Welcome to our New Forums!

Our forums have been upgraded and expanded!

Welcome to Our New Forums

  • Our forums have been upgraded! You can read about this HERE

bitireceğim

satou

Member
Joined
Mar 24, 2022
Messages
375
buraya kadardı. elveda. yok olmak istiyorum. yok olmak istiyorum. yok olmak istiyorum. yok olmak istiyorum. yok olmak istiyorum. yok olmak istiyorum. yeter. dayanamıyorum.
 
satou said:
buraya kadardı. elveda. yok olmak istiyorum. yok olmak istiyorum. yok olmak istiyorum. yok olmak istiyorum. yok olmak istiyorum. yok olmak istiyorum. yeter. dayanamıyorum.

elveda
 
Fazla abartıyorsunuz, derhal bir 'Nauthiz' içeren disiplin büyüsüne başlayın. Kısmen Sowilo'da olumlamaya eklenip özgüven için kullanılabilir, fakat mutlaka Nauthiz olması gerektiğini düşünüyorum. 24 Kasım bunun için uygun bir tarih, o güne dek kendinizi topraklayın.
Muhtemelen aura temizliğinizi ve korumanızı bile yapmıyorsunuz, bir şeylerin değişmesi için önce kendinizi değiştirmeniz gerek.

Hepimiz kötü şeyler yaşadık, fakat bir şeyleri bu kadar abartmaya ve kendinize yüklenmeye gerek yok; zira önünüzdeki ayları bu şekilde geçirmemelisiniz.
 
Her neyse, kimse bir şey yazmasın lütfen. Soluk alabildiğim tek yer burası. Tavsiye de vermeyin, gerek yok. Keyfimden yapmıyorum, sadece her şeyden kaçışım burası oluyor. Bazı anlarda gerçekten kabusta olduğumu hissediyorum ve bu yer, tüm bunların dışında benim için. Ben bunlar için bile suçlu hissederken, böyle anlamlı bir yerde dramalar görmek oldukça üzüyor.

Hayatı zorlaştıran insanlardan nefret ediyorum. Ben bu haldeyim çünkü insanlar aptal ve anlayışsız. Kimse gerçekçi değil. Benim önceden en çok zorlandığım şey buydu. Her insanda bir gerçekçiliğin olduğunu biliyordum ama ben çoğu şeyi anlayamıyordum ve saftım. Şimdi ise eski halimle alakam yok. Çok gerçekçi birisine dönüştüm.. Bu kötü bir şey. Ne ara böyle oldum bilmiyorum. Sadece bunu aşırı şekillerde yaşıyorum. İnanılmaz bir karamsarlık getiriyor bana. Gerçeklik, sanırım beni en çok etkileyen, benim için en anlamlı ve değerli olan kelime. Gerçeklik kabus gibi geldiğinde de savaşmak yerine kurtulmak istiyorum. Korkağım, tüm her şey korkutuyor.

Okuyan ve beni anlamaya çalışan herkese teşekkürler. Bakalım daha ne kadar daha buradayım, bu forumda, bu berbat dünyada, bu bedende.
 

Biraz ciddiyet takınmalısınız. Özünüzde iyi biri olduğunuza şüphem yok, fakat buradaki tavrınız uygulanması gereken davranışın tersi yönde; zira vakit henüz gelmedi.

Ateşe odun koymak, onu harlamaktan ibatettir.
 
Koymayı unutmuşum, bu yazıyı pür dikkatle okuyun.
https://ancient-forums.com/viewtopic.php?f=3&t=90216
 
Hayatın en dibi ne kadar karanlıksa en üstü de o kadar aydınlıktır, ne kadar kötü şeyler deneyim ettiğinizi tabi ki bilemem ama hayatın her koşulda yaşanmaya değer, evrenin de deneyim etmeye değer olduğunu düşünüyorum. Rahatlık ve refah içinde bir dünyaya doğmadık ama onu yaratabiliriz. Kaybettiğiniz mutluluğun çok uzaklarda değil içinizde olduğunu hiçbir zaman unutmayın. Kendinize iyi bakın.
 
Bencilliğimden, egomdan nefret ediyorum. Nefret. Bencil birisi olmak istemiyorum. Egodan nefret ediyorum. Her şeyi bu yüzden batırıyorum. Kendimden kurtulmak istiyorum. Bencil birisi olmak istemiyorum. Başıma ne geldiyse bu yüzden geldi. Yemin ederim her şeyi batırıyorum. Kendimi değil egomu öldürmek istiyorum. İğrenç bir şey. Yapamıyorum, kurtulamıyorum. Sevdiğim kişi bu yüzden benden nefret ediyor. İçimdeki masum kişiye haksızlık ediyor. Egomdan nefret ediyorum. Ölmeyi hak ettiğimi düşünmem de bu yüzden. Her şeyde önüme engel olarak çıkıyor. Lanet gibi. Hiçbir şey benim elimde değil. Sadece egodan nefret ediyorum. Derinlerde bende bir şeyler yanlış gibi geliyor. Geri alınamayan bir lanet gibi bu. Ne çalışması yapmalıyım? Korkunç bir canavar olmak istemiyorum. Elimde olmayan bu şeylerden nasıl kurtulabilirim.
 
