Welcome to our New Forums!

Our forums have been upgraded and expanded!

Welcome to Our New Forums

  • Our forums have been upgraded! You can read about this HERE

Ruhun Karanlık Gecesi 🌙

satou

Active member
Joined
Mar 24, 2022
Messages
374
Tam olarak da geçirdiğim şey. Depresyon desen, değil.

Artık ne kendimi anlayabiliyorum, ne de insanları. Ailem de beni anlamıyor, ben de onları anlamıyorum. Güçlensem de, gücüm nerede? Yok. Uzun bir süredir sadece ay gibiyim. "Ruh kaybı" olarak da geçiyormuş. Ah o boşluk hissini istesem de tarif edemem ki. O amaçsızlık, o anlamsızlık. Beni nasıl da öldürüyor. Bir temelimin olduğunu bile hissedemiyorum. Sadece.. kayıp hissediyorum. Tamamen kaybolmuş. Bunun beraberinde nasıl bir boş vermişlik getirdiğini anlatamam. Hem her şeyi çok ciddiye alıyorum, hem de tarif edilemez bir boş vermişlik içindeyim. Başka kim yıllarca uyumak isteyecek kadar yorgun hissedebilir ki.

Evet, her şey artık eskisi kadar yoğun olmayabilir benim için. Her şey yerini bu anlam veremediğim boşluğa bıraktı. Başka kim böyle şeyler yaşıyor ki? Çok az, neredeyse hiç kimse. Korku hissediyorum fakat yoğun bir korku değil, daha yumuşak bir korku. Bir şeyler yolunda mı artık ondan da emin değilim. Endişelenmek için bile yorgunum.

Asla geçmeyen bir ölme isteği, çünkü yaşamak için bir sebep görememek. Çalışmak? Evlenmek? Neden böyle şeyler yapıyoruz ki. Neden? Hayat o kadar kısa geliyor ki artık. Bu anlamsız gösteri ne zaman sona erecek? Evet, galiba beni hiçbir zaman kimse anlamayacak. Ne kadar da çaresiz bir yakarış.

Benliğim sessizce benden uzaklaşmış gibi. Ben ise artık sadece duygulardan ibaret olduğumu hissediyorum. Belki benliğim bir gün geri döner diye bekliyorum. Yaşıyorum ama.. yaşıyor muyum? Hayır, izliyorum. Benim sıramı merakla bekliyor olacağım.

Uyuma isteği.. hiçbir zaman geçmiyor. Benim için uzun bir süredir sadece gece varmış gibi. Tam olarak da böyle hissediyorum. Yaşamayı ertelemek.. evet. Yaşamak için, gecenin bitmesini beklemek gibi. Sabah olmasını beklesem de galiba hiçbir zaman olmayacak. Bitmeyen bir gece, bitmeyen bir bekleyiş.
 
