Welcome to our New Forums!

Our forums have been upgraded and expanded!

Kendine zarar vermek

Dolunay

New member
Joined
Apr 27, 2024
Messages
20
Çok gereksiz şeylere çok çabuk sinirlenip kendime zarar verip rahatlamaya çalışıyorum. Yani sinirlendigim şeyler çok saçma ve yersiz oluyor ama dünyanın sonu gelmiş gibi hissediyorum bir şey kafamdaki gibi olmadigi anda. Çok sabırsız ve kaygılı biriyim bir şeyi yapmayi planlarken bile aklımda bir sürü sorun, sürecin ne kadar zor olacagi canlanıyor düşünürken bile cok gerilip en sonunda hiçbir şey yapmamaya karar veriyorum. Ama en çok garipsedigim kısım ne zaman meditasyon yapmaya tekrar baslasam bu hissin ve gereksiz ofkenin meditasyon yapmadigim zamanlara göre artması. Yani belkide bastırdigim duygularim meditasyon yaptıkça aciga çıkıyordur bilmiyorum 🫤 Ama bu hayatımı çok etkileyen bir hal almaya başladı ne yapabilirim artık böyle hissetmekten cok yoruldum
 
Öncelikle bizimle paylaşmanız umarım sizi biraz olsun hafifletmiştir. Duygularınız çok kıymetli,siz de kıymetlisiniz.Sizi boğuyorsam affola.
Kendinizi tanıdığınız kadarıyla bastırdığınız duygularınız var mı? Ya da karmik bir durum var mı? Diğer bir ihtimal lanet, büyü,nazar vb. yüzünden negatif etki altında olmanız.Çalışmalarınızın düzeni bozuluyorsa Tanrı ve Tanrıçalardan yardım isteyebilirsiniz, onlar hep sizinledirler, ne kadar bunu bazen bilemesekte bizi korur ve kollarlar.Fizyolojik ya da psikolojik bir sorundan kaynaklanıyor olabilir yani sağlık...
Kısa süre de pozitif yönde değişim olmasını bütün kalbimle diliyorum. Ne hissederseniz hissedin her şekil de bu durumu aşacaksınız.Bizim için her pozitif değişim mümkün. Kendi gücünüzün farkında olunuz.
Bence sosyalleşmek çok yarar sağlıyor (özellikle yüz yüze )kişisel olarak,derin bağlar kurmadan da olsa havanız değişir diye tahmin ediyorum.
 
Öncelikle bizimle paylaşmanız umarım sizi biraz olsun hafifletmiştir. Duygularınız çok kıymetli,siz de kıymetlisiniz.Sizi boğuyorsam affola.
Kendinizi tanıdığınız kadarıyla bastırdığınız duygularınız var mı? Ya da karmik bir durum var mı? Diğer bir ihtimal lanet, büyü,nazar vb. yüzünden negatif etki altında olmanız.Çalışmalarınızın düzeni bozuluyorsa Tanrı ve Tanrıçalardan yardım isteyebilirsiniz, onlar hep sizinledirler, ne kadar bunu bazen bilemesekte bizi korur ve kollarlar.Fizyolojik ya da psikolojik bir sorundan kaynaklanıyor olabilir yani sağlık...
Kısa süre de pozitif yönde değişim olmasını bütün kalbimle diliyorum. Ne hissederseniz hissedin her şekil de bu durumu aşacaksınız.Bizim için her pozitif değişim mümkün. Kendi gücünüzün farkında olunuz.
Bence sosyalleşmek çok yarar sağlıyor (özellikle yüz yüze )kişisel olarak,derin bağlar kurmadan da olsa havanız değişir diye tahmin ediyorum.
Teşekkür ederim cevabınız için bastırdığım duygularla ilgili biraz daha düşününce galiba kaygılarımı çok bastırmam bana ofke olarak dönüyor. Başka birisi duygusal bedeni iyilestirme çalışması yapmamı önermiş ona dikkat edecegim. Bir de karmik bir durum olup olmadığını nasıl anlayabilirim? İyi dilekleriniz için de teşekkür ederim
 
Duygusal bedenin iyileştirilmesi çalışması yapabilirsiniz, bunun yanında boşluk meditasyonu da zihninizin kontrolünü ele almak için faydalı olabilir.
Teşekkür ederim. Düzenli bir şekilde yapabilirsem etkilerini buraya da yazmak istiyorum
 
Kök çakra yogası bastırılmış öfke için iyidir. Öfke ile ilgili "tohumlar" meditasyon yaptıkça tetiklenmiş ve açığa çıkmış olabilir. Derin temizlik yapın.
 
Çok gereksiz şeylere çok çabuk sinirlenip kendime zarar verip rahatlamaya çalışıyorum. Yani sinirlendigim şeyler çok saçma ve yersiz oluyor ama dünyanın sonu gelmiş gibi hissediyorum bir şey kafamdaki gibi olmadigi anda. Çok sabırsız ve kaygılı biriyim bir şeyi yapmayi planlarken bile aklımda bir sürü sorun, sürecin ne kadar zor olacagi canlanıyor düşünürken bile cok gerilip en sonunda hiçbir şey yapmamaya karar veriyorum. Ama en çok garipsedigim kısım ne zaman meditasyon yapmaya tekrar baslasam bu hissin ve gereksiz ofkenin meditasyon yapmadigim zamanlara göre artması. Yani belkide bastırdigim duygularim meditasyon yaptıkça aciga çıkıyordur bilmiyorum 🫤 Ama bu hayatımı çok etkileyen bir hal almaya başladı ne yapabilirim artık böyle hissetmekten cok yoruldum
Senin gibi bir oda arkadaşım var ve hayatımı çekilmez bir hale getiriyor (çünkü bir de temizlik obsesyonu var) bence onun yapmadığı terapistte gitme eylemeni gerçekleştirebilirsin.

Meditasyon yaptığın zamanlarda açığa çıkıyorsa bu aşman gereken bir engel demektir. Kök çakran üzerine çalışmalısın.
 
Söylenenlere ek olarak Mars Karesi yapmanı tasiye ediyorum. Haritanda mars köşe evlerden birinin yöneticisiyse, düşüste,12.evde ya da retrodaysa ve güçlü konumdaysa bunu yaşıyor olabilirsin. Şuan yapma başakta,diğer iki ay da terazide yine yapma. Akrebe geçince yaparsın.
 
Senin gibi bir oda arkadaşım var ve hayatımı çekilmez bir hale getiriyor (çünkü bir de temizlik obsesyonu var) bence onun yapmadığı terapistte gitme eylemeni gerçekleştirebilirsin.

Meditasyon yaptığın zamanlarda açığa çıkıyorsa bu aşman gereken bir engel demektir. Kök çakran üzerine çalışmalısın.
Teşekkür ederim kök cakrama daha cok dikkat edecegim 🩷 Daha once terapiye gittim ama terapinin ve ilaçların meditasyonlar kadar bana yardımcı olduğunu düşünmüyorum tabiki yardımcı oldu o zamana göre çok daha iyiyim. Bir yerden sonrasında terapi yardımcı olamıyor. İlac kullanmadan ustesinden gelebilecegim bir sorun olduğuna inaniyorum. Siz ve arkadaşınızın durumu icin uzuldum gercekten okb cok kotu ataklara sebep olabiliyor umarım en yakın zamanda daha mutlu olabilir
 
Söylenenlere ek olarak Mars Karesi yapmanı tasiye ediyorum. Haritanda mars köşe evlerden birinin yöneticisiyse, düşüste,12.evde ya da retrodaysa ve güçlü konumdaysa bunu yaşıyor olabilirsin. Şuan yapma başakta,diğer iki ay da terazide yine yapma. Akrebe geçince yaparsın.
Teşekkür ederim forumla ilgili en sevdiğim şey bu sanırım kendim sorunun kaynağını aramaya çalışsam bunu hiç düşünmeyebilirdim
 
Teşekkür ederim kök cakrama daha cok dikkat edecegim 🩷 Daha once terapiye gittim ama terapinin ve ilaçların meditasyonlar kadar bana yardımcı olduğunu düşünmüyorum tabiki yardımcı oldu o zamana göre çok daha iyiyim. Bir yerden sonrasında terapi yardımcı olamıyor. İlac kullanmadan ustesinden gelebilecegim bir sorun olduğuna inaniyorum. Siz ve arkadaşınızın durumu icin uzuldum gercekten okb cok kotu ataklara sebep olabiliyor umarım en yakın zamanda daha mutlu olabilir

Yinede bunu şu ya da bu şekilde çözmeniz lazım çünkü bu hem sizin hemde etrafınızdaki insanlar için iyi değil.

