Eğer kişi hiçbir şeye yetişemiyor veya yetişemeyecek gibi hissediyorsa, bunun iki sebebi vardır.
İlk sebep şudur: Kişi, zamanla beraber ilerlemek yerine zamanın yapısını veya algısını değiştirmeye çalışıyor demektir.
Zaman hızlı geçmiyor. Zaman yavaş da geçmiyor. Zaman sadece geçiyor. İnsan, dur durak bilmeden akan zamana bağlı olan bir varlıktır. Dolayısıyla bizler zamanın içerisindeyiz, zamanın kurallarına uygun olarak oynamak zorundayız. Okyanus canlıları, okyanus hakkında şikayette bulunabilir mi? Okyanus bunu bilmez, okyanus sadece akar ve gider.
Dolayısıyla zamanın geçmesi hakkında tedirgin olmak yerine, zamanın gemisine binin ve yolculuğunuza devam edin. Bu konudaki diğer her şey dikkat dağıtıcı bir unsur olacak ve sizi bu çok bariz gerçekten alıkoyacaktır. Doğduğumuz andan itibaren başlayan bir sayaç var ve her şey, bu sayaç çalışmaya devam ederken ne yaptığımızdan ibarettir.
Yukarıdaki anlayış kavrandığında, ikinci sebep açılır ve bu ikinci sebep şudur: Kişi, zamanını doğru yönetemiyor demektir.
Zaman yönetimi, modern dünyada değerini yitirmiş bir kavram ancak zamanı doğru yönetmeden hayatta neyi başarabilirsiniz? Hiçbir şeyi. Zaman, ömür içerisinde tükenen bir şeydir ve en değerli kaynaklarımızdan biridir. Dolayısıyla bu kaynağı doğru kullanmak, doğru yerlere odaklamak ve bu kaynağın verimini artırmak çok ama çok önemlidir.
Bunun nasıl yapılabileceğinin farklı yolları vardır ve bu, kişiden kişiye göre değişir. Herkes, bunun üzerine düşünmeli ve hayatını düzene sokmalıdır. Ardından, daha verimli işleyen varlıklar olabilir, daha az sürede daha çok şey başarabilir ve bunu yeterince uzun süre yaptığımızda da Altın Çağ'ı inşa eden ve Tanrılığa yükselen varlıklara dönüşebiliriz.