Duygusal yoğunluğunuz ve kişisel olarak hayatta deneyimlediklerinize nasıl tepki verdiğiniz ile alakadar olmayarak, umur kaybı ve anlamsızlık yahudi realmına başkaldırıda hissedilmesi ne yazık ki mecburi olan bazı etkiler. Nedeni bu varlıkların yalnız ruhani değil maddesel de bir hükmünün olması ve maalesef bu konuda bizden ileride olmaları. Kişisel direncinizin ne seviyede olduğuna bağlı olarak geçici, etkisiz, belki arındırıcı bir durum olabilir. Sağlıklı bi mola verirseniz daha kolay bir çözüm yolu bulabilirsiniz diye düşünüyorum. Moladan kastım ufak eylem değişiklikleri ve kendinizi basitçe tutkunuz ve düşkünlüğünüz olan bir şeye haz amaçlı yöneltmeniz. Delip geçilmesi gerekilen bir simülasyon altındayız ve hayal gücümüzün yeterliliği söz konusu olsa da bazen zihnimiz bu baskıya karşı gelecek yolu izlemekten mahrum kalabilir. Bu durumu deneyimlediğinize göre yeterli ölçüde tanımayı ve savaşınıza bu durumu gözlemleyerek devam etmenizi öneririm. Acıktığımızdaki doğal tepkimiz nasıl yemek yemeye yönelmek oluyorsa, bu durum içerisinde olmak hissini tanıyıp sağlıklı bir şekilde kendinize göre doğal bir işleyişe sokmanız iyi gelecektir. Misal bu umursuzluk ve anlamsızlığa kendine göre verilebilecek doğal tepkilerden bazıları; mola vermek, eğlence ve sosyalleşmeye yönelmek, seks, okumak, para kazanmaya yönelmek, sömürüden kaçmak... gibi uzar gider. Sonuçta anlamsız ve boş değilsiniz fakat size öyle hissettiren varlığınızla öznel olan şeylerin dışında(örneğin bir sanatçısınız ve bu konuda hiç bir çabanız ve emeğiniz yok gibi bir durum olabilir),boş saldırganlıklar, anlamsız maruz kalınan sömürüler, dış ilişikler ve dahası komünizm düzeninin yıpratıcılığı gibi tonla şeyler mevcut. Basitçe tutunabildiğiniz tek şey gerçeğin hayali olarak kalabilir ve savaşmayı seçtiyseniz zaten bir raddede kalacaktır da. Algısal savaşta yenilmemek algının iplerini kendi elimize alarak mümkünatlı olabilir. Kendinize göre en uygun yol hangisiyse onu seçer yolunuza devam edersiniz.
 
chlorophyll said:
Duygusal yoğunluğunuz ve kişisel olarak hayatta deneyimlediklerinize nasıl tepki verdiğiniz ile alakadar olmayarak, umur kaybı ve anlamsızlık yahudi realmına başkaldırıda hissedilmesi ne yazık ki mecburi olan bazı etkiler. Nedeni bu varlıkların yalnız ruhani değil maddesel de bir hükmünün olması ve maalesef bu konuda bizden ileride olmaları. Kişisel direncinizin ne seviyede olduğuna bağlı olarak geçici, etkisiz, belki arındırıcı bir durum olabilir. Sağlıklı bi mola verirseniz daha kolay bir çözüm yolu bulabilirsiniz diye düşünüyorum. Moladan kastım ufak eylem değişiklikleri ve kendinizi basitçe tutkunuz ve düşkünlüğünüz olan bir şeye haz amaçlı yöneltmeniz. Delip geçilmesi gerekilen bir simülasyon altındayız ve hayal gücümüzün yeterliliği söz konusu olsa da bazen zihnimiz bu baskıya karşı gelecek yolu izlemekten mahrum kalabilir. Bu durumu deneyimlediğinize göre yeterli ölçüde tanımayı ve savaşınıza bu durumu gözlemleyerek devam etmenizi öneririm. Acıktığımızdaki doğal tepkimiz nasıl yemek yemeye yönelmek oluyorsa, bu durum içerisinde olmak hissini tanıyıp sağlıklı bir şekilde kendinize göre doğal bir işleyişe sokmanız iyi gelecektir. Misal bu umursuzluk ve anlamsızlığa kendine göre verilebilecek doğal tepkilerden bazıları; mola vermek, eğlence ve sosyalleşmeye yönelmek, seks, okumak, para kazanmaya yönelmek, sömürüden kaçmak... gibi uzar gider. Sonuçta anlamsız ve boş değilsiniz fakat size öyle hissettiren varlığınızla öznel olan şeylerin dışında(örneğin bir sanatçısınız ve bu konuda hiç bir çabanız ve emeğiniz yok gibi bir durum olabilir),boş saldırganlıklar, anlamsız maruz kalınan sömürüler, dış ilişikler ve dahası komünizm düzeninin yıpratıcılığı gibi tonla şeyler mevcut. Basitçe tutunabildiğiniz tek şey gerçeğin hayali olarak kalabilir ve savaşmayı seçtiyseniz zaten bir raddede kalacaktır da. Algısal savaşta yenilmemek algının iplerini kendi elimize alarak mümkünatlı olabilir. Kendinize göre en uygun yol hangisiyse onu seçer yolunuza devam edersiniz.

