevdiği tarif edilemez. Kral ve kraliçeyle selamlaşmak isteyen insanların olduğu videoları izlerseniz anlarsınız. İngilizlere tarihleri hakkında soru sorduğunuzda ise cevap "Bilmiyorum" oluyor. Emin olun kesinlikle bilmiyorlardır, tabii yerseniz.

Reptilyanlar ve yahudiler her ne kadar suçlu olsa da tüm suç onlarda değil ayrıca onların suçlarına ortak olan cermenlerde/centillerde.

İngiliz kraliyet ailesini eğer centil halkı desteklemeseydi de devirseydi bu zamana dek böyle sömürüler göremezdiniz. Eee ne de olsa onlar "Yüceler yücesi majesteleri", paranın şıngırtısı kulağa güzel geliyor. Ne de olsa para konuşur. Al Afrikalıları köle yap çalıştır, kaynaklarını ellerinden al, ayaklarına zincir vur, zenciler de, siz köpeksiniz, aptalsınız, salaksınız, zekanız geri, gerizekalısınız de. Sen bundan sonra benim malımsın de. Afrika açlıktan gebersin. Sonra tarihin hakkında sorulunca "Bilmiyorum ki ne tarihi" de. Ne güzel iş ya.

Daha nordik ırkından olan vikinglerin ne kadar barbar olduklarından bahsetmiyorum bile.

Bu arada umarım melezimdir, biraz düşününce melez olmak kulağa daha hoş geliyor.

Hepinize iyi akşamlar dilerim.

Saygılarımla.
 
Her şey ilk bakışta göründüğü gibi olmayabilir. Sadece birkaç kaynağa bakarak ve belirli varsayımlar üzerinden hareket ederek bir konu hakkında kesin yargılara varmak, sağlıklı bir yaklaşım değildir. Bu durum, ileride yapacağınız araştırma ve gözlemleri objektif bir şekilde değerlendirmenizi engelleyebilir ve böylece hakikate ulaşma sürecinizi olumsuz yönde etkileyebilir.

Şeytan ve Tanrılar, üç ayrı ırk yarattılar: Sarılar, Siyahlar ve Beyazlar. Beyazlar, doğrudan Tanrıların soyundan gelmiş olsalar da bu üç ırk arasında belirgin bir üstünlük ya da aşağılık bulunmamaktadır. Her biri, Tanrılığa erişme potansiyelini taşıyacak şekilde yaratılmıştır. Nihayetinde, bu ırklar, Şeytan'ın ve Tanrıların eliyle doğal mükemmeliyetin zirvesini temsil edecek şekilde şekillendirilmiştir.

Irkların saflığı korunmalıdır; her ırk yalnızca kendi içinde üreyerek varlığını sürdürmelidir. Bir Sarı ile bir Beyaz’ın birlikteliği, ruhsal yapılarının doğası gereği ciddi bir çöküşe neden olur ve bu durum sakral çakralarını kirletir. Böyle bir birleşim hiçbir koşul altında çocuk sahibi de olmamalıdır, çünkü doğacak melezler, saf bireylere kıyasla hem ruhsal hem de fiziksel açıdan çeşitli sorunlarla dünyaya gelirler. Bu nedenle, ırklar arasındaki sınırlar ruhani dengeleri korumak için hayati öneme sahiptir.

Pornografik içeriklerde, film ve dizilerde bu tür propagandaların yapılmasının temel nedeni, Yahudilerin insanlığı gerçek potansiyellerinden uzaklaştırmak istemeleridir. Amaçları, ırklar arasındaki sınırları ortadan kaldırarak tek bir düşük seviye ırk yaratmak ve böylece insanlığı kolayca kontrol edip köleleştirebilecekleri bir duruma getirmektir. "Tek devlet, tek millet, tek din."

National1.jpg


Hitler'in ırk şeması, temelsiz bir saçmalıktan ibarettir. Almanlar, yalnızca kendi ırklarının yüceliğini savunmuşlardır ki bu, aslında her ırkın doğal olarak yapması gereken bir tutumdur. Ancak bu durum, Yahudilerin manipülasyonları ve uydurduğu iftiralarla çarpıtılmıştır.

your-teachers-lied_20.jpg


Cermenlere yönelik nefretiniz hem yersiz hem de temelsizdir; zira Cermen olarak bahsettiğiniz kişilerin büyük bir kısmı aslında Yahudilerdir. Örneğin, İngiliz Kraliyet Ailesi, Yahudi oligarklar tarafından sessizce değiştirilmiştir, ancak halk bu durumun farkında değildir. Böyle bir şeyin açığa çıkması durumunda elbette ciddi bir ayaklanma söz konusu olurdu. Yahudiler, kontrol mekanizmalarını perde arkasında işletmeyi tercih eder ve halkın bilgisiz ve pasif kalmasını sağlarlar. Çünkü bilgiye sahip olmayan bir halk, ne harekete geçebilir ne de direniş gösterebilir. İşte bu yüzden Yahudiler, medyayı tamamen kontrol altında tutarak tükettiğiniz bilgiyi, fikirleri ve hatta temel ihtiyaçlarınızı dahi yönlendirirler. Amaçları, sizi farkında olmadan etkisiz bir yaşam sürdürmeye mahkûm etmektir.