Satan's Crow said:
Fazla abartıyorsunuz, derhal bir 'Nauthiz' içeren disiplin büyüsüne başlayın. Kısmen Sowilo'da olumlamaya eklenip özgüven için kullanılabilir, fakat mutlaka Nauthiz olması gerektiğini düşünüyorum. 24 Kasım bunun için uygun bir tarih, o güne dek kendinizi topraklayın.
Muhtemelen aura temizliğinizi ve korumanızı bile yapmıyorsunuz, bir şeylerin değişmesi için önce kendinizi değiştirmeniz gerek.

Hepimiz kötü şeyler yaşadık, fakat bir şeyleri bu kadar abartmaya ve kendinize yüklenmeye gerek yok; zira önünüzdeki ayları bu şekilde geçirmemelisiniz.

Fazla abartmıyorum. Güzel tavsiyeler ama buraya tekrardan durumumu özet geçeyim.

Kundalini sürecindeyim. Yıllar önce başladı ve o zamandan beri bilinçaltım ve ruhum git gide evrildi ve ben de bu süreçte bilinçaltımla iş birliği içerisinde olup bilinçli şekilde hayatın temel prensiplerini anlamaya çalıştım. Attığın linkteki yazıyı da zaten okumuştum, tüm bunların hepsi derinlemesine anlayabildiğim şeyler zaten. Eğer düzgün hissetseydim forumda bildiğim her şeyi paylaşırdım ama inanılmaz bir özen gerektiriyor. Güçlenmek her zaman iyi bir şey değil, bazen lanet haline gelebiliyor. Gücümü nasıl yönlendirebileceğimi ve nasıl bir hayat yaşamam gerektiğini anlayamıyorum ve bu yabancılaşma hissi de beni intihara sürüklüyor. Buradaki herkes dünyevi hayata hâlâ bir şekilde bağlı ama bu benim zamanla elimden alındı. Günümüzde zaten belirli bir farkındalığa sahip (npc olmayan) birisi bile her anlamda sorunlar yaşıyor. Hayatım bu forumda geçmiyor ve insanları istesem de istemesem de anlamaya çalışıyorum. Bazı insanlar gerçekten diğerlerinden daha farklı seviyede ve bunu inkar etmesin kimse. Milyarlarca insan arasında kundalini sürecine girip temel şeyleri anlayıp yalnızlığa boğulunca insanın dengesi şaşıyor. Programlanmış bir robot gibi her gün aynı şeyleri yapamıyorum hatta bu kabus gibi geliyor.

Auramı arada sırada temizliyorum ama onun dışında gerek duymuyorum çünkü zaten doğal olarak güçlü olduğunu hissediyorum.

Nasıl yaşamam gerektiğini, ne yapmam gerektiğini bilmiyorum. Elimde farkındalıktan ve bilgelikten başka bir şey yok. Evet dünya kurtulacak ama o zamana kadar bir Satanist nasıl yaşar? Kundalini sürecindeki bir Satanist. Bu güne kadar hiçbir şey benim elimde olmadı ve muhtemelen Tanrılar yönlendirdi. İyi de neden ben? Normal şekilde yaşamak istiyordum sadece. Niye diğer insanlar gibi yaşayamıyorum.

Ne kadar anlatırsam anlatayım kimse neden bahsettiğimi anlamayacak.
 
Bahsettiğiniz kadar güçlüyseniz, kendinizi çoktan iyileştirebilirdiniz. Ne yazık ki güçlü bir Neptün etkisinde olduğunuzu düşünüyorum, bu yüzden Tanrıların rehberliği ile bir iyileşme sürecine girin. Sizin ne hissettiğinizi anlayabiliyoruz fakat size bebek bakıcılığı yapmak yerine çözüm üretiyoruz.
 
Amantes said:
Bahsettiğiniz kadar güçlüyseniz, kendinizi çoktan iyileştirebilirdiniz. Ne yazık ki güçlü bir Neptün etkisinde olduğunuzu düşünüyorum, bu yüzden Tanrıların rehberliği ile bir iyileşme sürecine girin. Sizin ne hissettiğinizi anlayabiliyoruz fakat size bebek bakıcılığı yapmak yerine çözüm üretiyoruz.

Neptün etkisinde olduğum zamanlar oldu ama sonradan kendime fayda sağlayacak şekilde kullanmayı öğrendim. Neptün etkisi, farkındalık karşısında eriyor aslında. Sonradan her şeyden şüphe ettiğim ve sadece farkındalığıma tutunduğum bir duruma geldim, sağlıklı gelmiyor evet ama en azından Neptün etkisi gibi şeylerle uğraşmak zorunda kalacağım bir duruma sürüklenmedim. Hayat zaten yeterince zor, gerçekçilikten de bahsedip duruyorum. Sürekli her şeyden şüphe edip dikkatli olduğumu söylüyorum zaten. Kundalini'den bahsettiğimde Neptün etkisi diyerek gelmese insanlar artık, çünkü biliyorum. Zaten her zaman Tanrılara tutunarak ilerledim yani zihnim hep onlarla oldu. Kendi sorunlarımdan bahsederken konuyu genel olarak Kundalini hakkında tutacağım. Fazla şüphe de iyi değil.

Güçlüyüm ama güç her zaman güç müdür ki. Güçlü olmak ya da zayıf olmak değil mesele her zaman. Hayatı bu kadar basite indirgemek benim geçmişte yaptığım hatalardan biriydi.
 

Evet, kesinlikle fazla abartıyorsunuz.