Yazılarınız çok güzel. Birçok kişiye yardımcı olduğunu düşünüyorum. Bunun için hepsi adına teşekkür ederim
 
Yazılarınızı okuyarak psikolojik ilimlere yatkınlığınızın çok fazla olduğunu düşünüyorum. Belki öznel bakımdan bu konuda anlamsızlık yaşıyor olabilirsiniz. Psikolojik anlayış ve soruşturma yeteneği ilim ve bilgiyle beslenmediği takdirde en büyük boşluklardan birine dönüşebilir. Hayatın bilgiyle bağı olmayan Fantezi dünyası hariç her alanı işkence ile dolar ve geriye acı çekmek veya uyuşmak gibi niteliksiz iki zaruret bırakır.
 
Maresay said:
chlorophyll said:
Duygusal yoğunluğunuz ve kişisel olarak hayatta deneyimlediklerinize nasıl tepki verdiğiniz ile alakadar olmayarak, umur kaybı ve anlamsızlık yahudi realmına başkaldırıda hissedilmesi ne yazık ki mecburi olan bazı etkiler. Nedeni bu varlıkların yalnız ruhani değil maddesel de bir hükmünün olması ve maalesef bu konuda bizden ileride olmaları. Kişisel direncinizin ne seviyede olduğuna bağlı olarak geçici, etkisiz, belki arındırıcı bir durum olabilir. Sağlıklı bi mola verirseniz daha kolay bir çözüm yolu bulabilirsiniz diye düşünüyorum. Moladan kastım ufak eylem değişiklikleri ve kendinizi basitçe tutkunuz ve düşkünlüğünüz olan bir şeye haz amaçlı yöneltmeniz. Delip geçilmesi gerekilen bir simülasyon altındayız ve hayal gücümüzün yeterliliği söz konusu olsa da bazen zihnimiz bu baskıya karşı gelecek yolu izlemekten mahrum kalabilir. Bu durumu deneyimlediğinize göre yeterli ölçüde tanımayı ve savaşınıza bu durumu gözlemleyerek devam etmenizi öneririm. Acıktığımızdaki doğal tepkimiz nasıl yemek yemeye yönelmek oluyorsa, bu durum içerisinde olmak hissini tanıyıp sağlıklı bir şekilde kendinize göre doğal bir işleyişe sokmanız iyi gelecektir. Misal bu umursuzluk ve anlamsızlığa kendine göre verilebilecek doğal tepkilerden bazıları; mola vermek, eğlence ve sosyalleşmeye yönelmek, seks, okumak, para kazanmaya yönelmek, sömürüden kaçmak... gibi uzar gider. Sonuçta anlamsız ve boş değilsiniz fakat size öyle hissettiren varlığınızla öznel olan şeylerin dışında(örneğin bir sanatçısınız ve bu konuda hiç bir çabanız ve emeğiniz yok gibi bir durum olabilir),boş saldırganlıklar, anlamsız maruz kalınan sömürüler, dış ilişikler ve dahası komünizm düzeninin yıpratıcılığı gibi tonla şeyler mevcut. Basitçe tutunabildiğiniz tek şey gerçeğin hayali olarak kalabilir ve savaşmayı seçtiyseniz zaten bir raddede kalacaktır da. Algısal savaşta yenilmemek algının iplerini kendi elimize alarak mümkünatlı olabilir. Kendinize göre en uygun yol hangisiyse onu seçer yolunuza devam edersiniz.

