Welcome to our New Forums!

Our forums have been upgraded and expanded!

Eski Türk Tamgalarının Anlamları

Elteber

New member
Joined
Jul 19, 2024
Messages
2
Bu yazıda, Eski Türk Rünlerinin ne olduğu, anlamları, muhtemel majikal işlevleri ve kullanımları ele alınacaktır. Ancak, bu yazının amacı Türk Rünlerini Futhark veya diğer güç sözcüklerine alternatif olarak sunmak değil, Türk kültürüne ait bu zenginliğin bilinmesini sağlamaktır. Necronomicon, Futhark veya mantralardan daha iyi bir yöntem olduklarını iddia etmiyorum. Yine de, (sadece araştırma amacıyla) birilerinin bu rünleri deneyip tecrübelerini paylaşmasını isterim, çünkü yazıda paylaşılanların büyük bir kısmı dilden gelen bilgiler, birtakım okültistlerin fikirleri, benim düşüncelerim ve rün şekillerinden temellendirilmektedir. Yani yanlışların giderilmesi için daha fazla insanın tecrübesi gerekmekte. Tekrar üstüne basmak istiyorum, bu sadece araştırma amaçlı bir talep. Kimsenin mevcut metotlarını değiştirmesine gerek yok veya kimseyi bu rünleri kullanmaya zorlamıyorum. Sadece meraklıların deneyip tecrübelerini paylaşmalarının bilgi birikimimize olumlu katkı yapacağını vurguluyorum. İkinci bir uyarı olarak, yazının hacmini aşırı uzatmamak amacıyla Eski Türk Tamgalarının/Rünlerinin tarihçesini ve konu hakkında yapılan araştırmaları detaylı olarak anlatmayacağım. Özet olarak birkaç bilgi verip kendi fikrimi belirtecek, sonra rünleri ele almaya geçeceğim. Özet olmasına rağmen yine de uzun olan bu kısmı merak etmeyenler direkt analiz bölümüne geçebilirler.

Orhun Alfabesi, Eski Türk Rünleri veya Eski Türk Tamgaları/Damgaları olarak bilinen bu alfabe, milattan sonra 8. yüzyıla tarihlendirilmektedir. Oldukça geç bir zaman dilimi gibi görünse de rünlerin Orta Asya'da çok daha erken tarihlerde bulunduğuna ilişkin arkeolojik verilere sahibiz. Bildiğim kadarıyla, Çin kaynaklarına göre Hunların (Türklerin de içinde olduğu bir bozkır konfederasyonuydu ve bazı kaynaklara göre Türk kavimlerinin atalarıydı) milattan sonra 2. yüzyıla tarihlendirilen ve tam olarak çözülemeyen 39 karakterli bir alfabesi bulunuyordu. Bu alfabe Xiongnu-Xianbei alfabesi olarak adlandırılıyor ve Eski Türk Rünleri/Tamgaları ile pek çok benzer karakter paylaşıyor. Üstelik harf sayısının yakınlığı (Türklerde 38, Hunlarda, yanlış bilmiyorsam, 39) aradaki ilişkiyi tam olarak kanıtlamasa da kayda değer bir benzerliktir.

Daha da eskide, milattan önce 5. yüzyıla tarihlendirilen Esik Kurganı'nı görüyoruz. Bu kurganda Saka yazısına ait birkaç örnek ele geçiriliyor ve yine runik yazı kullanıldığını, hatta gümüş çanak üzerinde bulunan bazı karakterlerin hem Xiongnu-Xianbei hem de Eski Türk Rünlerindeki bazı karakterlere benzediğini (𐰍,𐰸,𐰓) görüyoruz. Sakalar Türk veya Asyalı gibi bir iddiada bulunmamakla beraber, Pazırık Kurganından (Pazırık bir Saka kültürü) çıkan mumyanın Asyalı görünmesi ve Doğu İskitleriyle (Çin'in kuzey kısmındaki Saka/İskitler) alakalı genetik arkeolojik çalışmalardan Doğu Sakalarının Asyatik olduklarını biliyoruz. Öte yandan daha batıda kalan İskitler/Sakalar beyazdı. Bu durum, Saka-İskitlerin tipik bir bozkır konfederasyonu olduğunu gösteriyor. Bozkırda güçlü olan bir kabilenin diğerlerini yenerek kendi kültürünü yaydığı ve çok çeşitli etnik kökenlerden halkların tek bir çatı altında toplandığı bu durumlara pek çok defa rastlanır. Aynı kolektif hakimiyet durumu, üstünkörü bir sıralamayla tarihsel olarak şöyle devam edecektir: İskit/Sakalar - Hunlar/Xiongnular - Türkler - Moğollar.

Eski Türk Rünlerine kaynaklık eden diğer bir unsur da tamgalar/damgalar. Tamga veya damga mühür anlamına geliyor, basitçe yönetici soyun veya belirli bir kabilenin sembolleri olarak düşünülebilir. Tamga benzeri çizimler tarih öncesi kaya çizimlerine kadar uzanır ve Türk yazısının muhtemel kaynaklarından biridir. Bu sebepten ben de Türk yazısını bazı araştırmacılar gibi Türk Rünleri yerine Türk Tamgaları veya Kök Tamgalar olarak tanımlamayı tercih ediyorum. Bu yazıda tamga sözcüğüne aşina olmayanlar için her iki tanımlama da kullanılacaktır.

Türk Tamgalarına/Rünlerine geçmeden önce belirtmem gereken birkaç şey daha var. Bu harfler belirli şekillerde gruplandırılmaktalar. Ural-Altay dil ailesi içinde tasnif edilen dillerde ünlü uyumu dediğimiz kurallar görülür. Türk dillerinde de büyük ünlü uyumu (veya kalınlık incelik uyumu) adı verilen bir uyum bulunmaktadır. Bu kuralı basitçe açıklamam gerekirse, bir sözcükteki tüm ünlü harflerin ya kalın ünlü ya da ince ünlü olmasıdır. Ünsüz tamgalardan bir kısmı bu kurala uygun biçimde kalın-ince kutuplu şekildedir. Basit bir örnek üzerinden açıklamam gerekirse, ince eb (𐰋) tamgasının eşleştiği kalın bir ab (𐰉) tamgası bulunmaktadır. Kısacası, "bars" ve "bilge" gibi sözcükler Latin alfabesinde b harfi ile başlarken, Orhun alfabesinde farklı harfler ile başlar.Bu açıdan birbiriyle eşleşen tamgalar arasında anlam ilişkisi olması mümkündür. Bu gruplandırmanın eril/dişil yönleri (yin-yang veya Türklerdeki adıyla yaruk-kararug) veya karşıtlığı ifade ettiği savları bulunmaktadır. Karşıtlık savına katılmakla beraber, eril-dişil yönleri belirttiği konusuna şüpheyle yaklaşıyorum. Bunun haricinde tamgalar tek heceli kelimeler belirtirler. Rünlerde olduğu gibi tamgalar da belirli anlamlara sahiptir. Ayrıca tamgalar sıralanmamışlardır, bu sebeple analiz etmeye tamamen rastgele başlayacağım. Ayrıyeten bizzat Yüksek Rahip HoodedCobra'ya sorduğumda bana bir miktar güç barındırdıklarını söyledi. Ancak başta da özellikle vurguladığım üzere tamgalar mevcut metotlarımızın aksine muğlaktırlar, haklarındaki çoğu şey kesinleşmiş değil ve güç sözcükleri kadar güçlü görünmüyorlar. Yapısal ve tarihsel daha birçok bilgi verebilecek olmakla beraber ruhaniyetin dışına çıkmamak amacıyla burada duruyor ve tamgaların analizlerine geçmeyi tercih ediyorum.


