Gazete kağıdı ve ofis kalemi...
Seviyenizi bilmem mümkün değil fakat ben de yıllar önce üniversiteye hazırlandığım dönemde resim kursuna gitmiştim ve pek memnun kalmamıştım. Sebep olarak aslında çok insani bir kusurdan söz edebilirim; o kurslar 200 kişinin aynı anda resim çizdiği ve taş çatlasın 5-6 öğretmenin kontrol ettiği yerler oluyor ve doğal olarak o 200 kişi arasında sadece 15-20 tane göze çarpan öğrencinin üstünde duruluyor. 5-6 öğretmenin 200 kişinin tamamına o 15-20 kişinin üstüne düştükleri gibi özen göstermesi ne teorikte ne pratikte mümkün değil. Bu söylediğim şeyi muhtemelen biliyorsunuzdur fakat bilinçaltınıza sıkışmış ve bir düşünce olarak yüzeye çıkmadığı için canınızı sıkıp sizi üzüyordur, çünkü aynı şeyi ben de yaşadım. Ben o dönem belli bir seviyedeydim ve "Bakalım kurs dedikleri yer nasılmış?" kafasıyla giderek deneyim etmiştim ve galiba 1 ya da 2 ay içinde bırakmıştım, fakat ben evde çok yoğun şekilde çalışıyordum; kursa gitmeyi bıraktım ama evde iki kat fazla çalıştım. Çünkü kursta benim üstüme düşmüyorlar, fakat ben benim üstüme de emek vermelerini istiyorum; istediğimi alamayınca boynu bükük oturmaktansa kendim çalışmak daha makul gelmişti.
Hatta komik bir şey anlatayım. Kursa gittiğim son gün bırakıp gidesim gelmişti ve kelimenin tam anlamıyla bırakıp gitmiştim. Çünkü resim benim hayatımdı ve herkes bilir ki hayat koca bir yarıştır, ben de kendi kendimi yıpratma konusunda herkese taş çıkarttığım için ekstradan kursa gidip moralimi yıkmaya gerek yok diye düşünmüştüm. Evde çalıştım, öğrendim, sonra sınava gittim ve öğretmenlik kazandım. Kursun faydası mıydı bu? hayır, ya da Güzel Sanatlar Lisesindeki öğretmenlerimin eseri miydi? o da hayır; tamamen evde kendi çalışmamla meydana gelen bir zaferdi.
Sohbet başlatma mesajını atabilirim ama vereceğim cevaplar devasa paragraflar halinde olduğu ve benim bunlara yazmaya vakit ayırmaya en azından şu dönemlik zamanım olmadığı için ne zaman cevap veririm bilmiyorum. Darlasanız da fark etmez, resim öğretmenleri darlanmaktan mazoşist bir zevk alıyor çünkü? Lise öğretmenlerimden "Neden bizi darlamıyor ve yardım almıyorsun" diye azar yemişliğim vardı.
Ahahahahah. Yağ falan karıştırmayın, bir lise arkadaşım sizinle aynı sorunu yaşamış ve ilk Akrilik tablosunu yağ + yağlı boya ile karıştırarak yapmıştı; sonuç olarak boya kabuk bağlamış yara gibi dökülüp duruyordu, üstünü kapatmasalardı lise bitmeden evvel boya tamamen dökülecek ve tablonun yerine yeller esecekti.
Akriliğin olayı odur, renk geçişleri biraz daha kaba saba gözükür. Çözüm yolu olarak Akrilik Medium kullanabilirsin, tabloyu astarlayabilirsin (tabloya başlamadan önce tablonun üstünden bir kat beyaz boya ile geçmek) ya da fısfısa su koyup arada paleti nemlendirebilirsin. Suyu fazla koyarsan boya bulamaç olur ve tuval boyayı kusar, romantiklik olacak diye güneş ışığında tabloyu boyamaya çalışırsan



... kurur...
Bir de kat kat çalışmanız gerek, sadece biraz sabır gerekiyor onun için.