Aşk-ı Cihan
Gül görse rûy-i yârini, hicabından kızarır,
Terk eyler ol libâsını, solup darılır.
Portakalın rayihası silinir zıkrınla,
Seninle cümle âlemde koku cânân sanılır.
Saçınla kıyas eden güneş, utancından kaçar,
Der: “Ben çekilsem ey peri, ziyanın kâfî olur.”
Ziyâ-i lâhûtîyle nûra gark olur cihân,
Zulmet kalır mı her yerde cemâlin var olur.
Gözlerine baksa bir martı, uçmaz gökden denize,
Artık süzülmez gökdeniz, uçuşta can verilir.
Seni düşünen dimağ, aklını serzâr eder,
Aşkınla mahv olur şuur, cihândan el çekilir.
Rüzgâr işitse sadânı, unutur bâd-ı zemistân,
Fırtınası diner hemen, mecnûn gibi sessiz olur.
Seven gönül, cefâyı cânân bilir,
Gamınla şâd olur, şikâyet etmez olur.
Asker görse tebessümün, bırakır kılınç ü siper,
Unutur harb-u, sükûn ile dolur.
-Aleksios
Gül görse rûy-i yârini, hicabından kızarır,
Terk eyler ol libâsını, solup darılır.
Portakalın rayihası silinir zıkrınla,
Seninle cümle âlemde koku cânân sanılır.
Saçınla kıyas eden güneş, utancından kaçar,
Der: “Ben çekilsem ey peri, ziyanın kâfî olur.”
Ziyâ-i lâhûtîyle nûra gark olur cihân,
Zulmet kalır mı her yerde cemâlin var olur.
Gözlerine baksa bir martı, uçmaz gökden denize,
Artık süzülmez gökdeniz, uçuşta can verilir.
Seni düşünen dimağ, aklını serzâr eder,
Aşkınla mahv olur şuur, cihândan el çekilir.
Rüzgâr işitse sadânı, unutur bâd-ı zemistân,
Fırtınası diner hemen, mecnûn gibi sessiz olur.
Seven gönül, cefâyı cânân bilir,
Gamınla şâd olur, şikâyet etmez olur.
Asker görse tebessümün, bırakır kılınç ü siper,
Unutur harb-u, sükûn ile dolur.
-Aleksios