Umarım mutlu olmak yerine o acınası hayatında dünyanın onun etrafında dönmediğini fark eder birden bire bir hayal kırıklığıyle depresyona girip yurttan defol olup gider. (Ona karşı sabrım yok)
 
Çok gereksiz şeylere çok çabuk sinirlenip kendime zarar verip rahatlamaya çalışıyorum. Yani sinirlendigim şeyler çok saçma ve yersiz oluyor ama dünyanın sonu gelmiş gibi hissediyorum bir şey kafamdaki gibi olmadigi anda. Çok sabırsız ve kaygılı biriyim bir şeyi yapmayi planlarken bile aklımda bir sürü sorun, sürecin ne kadar zor olacagi canlanıyor düşünürken bile cok gerilip en sonunda hiçbir şey yapmamaya karar veriyorum. Ama en çok garipsedigim kısım ne zaman meditasyon yapmaya tekrar baslasam bu hissin ve gereksiz ofkenin meditasyon yapmadigim zamanlara göre artması. Yani belkide bastırdigim duygularim meditasyon yaptıkça aciga çıkıyordur bilmiyorum 🫤 Ama bu hayatımı çok etkileyen bir hal almaya başladı ne yapabilirim artık böyle hissetmekten cok yoruldum
Bunların hepsini çok yaşadım ve çok pişmanım bazılarını hala daha yaşıyorum. böyle aptal psikolejim yüzünden kollarımda kocaman yarıklar duruyor. eğer illa stres atıcam diyorsan kendine değil bi yastıkla dövüşüp savaşmanı öneriyorum. ayrıca bu durum tamamen bir saçmalık ve en yakın zamanda kendini psikolejini bu durumda değiştirmeye çalış. Meditasyonları büyük ihtimal yanlış yapıyorsun. çünkü ben psikolejimi dahil meditasyonlarımız yoluyla çözdüm ve Yüce Tanrıların yardımıyla. Evet meditasyon yaptığımızda ruhumuzu onardığımız için bazı düşünceler bastırılmaktan dışa çıkıp artık ben gidiyorum demek ister. ama bu genellikle sinir değil. duygusallık olur. çünkü ben böyle yaşadım. ruhunuzu dinlendiricek şeyler yapın. negatif şeyleri düşünmeyi bırakın bir süre. elbette bazı şeyler aklımızın bi kenarında durmalı ve dikkatli olmalıyız ama iyi bir durumdayken haldeyken pozitif ve sakin meditatif olmak çok iyi. Meditasyonları en iyi şekilde yapın bunun için kendiniiz zorlamayın çünkü o zaman tamtersi oluyor. sadece rahat bir pozisyonda durun oturun veya yatın fark etmez. iyi şeyler düşünün ilk 1 dakika boyunca hiçbişey düşünmeyin ondan sonra rahatlatıcı pozitif bi alan hayal edin. sitedeki nefes egzersizlerini muhakkak yapın gerçekten çok etkili oluyor her yönden. daha aura temizliği ile başlayın sonra koruma auranıza çalışın. böyle bir döngüyü sonlandırmak sadece kararınıza ve isteğinize bağlı bundan eminim zor gibi bile gelse insan kendini çok kısa bir süre içinde değiştirebiliyor.
 
Bunların hepsini çok yaşadım ve çok pişmanım bazılarını hala daha yaşıyorum. böyle aptal psikolejim yüzünden kollarımda kocaman yarıklar duruyor. eğer illa stres atıcam diyorsan kendine değil bi yastıkla dövüşüp savaşmanı öneriyorum. ayrıca bu durum tamamen bir saçmalık ve en yakın zamanda kendini psikolejini bu durumda değiştirmeye çalış. Meditasyonları büyük ihtimal yanlış yapıyorsun. çünkü ben psikolejimi dahil meditasyonlarımız yoluyla çözdüm ve Yüce Tanrıların yardımıyla. Evet meditasyon yaptığımızda ruhumuzu onardığımız için bazı düşünceler bastırılmaktan dışa çıkıp artık ben gidiyorum demek ister. ama bu genellikle sinir değil. duygusallık olur. çünkü ben böyle yaşadım. ruhunuzu dinlendiricek şeyler yapın. negatif şeyleri düşünmeyi bırakın bir süre. elbette bazı şeyler aklımızın bi kenarında durmalı ve dikkatli olmalıyız ama iyi bir durumdayken haldeyken pozitif ve sakin meditatif olmak çok iyi. Meditasyonları en iyi şekilde yapın bunun için kendiniiz zorlamayın çünkü o zaman tamtersi oluyor. sadece rahat bir pozisyonda durun oturun veya yatın fark etmez. iyi şeyler düşünün ilk 1 dakika boyunca hiçbişey düşünmeyin ondan sonra rahatlatıcı pozitif bi alan hayal edin. sitedeki nefes egzersizlerini muhakkak yapın gerçekten çok etkili oluyor her yönden. daha aura temizliği ile başlayın sonra koruma auranıza çalışın. böyle bir döngüyü sonlandırmak sadece kararınıza ve isteğinize bağlı bundan eminim zor gibi bile gelse insan kendini çok kısa bir süre içinde değiştirebiliyor.
Teşekkür ederim
 
Meditasyon sonrası duygu patlamaları ortaya çıkabilir fakat siz her duygu patlamasında kendinizi doğramaya başlıyorsanız meditasyona suç atmayın. Benim de kendine zarar veren tonla tanıdığım oldu ve kimisini çok sevsem de yüzlerine karşı bunun mide bulandırıcı olduğunu defalarca söyledim. Çok mağara adamı bir tavsiye vereceğim ama bu kendine zarar verme isteği geldiğinde jilete veya bıçağa sarılmaktansa tek oturuşta 100 şınav çekmeyi denemeye çalışsanız zaten "Ahh karnım gitti, kollarım köpürüyor, bacağıma kramp girdi..." diye iki büklüm olup gayet iyi stres atabileceksiniz zaten; ne diye kolunuzu ağaç gibi tırtıklı tırtıklı hale getiriyorsunuz ki? Üstelik dediğim şeyi yapınca iz falan da kalmıyor, kan da akmıyor, başka kötü bir şey de olmuyor.

Bakın 1.5 yıl önce ölüm tehdidi aldım, gayet travmatikti; üstüne en güvendiğim kişi tarafından manipüle edildim, sonra verdiğim onca yıllık emeğe rağmen işsizlik ile taçlandırıldım, üstüne üstlük girdiğim bu kötü ruh halini o en güvendiğim kişi olan sevgilimi terk ederek şereflendirdim. O da yetmedi, bu terk etme vakasından 2 hafta sonra çok yakın bir akrabam intihar etti. Sizinle acı kapıştırması yapıp sidik yarıştırmak istemiyorum ama bunları yaşamama ve gayet hassas, en ufak üzüntüde hasta olan bir erkek olmama karşın en ufak bir self-harm izim yok benim. İyi miyim peki? Asla. 7 aydır acı çekerek uyanıp kalkıyorum, aklım bir karış havada dolaşıyorum; yine de kafam dağılsın ve başka yöne çekilsin diye izlemediğim film, okumadığım kitap kalmadı. Tuğla boyutunda 40+ klasik edebiyat eseri okudum, onlarca farklı klasik film izledim, kağıt tomarları boyu resim çizdim ve aklınıza gelebilecek diğer şeyleri de yaptım. Ama kendime zarar vermedim, ben de kendimi zorlayıp rahatlamak istiyorum ama kolumdan pekmez akıtmaktan daha sevimli yollar var. Lütfen yapmayın o yüzden, sizi seven bir büyüğünüz görse kafanızı kıracağı hiç bir şeyi yapmayın; zamanında en iyi arkadaşım da yapıyordu ve onu gördükçe kalbim paramparça oluyordu.

Sizin acınız kimsenin acısından üstün değil, benimki de kimsenin acısından üstün değil, ama acı acıdır ve çekilmesi gerekir. Yapmayın, üstünüze negatif enerji yapışıyor ve çevrenize de hiç "iyi insan" hissi vermiyorsunuz. Bunu söylediğim için "Çevremden bana ne, ne halleri varsa görsünler." diyebilirsiniz fakat hayatın amacı hem kendimizi hem çevremizi iyileştirmektir. Yapmayın.
 