Vikingler hakkında:
Vikingler kimseye tecavüz etmemiştir.

O dönemde Hristiyanlar düşünme yetisinden yoksun kölelerdi, besi hayvanları gibi yaşıyorlardı ve temizlenmelerine izin verilmiyordu. Bunu günümüzde de görebilirsiniz, bu tarz programlamalar içerisinde yer alan insanlar temizlenmeyi reddedebiliyorlar.

Buna karşın Vikingler, temiz, sağlıklı, fiziksel olarak güçlü, akıllı ve organize bir toplum yapısına sahipti. Dolayısıyla Hristiyanlar, özellikle de kadınlar, bulundukları durumdan kurtulmak ve Vikingler ile birlikte yaşamak istediler.

Kadınlar, Hristiyan toplumunda aşağıda, bir besi hayvanı ile eşdeğer görülüyordu. Viking toplumunda ise kadınlar ve erkekler eşitti ve bir kadın bir erkek ile aynı haklara ve yeteneklere sahipti.

Hristiyan Kilisesi, ayaklanmaları bastırabilmek için her zaman olduğu gibi korkuyu ve nefreti kullanmıştır. Vikinglerin imajını zedelemiş, çeşitli iftiralar ile Hristiyanları korkutmuşlardır.

Vikinglerin gerçekte nasıl olduklarını öğrenmek için Anders Winroth'un yazdığı Viking Age kitabını okuyabilirsiniz.

Melez olma arzunuz veya bu düşünceye sempatiyle yaklaşmanız, Yahudiler tarafından uygulanan bilinçaltı programlamasının etkilerini açıkça göstermektedir. Bu tür bir manipülasyondan arınmanız ve derhal bu etkilerden temizlenmeniz gerekmektedir.

Unutmayın, hiçbir şey göründüğü kadar basit ya da olduğu gibi değildir.

Siyahi/beyaz karışımı bebeklerin beyaz bebeklere oranla daha fazla sağlık sorunları yaşadığına dair bilimsel araştırma:

Farklı ırktan olan eşlerin ölü doğmuş bebekleri olma ihtimalinin çok daha yüksek olduğuna dair araştırma:

Melez çocukların sağlık problemlerine sahip olmaya, yüksek riske, sigara ve alkole daha yatkın olduğuna dair araştırma:

Siyah/Beyaz karışımı çocukların iki ebeveynlerinin de siyah ve iki ebeveynlerinin de beyaz olan çocuklara nazaran karar verme becerilerinin daha güçsüz olduğuna dair araştırma:

Race mixing is scientifically proven to have detrimental consequences such as mixed race people having infertility, health issues, defects/disabilities, etc. due to being mixed. Scientific proof:

Mixed race people can't receive organ donations as readily as others due to being mixed. By mixing races, we're impairing our healthcare. Mixed race people cannot receive certain organ donations: http://archive.is/e2aTE

Mixed race people are more likely to have a variety of medical issues.

Sources:
- White-Asian children are twice as likely as Asians to have mental illness. http://news.ucdavis.edu/search/news_detail.lasso?id=8732
- White/Black babies are less healthy than monoracial babies. https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC2867623/
- Mixed race couples are more likely to have stillborn babies than same-race couples. https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/15994621
- Black-White children are more likely than both Black and Whites to make poor decisions. http://www.nber.org/papers/w14192
- Mixed race kids suffer from low self-esteem, social isolation, and poor family dynamics. http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC1448064/
- Mixed race children are more likely to have health problems, high stress, smoke, and drink. http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC1448064/

Race Mixing
 
Her şey ilk bakışta göründüğü gibi olmayabilir. Sadece birkaç kaynağa bakarak ve belirli varsayımlar üzerinden hareket ederek bir konu hakkında kesin yargılara varmak, sağlıklı bir yaklaşım değildir. Bu durum, ileride yapacağınız araştırma ve gözlemleri objektif bir şekilde değerlendirmenizi engelleyebilir ve böylece hakikate ulaşma sürecinizi olumsuz yönde etkileyebilir.