Belki gerçekten kundalininiz uyanıyordur,(ki bu tahmin edebileceğinizden çok daha fazla çalışma gerektirir) zira bunu ben bilemem; çünkü sizi tanımıyorum.
Fakat bilin ki, durumunuzu sizin sandığınızdan daha iyi anlıyorum.
Gücünüzün bir lanet olduğundan bahsediyorsunuz.
Size bakınca ciddi anlamda kendimi görüyorum.

JG'lerden biri bana günde bir ton aura temizliği yaptığını söylemişti.
Her gün istisnasız temizliğinizi yapmanız gerekir.

Bir örnek vereyim;
Şeytan Babamız, yıllar önce Maxine'ye bir tatil hediye etti.
Kendi sözlerinden hatırladığım kadarıyla;
Tatil sırasında teknenin içinde Maxine kötü enerjiler hissetti.
Lord Azazel ve Lord Thoth ortaya çıktı. Lord Azazel negatif enerji ve varlıklar olduğunu söyledi. Maxine gördüklerinden sonra(ne gördüğünü anlatmaya girmeyeceğim) Tatili yarıda bırakıp defalarca aura temizliği yapmak zorunda kaldı.
_________________________

Evet, abartıyorsunuz!
Durumunuzu bilmiyorum fakat, Şeytan'ın bir evladı olduğunuz için Yüce Baba mahvolmanıza izin vermeyecektir.

Çevremde; öz amcası tarafından tecavüze uğrayan bir kız biliyorum, annesi gözleri önünde defalarca bıçaklanan birini biliyorum. Siz böyle değilsiniz. Yanınızda Şeytan var.
Sizin yanınızda tüm evrenin en güçlü varlığı var, ve siz ona 'baba' diyorsunuz. Şeytan Aşkına! Biraz kendinize güvenin.
_________________________

 5. ev veya Güneş'ten gelen mutluluk eksikliği ile ilgili sorunlardan bahsediyorsunuz . Ateş elementinin ve Wunjo runesinin iyimserlikle ne kadar bağlantılı olduğunu görebiliriz. Ayrıca Sanskritçe Sananda mantrasını da deneyebilirsiniz.

Bunlara kendinizi iyi hissedene kadar devam edin.

Güneş ve Neptün, kişiye pozitif şekilde özgüven verebilir, bahsi geçen durum oldukça güzel bir özellik olmakla beraber; Güneş enerjilerinin de yönetilmesi gerekir, çünkü kişiyi çok kibirli ve zayıflıklarının farkında olmayan hale getirebilirler.

İsterseniz size bu ayın 24'üne kadar bir disiplin büyüsü verebilirim, fakat kendiniz yapıp deneyim kazanmanız tavsiyemdir.
___________________________

İstediğimiz kadar kavga edelim, biz bir aileyiz. İnsan sevdiklerini sözleri ile de sarabilir. Forumdan değil SS'ten bahsediyorum, zira foruma fazla bağlanıyorsunuz; bu yüzden de ruhani gelişiminizi aksatıyorsunuz.

Sadakat, Saygı ve Cesaret, bir Spiritüel Satanist'in sahip olması gereken erdemler bunlardır.
Sadakat ve saygınızdan şüphem yok, fakat biraz cesur olmalısınız.

Hayat herkes için derslerle doludur.
 
satou said:
Ne kadar anlatırsam anlatayım kimse neden bahsettiğimi anlamayacak.

Dostum kendini neden bu hayatta tarifi olmayan benzeri olmayan bir trajedi yaşamış birisi olarak görüyorsun? Kimse ne anlattığımı anlamayacak falan? Muhtemelen bi sikim yaşamadın bu hayatta daha. Sevdiğim kız falan diyorsun. Hepimiz sevdiklerimizden kopuyoruz ve hepimiz bu hayatta, o esnada tarifi olmayan gibi gelse de daha önceden milyonlarca insanın tecrübe ettiği boktan olayları tecrübe ediyoruz. Senin sorunun problemlerle başa çıkma konusundaki mental zayıflığın. Anlattıklarını herkes yaşadı ve günümüzde de herkes yaşamaya devam ediyor. Hayatın kendisi kötü olmak zorundadır. İyi bir hayat olsaydı hiç bir şeyin anlamı olmazdı. Çünkü algılama ve düşünme yeteneğimizin olması mutlu mutlu bir şeyler yaşayıp mutlu mutlu takılmak için yok. Bok gibi olaylar yaşayıp bunların üstesinden gelmemiz için var bunlar. Seni herkes anlıyor, aksine sen kimseyi anlamıyorsun. Ayrıca kundalini sürecinde falan da değilsin. Muhtemelen ruhaniyette gelişmiş de değilsin, tanrılarla da iletişimin yok. Kendinizi kandırmayın artık. Forumun ciddiyetinin anasını siktiniz. Gün sonunda 2 seçeneğin var. Ya gerçek hayatında bazı insanlarla tanışıp bu sorunlarını onlar ile paylaşıp beraber bir çözüm üreteceksin. Ya da gece yatağına girip mutsuz mutsuz uyuyup bu mutsuzluğu köküne kadar yaşayacaksın. Hepimiz hayatımızda dönem dönem yapıyoruz bunu. Bu kadar ilgiye ihtiyacın varsa git watpadd'de kitap yaz 15 yaş çoluk çocuk gelsin onlardan al ilgini. Burası dini bir topluluk. Bedava psikolog servisi değil. Buraya gelen insanlar, kendi içindeki boşluğu, tanrı kavramı hakkındaki soru işaretlerini doldurmak için ve gerçekleri öğrenmek için geliyor. Sizin ergen dramalarınızı dinlemek için değil. Gidin devlet psikoloğuna anlatın derdinizi. Çocuk parkına çevirdiniz burayı. Ayrıca yazdığın yazılarda gerçekten bir şey anlatsan sana yardımcı olacak bir çok insan da vardır burada. Ama bir bok anlattığın da yok. Derdini yazıp üstüne tavsiye vermeyin eleştiri yapmayın falan diyorsun. Ne istiyorsun anlamadık.
 