1. Ad (𐰑) ve Ed (𐰓) Tamgalarının/Rünlerinin Çözümlemeleri

Ad tamgasının/rününün (𐰑) herkese tanıdık geleceğine eminim; bu tamga kova burcunun glifine benziyor. Ed tamgası (𐰓) ise Gebo rününü andırıyor. Ad tamgasının (𐰑) ifade ettiği kök, d-y ses dönüşümüne uğrayarak günümüz Türkiye Türkçesine ulaşan ayırmak, ayrılık ve ayak gibi kelimelerde görülüyor. Bu kelimelerde kovanın bağımsızlık, ilerleme gibi konseptlerini görebiliyoruz. Yine bilindiği üzere kova burcu vücutta baldırları ve ayak bileklerini yönetir. Ayak kelimesinin etimolojik olarak Ad tamgasının (𐰑) belirttiği kökten gelmesi oldukça enteresan. Bu tamganın/rünün kova enerjileriyle alakalı olduğunu düşünüyorum. JoS'un takvimlerinde ay kovadayken bağımsızlık çalışmaları yapılır. Bu tamganın tam olarak manası ayırmaktır/ayrılıktır.

Bunun karşıtı olan Ed rünü/tamgası (𐰓) ise şekil ve mana olarak Gebo rününü andırıyor. Bilindiği üzere Gebo evlilik, ittifak, hediye, bağlılık ve bağlamak ile alakalı. Bu konseptler tam olarak Ad tamgasının (𐰑) zıttını oluşturuyor. Ed tamgasının (𐰓) ifade ettiği kök de yine d-y ses dönüşümüne uğrayarak günümüz Türkiye Türkçesine ulaşan eylem kelimesinde görülür. Ed kelime olarak orijinalde "işe yarar şey" demektir. İyi sözcüğü de buradan gelir, orijinali edgüdür. Gebo da yine maddi olarak hediye ve ticaretle alakalıdır. Bu açıdan arada belirgin olmasa da bir ilişki olduğunu düşünüyorum. Tamamen şekle odaklanırsak Ad (𐰑) birbirine temas etmeyen iki ayrıyı belirtirken Ed (𐰓) birbiriyle birleşen iki unsuru belirtir.

Not: Bu ve daha sonraki tamgalarda yapacağım analizlerde, birbirine benzetilen iki sembol arasında tarihsel bir ilişki olmasına gerek yok. Kova glifinin Ad tamgasından geldiğini iddia etmiyorum. Buradaki bağ tamamen okült sebepler ile oluşmaktadır. Ruhaniyet evrenseldir bu sebeple aynı deneyimler benzer sonuçlar/semboller/anlatımlar doğuracaktır.


2.Ab (𐰉) ve Eb (𐰋) Tamgalarının/Rünlerinin Çözümlemeleri

Net şekilde görüldüğü gibi Eb tamgası (𐰋) şekilce Odal rünü (ᛟ) ile birebir aynıdır. Eb kelime olarak bugün Türkiye Türkçesinde b-v ses değişimi ile "Ev" olarak bulunmakta. Ab tamgasıysa (𐰉) Türkiye Türkçesine yine b-v ses değişimi ile "Av" olarak ulaşmış hâldedir. Ab tamgasının Futhark'ta doğrudan bir karşılığı olmamakla beraber, Eb (ᛟ) ile oluşturduğu ikilik sayesinde anlamını kavrayabiliyoruz.

Bilindiği üzere Odal rünü veraset, soy, atalar ve toprakla alakalıdır. Aynı zamanda JoS'taki açıklamada belirtildiği üzere daire/çember ve sınırlarla da ilişkili. Yine ırksal belleğe erişmekte de kullanılabilir. Eb tamgası özelindeki majikal kullanım Odal rünü ile paralel gibi görünüyor, zira hem şekil aynı hem de Ebin anlamı olan "ev" ile Odalın anlamı olan "miras" benzer şeyler. Ab tamgası (𐰉) ise Eb tamgasının (ᛟ) zıttı olarak bulunuyor. Tamganın anlamı olan "Av, Avlamak" yani ele geçirmek, kişisel çaba ile elde edileni anlatırken Eb yani ev, atalardan miras kalanı ifade ediyor gibi görünüyor. Doğrudan Futhark'tan bir şeyle eşleşmediği için kullanımı konusunda sadece zıttından yorum yapabilirim. Tahmini olarak bir şeylerin ele geçirilmesi, çabaların sonuç vermesi ile alakalı olduğu fikrindeyim.

3. Ok (𐰸) ve Ök (𐰜) Tamgalarının/Rünlerinin Çözümlemeleri

Ok Rünü/Tamgası (𐰸), her ne kadar aşağı doğru giden bir ok şeklinde görünse de, Orhun Yazıtları'ndan önce Yenisey Yazıtları'nda kullanılan varyantının yukarı doğru (𐰹) olduğunu görebiliyoruz. Daha eski olan bu versiyonu, Tiwaz rününü (tanrı anlamına gelir) andırıyor. Tiwaz, Lord Andras'ın bir sureti olmakla beraber aynı zamanda toplumsal düzenle ve adaletle de ilişkilidir. Zaten Beelzebul'un rünlerinden biridir ve Luwilerin Tiwaz adında bir gök tanrıları bulunur. Şaman davullarında da bu sembole benzer işaretler vardır. Bu tamganın anlamı konusunda iki farklı yorum olduğunu gördüm. İlki direkt olarak tamganın bir oku temsil ettiğini söylerken, ikinci görüş Eski Türkçe'de kabile anlamına gelen ok ile ilişkilendiriyor. Oğuz Türklerinin adı da muhtemelen Ok+Uz biçiminde bir etimolojiye sahip. Ok tamgasının (𐰸), Tiwaz'ın toplum içindeki düzenli birliktelik anlamına gelmesi ile uyumlu olduğunu düşünüyorum ve Tiwaz ile benzer işlevlere sahip olduğuna inanıyorum.

Karşıtı olan "Ök" rününün/tamgasının (𐰜) sembolünün ise geyik veya dağ keçisi ile alakalı olduğu düşünülüyor; zaten dikkatli bakıldığında boynuzlu bir hayvanı andırdığı net şekilde belli oluyor. Bu tamga, aynı zamanda Göktürklerin kurucu hanedanı olan Ashinaların soy tamgası ile yakından alakalı olduğu için dikkatli ele alınmalı. Tamganın ifade ettiği ök/ög kelimesi hakkında söylenebilecek pek çok şey var. Ök kelimesi Eski Türkçe'de hem anne hem de akıl anlamlarına gelirdi. Günümüz Türkçesindeki öksüz kelimesi "annesiz" anlamıyla buradan gelmektedir. Yine bu kökle ilişkilendirilen Eski Türkçe ögsizlik/oksızlık sözleri de bağımsızlık anlamlarına gelmektedir. Doğa ve vahşi hayvanlarla alakası olması da mümkün görünüyor. Bu tamganın ne anlam ifade ettiği konusunda çok net bir fikre varabilmiş değilim.

4. Ağ/Ag (𐰍) ve Eğ/Eg (𐰏) Tamgalarının/Rünlerinin Çözümlemeleri

Ağ Tamgası/Rününü (𐰍) astrolojideki Uranüs sembolüne (♅) benzeten tek ben değilimdir herhalde. "Ağ" kelime olarak "ağmak" yani yükselmek manasındaki fiil ile ve yakalama ağı ile ilişkilendiriliyor. Bildiğiniz gibi webin Türkçesi "ağ" manasına gelir. Bu tamga genel olarak yükselmek, yukarı, gök gibi Uranüs konseptleriyle alakalı duruyor. Ayrıca Miken Yunancasında bu sembole benzeyen bir harf (𐀀) bulunmakta ve bahsi konu sembol "a" harfini karşılamakta.