Şeytan ve Tanrılar, üç ayrı ırk yarattılar: Sarılar, Siyahlar ve Beyazlar. Beyazlar, doğrudan Tanrıların soyundan gelmiş olsalar da bu üç ırk arasında belirgin bir üstünlük ya da aşağılık bulunmamaktadır. Her biri, Tanrılığa erişme potansiyelini taşıyacak şekilde yaratılmıştır. Nihayetinde, bu ırklar, Şeytan'ın ve Tanrıların eliyle doğal mükemmeliyetin zirvesini temsil edecek şekilde şekillendirilmiştir.

Irkların saflığı korunmalıdır; her ırk yalnızca kendi içinde üreyerek varlığını sürdürmelidir. Bir Sarı ile bir Beyaz’ın birlikteliği, ruhsal yapılarının doğası gereği ciddi bir çöküşe neden olur ve bu durum sakral çakralarını kirletir. Böyle bir birleşim hiçbir koşul altında çocuk sahibi de olmamalıdır, çünkü doğacak melezler, saf bireylere kıyasla hem ruhsal hem de fiziksel açıdan çeşitli sorunlarla dünyaya gelirler. Bu nedenle, ırklar arasındaki sınırlar ruhani dengeleri korumak için hayati öneme sahiptir.

Pornografik içeriklerde, film ve dizilerde bu tür propagandaların yapılmasının temel nedeni, Yahudilerin insanlığı gerçek potansiyellerinden uzaklaştırmak istemeleridir. Amaçları, ırklar arasındaki sınırları ortadan kaldırarak tek bir düşük seviye ırk yaratmak ve böylece insanlığı kolayca kontrol edip köleleştirebilecekleri bir duruma getirmektir. "Tek devlet, tek millet, tek din."

View attachment 4912

Hitler'in ırk şeması, temelsiz bir saçmalıktan ibarettir. Almanlar, yalnızca kendi ırklarının yüceliğini savunmuşlardır ki bu, aslında her ırkın doğal olarak yapması gereken bir tutumdur. Ancak bu durum, Yahudilerin manipülasyonları ve uydurduğu iftiralarla çarpıtılmıştır.

View attachment 4913

Cermenlere yönelik nefretiniz hem yersiz hem de temelsizdir; zira Cermen olarak bahsettiğiniz kişilerin büyük bir kısmı aslında Yahudilerdir. Örneğin, İngiliz Kraliyet Ailesi, Yahudi oligarklar tarafından sessizce değiştirilmiştir, ancak halk bu durumun farkında değildir. Böyle bir şeyin açığa çıkması durumunda elbette ciddi bir ayaklanma söz konusu olurdu. Yahudiler, kontrol mekanizmalarını perde arkasında işletmeyi tercih eder ve halkın bilgisiz ve pasif kalmasını sağlarlar. Çünkü bilgiye sahip olmayan bir halk, ne harekete geçebilir ne de direniş gösterebilir. İşte bu yüzden Yahudiler, medyayı tamamen kontrol altında tutarak tükettiğiniz bilgiyi, fikirleri ve hatta temel ihtiyaçlarınızı dahi yönlendirirler. Amaçları, sizi farkında olmadan etkisiz bir yaşam sürdürmeye mahkûm etmektir.

Vikingler hakkında:


Melez olma arzunuz veya bu düşünceye sempatiyle yaklaşmanız, Yahudiler tarafından uygulanan bilinçaltı programlamasının etkilerini açıkça göstermektedir. Bu tür bir manipülasyondan arınmanız ve derhal bu etkilerden temizlenmeniz gerekmektedir.

Unutmayın, hiçbir şey göründüğü kadar basit ya da olduğu gibi değildir.





Race Mixing
Ben şimdi melez olsam benim suçum ne o zaman, yine üstünlük esası oluyor. Safkan birisi gelip benim tüm değerlerimle alay edebilir ve ben her türlü onlardan "aşağıda" olmuş olurum. Benim suçum ne olmuş oluyor peki? Safkanlar sağlıklıyken bir melezin acı çekmesi ne kadar doğru? Melez olma arzusu diye zaten bir şey olamaz ya melez doğarsınız ya da safkan. Benim orada umarım melezimdir demiş olmam haksızlıklara karşı bir tepkiydi. Şu Dünya'da tek bir şey bile doğru olamaz mı ya. Şaşırıyorum cidden. Ya birisi ölür ya birisi çalar ya birisi köle yapılır.
 
