Eşitliğin olmaması ve eşit olmanın hedefimiz olmaması, mevcut olan hali öylece kabullenmemiz gerektiği anlamına da gelmiyor. Tabii ki bunu demek istememişsinizdir ancak bir inşaat işçisinin içinde doğduğu hayatı kabullenip kendisini ve ailesini daha iyi bir konuma taşımaya çalışmaması, ''benim konumum da buymuş'' Zevist bir bakış açısı değil.
Eşitliğin işe yarar olduğu ve sağlamaya çalışmamız gereken yer fırsat eşitliğidir, mesela dünya üzerinde elinde telefon olan herkes Tanrıları öğrenebilir 2025 yılında. Zeus'un Tapınağı herkese bu fırsatı yaş, ırk, sosyoekonomik durum fark etmeksiniz sağlıyor. O fırsatı kullanıp kullanmamak bireylere kalıyor.
Toplumda tabakalaşmayı (stratification) engellemek imkansızdır. Herkesi aynı hizaya koysanız bile bazıları ilerlerken bazıları geriye düşer ve eşit olma durumu korunamaz. Burada da yaratmaya uğraşmamız gereken sistem, katmanların uçurum değil basamak olmasıdır. Biri şanssızlıkla fakir bir ailede doğmuşsa bile eğer daha iyisini hak edecek karakteristiklere sahipse, iş kurup yatırım yapmak için kredi bulabilmeli veya onu doktor/mühendis yapacak eğitimi alabilmeli. Burada yine önemli olan fırsat eşitliği, hak eşitliği. Fırsatları kullananların liyakatla bir yerlere gelebilmesi. Böylece kötü bir dönem geçiren insan uçurumdan düşmek yerine kendini toplayıp tekrar tırmanmaya başlayabilir.
İçine doğduğunuz hayatta sizden önceki onlarca atalarınızın sürdükleri hayatların etkileri, sizinle kan bağı olmayan komşularınızın bile etkisi var. Fare çalışmalarında spor yaptırılan baba farenin çocuklarının metabolizması ve zihinsel fonksiyonları daha iyi oluyor. Tanrı ''ben bu çocuğu dezavantajlı yaratayım'' dediği için değil babası uyuşturucu kullandığı için, annesi hamileyken sigara içtiği için, büyüme çağında iyi beslenmediği için, yurttaşları onu bu durumdan kurtaracak kadar iyi sistemleri barındıran bir ülke inşa etmediği için olabileceğinden zayıf yeteneklerle ve bedenle yaşıyor. Yaratıcı tarafından kelime kelime yazılmış bir kaderle dünyaya gelmiyoruz. Özgür irademiz ve elimizde olmayan; bazen başkalarından bazense doğanın kendisinden kaynaklanan şeyler var.
Pammy hanım, esenlikler, Tanrı insanı eşit yaratmadı derken, aslında şunu demek istedim, dünyaya bizler eşit olarak gelmiyoruz, hayat şartları karma vs etkenler, aslında bir nebzede doğru, Tanrı insanı eşit yaratmadı, 3 temel ırk beyaz sarı siyah ırk, bunlarda bu eşitsizliğe bir örnek olabilir, veya kadın erkek eşitliği diyorlar, tamam kanunlar önünde eşit olabiliriz, lakin kadının yaptığını erkek yapamaz, eşit değiliz, zaten insanlık hep eşit olamaz, insanların eşit olduğunu düşün bir anlığına, bunun bir anlamı olmaz, Tanrı/çalar arasında bile bir hiyerarşi dengesi var, şunu demek istiyorum, hangi konumdaysak o konumun hakkını verelim, elimizdekinin kıymetini bilelim, bunu kendi egoma söylüyorum aslında, şimdi bir örnek vermek gerekirse, bir zengin ailenin çocuğu, altında arabayla drift atıyor, patinaj çekiyor sırf eğlence olsun diye, arabanın lastiklerini yakıyor, bulunduğu konumun değerini bilmiyor, zengin olmak ona bir şey kazandırmıyor, aksine dahada onu aşağı çekiyor, şimdi ben motor aldım, yürüyerek sağa sola gidiyordum, artık motorla gidiyorum, benim için çok değerli neden ? alınteriyle kazandım, onun için dikkat ediyorum, elimdekinin değerini biliyorum, yani arkadaşlar anne baba, telefon bilgisayar, elinizde ne varsa değerini bilin, ruhaniyet meditasyon kareler, büyüler, hangisini biliyorsanız değerini bilin eş dost, iyi arkadaş değerini bilin, adamın altında jeep var, benim kadar mutlu değil, işi gücü sürekli daha çok daha çok para, neye yarıyor, ruhaniyet yok, 5 vakit yahveye yalvarıyor, araştırmıyor ben ne yapıyorum böyle diye sorgulamıyor, size soruyorum çok zengin olupta 5 vakit kul olmakmı, yoksa özgür olup Tanrı/çaları takip etmekmi, birey olmakmı, tabiki özgür bir birey olmakla Tanrı/çaları memnun ederiz, onun için bulunduğumuz yerin değerini bilirsek, işte ozaman kendimiz için, şartları eşitleriz..