Aeternus
Member
- Joined
- Oct 3, 2022
- Messages
- 221
Zaman zaman düştüğümüz anlar olur ve bu anlarda, artık hiçbir şeyin düzelmeyeceğini veya yok olduğunu düşünürüz. Bu derin umutsuzluk çukurundaki karanlığa alışan gözlerimiz, bundan böyle hayatta olumsuzluklardan başka hiçbir şey göremez olur. Hatta kimi insanlar, tam renk körlüğü gibi, hayatta siyah ve beyazdan başka hiçbir rengi göremez. Önce karanlığa alışan gözler, şimdi hayatın renklerine küsmüştür.
Şu unutulmamalıdır ki, düşmek, hayatta gülmek kadar doğal olan bir şeydir. Mutluluk, acı ve diğer tüm duygular, bize insan olduğumuzu kanıtlar. Ne sonsuza dek gülebilir, ne de sonsuza dek ağlayabiliriz. Bir gün zafer kazanır, diğer gün de kaybederiz. Düştüysek eğer, kendimizi kaldıracak olan da yine biziz. Bunun sonsuza dek süreceğini düşünmek ve hiçbir şey yapmamak, ne yazık ki bizi her zaman düşüşlerin dünyasına itecektir. Biz kendimizi bunlardan kurtarmadıkça, ne yürüyebilir ne de koşabiliriz.
Düşüşlerin ve yenilgilerin ardında, onların üstesinden gelecek tek şey, bizim vereceğimiz kararlar olacaktır. Yalnızca o ilk, cesur adımı atmak dahi inanılmaz farklar yaratabilir. Kendimizi bu çukurdan kurtarmak için ne kadar istekli kılarsak, her şey bir o kadar kolay olacaktır. Sonuçta tüm çözümler, ilk olarak kendi zihinlerimizdedir. Eğer “cehennem” ise yaşadığımız, “cenneti” de biz yaratacağız.
Bazenleri kendimizi yaptığımız her şeyden dolayı suçlayacak ve her kötü şey için kendimizi sorumlu tutacağız. Bu yük çok ağır basacak ve kendimize yeni bir şans bile vermez olacağız. Bu aslında o kadar yanlıştır ki, ah, bir baksak anlayacağız. Hepimiz yeni bir şansı hak ederiz ve kendimizi sabote etmekten kaçınmalıyız.
Kimi günler kötü, kimi günler iyidir ancak üzerimize doğan Güneş daima pasparlaktır. Varoluşumuz boyunca, bize, olgunlaşma sürecinde eşlik edecek olan hatalarımıza karşı anlayışlı olmalı ve yeniden başlamayı bir şekilde öğrenmeliyiz. Dün bocalamış olsak da, yarının şansını elinden almamalıyız.
~Aeternus
Şu unutulmamalıdır ki, düşmek, hayatta gülmek kadar doğal olan bir şeydir. Mutluluk, acı ve diğer tüm duygular, bize insan olduğumuzu kanıtlar. Ne sonsuza dek gülebilir, ne de sonsuza dek ağlayabiliriz. Bir gün zafer kazanır, diğer gün de kaybederiz. Düştüysek eğer, kendimizi kaldıracak olan da yine biziz. Bunun sonsuza dek süreceğini düşünmek ve hiçbir şey yapmamak, ne yazık ki bizi her zaman düşüşlerin dünyasına itecektir. Biz kendimizi bunlardan kurtarmadıkça, ne yürüyebilir ne de koşabiliriz.
Düşüşlerin ve yenilgilerin ardında, onların üstesinden gelecek tek şey, bizim vereceğimiz kararlar olacaktır. Yalnızca o ilk, cesur adımı atmak dahi inanılmaz farklar yaratabilir. Kendimizi bu çukurdan kurtarmak için ne kadar istekli kılarsak, her şey bir o kadar kolay olacaktır. Sonuçta tüm çözümler, ilk olarak kendi zihinlerimizdedir. Eğer “cehennem” ise yaşadığımız, “cenneti” de biz yaratacağız.
Bazenleri kendimizi yaptığımız her şeyden dolayı suçlayacak ve her kötü şey için kendimizi sorumlu tutacağız. Bu yük çok ağır basacak ve kendimize yeni bir şans bile vermez olacağız. Bu aslında o kadar yanlıştır ki, ah, bir baksak anlayacağız. Hepimiz yeni bir şansı hak ederiz ve kendimizi sabote etmekten kaçınmalıyız.
Kimi günler kötü, kimi günler iyidir ancak üzerimize doğan Güneş daima pasparlaktır. Varoluşumuz boyunca, bize, olgunlaşma sürecinde eşlik edecek olan hatalarımıza karşı anlayışlı olmalı ve yeniden başlamayı bir şekilde öğrenmeliyiz. Dün bocalamış olsak da, yarının şansını elinden almamalıyız.
~Aeternus