Nordik birisi sosyal medyada kendi ülkesini yüceltip duruyordu, neymiş efendim Norveç'in ücretsiz sağlık hizmeti vs. varmış da. Devlet ilgileniyormuş da. Aklınca bizi aşağılayacak. Ben de onu yerin dibine soktum. Sonunda "I am lost" yazdı. Ben orada onu aşağılasam daha iyi aşağılardım da, ailem de zaten oldukça zengin, fakat ben gerçekten iyi bir insan olduğum için aşağılamaktan ziyade insan haklarını savundum. Dedim ki "Tüm Dünya Norveç mi, ya da tüm Norveç Dünya mı?"
 
Ben şimdi melez olsam benim suçum ne o zaman, yine üstünlük esası oluyor. Safkan birisi gelip benim tüm değerlerimle alay edebilir ve ben her türlü onlardan "aşağıda" olmuş olurum. Benim suçum ne olmuş oluyor peki? Safkanlar sağlıklıyken bir melezin acı çekmesi ne kadar doğru? Melez olma arzusu diye zaten bir şey olamaz ya melez doğarsınız ya da safkan. Benim orada umarım melezimdir demiş olmam haksızlıklara karşı bir tepkiydi. Şu Dünya'da tek bir şey bile doğru olamaz mı ya. Şaşırıyorum cidden. Ya birisi ölür ya birisi çalar ya birisi köle yapılır.
Burada kesin bir doğru ya da yanlış yok; yalnızca çeşitli sonuçlar söz konusu ve bu sonuçlarla başa çıkmak gerekiyor. Melezler konusunda ise, ruhani açıdan ilerleme kaydettikçe bireyin ırksal yapısı saflaşma eğilimi gösterir. Örneğin, Sarı-Beyaz melezi bir bireyde Sarı genetik yapı baskınsa, ruhani gelişim sürecinde saf bir Sarı hâline dönüşecektir. Burada yalnızca bu durumun dezavantajlarına dikkat çekiyorum ve Yahudilerin bu süreçte neyi hedeflediklerini belirtiyorum.

Burada dikkat edilmesi gereken bir diğer önemli nokta, ruhların kendilerine uygun olmayan bedenlerde barınamayacağı gerçeğidir. Eski ve güçlü ruhlar, ırkların saflığının giderek azalması nedeniyle reenkarnasyon sürecinde zorluk yaşamaktadır. Yahudiler de bunu istemektedir.

Bu tür düşüncelere kapıldığınızda Şeytan'ın Ruhani Savaş Mesajını okuyabilirsiniz:
“Her şeyi dengesinde tutmak için bir pozitif, bir de negatif tarafları vardır — Evrenin varoluşunun devamını sağlar. Olması gereken kötü ve korkunç şeyler vardır, yıkıcı, ölümcül şeyler; ve ayrıca iyi ve mucizevi, hayat dolu, yaratıcı oluşumsal şeylerin de olması gerekir. Görünen o ki her biri rastgele bir biçimde gerçekleşecek ve yine görünen o ki böylece aynı şekilde sonsuza dek devam etmeli. Ancak bu doğru değil. Ve bu Benim Kendimin özü.

Dünya bunun ekseninde evrimleşecek. Bir şeyi yapmanın her zaman farklı bir yolu vardır. O yol çok uzaklarda. Ancak yine de olanaklı bir yol var. Yıkım ve dehşet her zaman diğer bir yol olarak kalmayacak. Ancak yıkım ve dehşetin dünyadan silindiği ana kadar dünyanın işlediği şekilde çalışmalısınız. Zamanı gelince gelecek o vakte dek, bu Benim — Mükemmel Denge. Bu gerekli. Yıkım ve yaratım.

Zaman henüz gelmediği için ve siz de gelmeyen zamanda olduğunuz için, yıkım ve yaratım Benim ellerimde olduğu gibi sizin de ellerinizde. Bunları gerçekleştirmekten sakınmayın. Bu çözümler yerine daha barışçıl çözümlerin geleceği zamana dek dünyayı dengede tutmalısınız. Yıkmaktan çekinmeyin. Yaratmaktan çekinmeyin. Beni DİNLEYİN. Tüm benliğinizle yaratın. Tüm benliğinizle yok edin. Yıkıma uğrattığınızda yıkıma uğradığınızdan daha çok yarattığınızda yaratılmayacaksınız. Şimdi daha mı yaratılmışsınız? Burada mısınız ya da yok mu oldunuz? Buradasınız. Ben burada olduğum süre boyunca burada olacaksınız, ki bu da sonsuzluğa tekabül eder. Dediklerimi dinleyin. Eğer size yaratmanızı söylersem — yaratın. Ve mükemmellik ve zevkle yapın. Ve eğer size yok etmenizi söylersem, yok edin. Tereddütte kalmayın. Tüm görkeminizle ve zevkle yok edin; evet, size yok ettiğinizden zevk almanızı söylüyorum.“


—Şeytan

28/04/2005 tarihinde kişisel olarak dikte ettirildi.
 