Bu yazım kötü hissedip burada ağlayan herkese gelsin. Forumlarda yok öyle problemliyim yok şöyle dertliyim diye ağlayan kişiler muhtemelen 20 yaş altı, okula giden ve gün içinde saatlerce boş vakti olan, hayatınızda gerçekten bir problemle karşılaşmamış insanlarsınız. Dünyada çok fazla insan var, teknoloji çok fazla gelişti, açsanız yemeğiniz hazır, bir şeye ihtiyacınız varsa telefondan tek tıklamayla ayağınıza getirebiliyorsunuz. Evrenin ve insan vücudunun sırları açıklandı. İstediğiniz bilgiye istediğiniz an ulaşabilirsiniz. Köyde yaşayan, cahil bir insan olmama lüksü size zaten verildi. Muhtemelen aileniz sizin her türlü maddi probleminizle de ilgileniyor bu yüzden bu sikik ekonomide günde 12 saat çalışıp kendine vakit bile ayıramamanın ne demek olduğunu bilmiyorsunuz. Açlığın ve fakirliğin ne olduğu hakkında en küçük bir fikriniz bile yok. Tüm ihtiyacınız başkaları tarafından karşılanıyor ve buna öyle bir alışmışsınız ki en küçük bir problemle karşılaşınca aynı bir "velet" gibi ağlamaktan başka hiç bir şey yapamıyorsunuz. Sağlık sorununuz yok, "gerçek" yalnızlığın ne olduğu hakkında en küçük bir fikriniz bile yok. Devamlı "gelişmiş" olduğunuzu vurgulama ihtiyacı duymanızın sebebi aslında gelişmemiş olduğunuzun farkında olup bundan rahatsız olduğunuz içindir. Sevgilinizden ayrılınca kendinizi charles bukowski falan zannediyorsunuz. Hayat bu tarz "minik" tecrübelerden ibaret değildir. Çok daha berbat ve rezil ve iğrenç ve dayanılmaz durumların içinde bulacaksınız kendinizi. Acilen büyümeniz gerek. Mutluluk ve mutsuzluk kavramları üzerine okuyun. Beyninizdeki tüm gereksiz bilgileri düşünmeyi bırakıp, mutsuzluk üzerine düşünün. Mutsuz olsan da olmasan da yapman gereken şeyleri yapmaya devam etmek zorunda olduğunuz gerçeğini iyice benimseyin. Yoksa hayatın kendisi sizi de yıkacak. Çöp gibi kenara atılacaksınız ve kendi aileniz dışında hiç kimse sizi umursamayacak. Onlar da bir süre sonra umudu kesecek zaten. Büyüme zamanı artık. Kitap okuyun, yaşadığınız ve yaşadığım her şey geçmişteki bir çok insan tarafından yaşandı ve tecrübe edildi ve "yazıldı".
 
forumları kirlettigim icin kusura bakmayın. bu da buradaki son mesajım.
 
satou said:
forumları kirlettigim icin kusura bakmayın. bu da buradaki son mesajım.

Arkadaşımız sert konuşmuş gibi gelebilir, fakat söylediklerinde haklılık payı var.
Sorumluluklarımızı yerine getirmeliyiz. Kimse size gitmenizi söylemiyor.
 

Bu yazınızı ve kısa sürede davranışınıza yansıttığınız olgunluğu takdir ediyorum.
Zira, sert gibi gözükse de haklılık barındıran sözleriniz; gerçekliğin duvarıdır.
 