Meditasyon sonrası duygu patlamaları ortaya çıkabilir fakat siz her duygu patlamasında kendinizi doğramaya başlıyorsanız meditasyona suç atmayın. Benim de kendine zarar veren tonla tanıdığım oldu ve kimisini çok sevsem de yüzlerine karşı bunun mide bulandırıcı olduğunu defalarca söyledim. Çok mağara adamı bir tavsiye vereceğim ama bu kendine zarar verme isteği geldiğinde jilete veya bıçağa sarılmaktansa tek oturuşta 100 şınav çekmeyi denemeye çalışsanız zaten "Ahh karnım gitti, kollarım köpürüyor, bacağıma kramp girdi..." diye iki büklüm olup gayet iyi stres atabileceksiniz zaten; ne diye kolunuzu ağaç gibi tırtıklı tırtıklı hale getiriyorsunuz ki? Üstelik dediğim şeyi yapınca iz falan da kalmıyor, kan da akmıyor, başka kötü bir şey de olmuyor.

Bakın 1.5 yıl önce ölüm tehdidi aldım, gayet travmatikti; üstüne en güvendiğim kişi tarafından manipüle edildim, sonra verdiğim onca yıllık emeğe rağmen işsizlik ile taçlandırıldım, üstüne üstlük girdiğim bu kötü ruh halini o en güvendiğim kişi olan sevgilimi terk ederek şereflendirdim. O da yetmedi, bu terk etme vakasından 2 hafta sonra çok yakın bir akrabam intihar etti. Sizinle acı kapıştırması yapıp sidik yarıştırmak istemiyorum ama bunları yaşamama ve gayet hassas, en ufak üzüntüde hasta olan bir erkek olmama karşın en ufak bir self-harm izim yok benim. İyi miyim peki? Asla. 7 aydır acı çekerek uyanıp kalkıyorum, aklım bir karış havada dolaşıyorum; yine de kafam dağılsın ve başka yöne çekilsin diye izlemediğim film, okumadığım kitap kalmadı. Tuğla boyutunda 40+ klasik edebiyat eseri okudum, onlarca farklı klasik film izledim, kağıt tomarları boyu resim çizdim ve aklınıza gelebilecek diğer şeyleri de yaptım. Ama kendime zarar vermedim, ben de kendimi zorlayıp rahatlamak istiyorum ama kolumdan pekmez akıtmaktan daha sevimli yollar var. Lütfen yapmayın o yüzden, sizi seven bir büyüğünüz görse kafanızı kıracağı hiç bir şeyi yapmayın; zamanında en iyi arkadaşım da yapıyordu ve onu gördükçe kalbim paramparça oluyordu.

Sizin acınız kimsenin acısından üstün değil, benimki de kimsenin acısından üstün değil, ama acı acıdır ve çekilmesi gerekir. Yapmayın, üstünüze negatif enerji yapışıyor ve çevrenize de hiç "iyi insan" hissi vermiyorsunuz. Bunu söylediğim için "Çevremden bana ne, ne halleri varsa görsünler." diyebilirsiniz fakat hayatın amacı hem kendimizi hem çevremizi iyileştirmektir. Yapmayın.
Dediklerinize katılıyorum. Yazarken bahsetmek istediğim sey meditasyonlari suçlamak değildi zaten bir yılı aşkın süredir meditasyonlar olsun veya olmasın kendimi jiletlemedim. Öyle anlarda kalkıp şınav çekmeyi düşünebilmek mümkün olmuyor. Uzun zamandır daha iyiyim aslında sadece böyle bir sürecin tekrar başına giriyor gibi hissettim. Kendime zarar vermeyebilirim 1,5 yıl kadar yapmadığım bir şey sonuçta ama neden aklıma ilk bu geliyor ve düşüncesi beni rahatlatıyor çözmek istiyorum.
Yaşadığınız şeyler için gerçekten üzüldüm ama güçlü birisine benziyorsunuz eminim hayatınız daha güzel yollarda devam edecektir.
 
Meditasyon sonrası duygu patlamaları ortaya çıkabilir fakat siz her duygu patlamasında kendinizi doğramaya başlıyorsanız meditasyona suç atmayın. Benim de kendine zarar veren tonla tanıdığım oldu ve kimisini çok sevsem de yüzlerine karşı bunun mide bulandırıcı olduğunu defalarca söyledim. Çok mağara adamı bir tavsiye vereceğim ama bu kendine zarar verme isteği geldiğinde jilete veya bıçağa sarılmaktansa tek oturuşta 100 şınav çekmeyi denemeye çalışsanız zaten "Ahh karnım gitti, kollarım köpürüyor, bacağıma kramp girdi..." diye iki büklüm olup gayet iyi stres atabileceksiniz zaten; ne diye kolunuzu ağaç gibi tırtıklı tırtıklı hale getiriyorsunuz ki? Üstelik dediğim şeyi yapınca iz falan da kalmıyor, kan da akmıyor, başka kötü bir şey de olmuyor.

Bakın 1.5 yıl önce ölüm tehdidi aldım, gayet travmatikti; üstüne en güvendiğim kişi tarafından manipüle edildim, sonra verdiğim onca yıllık emeğe rağmen işsizlik ile taçlandırıldım, üstüne üstlük girdiğim bu kötü ruh halini o en güvendiğim kişi olan sevgilimi terk ederek şereflendirdim. O da yetmedi, bu terk etme vakasından 2 hafta sonra çok yakın bir akrabam intihar etti. Sizinle acı kapıştırması yapıp sidik yarıştırmak istemiyorum ama bunları yaşamama ve gayet hassas, en ufak üzüntüde hasta olan bir erkek olmama karşın en ufak bir self-harm izim yok benim. İyi miyim peki? Asla. 7 aydır acı çekerek uyanıp kalkıyorum, aklım bir karış havada dolaşıyorum; yine de kafam dağılsın ve başka yöne çekilsin diye izlemediğim film, okumadığım kitap kalmadı. Tuğla boyutunda 40+ klasik edebiyat eseri okudum, onlarca farklı klasik film izledim, kağıt tomarları boyu resim çizdim ve aklınıza gelebilecek diğer şeyleri de yaptım. Ama kendime zarar vermedim, ben de kendimi zorlayıp rahatlamak istiyorum ama kolumdan pekmez akıtmaktan daha sevimli yollar var. Lütfen yapmayın o yüzden, sizi seven bir büyüğünüz görse kafanızı kıracağı hiç bir şeyi yapmayın; zamanında en iyi arkadaşım da yapıyordu ve onu gördükçe kalbim paramparça oluyordu.

Sizin acınız kimsenin acısından üstün değil, benimki de kimsenin acısından üstün değil, ama acı acıdır ve çekilmesi gerekir. Yapmayın, üstünüze negatif enerji yapışıyor ve çevrenize de hiç "iyi insan" hissi vermiyorsunuz. Bunu söylediğim için "Çevremden bana ne, ne halleri varsa görsünler." diyebilirsiniz fakat hayatın amacı hem kendimizi hem çevremizi iyileştirmektir. Yapmayın.
Vallahi ben öyle yapıyorum ya sağ solu yumrukluyorum yada 100 KG bench press atıyorum 😂 , Şaka bir yana insanları en iyi yola iletiyorsunuz. tebrik ediyorum. Keşke herkes böyle olsa.
 
Dediklerinize katılıyorum. Yazarken bahsetmek istediğim sey meditasyonlari suçlamak değildi zaten bir yılı aşkın süredir meditasyonlar olsun veya olmasın kendimi jiletlemedim. Öyle anlarda kalkıp şınav çekmeyi düşünebilmek mümkün olmuyor. Uzun zamandır daha iyiyim aslında sadece böyle bir sürecin tekrar başına giriyor gibi hissettim. Kendime zarar vermeyebilirim 1,5 yıl kadar yapmadığım bir şey sonuçta ama neden aklıma ilk bu geliyor ve düşüncesi beni rahatlatıyor çözmek istiyorum.
Yaşadığınız şeyler için gerçekten üzüldüm ama güçlü birisine benziyorsunuz eminim hayatınız daha güzel yollarda devam edecektir.
Vücudunda iz kalır ne yapıyorsun? Jiletle mi yapıyorsun? Ben başlıktan self-sabotage tarzı bişe anlamıştım...Kendine bunu yapmak için fazla değerlisin.