Nordik birisi sosyal medyada kendi ülkesini yüceltip duruyordu, neymiş efendim Norveç'in ücretsiz sağlık hizmeti vs. varmış da. Devlet ilgileniyormuş da. Aklınca bizi aşağılayacak. Ben de onu yerin dibine soktum. Sonunda "I am lost" yazdı. Ben orada onu aşağılasam daha iyi aşağılardım da, ailem de zaten oldukça zengin, fakat ben gerçekten iyi bir insan olduğum için aşağılamaktan ziyade insan haklarını savundum. Dedim ki "Tüm Dünya Norveç mi, ya da tüm Norveç Dünya mı?"
Yaklaşımınızın gereğinden fazla öfke barındırdığını düşünüyorum ve bu, yapıcı bir iletişim kurmanın önünde ciddi bir engel. İnsanlar arasında önyargılar veya varsayımlar üzerinden bir tartışma yürütmek kimseye katkı sağlamaz.

Kendi ülkesini ve milletini sevmek, övmek son derece doğal bir şeydir ve bu, başka bir ülkeyi ya da milleti aşağılamak anlamına gelmez. Sadece birinin kendi değerlerini yüceltmesi, sizin değerlerinizi hedef aldığı anlamını taşımaz.

Bu durumu biraz daha objektif bir şekilde değerlendirmeye çalışmanızı öneririm. Bu sayede daha sağlıklı bir bakış açısı kazanabilirsiniz.
 
Burada kesin bir doğru ya da yanlış yok; yalnızca çeşitli sonuçlar söz konusu ve bu sonuçlarla başa çıkmak gerekiyor. Melezler konusunda ise, ruhani açıdan ilerleme kaydettikçe bireyin ırksal yapısı saflaşma eğilimi gösterir. Örneğin, Sarı-Beyaz melezi bir bireyde Sarı genetik yapı baskınsa, ruhani gelişim sürecinde saf bir Sarı hâline dönüşecektir. Burada yalnızca bu durumun dezavantajlarına dikkat çekiyorum ve Yahudilerin bu süreçte neyi hedeflediklerini belirtiyorum.

Burada dikkat edilmesi gereken bir diğer önemli nokta, ruhların kendilerine uygun olmayan bedenlerde barınamayacağı gerçeğidir. Eski ve güçlü ruhlar, ırkların saflığının giderek azalması nedeniyle reenkarnasyon sürecinde zorluk yaşamaktadır. Yahudiler de bunu istemektedir.

Bu tür düşüncelere kapıldığınızda Şeytan'ın Ruhani Savaş Mesajını okuyabilirsiniz:
Peki ya o melez olan kişi yine acı çekmiş olmayacak mı? Safkan olan kişi hayata yine 1-0 önde başlayacak, hiç acı çekmeyecek, zaten safkan, saflaşmasına gerek yok, direkt ruhani gelişimini tamamlamak için ilerleyecek. Melez kişi acı çekecek de, saflaşacak da da ondan sonra ruhani gelişimini tamamlamak için ilerleyecek. Vay canına, gerçekten çok adil ve eşit (!)
Gerçekten ben bile bu kadar adil bir sistem kuramazdım, insanlar acıdan gebersin diğerleri de tatile gitsin. Ne güzel gezegen bu yahu.
 
Yaklaşımınızın gereğinden fazla öfke barındırdığını düşünüyorum ve bu, yapıcı bir iletişim kurmanın önünde ciddi bir engel. İnsanlar arasında önyargılar veya varsayımlar üzerinden bir tartışma yürütmek kimseye katkı sağlamaz.

Kendi ülkesini ve milletini sevmek, övmek son derece doğal bir şeydir ve bu, başka bir ülkeyi ya da milleti aşağılamak anlamına gelmez. Sadece birinin kendi değerlerini yüceltmesi, sizin değerlerinizi hedef aldığı anlamını taşımaz.

Bu durumu biraz daha objektif bir şekilde değerlendirmeye çalışmanızı öneririm. Bu sayede daha sağlıklı bir bakış açısı kazanabilirsiniz.
Yok ben onun orada ne demeye çalıştığını çok iyi anladım. Üstünlük sağlamaya çalışanları bir yılan gibi sokmakta üstüme yoktur.
 