Eğ/Eg tamgası ise (𐰏) isim olarak "egin" yani hayvan sırtı, omuz sözcükleriyle ilişkiliyken bir de "eğilmek" fiili ile alakalı. Zaten görünüş itibariyle eğilen, bükülen bir şekle sahip. Ağ/Ag havayı, dikey hareketi, erilliği ve yükselmeyi ifade ediyorsa, Eğ/Eg de toprağı, yatay hareketi, dişiliği ve düşmeyi ifade ediyor olmalı. Dikey ve yatay hareket ile kastedileni biraz daha detaylandırmak istiyorum. Pek çok tür dört ayak üstünde yürür ve görüş alanları toprağa yöneliktir, deneyimleri yeryüzü odaklıdır. Öte yandan evrimsel süreçte daha gelişkin olan türler iki ayak üzerinde (pentagram biçimine gelerek) göğe doğru baktıkları andan itibaren zeka geliştirmeye ve doğayı anlamaya başlarlar.

5. At (𐱃) ve İt (𐱅) Tamgalarının/Rünlerinin Çözümlemeleri

Bu, analizi daha zor olan bir tamga çifti. Yine de bunlar hakkında yorum yapmamızı sağlayacak veriye sahibiz. Kutuplu tamgaların birbirine zıt olması örneğini bu ikilide de görüyoruz. At rünü/tamgası (𐱃) doğrudan bir atı temsil ederken İt rünü/tamgası (𐱅) doğrudan köpeği temsil ediyor. Dilimizde bugün halen "At iziyle it izinin karışması" diye bir deyim var. Bu söz aslen birbiri ile karşıt ve karışmayacak olan iki şeyin ayırt edilemez hale geldiğini vurgular. At rünü/tamgası ile alakalı açıklamalarda (𐱃) etimolojik olarak hem atı hem de dağı karşıladığının belirtildiğini gördüm. İt rünü/tamgası için hem köpeği hem de itkiyi (impulsu) belirttiği söyleniyor.

Hem at hem de köpek/kurt eski Orta Asya ve Sibirya halkları için oldukça önemli hayvanlardı. Öyle ki Arkeolog Sergen Çirkin'in belirttiğine göre kurtlar/köpekler için ayrı mezarlar yapıldığı bile oluyordu. Atın ise sahibi ile beraber gömülmesi ender rastlanan bir durum değildi. At ile köpeğin sahibi açısından konumları gündelik hayatta da, yukarıdaki mezar örneğinde de apayrıdır. At tamgasına (𐱃) bakarsak iki birleşik figürden oluştuğunu görürüz. Üst kısmı insanı, alt kısmı atı temsil eder. Bu tamga birlik durumunu belirtir. Bir atlı, atı ile bütünleşmiş kişidir. At ile beraber savaşa gider, seyahat eder ve gömülür. Köpek ise sahibinden ayrıdır. Bunun ötesinde ikinci anlamlarında da benzer bir ilişki görüyoruz. Dağlar sabittir ve sarsılmazlıkla ilişkilidir. Bilimsel olarak deprem bölgelerinde bulunurlar ancak fayların dengelendiği konumdadırlar. Bu açıdan at tamgası bir çeşit denge ve tamamlanma durumunu belirtir. Birliği arayan münzevilerin dağa çekilmesi bununla ilişkilendirilebilir. İt tamgası ise rızalı bir impuls (itki), arzu ile değişim ve dönüşüm belirtir.

6. Ay (𐰖) ve Ey (𐰘) Tamgalarının/Rünlerinin Çözümlemeleri

Hakkında net yorum yapamadığım tamga çiftlerinden biri. Ay tamgası/rünü (𐰖) doğrudan ay anlamına geliyor ve sembolü de ayı belirtiyor. Ey tamgasının (𐰘) ifade ettiği anlama dair bir şey bulamadım. Aslan burcunun glifini andırdığını düşünüyorum. Belki de zıtlık Ay (su elementi) ve aslan (ateş elementi) üzerinden kurulmuştur? Yeterli veri olmadığı için çok bir şey diyemeyeceğim.

7. Ar (𐰺) ve Er (𐰼) Tamgalarının/Rünlerinin Çözümlemeleri

Yine yorum yapmanın zor olduğu tamga çiftlerinden biri. Ar tamgasına (𐰺) ilişkin net bir köken önerisi sunulmadığı için er tamgası (𐰼) ile başlayacağım. Günümüz Türkiye Türkçesindeki erkek, eril, iri, erk gibi sözcükler bu tamga ile ilişkili. Olgunlaşma, erillik, büyüklük, güç gibi maskülen anlamlar ve enerjiler ile alakalı görünüyor. Tamgadaki sağa ve sola yönelen çıkıntıların boynuzları temsil ettiğini düşünüyorum. Zaten Koç Burcunun simgesini andırıyor. Uruz rününe (ᚢ) benzer bir işlevi olabilir.

Ar tamgası (𐰺) da eğer Eski Türkçe ar yani aldatmak ve arılmak (azalmak, tükenmek, mahvolmak, anlamlarına geliyor) kelimeleri ile alakalıysa bu tamgalar arasındaki zıtlık gizlilik ve direkt olmak ile alakalı olabilir. Yani Ar hile ve kandırarak, gizlice gerçekleştirilen eylemleri belirtiyorken Er egemenlik, doğrudan ve direkt eylemler ile alakalı olabilir. Hatta doğrudan kötülük ve iyilik karşıtlığı bile söz konusu olabilir. "Er" aynı zamanda asker ve kahraman demektir. Farklı öğretilerde ideal insan maskülen bir figür üzerinde tanımlanır. Bu Konfüçyanizm'de Junzi, Yunanlılarda Kalos Kagathos olarak geçer. Erdemli insanı tanımlayan bu kavramlar maskülenlik üzerine kurulmuştur ve ne tesadüftür ki Türkçe "erdem" sözcüğü yine erden gelmektedir.

8. Ak (𐰴) ve Ek (𐰚) Tamgalarının/Rünlerinin Çözümlemeleri

Ak tamgası/rünü (𐰴) bugün Türkiye Türkçesinde bulunan "akmak" fiili ile karşımıza çıkıyor. Karşıtı olan ek tamgasının (𐰚) sembolü ise bir bir bitkiyi andırıyor ve ekmek fiilinde görülüyor. Her iki tamga da doğrudan doğruya kaderin farklı yüzleri ile ilişkilendirilebilir. Ak tamgası (𐰴) bizim haricimizdeki akışı ve olayları anlatırken ek tamgası (𐰚) eylemlerimiz (ekmek ve biçmek) ile alakalı unsurları belirtiyor olabilir.

9. An (𐰣) ve En/İn (𐰤) Tamgalarının/Rünlerinin Çözümlemeleri

Tam olarak anlayamadığım tamga çiftlerinden bir tanesi. Merdiven şeklindeki in tamgasından (𐰤) başlarsam, bu yalnızca şekilde görünen bir mana değil. Bizim bugün inmek olarak kullandığımız fiilin orijinali enmekti. En, Eski Türkçe "iniş, çukur" gibi anlamlara geliyor. An tamgasının (𐰣) ise bir köken açıklaması yok. Yine de bir yorum yapabilmek için bu tamgaya benzeyen sembollere ve farklı alfabelerdeki "n" harflerini inceledim. Latin ( n ) ve Arap (ن‎) alfabesinde gördüğüm ortak şey harflerin ucu açık oval bir eksen belirttiği oldu. Aynısı yan yatık şekildeki an tamgası (𐰣) için de geçerli. Fenike kökenli alfabelerdeki bu nun harflerinin yılanı veya balığı belirttiği fikri hakim. Eğer okült bir ortaklık varsa "an" da yılanla ilişkili olabilir. Bu durumda bu tamga çifti yılanın yükselmesi ve alçalması ile ilişkilendirilebilir.