Benim de benzer davranışlarım vardı tabi motivasyonlarım karışıktı bunları yaparken. Cidden delilik. ''Bunu yapmak için fazla güzelim'' aklına böyle bir şey gelirse kendine bunu hatırlat. Sadece bedenim değil,ruhum, bilgilerim ve erdemlerim...Kendin hakkında böyle iyi konuşmak egoizm olmamalı, Çok new age gelebilir ama sözler gerçekten gerçekliğine açılan bir kapı. Yani mesela dün akşam makarna yedim, tam da beni korkutan cinste bir şeydi. Ama onu çıkarmak ve o acıyı çekmek için fazla güzelim. Kendime makarnayı çok görmek için de fazla güzelim.

Sen de öyle düşün,öyle söyle. Ruhaniyette ilerliyorsun, kendi hayatını inşa ediyorsun. Enerjini başkalarından alıp kendine koy. Kendini kesmeye değil onu faydalı işlere yöneltmeye çalış. Mars mantrası ve serbest çalışmalar kullanabilirsin. Olumalama olarak da ''Potansiyelimi ve Mars enerjimi kendi yararıma kullanıyorum.'' diyebilirsin. Jüpiter karesi yapıp ''Bana hizmet etmeyen düşünce ve davranışlarımdan kalıcı olarak arınıyor, Tanrıların ışığına bağlanıyorum'' diyebilirsin.

Böyle bir şey yaşamak zorunda olduğun için üzgünüm. Ergenlik ya da saçmalık olarak görmüyorum ama seni sinirlendiren insanlar ya da olaylar için kendini kesemezsin. Bunun için fazla güzelsin ve değerlisin yani.
 
Bunların hepsini çok yaşadım ve çok pişmanım bazılarını hala daha yaşıyorum. böyle aptal psikolejim yüzünden kollarımda kocaman yarıklar duruyor. eğer illa stres atıcam diyorsan kendine değil bi yastıkla dövüşüp savaşmanı öneriyorum. ayrıca bu durum tamamen bir saçmalık ve en yakın zamanda kendini psikolejini bu durumda değiştirmeye çalış. Meditasyonları büyük ihtimal yanlış yapıyorsun. çünkü ben psikolejimi dahil meditasyonlarımız yoluyla çözdüm ve Yüce Tanrıların yardımıyla. Evet meditasyon yaptığımızda ruhumuzu onardığımız için bazı düşünceler bastırılmaktan dışa çıkıp artık ben gidiyorum demek ister. ama bu genellikle sinir değil. duygusallık olur. çünkü ben böyle yaşadım. ruhunuzu dinlendiricek şeyler yapın. negatif şeyleri düşünmeyi bırakın bir süre. elbette bazı şeyler aklımızın bi kenarında durmalı ve dikkatli olmalıyız ama iyi bir durumdayken haldeyken pozitif ve sakin meditatif olmak çok iyi. Meditasyonları en iyi şekilde yapın bunun için kendiniiz zorlamayın çünkü o zaman tamtersi oluyor. sadece rahat bir pozisyonda durun oturun veya yatın fark etmez. iyi şeyler düşünün ilk 1 dakika boyunca hiçbişey düşünmeyin ondan sonra rahatlatıcı pozitif bi alan hayal edin. sitedeki nefes egzersizlerini muhakkak yapın gerçekten çok etkili oluyor her yönden. daha aura temizliği ile başlayın sonra koruma auranıza çalışın. böyle bir döngüyü sonlandırmak sadece kararınıza ve isteğinize bağlı bundan eminim zor gibi bile gelse insan kendini çok kısa bir süre içinde değiştirebiliyor.
Façamı atıyorsun kendine, o iyi değil resmi bir işe girmeye kalksan zor, birde işe almıyorlar ilerde bir işe girmeye kalksan zor, çok belli olmuyorsa zamanla iyileşir, fakat bazı façalar derin olur, ömür boyu kalır eskiden façacılar çoktu gene bu gelenek devam ediyormu, şimdi görmüyorumda eskiden çoktu ben hiç faça atmadım, atılırmı insan kendini nasıl keser bu hayatın hediyesi bedeninize iyi bakın,çoğuda bunu özenti olarak yapıyor birbirinden görüyorlar kankardesligi vs, kankardesligi de vardı bir ara oda onun gibi birşey boş işler
 
Çok canınız sıkılıyorsa alın elinize kazma kürek çalışın tarlada,beden yorulunca ruh dinlenir, kendinize zarar vermeyin taş taşıyın o spor salonundaki aletler hikaye, dışarıda olacaksın kazma kürek ne dert kalır nede tasa
 
Façamı atıyorsun kendine, o iyi değil resmi bir işe girmeye kalksan zor, birde işe almıyorlar ilerde bir işe girmeye kalksan zor, çok belli olmuyorsa zamanla iyileşir, fakat bazı façalar derin olur, ömür boyu kalır
Lezarle sildiriyorlar artık. Öyle bir şeye girişmek istemezse ten rengine uygun bir kapatıcıyla da halledebilir. Dövme olarak şeklini değiştirenler de varmış internette arattım.
 
Façamı atıyorsun kendine, o iyi değil resmi bir işe girmeye kalksan zor, birde işe almıyorlar ilerde bir işe girmeye kalksan zor, çok belli olmuyorsa zamanla iyileşir, fakat bazı façalar derin olur, ömür boyu kalır eskiden façacılar çoktu gene bu gelenek devam ediyormu, şimdi görmüyorumda eskiden çoktu ben hiç faça atmadım, atılırmı insan kendini nasıl keser bu hayatın hediyesi bedeninize iyi bakın,çoğuda bunu özenti olarak yapıyor birbirinden görüyorlar kankardesligi vs, kankardesligi de vardı bir ara oda onun gibi birşey boş işler
Evet en büyük derdim o oldu maalesef. çok pişmanım. kendime acıyorum. ama yapıcak birşey yok artık dövme falan yaptırıcam oraya. yılan dövmesi falan güzel bir temsil olur :)
 
Lezarle sildiriyorlar artık. Öyle bir şeye girişmek istemezse ten rengine uygun bir kapatıcıyla da halledebilir. Dövme olarak şeklini değiştirenler de varmış internette arattım.
valla kapatıcı falan olmuyor ya kabarık kocaman geçmiyor. aşırı derin.
 
Çok canınız sıkılıyorsa alın elinize kazma kürek çalışın tarlada,beden yorulunca ruh dinlenir, kendinize zarar vermeyin taş taşıyın o spor salonundaki aletler hikaye, dışarıda olacaksın kazma kürek ne dert kalır nede tasa
Evet haklısınız. ama spor salonu da faydalı şimdi inkar etmemek lazım.
 
valla kapatıcı falan olmuyor ya kabarık kocaman geçmiyor. aşırı derin.
Neydi derdinde kestin kendini gardaş öyle, dünyanın sazından hepimiz kurtulacaz bir gün, aha geldik gidiyoruz, ne dedi orhan baba doğduk isteyerekmi ölürsek bileceksin gideriz ağır ağır hedefi görerekmi ?
 
Dediklerinize katılıyorum. Yazarken bahsetmek istediğim sey meditasyonlari suçlamak değildi zaten bir yılı aşkın süredir meditasyonlar olsun veya olmasın kendimi jiletlemedim. Öyle anlarda kalkıp şınav çekmeyi düşünebilmek mümkün olmuyor. Uzun zamandır daha iyiyim aslında sadece böyle bir sürecin tekrar başına giriyor gibi hissettim. Kendime zarar vermeyebilirim 1,5 yıl kadar yapmadığım bir şey sonuçta ama neden aklıma ilk bu geliyor ve düşüncesi beni rahatlatıyor çözmek istiyorum.
Yaşadığınız şeyler için gerçekten üzüldüm ama güçlü birisine benziyorsunuz eminim hayatınız daha güzel yollarda devam edecektir.
Biliyorum biliyorum, 1 yıldır kendinize zarar vermemeniz çok güzel bir şey. Bakın kendimi hiç jiletlememiş olsam da o durumu anlayabiliyorum, biliyorum, ben de kendimi paramparça etmek istediğim zamanlardan geçtim ama az biraz sakinleşip o durum üstüne düşünme imkanı buldum; bunu çok kez tekrarlayınca da bir alışkanlık oldu. Mesela ben kendimi jiletlemedim diyorum ama jiletledim, yine de sizin gibi cıvkını çıkararak yapmadım bunun; daha ziyade durumun analizini ve neyin ne olduğunu incelemek için parmağıma yahut vücudumun görünmeyen yerlerine ufak tefek kesikler attım ve bu hissiyat üzerine düşündüm.