Peki ya o melez olan kişi yine acı çekmiş olmayacak mı? Safkan olan kişi hayata yine 1-0 önde başlayacak, hiç acı çekmeyecek, zaten safkan, saflaşmasına gerek yok, direkt ruhani gelişimini tamamlamak için ilerleyecek. Melez kişi acı çekecek de, saflaşacak da da ondan sonra ruhani gelişimini tamamlamak için ilerleyecek. Vay canına, gerçekten çok adil ve eşit (!)
Gerçekten ben bile bu kadar adil bir sistem kuramazdım, insanlar acıdan gebersin diğerleri de tatile gitsin. Ne güzel gezegen bu yahu.
Neden-sonuç ilişkisini kavramadan rastgele öfke kusarak adalet arayışına girişmek, sonuçsuz bir çaba olmaktan öteye geçemez. Şişe ters çevrildiğinde içindeki suyun yere dökülmesi, suyun hatası değil; bu durumdan şişeyi çeviren sorumludur. Burada suçlular Yahudiler oluyor.

"Saflık" ve "melezlik" konularına gereğinden fazla takılıyorsunuz. Gerçek anlamda tamamen "saf" bireylerin sayısı oldukça azdır. Günümüz dünyasında herkes bir şekilde melezdir. Ancak ruhsal açıdan gelişerek gerçek saflaşabiliriz. Önemli olan da budur.

Yok ben onun orada ne demeye çalıştığını çok iyi anladım. Üstünlük sağlamaya çalışanları bir yılan gibi sokmakta üstüme yoktur.
Eğer durum söylediğiniz gibiyse, bir kişinin yalnızca kendi ülkesini övmesi sizi aşağılanmış hissettiriyorsa, o zaman tüm dünyanın spesifik olarak sizi aşağılıyor olduğu sonucuna mı varacağız? Bu, yalnızca Yahudilerin sizi düşünmeye yönlendirdiği şekilde düşünmek anlamına gelir. Almanların kendi ırklarını yüceltmeleri dahi zamanında benzer bir çarpıtmayla, diğer ırkları aşağılamak gibi yorumlanmış ve bu yüzden öfke kusulmuştur.

Bir an durun, derin bir nefes alın ve duygularınızı bir kenara bırakmaya çalışın. Önyargılar ve varsayımlar üzerinden hareket ederek bir yere varamazsınız; aksine bu, size sadece zihinsel yük ve gereksiz çatışma getirir.

Siz de kendi ırkınızı övün, Türk olmakla övünün, ne kadar yüce ve savaşçı bir ırk olduğumuzdan bahsedin. Asıl Tanrımız olan Tengri'ye, Baalzebul'a dönün.
 
Neden-sonuç ilişkisini kavramadan rastgele öfke kusarak adalet arayışına girişmek, sonuçsuz bir çaba olmaktan öteye geçemez. Şişe ters çevrildiğinde içindeki suyun yere dökülmesi, suyun hatası değil; bu durumdan şişeyi çeviren sorumludur. Burada suçlular Yahudiler oluyor.

"Saflık" ve "melezlik" konularına gereğinden fazla takılıyorsunuz. Gerçek anlamda tamamen "saf" bireylerin sayısı oldukça azdır. Günümüz dünyasında herkes bir şekilde melezdir. Ancak ruhsal açıdan gelişerek gerçek saflaşabiliriz. Önemli olan da budur.


Eğer durum söylediğiniz gibiyse, bir kişinin yalnızca kendi ülkesini övmesi sizi aşağılanmış hissettiriyorsa, o zaman tüm dünyanın spesifik olarak sizi aşağılıyor olduğu sonucuna mı varacağız? Bu, yalnızca Yahudilerin sizi düşünmeye yönlendirdiği şekilde düşünmek anlamına gelir. Almanların kendi ırklarını yüceltmeleri dahi zamanında benzer bir çarpıtmayla, diğer ırkları aşağılamak gibi yorumlanmış ve bu yüzden öfke kusulmuştur.

Bir an durun, derin bir nefes alın ve duygularınızı bir kenara bırakmaya çalışın. Önyargılar ve varsayımlar üzerinden hareket ederek bir yere varamazsınız; aksine bu, size sadece zihinsel yük ve gereksiz çatışma getirir.