Not: Daha önce de belirttiğim gibi semboller/harfler/motifler arasındaki ilişkilerin tarihsel olmaları şart değildir. Böyle bakmak materyalizmdir. Okült var olduğu için aynı kaynaktan beslenen veya gelen öğretiler benzer semboller/anlatılar içerecektir.

10. Ik Tamgasının/Rününün (𐰶) Çözümlemesi

Bu tamga kutupsuzlardan bir tanesi, yani eşleştiği bir tamga bulunmuyor. İfade ettiği anlam konusunda net bir fikir birliği olmamakla birlikte "kesmek, kırmak, cezalandırmak" manasındaki "kıy" fiili ile ilişkilendirenler olduğunu gördüm. Kıymık sözcüğü buradan geliyor. Zaten tamga şekil itibariyle Thurisaz rününü andırıyor. Thurisaz bildiğiniz gibi diken, keskinlik ve delicilikle alakalı. Benzer bir işleve sahip olduğunu düşünüyorum.

11. Um Tamgasının (𐰢) Çözümlemesi

Kutupsuz tamgalardan bir diğeri. Eşleştiği başka bir tamga yok. Ummak fiili ile ilişkili. Amaç, umut, mutluluk gibi sözcükler de bu fiil ile açıklanıyor. Ummak fiiline Türkçe haricinde rastlanmasa da amaç ve umut Farsça'da da bulunmakta. Etimolojiye fazla dalmamak için "ummak" fiili özelindeki manadan ilerleyeceğim. Ben bu tamganın "Aum" ile alakalı olduğunu düşünüyorum. Özellikle bir umma (istek, arzu) belirtmesi Aum ve türevlerinin (Om, Amin, Amen) duaların sonunda veya bir şeye başlarken kullanılmasını anımsatıyor.

12. İç Tamgasının/Rününün (𐰱) Çözümlemesi

Yine kutupsuz bir tamga. Herkese tanıdık geleceğine eminim, Algiz rünü ile birebir aynı görünüyor. Bir şeyin iç tarafı anlamına gelen bu tamga dolaylı olarak Algiz ile benzer bir anlam taşıyor. Runesecrets sitesinde belirtildiğine göre Algizin korunma dışındaki bir diğer konsepti de yüksek benliktir. Eğer bu tamga kişinin içine (iç benliğine) işaret ediyorsa muhtemelen Algiz ile benzer işlevlere sahiptir.

13. Ant Tamgasının/Rününün (𐰦) Çözümlemesi

Bir diğer kutupsuz tamga. Ant içmek tabiri, antlaşma gibi ifadeler buradan türemiş. Tamga tam olarak yemin anlamına geliyor. Orta Asya Bozkır göçebeleri için ant oldukça önemli bir ritüeldi. Toprak bir kupanın içine şarap doldurulur, ardından birkaç damla kan damlatılır ve içilirdi. Tamganın içindeki üç nokta kanı temsil ediyor. Bu ritüeli inceleyen bir sürü makale olduğu için daha fazla detay eklemeyi gerekli görmüyorum. Bu tamga enerjilerin toplanması ve sentezlenmesini de belirtiyor olabilir. Bunu gösterebilecek şeylerden bir tanesi tamgadaki kan damlası sayısının üç olarak ifade edilmiş olması. Üç, numerolojik olarak ilk birleşime, trimurtiye ve dünyaların üçlülüğüne işaret eder. Ant kan kardeşliği ile de ilişkilidir. Aslen akraba olmayan kişilerce gerçekleştirilen bu ritüel birleşime/kaynaşmaya/senteze güzel bir örnek. Bunun dışında onur, şeref ve sözler ile anlaşmaları mühürlemek için kullanılan bir tamga olmalı.

14. Az Tamgasının/Rününün (𐰔) Çözümlemesi

Bir başka kutupsuz tamga. Bu tamgayla ilgili enteresan şeylerden biri Azov/azak taburunun sembolüne çok benzemesi. Ancak Türk tamgalarından değil, Alman Wolfsangel rününden alınmış. Az Tamgası (𐰔) aynı zamanda "oz" tamgası olarak da bilinir ve bazı araştırmacılarca swastika ile ilişkilendirilmiştir. Cinsel olarak uyarılmak manasındaki azmak veya yoldan sapmak anlamındaki azıtmak sözcükleri buradan gelir. Swastika ve Güneş ile ilişkilendirilmesi konusunda şüphem var. Zira Güneş Reda'yı ve yolu da yönetir. Son olarak, Azmıç adındaki insanları tuzağa düşürüp yoldan çıkardığı söylenen varlıkta bu tamganın belirttiği fiil ile alakalı.

15. Uç Tamgasının/Rününün (𐰲) Çözümlemesi

Bu yazıda inceleyeceğim son tamga bu. Bu tamga bugün kullandığımız uçmak fiilinin kökünü oluşturuyor. Bu kök orijinal anlamı itibariyle ölüm, rüya, düşüş ve trans gibi durumları belirtirdi. Şamanın ruhunun transa girip astrale çıktığında tanrıların yanına bir kuş formunda uçtuğu ile alakalı anlatılar bulunur. Aynı zamanda transa girerken düşme hissi önemli bir aşama ve deneyimdir. Uç (𐰲) bu manayı da verir ve uçurum kelimesi de yine bu kökten türemiştir. Eski Türkçe öte dünya olarak anlatılagelen "uçmag" da bence buradan geliyor ve astrali belirtiyor. Manici/Hristiyan terminolojisinden değil uç tamgasının belirttiği fiilden geldiğini düşünüyorum. Tamga şekil itibariyle de yukarıya yönelen bir hareketi anlatıyor. Bu tamga ile alakalı belirteceğim son şey yengeç takımyıldızı ile alakalı olabileceği.

Yukarıda yirmi dört farklı tamgayı incelemiş bulunuyorum. Bunun haricinde Orhun Alfabesinde on dört tane daha tamga bulunuyor. Bu on dört tamganın haricinde Yenisey yazıtlarında da başka tamgalar bulunmakta. Örneğin buraya eklemediğim baş tamgası (Yenisey tamgalarından) doğrudan dagaz rünü ile aynı şekilde gösteriliyor. Şu hâliyle bile oldukça uzun olan bu yazıya onları da eklediğim takdirde okunabilirlik oldukça aşağı düşeceğinden dolayı yazının içeriğini bu kadarıyla sınırlandırma kararı aldım. En başta da belirttiğim gibi ana amaç bu tamgaların yeniden kullanılmasından çok bu kültüre hak ettiği değeri verebilmek. Türkçe diğer dillerde olduğu gibi ezoterik/ruhani bir birikime ve içeriğe sahip, bunun farkında olmanın spiritüel anlamda da bir karşılığı olacaktır. Francis Bacon'ın dediği gibi "Bilgi güçtür." Aynısı Türkler tarafından da söylenmiştir: "Bilgili insan beline, taş kuşansa kaş olur, bilgisizin yanına, altın konsa taş olur." der bir Uygur deyişinde. Doğa ve kavramlar üzerindeki farkındalığımız arttıkça yükseleceğimize ve ayrı bir seviyeye çıkacağımıza inanıyorum. Buna başlamak için en uygun yerin kendimiz ve kendimizi ifade ederken kullandığımız dilimiz olduğunu düşünüyorum.
 