deccal said:
Bu yazım kötü hissedip burada ağlayan herkese gelsin. Forumlarda yok öyle problemliyim yok şöyle dertliyim diye ağlayan kişiler muhtemelen 20 yaş altı, okula giden ve gün içinde saatlerce boş vakti olan, hayatınızda gerçekten bir problemle karşılaşmamış insanlarsınız. Dünyada çok fazla insan var, teknoloji çok fazla gelişti, açsanız yemeğiniz hazır, bir şeye ihtiyacınız varsa telefondan tek tıklamayla ayağınıza getirebiliyorsunuz. Evrenin ve insan vücudunun sırları açıklandı. İstediğiniz bilgiye istediğiniz an ulaşabilirsiniz. Köyde yaşayan, cahil bir insan olmama lüksü size zaten verildi. Muhtemelen aileniz sizin her türlü maddi probleminizle de ilgileniyor bu yüzden bu sikik ekonomide günde 12 saat çalışıp kendine vakit bile ayıramamanın ne demek olduğunu bilmiyorsunuz. Açlığın ve fakirliğin ne olduğu hakkında en küçük bir fikriniz bile yok. Tüm ihtiyacınız başkaları tarafından karşılanıyor ve buna öyle bir alışmışsınız ki en küçük bir problemle karşılaşınca aynı bir "velet" gibi ağlamaktan başka hiç bir şey yapamıyorsunuz. Sağlık sorununuz yok, "gerçek" yalnızlığın ne olduğu hakkında en küçük bir fikriniz bile yok. Devamlı "gelişmiş" olduğunuzu vurgulama ihtiyacı duymanızın sebebi aslında gelişmemiş olduğunuzun farkında olup bundan rahatsız olduğunuz içindir. Sevgilinizden ayrılınca kendinizi charles bukowski falan zannediyorsunuz. Hayat bu tarz "minik" tecrübelerden ibaret değildir. Çok daha berbat ve rezil ve iğrenç ve dayanılmaz durumların içinde bulacaksınız kendinizi. Acilen büyümeniz gerek. Mutluluk ve mutsuzluk kavramları üzerine okuyun. Beyninizdeki tüm gereksiz bilgileri düşünmeyi bırakıp, mutsuzluk üzerine düşünün. Mutsuz olsan da olmasan da yapman gereken şeyleri yapmaya devam etmek zorunda olduğunuz gerçeğini iyice benimseyin. Yoksa hayatın kendisi sizi de yıkacak. Çöp gibi kenara atılacaksınız ve kendi aileniz dışında hiç kimse sizi umursamayacak. Onlar da bir süre sonra umudu kesecek zaten. Büyüme zamanı artık. Kitap okuyun, yaşadığınız ve yaşadığım her şey geçmişteki bir çok insan tarafından yaşandı ve tecrübe edildi ve "yazıldı".

Köyde yaşayan, cahil bir insan olmama lüksü size zaten verildi.
Aptalca bir ifade. Bayağı aptalca. Köyde yaşayan cahil insanların buna benzer bunalımları yok örneğin, genellikle içe dönük olabilirler, yaşamak için gerekli olan şeyleri yapabilirler. Sağlıklı gıdalarını kendi emekleriyle doğrudan temin edip, doğa ile iç içe yaşayabilirler. Taa 3242472 milyar ışık yılı ötedeki sıradan bir gezegenin peşine düşmeden hayat sürüyorlar. Evet bu açıdan cahiller. Elinin altında harika bir bilgi kaynağının olması da hiçbir şey ifade etmiyor. Çok fazla şey bildiğini sanan insan, her şeyden yarım yamalak bilir ve bu seni cehaletten kurtarmaz. Bilgiyi içselleştirip, önemli bir dalda ilerlediğin müddetçe, sadece o konudaki cehaletinden çıkabilirsin. Sağlık ve tıp hakkında geniş bilgiye sahibim, ama hala bilmediklerimin cahiliyim. Tarih konusunda da tamamıyla cahilim, hiçbir şey bilmem. Dolayısıyla cehaletin bir sınırı veya başı sonu yoktur. Cahil kelimesinin anlamını öğrenmekle başlayın siz en iyisi. Hatta umarım köyde yaşıyorsunuzdur. Eğer şehirliyseniz cahil kavramının cahilisiniz ki bu benim tarih konusundaki cehaletimden daha kötü. Bir şeyler yazarsanız cevap vermeyeceğim. İyi günler
 
deccal said:
Bu yazım kötü hissedip burada ağlayan herkese gelsin. Forumlarda yok öyle problemliyim yok şöyle dertliyim diye ağlayan kişiler muhtemelen 20 yaş altı, okula giden ve gün içinde saatlerce boş vakti olan, hayatınızda gerçekten bir problemle karşılaşmamış insanlarsınız. Dünyada çok fazla insan var, teknoloji çok fazla gelişti, açsanız yemeğiniz hazır, bir şeye ihtiyacınız varsa telefondan tek tıklamayla ayağınıza getirebiliyorsunuz. Evrenin ve insan vücudunun sırları açıklandı. İstediğiniz bilgiye istediğiniz an ulaşabilirsiniz. Köyde yaşayan, cahil bir insan olmama lüksü size zaten verildi. Muhtemelen aileniz sizin her türlü maddi probleminizle de ilgileniyor bu yüzden bu sikik ekonomide günde 12 saat çalışıp kendine vakit bile ayıramamanın ne demek olduğunu bilmiyorsunuz. Açlığın ve fakirliğin ne olduğu hakkında en küçük bir fikriniz bile yok. Tüm ihtiyacınız başkaları tarafından karşılanıyor ve buna öyle bir alışmışsınız ki en küçük bir problemle karşılaşınca aynı bir "velet" gibi ağlamaktan başka hiç bir şey yapamıyorsunuz. Sağlık sorununuz yok, "gerçek" yalnızlığın ne olduğu hakkında en küçük bir fikriniz bile yok. Devamlı "gelişmiş" olduğunuzu vurgulama ihtiyacı duymanızın sebebi aslında gelişmemiş olduğunuzun farkında olup bundan rahatsız olduğunuz içindir. Sevgilinizden ayrılınca kendinizi charles bukowski falan zannediyorsunuz. Hayat bu tarz "minik" tecrübelerden ibaret değildir. Çok daha berbat ve rezil ve iğrenç ve dayanılmaz durumların içinde bulacaksınız kendinizi. Acilen büyümeniz gerek. Mutluluk ve mutsuzluk kavramları üzerine okuyun. Beyninizdeki tüm gereksiz bilgileri düşünmeyi bırakıp, mutsuzluk üzerine düşünün. Mutsuz olsan da olmasan da yapman gereken şeyleri yapmaya devam etmek zorunda olduğunuz gerçeğini iyice benimseyin. Yoksa hayatın kendisi sizi de yıkacak. Çöp gibi kenara atılacaksınız ve kendi aileniz dışında hiç kimse sizi umursamayacak. Onlar da bir süre sonra umudu kesecek zaten. Büyüme zamanı artık. Kitap okuyun, yaşadığınız ve yaşadığım her şey geçmişteki bir çok insan tarafından yaşandı ve tecrübe edildi ve "yazıldı".