Siz de kendi ırkınızı övün, Türk olmakla övünün, ne kadar yüce ve savaşçı bir ırk olduğumuzdan bahsedin. Asıl Tanrımız olan Tengri'ye, Baalzebul'a dönün.
Bir şeylerle övününce böbürlenmiş gibi hissedip çok kötü hissediyorum. Böbürlenmek en nefret ettiğim şey. Ayrıca ırk gibi şeylerle övünmeyi övünebileceği bir başarısı olmayan insanlar yapıyor. Yüce ve savaşçı atalarımız olabilir ama savaşlarda biz mi savaştık, hayır. Atalarımızın övünmesi gerekir, bizim değil. Diğer bir benzetmeyle, ailemden birisi bilimsel bir buluş yapmış olsaydı o kişinin övünmesi gerekirdi, benim değil. Benim ailem şu bilimsel buluşu yaptı diyip sanki tüm ailem bu buluşu yapmış dercesine konuşup ailemdeki herkesi genellediğimde ben neyi kanıtlamış olacağım? Bu tamamen mantıksız. Belki benim ailemde o kişi haricinde bilime kafası basan birisi bile yok. Ama eğer bu benim bir başarım olsaydı, bununla övünebilirdim. Mesela bir kitap yazsaydım, belki bilimsel ya da kurgusal. Derdim ki, ben bir kitap yazdım [arkadaşlar vs.], çok güzel olduğunu düşünüyorum, bu konuda da yeteneğim var. Çok büyük bir yazar olmayı düşünüyorum ve şimdiden öyle hissediyorum. Sizler de okuyup değerlendirirseniz sevinirim. Onlar da okuyup yapıcı eleştirilerini bildirirlerdi, överlerdi vs.

Ya da bilimsel bir buluş yapmış olsaydım bunu tüm insanlığa duyurur gururlu bir şekilde buluşumdan bahsederdim, yaşadığım zorluklardan bahsederdim ve insanlığı ne kadar çok önemsediğimden bahsederdim. Herkes de takdir ederdi. Övünmeme gerek bile kalmadan beni överlerdi. Ama ben bunu övünmek için mi yaptım? Hayır. İnsanlık adına yapmış olurdum.

Yok işte benim dedem şu şu savaşlarda savaştı şu madalyayı aldı da, altın madalya da, çok cesur birisiydi de vs. gibi söylemler eğer sırf ego kasmak adına yapılıyorsa tamamen yanlıştır. O kişiyi onurlandırmak adına yapılabilir ama abartılmamalıdır. Kendi başarımız olduğunda tabii ki de açıklayabilir ya da dilersek bununla övünebiliriz. Ama başkalarının başarıları başkalarına mahsustur.
 
Bir şeylerle övününce böbürlenmiş gibi hissedip çok kötü hissediyorum. Böbürlenmek en nefret ettiğim şey. Ayrıca ırk gibi şeylerle övünmeyi övünebileceği bir başarısı olmayan insanlar yapıyor. Yüce ve savaşçı atalarımız olabilir ama savaşlarda biz mi savaştık, hayır. Atalarımızın övünmesi gerekir, bizim değil. Diğer bir benzetmeyle, ailemden birisi bilimsel bir buluş yapmış olsaydı o kişinin övünmesi gerekirdi, benim değil. Benim ailem şu bilimsel buluşu yaptı diyip sanki tüm ailem bu buluşu yapmış dercesine konuşup ailemdeki herkesi genellediğimde ben neyi kanıtlamış olacağım? Bu tamamen mantıksız. Belki benim ailemde o kişi haricinde bilime kafası basan birisi bile yok. Ama eğer bu benim bir başarım olsaydı, bununla övünebilirdim. Mesela bir kitap yazsaydım, belki bilimsel ya da kurgusal. Derdim ki, ben bir kitap yazdım [arkadaşlar vs.], çok güzel olduğunu düşünüyorum, bu konuda da yeteneğim var. Çok büyük bir yazar olmayı düşünüyorum ve şimdiden öyle hissediyorum. Sizler de okuyup değerlendirirseniz sevinirim. Onlar da okuyup yapıcı eleştirilerini bildirirlerdi, överlerdi vs.

Ya da bilimsel bir buluş yapmış olsaydım bunu tüm insanlığa duyurur gururlu bir şekilde buluşumdan bahsederdim, yaşadığım zorluklardan bahsederdim ve insanlığı ne kadar çok önemsediğimden bahsederdim. Herkes de takdir ederdi. Övünmeme gerek bile kalmadan beni överlerdi. Ama ben bunu övünmek için mi yaptım? Hayır. İnsanlık adına yapmış olurdum.

