Daemonica
Member
- Joined
- Feb 10, 2024
- Messages
- 318
Esenlikler.
Satanizmi araştırdıktan ve adandıktan sonra hemen fark etmesem de, zamanla anladığım ve neredeyse bütün SS'lerin yaşadığını düşündüğüm bir şey var. O da geçmişteki anılardan, özellikle de çocukluk anılarından Satanizme dair emareler bulmak.
Bizzat kendi anılarımdan bir kaçını anlatmak istiyorum. Bunlardan ilki, çocukluğumda Mısır mitolojisine duyduğum ilgiydi. Oyuncaklarım olsun, oynadığım oyunlar olsun hepsine Mısır mitolojisine ilişkin bir şeyler bulabilirdiniz. Kendi imkanlarımla yaptığım ufak tefek şeylerden (Horus'un Gözünü kağıda çizip onu yeşil oyuncak askerlerin kullanacağı bayraklara çevirmek gibi) tutun da plajlarda yaptığım ufak piramitlere kadar pek çok şey halen hatırımda. Bilgisayarda pek sık oyun oynayamasam da, oynadığımda genelde karakter dizayn edebileceğim RPG oyunları oynardım. Bu karakterler de genelde Firavunlar gibi giyinmiş olurdu.
Hatta benim bu halim annemin dikkatini çekmiş ve bana Firavunların ne kadar kötü(?) insanlar olduğunu anlatmaya çalışmıştı. Kendini allaha denk gören bu adamlar zavallı y*hudileri köleler gibi çalıştırıyormuş. Üzülmüş gibi yapıp annemi geçiştirmeye çalışsam da söylediği şeylerin hiç biri umurumda olmamıştı. Ben yine bildiğimi okuyup Mısır mitolojisi temalı oyunlar oynayıp durmaya devam etmiştim. Hatta oynadığım bir bilgisayar oyununda, Tanrıça Isis ile karşılaşıyorduk. Ben de bu Tanrıçayı araştırmak için internete ismini yazdığımda ışid denilen sıçan sürüsünün sebep olduğu vahşetle ilgili sayısız fotoğraf görmüştüm. Pislam denilen şey, bacak kadar çocuğu bile kendinden tiksindirecek kadar pis bir şeydi.
Aradan bir süre sonra, çocuk sayılamayacağım bir dönemde çıkmış bir şarkıyı sürekli dinleyip duruyordum. Bu şarkı da, düşmanla iş birliği içinde olduğuna neredeyse emin olduğum Katy Perry'nin Dark Horse şarkısıydı. Fakat şarkıdan ziyade şarkının klibi daha çok ilgimi çekiyordu. Klip, Antik Mısırı kötüleyen şeylerle dolu olsa da klibin geçtiği mekanı görmek dahi içimdeki Mısır sevgisini büyütüyordu. Ailem bana "dini" sevdirmek için şu meşhur hz. yusuf dizisini izlettirmişti. Onu izlerken dahi hikayenin akışı umurumda olmamış, geçen her dakikasında Mısırın ne kadar görkemli bir yer olduğunu düşünüp durmuştum.
Ayrıca çocukken nedense ezoterik konulara karşı koyamıyordum. En ufak, gözüme gizemli gözüken şey bile bana çok ilgi çekici geliyordu. Ne yazık ki buna düşmanın yer yüzündeki temsilcileri olan Illuminati gibi şeyler de dahil. Hepsinden tiksinti duyuyor olsam da, gizemli yapıları beni araştırma yapmam için cezbediyordu. Fakat ezoterizme olan ilgim, şüphesiz ki Spiritüel Satanizmi keşfetmemdeki asıl etkenlerden birisi oldu.
Aklıma gelen son şey ise oldukça geçmişten gelen bir anı. Hatta bu anıyı Leydi Astarte sayesinde hatırladım, çünkü bizzat kendisiyle ilgili. Bebeklik-Çocukluk arasındaki dönemde, ailem bana yeni yeni tanrı ve din kavramını açıklamaya başladığı dönemde her insan gibi ben de şu meşhur tanrıyı zihnimde hayal etmeye çalışmıştım. İnsanların geneli tanrı kavramını ilk duyduğunda, göklerde süzülen bir bulut, ışık topu, yaşlı adam gibi şeyler hayal eder. Fakat ben oldukça merhametli, sevecen, anaç ve güzel bir kadın hayal etmiştim, üstelik bu kadını genelde ay ile birlikte hayal ederdim. Biliyorsunuz ki Leydi Astarte aynı zamanda Artemis olarak bilinir, Artemis'in sembolü de aydır. Ben bu anının Leydi Astarte ile bağlantılı olduğuna eminim. Hatta sadece bu anı bile inancımı kanıtlayıp şüphelerimi yok eden şeylerden birisiydi.
O halde size de sorayım, çocukluğunuzda yaşadığınız ve hatırınızda kalan Satanizme dair anılar var mı? varsa ve paylaşırsanız çok mutlu olurum.