Diğer tüm dediklerinize de katılıyorum. Bunu da ekleyeyim ki taşa tutulmayayım. İyi günler tekrar
 
İşler bu noktaya kadar geldiyse, büyük ihtimalle bir şeyleri göz ardı ediyorsunuz.

Doğum haritanızı detaylı bir şekilde incelemenizi tavsiye ederim.
 

Bir şeyler yazarsam neden cevap vermeyeceksiniz ki? Yazdığım şeyler dokunmuş olmalı. Köyde yaşayan "cahil" derken köyde yaşayan herkese cahil demeye çalışmadım ve bunun da gayet farkındasınız. Sadece gününüzün büyük bir çoğunluğunu barınak gıda ve koruma gibi temel ihtiyaçlara harcama zorunluluğundan, ve bu sayede başka herhangi bir şeye vakit kalmaması durumundan bahsettim. Yazdığım onca şeyin arasından cımbızla tek bir tanesini alıp bunun üzerine böyle saçma saçma konuşmanız acınası bir davranış. Köyde yaşıyor olmalısın. Merak etme benim yaşadığım şehir de köy sayılır. Sana cahil demek istesem, bunu köylü kavramı üzerinden yapmayı tercih etmezdim.

Ayrıca böyle bir hayatın yok sonuçta.
00221910da6c13c0ad223a.jpg


Ama sen ne anlamak istiyorsan onu anlayabilirsin. Hayat bilgisi dersine çalışmayı unutmayalım. İyi günler.
 
deccal said:
satou said:
buraya kadardı. elveda. yok olmak istiyorum. yok olmak istiyorum. yok olmak istiyorum. yok olmak istiyorum. yok olmak istiyorum. yok olmak istiyorum. yeter. dayanamıyorum.

elveda
Esenlikler nasilsiniz
 
satou said:
buraya kadardı. elveda. yok olmak istiyorum. yok olmak istiyorum. yok olmak istiyorum. yok olmak istiyorum. yok olmak istiyorum. yok olmak istiyorum. yeter. dayanamıyorum.

Hisler, yeri geldiğinde insanı öldüren, yeri geldiğinde insanı göğe kadar yükselten şeyler. Özünde mükemmel şeyler ve hislerimiz olmasa, sanırım hiçbir şeyin hiçbir anlamı gerçekten olmazdı.

Yok olmamamız için hiçbir sebebimiz de olmazdı belki de, bu sözleri yazmanıza sebep olan hislerinize ithafen söylüyorum. Ancak hislerin bu kadar önemli olmasının yanında, kontrolsüz gelişen duygular insanın hayatını sonlandırmayı düşünmesine bile sebebiyet verebilir ve bu, her zaman sandığınızdan daha tehlikeli bir rus ruletidir. Benim kontrolsüz gelişen duygularım yok, ben sadece yok olmak istiyorum diyebilirsiniz, belki gerçekten duygularınızdan bağımsız şekilde de genel olarak hoş, ya da etik bulmadığınız şeyler vardır dünyada.

Örneğin bir insan tüm dünyanın sanki bizi sikmek için oluşturulmuş bir reklam panayırından ibaret olduğunu düşündüğünde (ki ahlakını kaybetmiş bir dünya yapısında yaşadığımızı göz önünde bulundurursak bu tür bir dünya yapısını görmeyi bir kez tercih ettikten sonra neredeyse gözümüzün önünden ayrılmaz hale gelir) o insan toplumda uyumsuz bir kişi olmayı umursamamaya başlar, hayatın anlamsızlığından etkilenme seviyesi, anlamlı olduğunu hissettiği tarafına daha ağır basabilir. çünkü bir kez zihninizin odağı bozulmuştur. Tüm bu bunalımın da üstüne, zihninizin içinde ahlakınız ve kuralları yıkmak istediğiniz taraflarınızın çatışması içerisinde hayata devam etmek, zaten kaldırdığınız yükün üstüne bir varoluş boyu daha yük koymak gibi hissettirebilir. Buna benzer etkileri, hislerin insana gerçekten zarar verdiği, belki de işkence ettiği bir taraf belli ki.

Size önerim, yakın zamanda bir psikiyatriste danışmanız ve bu tür size zarar veren hislerinizden bahsedip size önereceği ilacı (ilk ilaç kullanma talebiyle gittiğinizde muhtemelen yalnızca serotonin düzenleyici bir ilaç verir diye düşünüyorum, işinde iyi bir psikiyatristin daha yeni bir danışmanına kırmızı reçeteli bir ilaca başlatması çok büyük bir hatadır ve psikiyatristinizi değiştirmeniz gerekir.) sizin kullanmanızı önerdiği süreç boyunca kullanmanız ve bu süreçte sizin iyi hissetmenizi sağlayacak şeyleri yapmaya efor sarf etmenizdir. Örneğin spor yapmak, ağırlık kaldırmak, ya da basitçe koşmak, sizi yoracak bir şeyler yapmak gibi.