Bu yazıda, Eski Türk Rünlerinin ne olduğu, anlamları, muhtemel majikal işlevleri ve kullanımları ele alınacaktır. Ancak, bu yazının amacı Türk Rünlerini Futhark veya diğer güç sözcüklerine alternatif olarak sunmak değil, Türk kültürüne ait bu zenginliğin bilinmesini sağlamaktır. Necronomicon, Futhark veya mantralardan daha iyi bir yöntem olduklarını iddia etmiyorum. Yine de, (sadece araştırma amacıyla) birilerinin bu rünleri deneyip tecrübelerini paylaşmasını isterim, çünkü yazıda paylaşılanların büyük bir kısmı dilden gelen bilgiler, birtakım okültistlerin fikirleri, benim düşüncelerim ve rün şekillerinden temellendirilmektedir. Yani yanlışların giderilmesi için daha fazla insanın tecrübesi gerekmekte. Tekrar üstüne basmak istiyorum, bu sadece araştırma amaçlı bir talep. Kimsenin mevcut metotlarını değiştirmesine gerek yok veya kimseyi bu rünleri kullanmaya zorlamıyorum. Sadece meraklıların deneyip tecrübelerini paylaşmalarının bilgi birikimimize olumlu katkı yapacağını vurguluyorum. İkinci bir uyarı olarak, yazının hacmini aşırı uzatmamak amacıyla Eski Türk Tamgalarının/Rünlerinin tarihçesini ve konu hakkında yapılan araştırmaları detaylı olarak anlatmayacağım. Özet olarak birkaç bilgi verip kendi fikrimi belirtecek, sonra rünleri ele almaya geçeceğim. Özet olmasına rağmen yine de uzun olan bu kısmı merak etmeyenler direkt analiz bölümüne geçebilirler.

Orhun Alfabesi, Eski Türk Rünleri veya Eski Türk Tamgaları/Damgaları olarak bilinen bu alfabe, milattan sonra 8. yüzyıla tarihlendirilmektedir. Oldukça geç bir zaman dilimi gibi görünse de rünlerin Orta Asya'da çok daha erken tarihlerde bulunduğuna ilişkin arkeolojik verilere sahibiz. Bildiğim kadarıyla, Çin kaynaklarına göre Hunların (Türklerin de içinde olduğu bir bozkır konfederasyonuydu ve bazı kaynaklara göre Türk kavimlerinin atalarıydı) milattan sonra 2. yüzyıla tarihlendirilen ve tam olarak çözülemeyen 39 karakterli bir alfabesi bulunuyordu. Bu alfabe Xiongnu-Xianbei alfabesi olarak adlandırılıyor ve Eski Türk Rünleri/Tamgaları ile pek çok benzer karakter paylaşıyor. Üstelik harf sayısının yakınlığı (Türklerde 38, Hunlarda, yanlış bilmiyorsam, 39) aradaki ilişkiyi tam olarak kanıtlamasa da kayda değer bir benzerliktir.

Daha da eskide, milattan önce 5. yüzyıla tarihlendirilen Esik Kurganı'nı görüyoruz. Bu kurganda Saka yazısına ait birkaç örnek ele geçiriliyor ve yine runik yazı kullanıldığını, hatta gümüş çanak üzerinde bulunan bazı karakterlerin hem Xiongnu-Xianbei hem de Eski Türk Rünlerindeki bazı karakterlere benzediğini (𐰍,𐰸,𐰓) görüyoruz. Sakalar Türk veya Asyalı gibi bir iddiada bulunmamakla beraber, Pazırık Kurganından (Pazırık bir Saka kültürü) çıkan mumyanın Asyalı görünmesi ve Doğu İskitleriyle (Çin'in kuzey kısmındaki Saka/İskitler) alakalı genetik arkeolojik çalışmalardan Doğu Sakalarının Asyatik olduklarını biliyoruz. Öte yandan daha batıda kalan İskitler/Sakalar beyazdı. Bu durum, Saka-İskitlerin tipik bir bozkır konfederasyonu olduğunu gösteriyor. Bozkırda güçlü olan bir kabilenin diğerlerini yenerek kendi kültürünü yaydığı ve çok çeşitli etnik kökenlerden halkların tek bir çatı altında toplandığı bu durumlara pek çok defa rastlanır. Aynı kolektif hakimiyet durumu, üstünkörü bir sıralamayla tarihsel olarak şöyle devam edecektir: İskit/Sakalar - Hunlar/Xiongnular - Türkler - Moğollar.

Eski Türk Rünlerine kaynaklık eden diğer bir unsur da tamgalar/damgalar. Tamga veya damga mühür anlamına geliyor, basitçe yönetici soyun veya belirli bir kabilenin sembolleri olarak düşünülebilir. Tamga benzeri çizimler tarih öncesi kaya çizimlerine kadar uzanır ve Türk yazısının muhtemel kaynaklarından biridir. Bu sebepten ben de Türk yazısını bazı araştırmacılar gibi Türk Rünleri yerine Türk Tamgaları veya Kök Tamgalar olarak tanımlamayı tercih ediyorum. Bu yazıda tamga sözcüğüne aşina olmayanlar için her iki tanımlama da kullanılacaktır.

Türk Tamgalarına/Rünlerine geçmeden önce belirtmem gereken birkaç şey daha var. Bu harfler belirli şekillerde gruplandırılmaktalar. Ural-Altay dil ailesi içinde tasnif edilen dillerde ünlü uyumu dediğimiz kurallar görülür. Türk dillerinde de büyük ünlü uyumu (veya kalınlık incelik uyumu) adı verilen bir uyum bulunmaktadır. Bu kuralı basitçe açıklamam gerekirse, bir sözcükteki tüm ünlü harflerin ya kalın ünlü ya da ince ünlü olmasıdır. Ünsüz tamgalardan bir kısmı bu kurala uygun biçimde kalın-ince kutuplu şekildedir. Basit bir örnek üzerinden açıklamam gerekirse, ince eb (𐰋) tamgasının eşleştiği kalın bir ab (𐰉) tamgası bulunmaktadır. Kısacası, "bars" ve "bilge" gibi sözcükler Latin alfabesinde b harfi ile başlarken, Orhun alfabesinde farklı harfler ile başlar.Bu açıdan birbiriyle eşleşen tamgalar arasında anlam ilişkisi olması mümkündür. Bu gruplandırmanın eril/dişil yönleri (yin-yang veya Türklerdeki adıyla yaruk-kararug) veya karşıtlığı ifade ettiği savları bulunmaktadır. Karşıtlık savına katılmakla beraber, eril-dişil yönleri belirttiği konusuna şüpheyle yaklaşıyorum. Bunun haricinde tamgalar tek heceli kelimeler belirtirler. Rünlerde olduğu gibi tamgalar da belirli anlamlara sahiptir. Ayrıca tamgalar sıralanmamışlardır, bu sebeple analiz etmeye tamamen rastgele başlayacağım. Ayrıyeten bizzat Yüksek Rahip HoodedCobra'ya sorduğumda bana bir miktar güç barındırdıklarını söyledi. Ancak başta da özellikle vurguladığım üzere tamgalar mevcut metotlarımızın aksine muğlaktırlar, haklarındaki çoğu şey kesinleşmiş değil ve güç sözcükleri kadar güçlü görünmüyorlar. Yapısal ve tarihsel daha birçok bilgi verebilecek olmakla beraber ruhaniyetin dışına çıkmamak amacıyla burada duruyor ve tamgaların analizlerine geçmeyi tercih ediyorum.