Satanizmi araştırdıktan ve adandıktan sonra hemen fark etmesem de, zamanla anladığım ve neredeyse bütün SS'lerin yaşadığını düşündüğüm bir şey var. O da geçmişteki anılardan, özellikle de çocukluk anılarından Satanizme dair emareler bulmak.
Bizzat kendi anılarımdan bir kaçını anlatmak istiyorum. Bunlardan ilki, çocukluğumda Mısır mitolojisine duyduğum ilgiydi. Oyuncaklarım olsun, oynadığım oyunlar olsun hepsine Mısır mitolojisine ilişkin bir şeyler bulabilirdiniz. Kendi imkanlarımla yaptığım ufak tefek şeylerden (Horus'un Gözünü kağıda çizip onu yeşil oyuncak askerlerin kullanacağı bayraklara çevirmek gibi) tutun da plajlarda yaptığım ufak piramitlere kadar pek çok şey halen hatırımda. Bilgisayarda pek sık oyun oynayamasam da, oynadığımda genelde karakter dizayn edebileceğim RPG oyunları oynardım. Bu karakterler de genelde Firavunlar gibi giyinmiş olurdu.
Hatta benim bu halim annemin dikkatini çekmiş ve bana Firavunların ne kadar kötü(?) insanlar olduğunu anlatmaya çalışmıştı. Kendini allaha denk gören bu adamlar zavallı y*hudileri köleler gibi çalıştırıyormuş. Üzülmüş gibi yapıp annemi geçiştirmeye çalışsam da söylediği şeylerin hiç biri umurumda olmamıştı. Ben yine bildiğimi okuyup Mısır mitolojisi temalı oyunlar oynayıp durmaya devam etmiştim. Hatta oynadığım bir bilgisayar oyununda, Tanrıça Isis ile karşılaşıyorduk. Ben de bu Tanrıçayı araştırmak için internete ismini yazdığımda ışid denilen sıçan sürüsünün sebep olduğu vahşetle ilgili sayısız fotoğraf görmüştüm. Pislam denilen şey, bacak kadar çocuğu bile kendinden tiksindirecek kadar pis bir şeydi.
Aradan bir süre sonra, çocuk sayılamayacağım bir dönemde çıkmış bir şarkıyı sürekli dinleyip duruyordum. Bu şarkı da, düşmanla iş birliği içinde olduğuna neredeyse emin olduğum Katy Perry'nin Dark Horse şarkısıydı. Fakat şarkıdan ziyade şarkının klibi daha çok ilgimi çekiyordu. Klip, Antik Mısırı kötüleyen şeylerle dolu olsa da klibin geçtiği mekanı görmek dahi içimdeki Mısır sevgisini büyütüyordu. Ailem bana "dini" sevdirmek için şu meşhur hz. yusuf dizisini izlettirmişti. Onu izlerken dahi hikayenin akışı umurumda olmamış, geçen her dakikasında Mısırın ne kadar görkemli bir yer olduğunu düşünüp durmuştum.
Ayrıca çocukken nedense ezoterik konulara karşı koyamıyordum. En ufak, gözüme gizemli gözüken şey bile bana çok ilgi çekici geliyordu. Ne yazık ki buna düşmanın yer yüzündeki temsilcileri olan Illuminati gibi şeyler de dahil. Hepsinden tiksinti duyuyor olsam da, gizemli yapıları beni araştırma yapmam için cezbediyordu. Fakat ezoterizme olan ilgim, şüphesiz ki Spiritüel Satanizmi keşfetmemdeki asıl etkenlerden birisi oldu.
Aklıma gelen son şey ise oldukça geçmişten gelen bir anı. Hatta bu anıyı Leydi Astarte sayesinde hatırladım, çünkü bizzat kendisiyle ilgili. Bebeklik-Çocukluk arasındaki dönemde, ailem bana yeni yeni tanrı ve din kavramını açıklamaya başladığı dönemde her insan gibi ben de şu meşhur tanrıyı zihnimde hayal etmeye çalışmıştım. İnsanların geneli tanrı kavramını ilk duyduğunda, göklerde süzülen bir bulut, ışık topu, yaşlı adam gibi şeyler hayal eder. Fakat ben oldukça merhametli, sevecen, anaç ve güzel bir kadın hayal etmiştim, üstelik bu kadını genelde ay ile birlikte hayal ederdim. Biliyorsunuz ki Leydi Astarte aynı zamanda Artemis olarak bilinir, Artemis'in sembolü de aydır. Ben bu anının Leydi Astarte ile bağlantılı olduğuna eminim. Hatta sadece bu anı bile inancımı kanıtlayıp şüphelerimi yok eden şeylerden birisiydi.
O halde size de sorayım, çocukluğunuzda yaşadığınız ve hatırınızda kalan Satanizme dair anılar var mı? varsa ve paylaşırsanız çok mutlu olurum.