Self-Harm denilen şey gayet Mars enerjisinin ters tepmesiyle ilgili bir durum. Hem Kök Çakra hem de Sakral Çakra ile bağlantılı. O acı çekem durumunda vücudunuza kesik atınca Mars tarafından yönetilmiş bir eylem gerçekleştirmiş oluyorsunuz ve yine Mars tarafından yönetilen Sakral Çakra ile ilgili bir şey yapmış oluyorsunuz; çünkü duygusal acı durumunda fiziksel acı çekince insan zevk alıyor! Toplumda self-harm'a sapıklık dendiğini duymuşsunuzdur, biraz eksik ama doğru da denebilir; yine de self-harm sırasında dopamin salgılayıp rahatladığınızı reddedemezsiniz.

Bakın, bugün ben de çıkmazda hissettim; ayrıca çok acı verici bir hisse saplandım. Çıkmazda hissetmek hiç Mars'a yönelik bir davranış değildir keza Mars bir duvara toslarsa anında toparlanıp diğer duvarı delmek için oraya yönelir. Mesela ben de self-harm yapıp kendi içime çökebilirdim adeta fakat gidip çok beklenmedik ve aslına bakarsanız büyük bir davranış sergileyerek o acı durumunu anında rahatlamaya çevirdim. Mesela örnek veriyorum, Lise sınavı sizi streslendiriyor ve kendinizi deşmek istiyorsunuz; bir anda zank diye küs olduğunuz bir arkadaşınıza barış mesajı atarak Mars enerjisini yönlendirebilirsiniz.

Bu arada Mars enerjisini yönlendirmenin en iyi yolu savaşmaktır. Self-Harm bile bir tür kendi kendine savaş durumudur, duygusallık gibi dişil bir olgunun artması neticesinde ruh kendini dengelemek isteyerek self-harm gibi eril bir eyleme başvurabilir. Fakat self-harm iğrenç bir şey, günümüzde elimize kılıç alıp savaşmak da mümkün değil; o zaman kendi hayatınız için savaşmaktan başka çareniz yok. Ne bileyim, sınavlarda herkesi geçin; sonra spor falan yapın, güzel ve ani kararlar verip kafanızı meşgul edin; ne bileyim, neden yarın Latince öğrenmeye başlamıyorsunuz ki? Alın size Mars enerjisini yönlendirmek için güzel yöntemler. Üstelik bunları yapınca başarısız olsanız dahi kolunuz tırtıklı patatese benzemeyecek ve iyi kötü ruhaniyette de gelişmiş olacaksınız.

Güzel dilekleriniz için de teşekkür ederim, dilerim Tanrıların izniyle siz de güzel yollara girersiniz.
 
Vücudunda iz kalır ne yapıyorsun? Jiletle mi yapıyorsun? Ben başlıktan self-sabotage tarzı bişe anlamıştım...Kendine bunu yapmak için fazla değerlisin.

Benim de benzer davranışlarım vardı tabi motivasyonlarım karışıktı bunları yaparken. Cidden delilik. ''Bunu yapmak için fazla güzelim'' aklına böyle bir şey gelirse kendine bunu hatırlat. Sadece bedenim değil,ruhum, bilgilerim ve erdemlerim...Kendin hakkında böyle iyi konuşmak egoizm olmamalı, Çok new age gelebilir ama sözler gerçekten gerçekliğine açılan bir kapı. Yani mesela dün akşam makarna yedim, tam da beni korkutan cinste bir şeydi. Ama onu çıkarmak ve o acıyı çekmek için fazla güzelim. Kendime makarnayı çok görmek için de fazla güzelim.

Sen de öyle düşün,öyle söyle. Ruhaniyette ilerliyorsun, kendi hayatını inşa ediyorsun. Enerjini başkalarından alıp kendine koy. Kendini kesmeye değil onu faydalı işlere yöneltmeye çalış. Mars mantrası ve serbest çalışmalar kullanabilirsin. Olumalama olarak da ''Potansiyelimi ve Mars enerjimi kendi yararıma kullanıyorum.'' diyebilirsin. Jüpiter karesi yapıp ''Bana hizmet etmeyen düşünce ve davranışlarımdan kalıcı olarak arınıyor, Tanrıların ışığına bağlanıyorum'' diyebilirsin.

Böyle bir şey yaşamak zorunda olduğun için üzgünüm. Ergenlik ya da saçmalık olarak görmüyorum ama seni sinirlendiren insanlar ya da olaylar için kendini kesemezsin. Bunun için fazla güzelsin ve değerlisin yani.
Çok teşekkür ederim bunu okumak beni cidden çok mutlu hissettirdi 😭💓 Bakış açınız çok tatlı bende böyle düşünmek için çabalıyacağım
 
Biliyorum biliyorum, 1 yıldır kendinize zarar vermemeniz çok güzel bir şey. Bakın kendimi hiç jiletlememiş olsam da o durumu anlayabiliyorum, biliyorum, ben de kendimi paramparça etmek istediğim zamanlardan geçtim ama az biraz sakinleşip o durum üstüne düşünme imkanı buldum; bunu çok kez tekrarlayınca da bir alışkanlık oldu. Mesela ben kendimi jiletlemedim diyorum ama jiletledim, yine de sizin gibi cıvkını çıkararak yapmadım bunun; daha ziyade durumun analizini ve neyin ne olduğunu incelemek için parmağıma yahut vücudumun görünmeyen yerlerine ufak tefek kesikler attım ve bu hissiyat üzerine düşündüm.

Self-Harm denilen şey gayet Mars enerjisinin ters tepmesiyle ilgili bir durum. Hem Kök Çakra hem de Sakral Çakra ile bağlantılı. O acı çekem durumunda vücudunuza kesik atınca Mars tarafından yönetilmiş bir eylem gerçekleştirmiş oluyorsunuz ve yine Mars tarafından yönetilen Sakral Çakra ile ilgili bir şey yapmış oluyorsunuz; çünkü duygusal acı durumunda fiziksel acı çekince insan zevk alıyor! Toplumda self-harm'a sapıklık dendiğini duymuşsunuzdur, biraz eksik ama doğru da denebilir; yine de self-harm sırasında dopamin salgılayıp rahatladığınızı reddedemezsiniz.

Bakın, bugün ben de çıkmazda hissettim; ayrıca çok acı verici bir hisse saplandım. Çıkmazda hissetmek hiç Mars'a yönelik bir davranış değildir keza Mars bir duvara toslarsa anında toparlanıp diğer duvarı delmek için oraya yönelir. Mesela ben de self-harm yapıp kendi içime çökebilirdim adeta fakat gidip çok beklenmedik ve aslına bakarsanız büyük bir davranış sergileyerek o acı durumunu anında rahatlamaya çevirdim. Mesela örnek veriyorum, Lise sınavı sizi streslendiriyor ve kendinizi deşmek istiyorsunuz; bir anda zank diye küs olduğunuz bir arkadaşınıza barış mesajı atarak Mars enerjisini yönlendirebilirsiniz.

Bu arada Mars enerjisini yönlendirmenin en iyi yolu savaşmaktır. Self-Harm bile bir tür kendi kendine savaş durumudur, duygusallık gibi dişil bir olgunun artması neticesinde ruh kendini dengelemek isteyerek self-harm gibi eril bir eyleme başvurabilir. Fakat self-harm iğrenç bir şey, günümüzde elimize kılıç alıp savaşmak da mümkün değil; o zaman kendi hayatınız için savaşmaktan başka çareniz yok. Ne bileyim, sınavlarda herkesi geçin; sonra spor falan yapın, güzel ve ani kararlar verip kafanızı meşgul edin; ne bileyim, neden yarın Latince öğrenmeye başlamıyorsunuz ki? Alın size Mars enerjisini yönlendirmek için güzel yöntemler. Üstelik bunları yapınca başarısız olsanız dahi kolunuz tırtıklı patatese benzemeyecek ve iyi kötü ruhaniyette de gelişmiş olacaksınız.

Güzel dilekleriniz için de teşekkür ederim, dilerim Tanrıların izniyle siz de güzel yollara girersiniz.
Teşekkür ederim bakış açınız çok güzel 🫶🏻
 
Biliyorum biliyorum, 1 yıldır kendinize zarar vermemeniz çok güzel bir şey. Bakın kendimi hiç jiletlememiş olsam da o durumu anlayabiliyorum, biliyorum, ben de kendimi paramparça etmek istediğim zamanlardan geçtim ama az biraz sakinleşip o durum üstüne düşünme imkanı buldum; bunu çok kez tekrarlayınca da bir alışkanlık oldu. Mesela ben kendimi jiletlemedim diyorum ama jiletledim, yine de sizin gibi cıvkını çıkararak yapmadım bunun; daha ziyade durumun analizini ve neyin ne olduğunu incelemek için parmağıma yahut vücudumun görünmeyen yerlerine ufak tefek kesikler attım ve bu hissiyat üzerine düşündüm.