Yok işte benim dedem şu şu savaşlarda savaştı şu madalyayı aldı da, altın madalya da, çok cesur birisiydi de vs. gibi söylemler eğer sırf ego kasmak adına yapılıyorsa tamamen yanlıştır. O kişiyi onurlandırmak adına yapılabilir ama abartılmamalıdır. Kendi başarımız olduğunda tabii ki de açıklayabilir ya da dilersek bununla övünebiliriz. Ama başkalarının başarıları başkalarına mahsustur.
Böbürlenmek ile övmek elbette birbirinden farklı kavramlardır ve bu ayrımı gözden kaçırmamak gerekir. Böbürlenmek, kişinin kendini üstün görmek için başkalarını aşağılaması ya da gereksiz bir kibirle kendini yüceltmesidir. Oysa övmek, değer vermek ve takdir göstermek üzerine kuruludur. İki farklı kelime oluşu bile bu farkı açıkça ortaya koyar.

Bu tartışmanın özüyle ilgisiz bir yöne kayıyor. Irklar ve milletler, bireylerin ötesinde kolektif bir bilinçle hareket eder ve bu kolektif yapıyı temsil ederler. Örneğin, Türk milletini övdüğünüzde, liderlerimizi, bilim insanlarımızı, sanatçılarımızı ve bu toplumu oluşturan sayısız bireyi de yüceltmiş olursunuz. Bir millete aidiyet duymak, gurur ve onur kaynağıdır. Lider ya da bilim insanı olmasanız bile, toplumda iyi bir birey olarak var olmanız dahi milletin yükselişine önemli bir katkıdır. Herkes bu anlayışı benimserse, kolektif bir bilinçle hareket ederek yüksek medeniyetler seviyesine ulaşabiliriz.

Ancak burada bireysellik ve kolektif aidiyet kavramlarını karıştırmamak gerekir. Kimse "benim akrabam böyle yaptı" gibi bireysel övgülerle dolanmıyor. Milletini sevmek ve onunla gurur duymak doğal bir histir; ancak bireyin yalnızca bu aidiyetle tatmin olması da sağlıklı değildir. Kişi, bireysel başarılar elde ederek kişisel tatminini ve özgüvenini de sağlamalıdır. Böylece, bireysel ve kolektif gelişim arasında dengeli bir ilerleme mümkün olur.
 
Böbürlenmek ile övmek elbette birbirinden farklı kavramlardır ve bu ayrımı gözden kaçırmamak gerekir. Böbürlenmek, kişinin kendini üstün görmek için başkalarını aşağılaması ya da gereksiz bir kibirle kendini yüceltmesidir. Oysa övmek, değer vermek ve takdir göstermek üzerine kuruludur. İki farklı kelime oluşu bile bu farkı açıkça ortaya koyar.

Bu tartışmanın özüyle ilgisiz bir yöne kayıyor. Irklar ve milletler, bireylerin ötesinde kolektif bir bilinçle hareket eder ve bu kolektif yapıyı temsil ederler. Örneğin, Türk milletini övdüğünüzde, liderlerimizi, bilim insanlarımızı, sanatçılarımızı ve bu toplumu oluşturan sayısız bireyi de yüceltmiş olursunuz. Bir millete aidiyet duymak, gurur ve onur kaynağıdır. Lider ya da bilim insanı olmasanız bile, toplumda iyi bir birey olarak var olmanız dahi milletin yükselişine önemli bir katkıdır. Herkes bu anlayışı benimserse, kolektif bir bilinçle hareket ederek yüksek medeniyetler seviyesine ulaşabiliriz.

Ancak burada bireysellik ve kolektif aidiyet kavramlarını karıştırmamak gerekir. Kimse "benim akrabam böyle yaptı" gibi bireysel övgülerle dolanmıyor. Milletini sevmek ve onunla gurur duymak doğal bir histir; ancak bireyin yalnızca bu aidiyetle tatmin olması da sağlıklı değildir. Kişi, bireysel başarılar elde ederek kişisel tatminini ve özgüvenini de sağlamalıdır. Böylece, bireysel ve kolektif gelişim arasında dengeli bir ilerleme mümkün olur.
Ülkenin halini görüyorsunuz. Herkes övünüyor. Ama övünmekten ziyade daha da yükselmeliyiz. Geçmişte yaşayan geleceğin ışığını göremez. Evet insan övünebilir ama sürekli övünüp de hep geçmişte yaşarsa ırkını yüceltmekten ziyade düşürecektir. Gururlandırmak tabii ki de güzel bir şey ama bizler de bir şeyler başarmak zorundayız. Övünecek yeni şeyler olmalı.

"Çalışmadan, yorulmadan, üretmeden rahat yaşamak isteyen toplumlar; önce haysiyetlerini sonra hürriyetlerini ve daha sonra da istiklal ve istikballerini kaybetmeye mahkumdurlar."
(Mustafa Kemal Atatürk) 💛✨
 

Al Jilwah: Chapter IV

"It is my desire that all my followers unite in a bond of unity, lest those who are without prevail against them." - Satan

Back
Top