"Bir psikiyatriste her şeyimi anlatmak istemiyorum" diye düşünebilirsiniz, ancak psikiyatristlerin temel görevi sizin hayatınız hakkında maksimum detaya erişmek ve sizi manipüle etmek değildir, bunu yapabilecekleri imkanları olsa bile sizin talep etmediğiniz takdirde bunu yapmamaları gerekir. Bu konuda işinde iyi bir psikiyatristin "görünen köyün kılavuz istemediği" prensibini bilerek sizi serotonin düzenleyici bir ilaca yönlendirmesi doğru olandır, psikoloji bölümündeki derslerinde de danışmanlarını bu şekilde yönlendirmeleri öğretilir. Ki serotonin eksikliği/düzensizliği bir psikolojik rahatsızlıkla bağdaştırılmak zorunda kalınmadan çok fazla insan türünde görülür. Hiperaktivite bozukluğu olan kişilerin serotonin dengesizliği çok yüksektir ve serotonin eksikliği görülür mesela, aynı şekilde borderline kişilik bozukluğu da kolaylıkla serotonin dengesizliğine sebep olabilir.

Ek bilgi: her insan doğumunda borderline kişilik tipi olarak doğar ve hayatının ilerleyişiyle borderline yapısı etkilenir. İnsanı bu özellikleri olmadan yargılamak mümkün değildir.

"Yalnızca serotonin düzenleyici bir ilaç bana ne etki edecek de ben hayatın anlamsızlığını ve acısını unutacağım" diyebilirsiniz, ancak bu çok hatalı bir düşüncedir. Beyninizdeki nörokimyayı onardığınızda sizin acı çekmenize/kötü hissetmenize neden olan hislerden de büyük oranda kurtulursunuz. Bu konuda kaynak verebilirdim, ancak basitçe serotonin dengesizliğini ve neden olduğu sonuçları araştırmanız yeterli olur sadece.
 
satou said:
Bencilliğimden, egomdan nefret ediyorum. Nefret. Bencil birisi olmak istemiyorum. Egodan nefret ediyorum. Her şeyi bu yüzden batırıyorum. Kendimden kurtulmak istiyorum. Bencil birisi olmak istemiyorum. Başıma ne geldiyse bu yüzden geldi. Yemin ederim her şeyi batırıyorum. Kendimi değil egomu öldürmek istiyorum. İğrenç bir şey. Yapamıyorum, kurtulamıyorum. Sevdiğim kişi bu yüzden benden nefret ediyor. İçimdeki masum kişiye haksızlık ediyor. Egomdan nefret ediyorum. Ölmeyi hak ettiğimi düşünmem de bu yüzden. Her şeyde önüme engel olarak çıkıyor. Lanet gibi. Hiçbir şey benim elimde değil. Sadece egodan nefret ediyorum. Derinlerde bende bir şeyler yanlış gibi geliyor. Geri alınamayan bir lanet gibi bu. Ne çalışması yapmalıyım? Korkunç bir canavar olmak istemiyorum. Elimde olmayan bu şeylerden nasıl kurtulabilirim.

Ego her insanın kaçınılmaz bir şekilde şekilde sahip olduğu bir şeydir ve sizin egonuz hiçbir şekilde bu kadar nefret edilmeyi sadece varolması sebebiyle hak etmez. ben söylediğiniz şeyleri okuduğumda sizin korkunç bir canavardan ziyade gerçekten acı çekmiş ve iyi niyetine, şefkatine inanılmamış, belki de bunu sevdiklerine inandırmakta başarısız olduğunu hisseden bir insan olduğunuzu düşündüm. Kendinize iyi bakın, bu dünyaya sizin gibi bir insan lazım.
 

Ruhunuzun sesini dinleyin. Sizi doğru yola iletecektir.
Hazır hissettiğinizde -bu zamanı sadece siz bilebilirsiniz ve sorgulamak kimseye düşmez- sizi bekliyor olacağız.
 
Satan's Crow said:

Ruhunuzun sesini dinleyin. Sizi doğru yola iletecektir.
Hazır hissettiğinizde -bu zamanı sadece siz bilebilirsiniz ve sorgulamak kimseye düşmez- sizi bekliyor olacağız.
Satan's Crow nasılsınız umarım iyisinizdir.Bende meditasyonlarima devam ediyorum 12.günü bitirdik.Bana ne tavsiye vermek istersiniz sizin tecrubelerinizden faydalanmak isterim.Ben kalbimi iyiliğe güzelliğe hakikate açtım.Bu yolda nelere dikkat etmeliyim iyi akşamlar saygılar sevgiler tüm SS lere Yazın balkonda yatarken hava sıcaktı bir yıldız vardı sabah yıldızı.Ben daha 1 buçuk ay oldu ŞEYTANI bileli SS leri yeni tanıdım ozamanlar piç isa beni kandiriyordu.Sabaha karşı gözümü bi açardım sabah yıldızına bakardım adının LUCİFER olduğunu biliyordum.Hakikat neyse ortaya çıksın diye hep dua ederdim.Hep gökyüzüne bakıp nedir bu hayat derdim saolsun yutupda bir SS le sohbet ettik ona minnettarım saolsun beni buraya yönlendirdi.O ibranilerin tahtaki kanlı vahşetinden kurtuldum SEYTAN BABAYA teşekkürler olsun
 

Ruhaniyetin asıl hedefi, bireyin kendisi ve ruhu üzerinde gerçek bir kontrole ve farkındalığa sahip olmasıdır.