Self-Harm denilen şey gayet Mars enerjisinin ters tepmesiyle ilgili bir durum. Hem Kök Çakra hem de Sakral Çakra ile bağlantılı. O acı çekem durumunda vücudunuza kesik atınca Mars tarafından yönetilmiş bir eylem gerçekleştirmiş oluyorsunuz ve yine Mars tarafından yönetilen Sakral Çakra ile ilgili bir şey yapmış oluyorsunuz; çünkü duygusal acı durumunda fiziksel acı çekince insan zevk alıyor! Toplumda self-harm'a sapıklık dendiğini duymuşsunuzdur, biraz eksik ama doğru da denebilir; yine de self-harm sırasında dopamin salgılayıp rahatladığınızı reddedemezsiniz.

Bakın, bugün ben de çıkmazda hissettim; ayrıca çok acı verici bir hisse saplandım. Çıkmazda hissetmek hiç Mars'a yönelik bir davranış değildir keza Mars bir duvara toslarsa anında toparlanıp diğer duvarı delmek için oraya yönelir. Mesela ben de self-harm yapıp kendi içime çökebilirdim adeta fakat gidip çok beklenmedik ve aslına bakarsanız büyük bir davranış sergileyerek o acı durumunu anında rahatlamaya çevirdim. Mesela örnek veriyorum, Lise sınavı sizi streslendiriyor ve kendinizi deşmek istiyorsunuz; bir anda zank diye küs olduğunuz bir arkadaşınıza barış mesajı atarak Mars enerjisini yönlendirebilirsiniz.

Bu arada Mars enerjisini yönlendirmenin en iyi yolu savaşmaktır. Self-Harm bile bir tür kendi kendine savaş durumudur, duygusallık gibi dişil bir olgunun artması neticesinde ruh kendini dengelemek isteyerek self-harm gibi eril bir eyleme başvurabilir. Fakat self-harm iğrenç bir şey, günümüzde elimize kılıç alıp savaşmak da mümkün değil; o zaman kendi hayatınız için savaşmaktan başka çareniz yok. Ne bileyim, sınavlarda herkesi geçin; sonra spor falan yapın, güzel ve ani kararlar verip kafanızı meşgul edin; ne bileyim, neden yarın Latince öğrenmeye başlamıyorsunuz ki? Alın size Mars enerjisini yönlendirmek için güzel yöntemler. Üstelik bunları yapınca başarısız olsanız dahi kolunuz tırtıklı patatese benzemeyecek ve iyi kötü ruhaniyette de gelişmiş olacaksınız.

Güzel dilekleriniz için de teşekkür ederim, dilerim Tanrıların izniyle siz de güzel yollara girersiniz.
Ben hiç öyle çıkmazlara girmedim, herkesde böyle şeyler yaşamak zorunda değil, şu hayatı siz fazla ciddiye alıyorsunuz, arkadaşlar hayatı ciddiye almayın, bu hayatın duyguları yok duygusuz, duygu sizde var hayatı anlamlandıran sizsiniz hayatın kendisi anlamsız, onun için niye böyle niye şöyle oldu diye kendinizi kesmeyin, insanda bütün tabuları yıkacak feraset vardır, kimse kimseye özenmesin o kolunu kesiyor bende keseyim, bu bir gelenektir ona bakarsanız bunun asıl babası isaya bakın çarmıhta onun gibi kendini kesen varmı ? birde aşuraya bakın kerbalaya kendilerini nasıl zincirliyorlar, nasıl kafalarına bıçakla vuruyorlar, bu özentilerin arkasında yahudilerin olduğunu unutmayın, kendini jlletlemek faça bedene acı vermek, çarmihtaki ucubeye bakın aynı kerbala yaslarına bakın aynı, Tanrı/çalarda böyle birşey yok pusulayı şaşırmayın Kayre ZEUS !
 
Ben hiç öyle çıkmazlara girmedim, herkesde böyle şeyler yaşamak zorunda değil, şu hayatı siz fazla ciddiye alıyorsunuz, arkadaşlar hayatı ciddiye almayın, bu hayatın duyguları yok duygusuz, duygu sizde var hayatı anlamlandıran sizsiniz hayatın kendisi anlamsız, onun için niye böyle niye şöyle oldu diye kendinizi kesmeyin, insanda bütün tabuları yıkacak feraset vardır, kimse kimseye özenmesin o kolunu kesiyor bende keseyim, bu bir gelenektir ona bakarsanız bunun asıl babası isaya bakın çarmıhta onun gibi kendini kesen varmı ? birde aşuraya bakın kerbalaya kendilerini nasıl zincirliyorlar, nasıl kafalarına bıçakla vuruyorlar, bu özentilerin arkasında yahudilerin olduğunu unutmayın, kendini jlletlemek faça bedene acı vermek, çarmihtaki ucubeye bakın aynı kerbala yaslarına bakın aynı, Tanrı/çalarda böyle birşey yok pusulayı şaşırmayın Kayre ZEUS !
Bir çocuk sıcak tavaya elini basmadan nasıl sıcak tavanın elini yakacağını öğrensin ki? Eğer çocuk sıcak tavaya elini basmazsa belki 30 yaşında bir adam olduğunda basıp dalga konusu haline gelecek. Çileciliğin ve kendine acı çektirerek ruhani gelişim kazanmaya çalışanları son nefesime kadar kınayacağım, o konuda size hak veriyorum fakat benim dediklerimin çok da o konuyla alakası yok. Bazı insanların böyle sorunları oluyor, yazdığım şeyler de onları bağlar.
Bu arada acı çekmenin doğru koşullarda gerçekleştiğinde genel olarak insan ruhunu terbiye edip geliştirdiğine dair inancım tam, güllük gülistanlık yat babam yat hayat yaşayıp Tanrılığa erişme imkanı yok zaten. Çektiği acının boyutu ne olursa olsun asaletini koruyabilen bir ruh ise yükselen bir ruhtur, ama bu acı fiziksel değil ruhsal ve duygusal olmalı diye düşünüyorum. Zeus Babamız da şiirinde "Ve ben ki başta ağlayanım" diyor.

Hayatı ciddiye almamak da doğru bir bakış açısı değil. Fazla hedonist ve çocuksu. Hayatı ciddiye almayacaksak gidip en aşırı maddi zevklerin peşinde koşup Andrapod haline gelebiliriz, gerçi kendine Zevist diyen kimse böyle bir yaşam sürmeyi kendine yediremeyecektir fakat siz anladınız.
 
Bir çocuk sıcak tavaya elini basmadan nasıl sıcak tavanın elini yakacağını öğrensin ki? Eğer çocuk sıcak tavaya elini basmazsa belki 30 yaşında bir adam olduğunda basıp dalga konusu haline gelecek. Çileciliğin ve kendine acı çektirerek ruhani gelişim kazanmaya çalışanları son nefesime kadar kınayacağım, o konuda size hak veriyorum fakat benim dediklerimin çok da o konuyla alakası yok. Bazı insanların böyle sorunları oluyor, yazdığım şeyler de onları bağlar.
Bu arada acı çekmenin doğru koşullarda gerçekleştiğinde genel olarak insan ruhunu terbiye edip geliştirdiğine dair inancım tam, güllük gülistanlık yat babam yat hayat yaşayıp Tanrılığa erişme imkanı yok zaten. Çektiği acının boyutu ne olursa olsun asaletini koruyabilen bir ruh ise yükselen bir ruhtur, ama bu acı fiziksel değil ruhsal ve duygusal olmalı diye düşünüyorum. Zeus Babamız da şiirinde "Ve ben ki başta ağlayanım" diyor.