Yazılarınız çok güzel. Birçok kişiye yardımcı olduğunu düşünüyorum. Bunun için hepsi adına teşekkür ederim

Teşekkürler, yardımcılıktan ziyade bilgi paylaşımı ve daha çok yüce ideallerde ortaklaşmayı hedefliyorum. Yardımcı olabileceğim düşüncesi arzum ve isteğim bakımından üzerime alınacağım bir düşünce değil. Lakin yardımın esas kaynağını bilir ve aslen hakkını tanırım.
 
Uyanmak için herhangi bir sebebi olmayan, ölüme aşık olurmuş. Tabii ya, kurtuluş zannettiği ölüm de değilmiş aradığı. Yine kendi içindeymiş asıl kurtuluş. Cehennem de ondaymış, cennet de; seçim de ona aitmiş, hangisini yaşamak istediğine dair olan. 7 köprülü bir yol varmış bedeninde, sıkışmış birinde, yaklaşamazmış göklere. Ah ne acı bir olay, ne büyük bir trajedi.

Diğer insanlar kendini kurtarmak için cesaretlenirken, o, fâni bedeninin ışığını söndürmek için cesaret biriktirirmiş. Halbuki bilmezmiş ki, yine kendisinin yaptıkları götürmüş onu bu noktaya, kendisi yaratmış yaşadığı hayatı. Şimdi, nedir duyduğu bu arzu, anlaşılmaya olan, neden anlatırmış insanlara derdini, yaratan da kendisiymiş ya derdini. O zaman, kim anlayabilir ki onu, daha anlayamazken insanlar kendisini? Herkes yaşamak için savaşırken, kim ne yapsın daha geç ölmek için çabalayan birini?
 
Spine said:
Uyanmak için herhangi bir sebebi olmayan, ölüme aşık olurmuş. Tabii ya, kurtuluş zannettiği ölüm de değilmiş aradığı. Yine kendi içindeymiş asıl kurtuluş. Cehennem de ondaymış, cennet de; seçim de ona aitmiş, hangisini yaşamak istediğine dair olan. 7 köprülü bir yol varmış bedeninde, sıkışmış birinde, yaklaşamazmış göklere. Ah ne acı bir olay, ne büyük bir trajedi.

Diğer insanlar kendini kurtarmak için cesaretlenirken, o, fâni bedeninin ışığını söndürmek için cesaret biriktirirmiş. Halbuki bilmezmiş ki, yine kendisinin yaptıkları götürmüş onu bu noktaya, kendisi yaratmış yaşadığı hayatı. Şimdi, nedir duyduğu bu arzu, anlaşılmaya olan, neden anlatırmış insanlara derdini, yaratan da kendisiymiş ya derdini. O zaman, kim anlayabilir ki onu, daha anlayamazken insanlar kendisini? Herkes yaşamak için savaşırken, kim ne yapsın daha geç ölmek için çabalayan birini?

Daha önce hiç bu kadar ruhuma dokunan sözlerle karşılaşmamıştım... Bazı sözleri tarif etmek için bile en az o sözler kadar güzel sözler gerekir ve bende de sizde olan yeteneğin birazı bile yok... Bir insanı onun kendisini anladığından daha iyi anlamak nasıl bir his Spine Bey? Aynaya baktığımda bile bu kadar kendimi görmüyorum ben. En büyük teşekkürleri hak ediyorsunuz... Ne kadar ders çıkarıp olgunluk göstermem gerekiyorsa ben de o kadar bunu yapacağım.
 
satou said:
Spine said:
Uyanmak için herhangi bir sebebi olmayan, ölüme aşık olurmuş. Tabii ya, kurtuluş zannettiği ölüm de değilmiş aradığı. Yine kendi içindeymiş asıl kurtuluş. Cehennem de ondaymış, cennet de; seçim de ona aitmiş, hangisini yaşamak istediğine dair olan. 7 köprülü bir yol varmış bedeninde, sıkışmış birinde, yaklaşamazmış göklere. Ah ne acı bir olay, ne büyük bir trajedi.