1. Ad (𐰑) ve Ed (𐰓) Tamgalarının/Rünlerinin Çözümlemeleri

Ad tamgasının/rününün (𐰑) herkese tanıdık geleceğine eminim; bu tamga kova burcunun glifine benziyor. Ed tamgası (𐰓) ise Gebo rününü andırıyor. Ad tamgasının (𐰑) ifade ettiği kök, d-y ses dönüşümüne uğrayarak günümüz Türkiye Türkçesine ulaşan ayırmak, ayrılık ve ayak gibi kelimelerde görülüyor. Bu kelimelerde kovanın bağımsızlık, ilerleme gibi konseptlerini görebiliyoruz. Yine bilindiği üzere kova burcu vücutta baldırları ve ayak bileklerini yönetir. Ayak kelimesinin etimolojik olarak Ad tamgasının (𐰑) belirttiği kökten gelmesi oldukça enteresan. Bu tamganın/rünün kova enerjileriyle alakalı olduğunu düşünüyorum. JoS'un takvimlerinde ay kovadayken bağımsızlık çalışmaları yapılır. Bu tamganın tam olarak manası ayırmaktır/ayrılıktır.

Bunun karşıtı olan Ed rünü/tamgası (𐰓) ise şekil ve mana olarak Gebo rününü andırıyor. Bilindiği üzere Gebo evlilik, ittifak, hediye, bağlılık ve bağlamak ile alakalı. Bu konseptler tam olarak Ad tamgasının (𐰑) zıttını oluşturuyor. Ed tamgasının (𐰓) ifade ettiği kök de yine d-y ses dönüşümüne uğrayarak günümüz Türkiye Türkçesine ulaşan eylem kelimesinde görülür. Ed kelime olarak orijinalde "işe yarar şey" demektir. İyi sözcüğü de buradan gelir, orijinali edgüdür. Gebo da yine maddi olarak hediye ve ticaretle alakalıdır. Bu açıdan arada belirgin olmasa da bir ilişki olduğunu düşünüyorum. Tamamen şekle odaklanırsak Ad (𐰑) birbirine temas etmeyen iki ayrıyı belirtirken Ed (𐰓) birbiriyle birleşen iki unsuru belirtir.

Not: Bu ve daha sonraki tamgalarda yapacağım analizlerde, birbirine benzetilen iki sembol arasında tarihsel bir ilişki olmasına gerek yok. Kova glifinin Ad tamgasından geldiğini iddia etmiyorum. Buradaki bağ tamamen okült sebepler ile oluşmaktadır. Ruhaniyet evrenseldir bu sebeple aynı deneyimler benzer sonuçlar/semboller/anlatımlar doğuracaktır.


2.Ab (𐰉) ve Eb (𐰋) Tamgalarının/Rünlerinin Çözümlemeleri

Net şekilde görüldüğü gibi Eb tamgası (𐰋) şekilce Odal rünü (ᛟ) ile birebir aynıdır. Eb kelime olarak bugün Türkiye Türkçesinde b-v ses değişimi ile "Ev" olarak bulunmakta. Ab tamgasıysa (𐰉) Türkiye Türkçesine yine b-v ses değişimi ile "Av" olarak ulaşmış hâldedir. Ab tamgasının Futhark'ta doğrudan bir karşılığı olmamakla beraber, Eb (ᛟ) ile oluşturduğu ikilik sayesinde anlamını kavrayabiliyoruz.

Bilindiği üzere Odal rünü veraset, soy, atalar ve toprakla alakalıdır. Aynı zamanda JoS'taki açıklamada belirtildiği üzere daire/çember ve sınırlarla da ilişkili. Yine ırksal belleğe erişmekte de kullanılabilir. Eb tamgası özelindeki majikal kullanım Odal rünü ile paralel gibi görünüyor, zira hem şekil aynı hem de Ebin anlamı olan "ev" ile Odalın anlamı olan "miras" benzer şeyler. Ab tamgası (𐰉) ise Eb tamgasının (ᛟ) zıttı olarak bulunuyor. Tamganın anlamı olan "Av, Avlamak" yani ele geçirmek, kişisel çaba ile elde edileni anlatırken Eb yani ev, atalardan miras kalanı ifade ediyor gibi görünüyor. Doğrudan Futhark'tan bir şeyle eşleşmediği için kullanımı konusunda sadece zıttından yorum yapabilirim. Tahmini olarak bir şeylerin ele geçirilmesi, çabaların sonuç vermesi ile alakalı olduğu fikrindeyim.

3. Ok (𐰸) ve Ök (𐰜) Tamgalarının/Rünlerinin Çözümlemeleri

Ok Rünü/Tamgası (𐰸), her ne kadar aşağı doğru giden bir ok şeklinde görünse de, Orhun Yazıtları'ndan önce Yenisey Yazıtları'nda kullanılan varyantının yukarı doğru (𐰹) olduğunu görebiliyoruz. Daha eski olan bu versiyonu, Tiwaz rününü (tanrı anlamına gelir) andırıyor. Tiwaz, Lord Andras'ın bir sureti olmakla beraber aynı zamanda toplumsal düzenle ve adaletle de ilişkilidir. Zaten Beelzebul'un rünlerinden biridir ve Luwilerin Tiwaz adında bir gök tanrıları bulunur. Şaman davullarında da bu sembole benzer işaretler vardır. Bu tamganın anlamı konusunda iki farklı yorum olduğunu gördüm. İlki direkt olarak tamganın bir oku temsil ettiğini söylerken, ikinci görüş Eski Türkçe'de kabile anlamına gelen ok ile ilişkilendiriyor. Oğuz Türklerinin adı da muhtemelen Ok+Uz biçiminde bir etimolojiye sahip. Ok tamgasının (𐰸), Tiwaz'ın toplum içindeki düzenli birliktelik anlamına gelmesi ile uyumlu olduğunu düşünüyorum ve Tiwaz ile benzer işlevlere sahip olduğuna inanıyorum.

Karşıtı olan "Ök" rününün/tamgasının (𐰜) sembolünün ise geyik veya dağ keçisi ile alakalı olduğu düşünülüyor; zaten dikkatli bakıldığında boynuzlu bir hayvanı andırdığı net şekilde belli oluyor. Bu tamga, aynı zamanda Göktürklerin kurucu hanedanı olan Ashinaların soy tamgası ile yakından alakalı olduğu için dikkatli ele alınmalı. Tamganın ifade ettiği ök/ög kelimesi hakkında söylenebilecek pek çok şey var. Ök kelimesi Eski Türkçe'de hem anne hem de akıl anlamlarına gelirdi. Günümüz Türkçesindeki öksüz kelimesi "annesiz" anlamıyla buradan gelmektedir. Yine bu kökle ilişkilendirilen Eski Türkçe ögsizlik/oksızlık sözleri de bağımsızlık anlamlarına gelmektedir. Doğa ve vahşi hayvanlarla alakası olması da mümkün görünüyor. Bu tamganın ne anlam ifade ettiği konusunda çok net bir fikre varabilmiş değilim.

4. Ağ/Ag (𐰍) ve Eğ/Eg (𐰏) Tamgalarının/Rünlerinin Çözümlemeleri

Ağ Tamgası/Rününü (𐰍) astrolojideki Uranüs sembolüne (♅) benzeten tek ben değilimdir herhalde. "Ağ" kelime olarak "ağmak" yani yükselmek manasındaki fiil ile ve yakalama ağı ile ilişkilendiriliyor. Bildiğiniz gibi webin Türkçesi "ağ" manasına gelir. Bu tamga genel olarak yükselmek, yukarı, gök gibi Uranüs konseptleriyle alakalı duruyor. Ayrıca Miken Yunancasında bu sembole benzeyen bir harf (𐀀) bulunmakta ve bahsi konu sembol "a" harfini karşılamakta.