Hayatı ciddiye almamak da doğru bir bakış açısı değil. Fazla hedonist ve çocuksu. Hayatı ciddiye almayacaksak gidip en aşırı maddi zevklerin peşinde koşup Andrapod haline gelebiliriz, gerçi kendine Zevist diyen kimse böyle bir yaşam sürmeyi kendine yediremeyecektir fakat siz anladınız.
Hayatı ciddiye almayın derken orda hatam oldu, aslında şu anki sistemi ciddiye almayın diyecektim, bu sistem ve içindekiler, bende çok duygusal bir insanım ağlarım, neden ağlarım adaletsizliğe yanlış sisteme kul olmuş insanlara ağlarım isyan ederim, ama bu şerefsiz sistem için kendimi kesmem savunmaya geçerim, 11 adamla defans yaparım fırsatını bulunca kontra atağa geçerim, bu 11 insan kimdir, kadim insanlar bu memleketin bağrından çıkmış ozanlar, halk insanları hayatla savaşmış insanlar, köyde tarlada çalışmış insanlar, inşaat da alinteti döken insanlar, bunlar savaşçıdır, zor durumlarda eski tüfekler sahneye çıkar, işte bu tam defanstır kültürel yozlaşmaya karşı, atasözleri bu toprağın dili bu memleketin insanı, mayamız sağlam olacak köklerimiz sağlam olacak ki rüzgarlarda kasırgalarda devrilmeyelim, bedenimize zarar vermeyelim, bu bedene zarar vermenin ağababasi çarmıhta ve türevleri şialar, aşura façacilar ve diğer jiletcilerde bu yahudi geleneğine özeniyorlar, işte bizler kahrimen kahraman diyorsunuz ya o ne demektir biliyormusunuz, acıları göğüsleyen insanlara bizim köyde kahrimen derler kahrı çeken demektir, bizler hayatın zillesini yemiş kahrimen insanlarız, ama boyun eğmiş değiliz
 
Bir çocuk sıcak tavaya elini basmadan nasıl sıcak tavanın elini yakacağını öğrensin ki? Eğer çocuk sıcak tavaya elini basmazsa belki 30 yaşında bir adam olduğunda basıp dalga konusu haline gelecek. Çileciliğin ve kendine acı çektirerek ruhani gelişim kazanmaya çalışanları son nefesime kadar kınayacağım, o konuda size hak veriyorum fakat benim dediklerimin çok da o konuyla alakası yok. Bazı insanların böyle sorunları oluyor, yazdığım şeyler de onları bağlar.
Bu arada acı çekmenin doğru koşullarda gerçekleştiğinde genel olarak insan ruhunu terbiye edip geliştirdiğine dair inancım tam, güllük gülistanlık yat babam yat hayat yaşayıp Tanrılığa erişme imkanı yok zaten. Çektiği acının boyutu ne olursa olsun asaletini koruyabilen bir ruh ise yükselen bir ruhtur, ama bu acı fiziksel değil ruhsal ve duygusal olmalı diye düşünüyorum. Zeus Babamız da şiirinde "Ve ben ki başta ağlayanım" diyor.

Hayatı ciddiye almamak da doğru bir bakış açısı değil. Fazla hedonist ve çocuksu. Hayatı ciddiye almayacaksak gidip en aşırı maddi zevklerin peşinde koşup Andrapod haline gelebiliriz, gerçi kendine Zevist diyen kimse böyle bir yaşam sürmeyi kendine yediremeyecektir fakat siz anladınız.
Hayır karıştırıyorsunuz. Acı çekmek bizi büyütmez çünkü acı ömür boyu çekilebilir önemli olan acıdan Kurtulmak. Kaçmak değil kurtulmak. Acı bize elbette çok şey öğretir ama bu öğretiği bilgiler yanlızca kurtulmaya çalışma amacı ve çabası olmaz acı bize aynı dersi ve bilgiyi verir. Önemli olan Şey ilerlemek ve çabalamaktır. Hemen hemen başımıza gelen her olay karmik veya doğal ya da bizim kendi hatamızdır belirli dersler çıkartırız ama bunlarız üstesinden gelmediğimiz sürece aynı yerde kalırız.

Hedonistik çok ayıp birşey değildir. Sanılanın aksine kişinin daha iyi bir yaşam kalitesine sahip olması için kampçılayan ve ufku açan ve aynı zamanda kendisini bu hayatı cennete çevirebilen bir şeydir. Düşmanın görüşüne göre bu oburluk ve aç gözlülük günahlarının dışa vurumudur ve onlara bu köreltilmelidir. Bana göre ise fazlasıyla olumlu ve doğrudur.
 
Hayır karıştırıyorsunuz. Acı çekmek bizi büyütmez çünkü acı ömür boyu çekilebilir önemli olan acıdan Kurtulmak. Kaçmak değil kurtulmak. Acı bize elbette çok şey öğretir ama bu öğretiği bilgiler yanlızca kurtulmaya çalışma amacı ve çabası olmaz acı bize aynı dersi ve bilgiyi verir. Önemli olan Şey ilerlemek ve çabalamaktır. Hemen hemen başımıza gelen her olay karmik veya doğal ya da bizim kendi hatamızdır belirli dersler çıkartırız ama bunlarız üstesinden gelmediğimiz sürece aynı yerde kalırız.

Hedonistik çok ayıp birşey değildir. Sanılanın aksine kişinin daha iyi bir yaşam kalitesine sahip olması için kampçılayan ve ufku açan ve aynı zamanda kendisini bu hayatı cennete çevirebilen bir şeydir. Düşmanın görüşüne göre bu oburluk ve aç gözlülük günahlarının dışa vurumudur ve onlara bu köreltilmelidir. Bana göre ise fazlasıyla olumlu ve doğrudur.
Buna hak veriyorum, aslında basitçe "eşeğe ne kadar vurursanız vurun eşek eşektir" sözüyle bunu açıklayabiliriz. Acı dediğiniz gibi çok şey öğretir, bizi acı değil öğrenme büyütür fakat herkes acı çekerek öğrenemez. Bu kişilik meselesi diyebilirim, bazı insanlar "Acı çekiyorum da hayat böyle, ne yapayım; katlanacağız" diyor. Burada size hak veriyorum işte, o bazı insanlar gibi dersek acıdan kaçmış oluruz; ders çıkarmak ve üstesinden gelmek de bizi kurtarır.

Bence Hedonizm'i farklı seviyelerde ele almalıyız. Kendini tamamen zevkten mahrum bırakan biri de, kendini tamamen zevke veren biri de eşit derecede değersizdir. Ben biraz uç örnek vererek zevk için kendi vücut uzuvlarını kesen, paslı çivilerin üstünde seks yapan manyak varlıklardan bahsettim; fakat doğru kıvamda hedonistlik güzeldir ki bence hepimizde olmalıdır. Mesela ben her Zevistin kendi ayakları üstünde durup mermer heykel gibi parlamasını isterim ama eğer kişide kibir, açgözlülük, hırs, bencillik ve bunun gibi şeyler yoksa dediğim gibi 'parlak' görünüme de kavuşamaz. Mesela ben 10.000+ kitap okumuş olayım, bunu kendi içime atsam ne yazar ki? Bir şekilde dışarı yansıtıp göstermem lazım, bu da kibir ve bencillik gerektirir. O yüzden haklısınız.
 
Hemen hemen başımıza gelen her olay karmik veya doğal ya da bizim kendi hatamızdır belirli dersler çıkartırız ama bunlarız üstesinden gelmediğimiz sürece aynı yerde kalırız.
Aslında çok iyi bir haritanız da olsa bazen sadece yıldızların güncel pozisyonu kötüdür. Buna çok şahit oldum. Her olay karmik deiğildir. Karimk olduğunu anlamak için çok üst düzey bir ruhani bilgiye sahip olmanıza gerek yok. ''Ben neden hep bunu yaşıyorum yaa'' diyorsanız karmiktir. Tabi karmik olaylar kendini farklı da gösterebiliyor. Mesela ic noktanız çok seyahat etmenizi barındırıyor, negatif bir karmanız varsa bunun bedelini genç yaşta evden atılarak ödemeniz olasıdır. Bedel ödendikten sonra kişi turnelere çıkan veya sık sık iş için seyahat eden bir hayat da yaşayabilir. Ama dediğim gibi bazen sadece yıldızlar kötüdür bunun üzerinden de korunma aurası yaparak gelinebilir elbette
Hedonistik çok ayıp birşey değildir. Sanılanın aksine kişinin daha iyi bir yaşam kalitesine sahip olması için kampçılayan ve ufku açan ve aynı zamanda kendisini bu hayatı cennete çevirebilen bir şeydir. Düşmanın görüşüne göre bu oburluk ve aç gözlülük günahlarının dışa vurumudur ve onlara bu köreltilmelidir. Bana göre ise fazlasıyla olumlu ve doğrudur.
Denge olması lazım yoksa evren sizi nötürlemek için size bunlar üzerinden acı yaşatır...Bildiğim kadarıyla hedonistler ''denge'' gibi ruhani değerlerle ilgilenmiyorlar. Bir sonraki hayatlarına da yine bununla doğacaklar, artıları: her şey daha basit; eksileri: her şeyin içi boş ve anlamsız. Tabi bu genel özel olarak ne yaptıklarına göre de şekilleniyor.