Diğer insanlar kendini kurtarmak için cesaretlenirken, o, fâni bedeninin ışığını söndürmek için cesaret biriktirirmiş. Halbuki bilmezmiş ki, yine kendisinin yaptıkları götürmüş onu bu noktaya, kendisi yaratmış yaşadığı hayatı. Şimdi, nedir duyduğu bu arzu, anlaşılmaya olan, neden anlatırmış insanlara derdini, yaratan da kendisiymiş ya derdini. O zaman, kim anlayabilir ki onu, daha anlayamazken insanlar kendisini? Herkes yaşamak için savaşırken, kim ne yapsın daha geç ölmek için çabalayan birini?

Daha önce hiç bu kadar ruhuma dokunan sözlerle karşılaşmamıştım... Bazı sözleri tarif etmek için bile en az o sözler kadar güzel sözler gerekir ve bende de sizde olan yeteneğin birazı bile yok... Bir insanı onun kendisini anladığından daha iyi anlamak nasıl bir his Spine Bey? Aynaya baktığımda bile bu kadar kendimi görmüyorum ben. En büyük teşekkürleri hak ediyorsunuz... Ne kadar ders çıkarıp olgunluk göstermem gerekiyorsa ben de o kadar bunu yapacağım.
Esenlikler,

Sizi sizden başka iyi anlayabilen kimse yoktur, sadece kendinize biraz daha fazla kulak verin. Sorununuzla sorun yaratmayın, kendinizi dinleyin. Hissedin ve anlamaya çalışın.

İyi günler.
 
unforgiven said:
satou said:
Spine said:
Uyanmak için herhangi bir sebebi olmayan, ölüme aşık olurmuş. Tabii ya, kurtuluş zannettiği ölüm de değilmiş aradığı. Yine kendi içindeymiş asıl kurtuluş. Cehennem de ondaymış, cennet de; seçim de ona aitmiş, hangisini yaşamak istediğine dair olan. 7 köprülü bir yol varmış bedeninde, sıkışmış birinde, yaklaşamazmış göklere. Ah ne acı bir olay, ne büyük bir trajedi.

Diğer insanlar kendini kurtarmak için cesaretlenirken, o, fâni bedeninin ışığını söndürmek için cesaret biriktirirmiş. Halbuki bilmezmiş ki, yine kendisinin yaptıkları götürmüş onu bu noktaya, kendisi yaratmış yaşadığı hayatı. Şimdi, nedir duyduğu bu arzu, anlaşılmaya olan, neden anlatırmış insanlara derdini, yaratan da kendisiymiş ya derdini. O zaman, kim anlayabilir ki onu, daha anlayamazken insanlar kendisini? Herkes yaşamak için savaşırken, kim ne yapsın daha geç ölmek için çabalayan birini?

Daha önce hiç bu kadar ruhuma dokunan sözlerle karşılaşmamıştım... Bazı sözleri tarif etmek için bile en az o sözler kadar güzel sözler gerekir ve bende de sizde olan yeteneğin birazı bile yok... Bir insanı onun kendisini anladığından daha iyi anlamak nasıl bir his Spine Bey? Aynaya baktığımda bile bu kadar kendimi görmüyorum ben. En büyük teşekkürleri hak ediyorsunuz... Ne kadar ders çıkarıp olgunluk göstermem gerekiyorsa ben de o kadar bunu yapacağım.
Esenlikler,

Sizi sizden başka iyi anlayabilen kimse yoktur, sadece kendinize biraz daha fazla kulak verin. Sorununuzla sorun yaratmayın, kendinizi dinleyin. Hissedin ve anlamaya çalışın.

İyi günler.

Bana en yakın benim ne de olsa.
 

Al Jilwah: Chapter IV

"It is my desire that all my followers unite in a bond of unity, lest those who are without prevail against them." - Satan

Back
Top