Eğ/Eg tamgası ise (𐰏) isim olarak "egin" yani hayvan sırtı, omuz sözcükleriyle ilişkiliyken bir de "eğilmek" fiili ile alakalı. Zaten görünüş itibariyle eğilen, bükülen bir şekle sahip. Ağ/Ag havayı, dikey hareketi, erilliği ve yükselmeyi ifade ediyorsa, Eğ/Eg de toprağı, yatay hareketi, dişiliği ve düşmeyi ifade ediyor olmalı. Dikey ve yatay hareket ile kastedileni biraz daha detaylandırmak istiyorum. Pek çok tür dört ayak üstünde yürür ve görüş alanları toprağa yöneliktir, deneyimleri yeryüzü odaklıdır. Öte yandan evrimsel süreçte daha gelişkin olan türler iki ayak üzerinde (pentagram biçimine gelerek) göğe doğru baktıkları andan itibaren zeka geliştirmeye ve doğayı anlamaya başlarlar.

5. At (𐱃) ve İt (𐱅) Tamgalarının/Rünlerinin Çözümlemeleri

Bu, analizi daha zor olan bir tamga çifti. Yine de bunlar hakkında yorum yapmamızı sağlayacak veriye sahibiz. Kutuplu tamgaların birbirine zıt olması örneğini bu ikilide de görüyoruz. At rünü/tamgası (𐱃) doğrudan bir atı temsil ederken İt rünü/tamgası (𐱅) doğrudan köpeği temsil ediyor. Dilimizde bugün halen "At iziyle it izinin karışması" diye bir deyim var. Bu söz aslen birbiri ile karşıt ve karışmayacak olan iki şeyin ayırt edilemez hale geldiğini vurgular. At rünü/tamgası ile alakalı açıklamalarda (𐱃) etimolojik olarak hem atı hem de dağı karşıladığının belirtildiğini gördüm. İt rünü/tamgası için hem köpeği hem de itkiyi (impulsu) belirttiği söyleniyor.

Hem at hem de köpek/kurt eski Orta Asya ve Sibirya halkları için oldukça önemli hayvanlardı. Öyle ki Arkeolog Sergen Çirkin'in belirttiğine göre kurtlar/köpekler için ayrı mezarlar yapıldığı bile oluyordu. Atın ise sahibi ile beraber gömülmesi ender rastlanan bir durum değildi. At ile köpeğin sahibi açısından konumları gündelik hayatta da, yukarıdaki mezar örneğinde de apayrıdır. At tamgasına (𐱃) bakarsak iki birleşik figürden oluştuğunu görürüz. Üst kısmı insanı, alt kısmı atı temsil eder. Bu tamga birlik durumunu belirtir. Bir atlı, atı ile bütünleşmiş kişidir. At ile beraber savaşa gider, seyahat eder ve gömülür. Köpek ise sahibinden ayrıdır. Bunun ötesinde ikinci anlamlarında da benzer bir ilişki görüyoruz. Dağlar sabittir ve sarsılmazlıkla ilişkilidir. Bilimsel olarak deprem bölgelerinde bulunurlar ancak fayların dengelendiği konumdadırlar. Bu açıdan at tamgası bir çeşit denge ve tamamlanma durumunu belirtir. Birliği arayan münzevilerin dağa çekilmesi bununla ilişkilendirilebilir. İt tamgası ise rızalı bir impuls (itki), arzu ile değişim ve dönüşüm belirtir.

6. Ay (𐰖) ve Ey (𐰘) Tamgalarının/Rünlerinin Çözümlemeleri

Hakkında net yorum yapamadığım tamga çiftlerinden biri. Ay tamgası/rünü (𐰖) doğrudan ay anlamına geliyor ve sembolü de ayı belirtiyor. Ey tamgasının (𐰘) ifade ettiği anlama dair bir şey bulamadım. Aslan burcunun glifini andırdığını düşünüyorum. Belki de zıtlık Ay (su elementi) ve aslan (ateş elementi) üzerinden kurulmuştur? Yeterli veri olmadığı için çok bir şey diyemeyeceğim.

7. Ar (𐰺) ve Er (𐰼) Tamgalarının/Rünlerinin Çözümlemeleri

Yine yorum yapmanın zor olduğu tamga çiftlerinden biri. Ar tamgasına (𐰺) ilişkin net bir köken önerisi sunulmadığı için er tamgası (𐰼) ile başlayacağım. Günümüz Türkiye Türkçesindeki erkek, eril, iri, erk gibi sözcükler bu tamga ile ilişkili. Olgunlaşma, erillik, büyüklük, güç gibi maskülen anlamlar ve enerjiler ile alakalı görünüyor. Tamgadaki sağa ve sola yönelen çıkıntıların boynuzları temsil ettiğini düşünüyorum. Zaten Koç Burcunun simgesini andırıyor. Uruz rününe (ᚢ) benzer bir işlevi olabilir.

Ar tamgası (𐰺) da eğer Eski Türkçe ar yani aldatmak ve arılmak (azalmak, tükenmek, mahvolmak, anlamlarına geliyor) kelimeleri ile alakalıysa bu tamgalar arasındaki zıtlık gizlilik ve direkt olmak ile alakalı olabilir. Yani Ar hile ve kandırarak, gizlice gerçekleştirilen eylemleri belirtiyorken Er egemenlik, doğrudan ve direkt eylemler ile alakalı olabilir. Hatta doğrudan kötülük ve iyilik karşıtlığı bile söz konusu olabilir. "Er" aynı zamanda asker ve kahraman demektir. Farklı öğretilerde ideal insan maskülen bir figür üzerinde tanımlanır. Bu Konfüçyanizm'de Junzi, Yunanlılarda Kalos Kagathos olarak geçer. Erdemli insanı tanımlayan bu kavramlar maskülenlik üzerine kurulmuştur ve ne tesadüftür ki Türkçe "erdem" sözcüğü yine erden gelmektedir.

8. Ak (𐰴) ve Ek (𐰚) Tamgalarının/Rünlerinin Çözümlemeleri

Ak tamgası/rünü (𐰴) bugün Türkiye Türkçesinde bulunan "akmak" fiili ile karşımıza çıkıyor. Karşıtı olan ek tamgasının (𐰚) sembolü ise bir bir bitkiyi andırıyor ve ekmek fiilinde görülüyor. Her iki tamga da doğrudan doğruya kaderin farklı yüzleri ile ilişkilendirilebilir. Ak tamgası (𐰴) bizim haricimizdeki akışı ve olayları anlatırken ek tamgası (𐰚) eylemlerimiz (ekmek ve biçmek) ile alakalı unsurları belirtiyor olabilir.

9. An (𐰣) ve En/İn (𐰤) Tamgalarının/Rünlerinin Çözümlemeleri

Tam olarak anlayamadığım tamga çiftlerinden bir tanesi. Merdiven şeklindeki in tamgasından (𐰤) başlarsam, bu yalnızca şekilde görünen bir mana değil. Bizim bugün inmek olarak kullandığımız fiilin orijinali enmekti. En, Eski Türkçe "iniş, çukur" gibi anlamlara geliyor. An tamgasının (𐰣) ise bir köken açıklaması yok. Yine de bir yorum yapabilmek için bu tamgaya benzeyen sembollere ve farklı alfabelerdeki "n" harflerini inceledim. Latin ( n ) ve Arap (ن‎) alfabesinde gördüğüm ortak şey harflerin ucu açık oval bir eksen belirttiği oldu. Aynısı yan yatık şekildeki an tamgası (𐰣) için de geçerli. Fenike kökenli alfabelerdeki bu nun harflerinin yılanı veya balığı belirttiği fikri hakim. Eğer okült bir ortaklık varsa "an" da yılanla ilişkili olabilir. Bu durumda bu tamga çifti yılanın yükselmesi ve alçalması ile ilişkilendirilebilir.