Sizin noktanızı anladım ama Akrep ve Boğa aksını dengelemek adına hem ruha hem bedene önem ermek gerekiyor. Akrep acıdır, boğa zevtir hattaha ying yang oldukları için dengelenmezlerse Acı bir süre sonra zevk, zevk bir süre sonra acı verir
 
Aslında çok iyi bir haritanız da olsa bazen sadece yıldızların güncel pozisyonu kötüdür. Buna çok şahit oldum. Her olay karmik deiğildir. Karimk olduğunu anlamak için çok üst düzey bir ruhani bilgiye sahip olmanıza gerek yok. ''Ben neden hep bunu yaşıyorum yaa'' diyorsanız karmiktir. Tabi karmik olaylar kendini farklı da gösterebiliyor. Mesela ic noktanız çok seyahat etmenizi barındırıyor, negatif bir karmanız varsa bunun bedelini genç yaşta evden atılarak ödemeniz olasıdır. Bedel ödendikten sonra kişi turnelere çıkan veya sık sık iş için seyahat eden bir hayat da yaşayabilir. Ama dediğim gibi bazen sadece yıldızlar kötüdür bunun üzerinden de korunma aurası yaparak gelinebilir elbette

Denge olması lazım yoksa evren sizi nötürlemek için size bunlar üzerinden acı yaşatır...Bildiğim kadarıyla hedonistler ''denge'' gibi ruhani değerlerle ilgilenmiyorlar. Bir sonraki hayatlarına da yine bununla doğacaklar, artıları: her şey daha basit; eksileri: her şeyin içi boş ve anlamsız. Tabi bu genel özel olarak ne yaptıklarına göre de şekilleniyor.

Sizin noktanızı anladım ama Akrep ve Boğa aksını dengelemek adına hem ruha hem bedene önem ermek gerekiyor. Akrep acıdır, boğa zevtir hattaha ying yang oldukları için dengelenmezlerse Acı bir süre sonra zevk, zevk bir süre sonra acı verir
Siz bunları öğreniyorsunuz bu astroioloji çok karışık, bir konu ben anlayamıyorum
 
Siz bunları öğreniyorsunuz bu astroioloji çok karışık, bir konu ben anlayamıyorum
Siz bunları nereden oğrenıyorsunuz,
İnanın ben de bilmiyorum. 13 Yaşımdan beri ilgileniyorum ama sonu hiç gelmiyor her zaman hiçbir şey bilmediğimi hissediyorum. Kitaplar okudum, sevdiğim yerli\yabancı astrologlara mail yoluyla ulaşıyorum. Bozulmaya çok açık kaynaklar da az o sebeple deneme yanılma yaparak elde ediyorum. Geçmiş transitlere yıldızlara bakıyorum. Kendi öğrendiklerimi de ayrı bir yere, kehanetlerimi ayrı bir yere yazıyorum. Asla bitmiyor ama bundan memnunum.
 
Denge olması lazım yoksa evren sizi nötürlemek için size bunlar üzerinden acı yaşatır...Bildiğim kadarıyla hedonistler ''denge'' gibi ruhani değerlerle ilgilenmiyorlar. Bir sonraki hayatlarına da yine bununla doğacaklar, artıları: her şey daha basit; eksileri: her şeyin içi boş ve anlamsız. Tabi bu genel özel olarak ne yaptıklarına göre de şekilleniyor.

Sizin noktanızı anladım ama Akrep ve Boğa aksını dengelemek adına hem ruha hem bedene önem ermek gerekiyor. Akrep acıdır, boğa zevtir hattaha ying yang oldukları için dengelenmezlerse Acı bir süre sonra zevk, zevk bir süre sonra acı verir
Evet evren acı yaşatır ama acı sizin gelişmenizi sağlayan şey değildir. Bakın patronunuz size bir iş veriyor bu işi başaramazsınız terfi alamazsınız ve bu uzun süre alırsa kovulursunuz çözüm bulmalısız ki işi yaparken daha kolay yapabilmeyi öğreneceksiniz sonrasında bunu uygulamaya dökeceksiniz ondan hızlanacaksınız ve terfi alacaksınız yani acıyı tadacaksınız, onun üstesinden gelmeyi öğreneceksiniz ve bu öğrendiğini kullanıp acıdan kurtulup mutlu olacaksınız. Yani buradaki öğrenme işi büyük tabloya bakabilen bizlerde yoksa gerçekten o tablodaki yağlı boyalı figür olarak kalıp kader böyleymiş deriz. Ki kader bize yardımcı olmayan bir unsurdur. Yani kader bir sopa ve yanlızca biz onu eyrelterek bir mızrak haline getiriyoruz.

(Bu arada silah yapımlarını veya heykel yapıplarını alegorik olarak irade ile kendimize göre yapılandırma olarak görüyorum. Ama bu başka bir zamanın konusu.)

Buna hak veriyorum, aslında basitçe "eşeğe ne kadar vurursanız vurun eşek eşektir" sözüyle bunu açıklayabiliriz. Acı dediğiniz gibi çok şey öğretir, bizi acı değil öğrenme büyütür fakat herkes acı çekerek öğrenemez. Bu kişilik meselesi diyebilirim, bazı insanlar "Acı çekiyorum da hayat böyle, ne yapayım; katlanacağız" diyor. Burada size hak veriyorum işte, o bazı insanlar gibi dersek acıdan kaçmış oluruz; ders çıkarmak ve üstesinden gelmek de bizi kurtarır.

Bence Hedonizm'i farklı seviyelerde ele almalıyız. Kendini tamamen zevkten mahrum bırakan biri de, kendini tamamen zevke veren biri de eşit derecede değersizdir. Ben biraz uç örnek vererek zevk için kendi vücut uzuvlarını kesen, paslı çivilerin üstünde seks yapan manyak varlıklardan bahsettim; fakat doğru kıvamda hedonistlik güzeldir ki bence hepimizde olmalıdır. Mesela ben her Zevistin kendi ayakları üstünde durup mermer heykel gibi parlamasını isterim ama eğer kişide kibir, açgözlülük, hırs, bencillik ve bunun gibi şeyler yoksa dediğim gibi 'parlak' görünüme de kavuşamaz. Mesela ben 10.000+ kitap okumuş olayım, bunu kendi içime atsam ne yazar ki? Bir şekilde dışarı yansıtıp göstermem lazım, bu da kibir ve bencillik gerektirir. O yüzden haklısınız.


“Güzel olan ölçülü, uyumlu ve orantılı olandır.” -Büyük Öğretmen Platon.
Hayat ile ilgili her türlü konuya ve aynı şekilde hedonizme bu şekilde yaklaşılmalıdır. Leydi Afrodit Aşk ve Güzellik tanrıçasıdır. Güzel olan iyidir. Bana göre hedonistik yani Hazcılık veya Haz, Delight bir Duygudur, kavram. Güzel bir şekilde kullanabildiğimizde bizim yaşam kalitemizi ve sevincimizi artırır. Bunu demeye çalışmıştım. Eğer Güzellik erdemiyle bunu kullanmazsak büyük ihtimalle delilik oluşturur.

Kibirlik ve bencillik bilemem. Safi olarak kötü değil ama yani onları doğru tutmak gerekir. Lord Poseidon temiz suların, derinliklerin ve Atların tanrısıdır (yanlışım yoktur umarım çünkü ben Lord Poseidon'u bu şekilde ele alıyorum) ve bu bana göre duyguların temsildir, derinlikler iç dünyamızın, temiz sular ise bilincimizi. Şöyle bunların hepsini doğru bir orantıda kullanabilmek gerekir bu önemlidir. Önce Kendi iç dünyamızı yönetimini tam kapsamlı bir şekilde ele almalı, sonra bilincimizi kavramalı ve bunlarada duygularımızı hizalamalıyız. Bu aynı zamanda diplerden yükselebilmeyi de temsil eder.
(Umarım bir yanlışım yoktur.)
 

Al Jilwah: Chapter IV

"It is my desire that all my followers unite in a bond of unity, lest those who are without prevail against them." - Shaitan

Back
Top