Not: Daha önce de belirttiğim gibi semboller/harfler/motifler arasındaki ilişkilerin tarihsel olmaları şart değildir. Böyle bakmak materyalizmdir. Okült var olduğu için aynı kaynaktan beslenen veya gelen öğretiler benzer semboller/anlatılar içerecektir.

10. Ik Tamgasının/Rününün (𐰶) Çözümlemesi

Bu tamga kutupsuzlardan bir tanesi, yani eşleştiği bir tamga bulunmuyor. İfade ettiği anlam konusunda net bir fikir birliği olmamakla birlikte "kesmek, kırmak, cezalandırmak" manasındaki "kıy" fiili ile ilişkilendirenler olduğunu gördüm. Kıymık sözcüğü buradan geliyor. Zaten tamga şekil itibariyle Thurisaz rününü andırıyor. Thurisaz bildiğiniz gibi diken, keskinlik ve delicilikle alakalı. Benzer bir işleve sahip olduğunu düşünüyorum.

11. Um Tamgasının (𐰢) Çözümlemesi

Kutupsuz tamgalardan bir diğeri. Eşleştiği başka bir tamga yok. Ummak fiili ile ilişkili. Amaç, umut, mutluluk gibi sözcükler de bu fiil ile açıklanıyor. Ummak fiiline Türkçe haricinde rastlanmasa da amaç ve umut Farsça'da da bulunmakta. Etimolojiye fazla dalmamak için "ummak" fiili özelindeki manadan ilerleyeceğim. Ben bu tamganın "Aum" ile alakalı olduğunu düşünüyorum. Özellikle bir umma (istek, arzu) belirtmesi Aum ve türevlerinin (Om, Amin, Amen) duaların sonunda veya bir şeye başlarken kullanılmasını anımsatıyor.

12. İç Tamgasının/Rününün (𐰱) Çözümlemesi

Yine kutupsuz bir tamga. Herkese tanıdık geleceğine eminim, Algiz rünü ile birebir aynı görünüyor. Bir şeyin iç tarafı anlamına gelen bu tamga dolaylı olarak Algiz ile benzer bir anlam taşıyor. Runesecrets sitesinde belirtildiğine göre Algizin korunma dışındaki bir diğer konsepti de yüksek benliktir. Eğer bu tamga kişinin içine (iç benliğine) işaret ediyorsa muhtemelen Algiz ile benzer işlevlere sahiptir.

13. Ant Tamgasının/Rününün (𐰦) Çözümlemesi

Bir diğer kutupsuz tamga. Ant içmek tabiri, antlaşma gibi ifadeler buradan türemiş. Tamga tam olarak yemin anlamına geliyor. Orta Asya Bozkır göçebeleri için ant oldukça önemli bir ritüeldi. Toprak bir kupanın içine şarap doldurulur, ardından birkaç damla kan damlatılır ve içilirdi. Tamganın içindeki üç nokta kanı temsil ediyor. Bu ritüeli inceleyen bir sürü makale olduğu için daha fazla detay eklemeyi gerekli görmüyorum. Bu tamga enerjilerin toplanması ve sentezlenmesini de belirtiyor olabilir. Bunu gösterebilecek şeylerden bir tanesi tamgadaki kan damlası sayısının üç olarak ifade edilmiş olması. Üç, numerolojik olarak ilk birleşime, trimurtiye ve dünyaların üçlülüğüne işaret eder. Ant kan kardeşliği ile de ilişkilidir. Aslen akraba olmayan kişilerce gerçekleştirilen bu ritüel birleşime/kaynaşmaya/senteze güzel bir örnek. Bunun dışında onur, şeref ve sözler ile anlaşmaları mühürlemek için kullanılan bir tamga olmalı.

14. Az Tamgasının/Rününün (𐰔) Çözümlemesi

Bir başka kutupsuz tamga. Bu tamgayla ilgili enteresan şeylerden biri Azov/azak taburunun sembolüne çok benzemesi. Ancak Türk tamgalarından değil, Alman Wolfsangel rününden alınmış. Az Tamgası (𐰔) aynı zamanda "oz" tamgası olarak da bilinir ve bazı araştırmacılarca swastika ile ilişkilendirilmiştir. Cinsel olarak uyarılmak manasındaki azmak veya yoldan sapmak anlamındaki azıtmak sözcükleri buradan gelir. Swastika ve Güneş ile ilişkilendirilmesi konusunda şüphem var. Zira Güneş Reda'yı ve yolu da yönetir. Son olarak, Azmıç adındaki insanları tuzağa düşürüp yoldan çıkardığı söylenen varlıkta bu tamganın belirttiği fiil ile alakalı.

15. Uç Tamgasının/Rününün (𐰲) Çözümlemesi

Bu yazıda inceleyeceğim son tamga bu. Bu tamga bugün kullandığımız uçmak fiilinin kökünü oluşturuyor. Bu kök orijinal anlamı itibariyle ölüm, rüya, düşüş ve trans gibi durumları belirtirdi. Şamanın ruhunun transa girip astrale çıktığında tanrıların yanına bir kuş formunda uçtuğu ile alakalı anlatılar bulunur. Aynı zamanda transa girerken düşme hissi önemli bir aşama ve deneyimdir. Uç (𐰲) bu manayı da verir ve uçurum kelimesi de yine bu kökten türemiştir. Eski Türkçe öte dünya olarak anlatılagelen "uçmag" da bence buradan geliyor ve astrali belirtiyor. Manici/Hristiyan terminolojisinden değil uç tamgasının belirttiği fiilden geldiğini düşünüyorum. Tamga şekil itibariyle de yukarıya yönelen bir hareketi anlatıyor. Bu tamga ile alakalı belirteceğim son şey yengeç takımyıldızı ile alakalı olabileceği.

Yukarıda yirmi dört farklı tamgayı incelemiş bulunuyorum. Bunun haricinde Orhun Alfabesinde on dört tane daha tamga bulunuyor. Bu on dört tamganın haricinde Yenisey yazıtlarında da başka tamgalar bulunmakta. Örneğin buraya eklemediğim baş tamgası (Yenisey tamgalarından) doğrudan dagaz rünü ile aynı şekilde gösteriliyor. Şu hâliyle bile oldukça uzun olan bu yazıya onları da eklediğim takdirde okunabilirlik oldukça aşağı düşeceğinden dolayı yazının içeriğini bu kadarıyla sınırlandırma kararı aldım. En başta da belirttiğim gibi ana amaç bu tamgaların yeniden kullanılmasından çok bu kültüre hak ettiği değeri verebilmek. Türkçe diğer dillerde olduğu gibi ezoterik/ruhani bir birikime ve içeriğe sahip, bunun farkında olmanın spiritüel anlamda da bir karşılığı olacaktır. Francis Bacon'ın dediği gibi "Bilgi güçtür." Aynısı Türkler tarafından da söylenmiştir: "Bilgili insan beline, taş kuşansa kaş olur, bilgisizin yanına, altın konsa taş olur." der bir Uygur deyişinde. Doğa ve kavramlar üzerindeki farkındalığımız arttıkça yükseleceğimize ve ayrı bir seviyeye çıkacağımıza inanıyorum. Buna başlamak için en uygun yerin kendimiz ve kendimizi ifade ederken kullandığımız dilimiz olduğunu düşünüyorum.
Elinize sağlık
 

Al Jilwah: Chapter IV

"It is my desire that all my followers unite in a bond of unity, lest those who are without prevail against them." - Satan

Back
Top