Yantralar okült güce sahip işaretlerdir.  Tanrıların mühürleri de buna dahildir.
Onlar üzerine Meditasyon yapmak ve çalışmak Leydi Astaroth'un 8 katlı yolunun bir parçasıdır.
Demonlar hayatın hangi noktasında eksik olduğumuzu bizlerin kavrayabileceğinden daha üst düzey bir farkındalıkla tespit edebilirler; zira onlar bizim anlayışımızın ötesinde işler yapıyorlar.

Hepimizin öncelikli sorunları/ihtiyaçları olduğu için, Tanrılara bir sonraki adımda ne üzerinde çalışmanız gerektiğine dair önerilerini sormalısınız. Tanrıların bilgeliğini zamanla daha iyi anlayacaksınız.

Boşuna söylemiyoruz; ''Lordumuz bizi dosdoğru yola ilet.''
______________________________________

-Çakralarınız -özellikle güneş çakranız- üzerine çalışın. Sadece odaklanıp altın enerjiler soluyabilirsiniz.

-Yüce Yüksek Rahibimiz Cobra'nın yazılarını tabiri caizse sular seller gibi okuyun. Deniz kadar sonsuz bilgeliği size yol göstersin.

-Rehberliğini almanız gereken kişi her şeyden önce Lord Şeytan'dır. Sık sık Standart ayin yapın.

-Maxine'nin öğrettiği üzere; Kendinize sorun; ne düşünüyorum? Nasıl hissediyorum? Benim nasıl düşünmem gerektiği; bir başkasının ne düşüneceği veya herkesin ne düşüneceği değildir. Hepimiz birer bireyiz. Hepimizin farklı tercihleri ​​ve zevkleri var. Bir başkasının bir şeyi sevmesi ya da sevmemesi, birey olarak sizin de aynı şekilde hissetmeniz gerektiği anlamına gelmez. Ne zaman bir ikilemle ya da yeni bir şeyle karşı karşıya kalsanız, kendinize yukarıdaki soruları sorun. Satanizm en uç noktada özgür düşüncedir, ancak çok az kişi gerçekten kendi adına düşünebilmektedir.
______________________________________

Umarım attığınız adımlar sizi ilahi ve asil amacımıza -Magnum Opus'a- yakınlaştırır.

Sorduğunuz için teşekkür ediyorum. Hayatımı milletimin ilahi özgürlük için verdiği harbe adadım, haliyle oldukça meşgulüm.
Kötü olmam gibi bir durum söz konusu olamaz, bunu kendime görev bildim. Bir SS vazgeçtiği zaman savaş bitmiş demektir.

Zamanı gelecek kötü olaylar yaşayacaksınız, kötü insanlar tanıyacaksınız; ne kadar umutsuz görünebileceğinin farkındayım. Fakat ben Tanrıların güç ve kudretine bizzat şahit oldum. Aldığım lütuf rüyalarımın ve hayallerimin ötesindeydi.
 
Satan's Crow said:

Ruhaniyetin asıl hedefi, bireyin kendisi ve ruhu üzerinde gerçek bir kontrole ve farkındalığa sahip olmasıdır.

Yantralar okült güce sahip işaretlerdir.  Tanrıların mühürleri de buna dahildir.
Onlar üzerine Meditasyon yapmak ve çalışmak Leydi Astaroth'un 8 katlı yolunun bir parçasıdır.
Demonlar hayatın hangi noktasında eksik olduğumuzu bizlerin kavrayabileceğinden daha üst düzey bir farkındalıkla tespit edebilirler; zira onlar bizim anlayışımızın ötesinde işler yapıyorlar.

Hepimizin öncelikli sorunları/ihtiyaçları olduğu için, Tanrılara bir sonraki adımda ne üzerinde çalışmanız gerektiğine dair önerilerini sormalısınız. Tanrıların bilgeliğini zamanla daha iyi anlayacaksınız.

Boşuna söylemiyoruz; ''Lordumuz bizi dosdoğru yola ilet.''
______________________________________

-Çakralarınız -özellikle güneş çakranız- üzerine çalışın. Sadece odaklanıp altın enerjiler soluyabilirsiniz.

-Yüce Yüksek Rahibimiz Cobra'nın yazılarını tabiri caizse sular seller gibi okuyun. Deniz kadar sonsuz bilgeliği size yol göstersin.

-Rehberliğini almanız gereken kişi her şeyden önce Lord Şeytan'dır. Sık sık Standart ayin yapın.

-Maxine'nin öğrettiği üzere; Kendinize sorun; ne düşünüyorum? Nasıl hissediyorum? Benim nasıl düşünmem gerektiği; bir başkasının ne düşüneceği veya herkesin ne düşüneceği değildir. Hepimiz birer bireyiz. Hepimizin farklı tercihleri ​​ve zevkleri var. Bir başkasının bir şeyi sevmesi ya da sevmemesi, birey olarak sizin de aynı şekilde hissetmeniz gerektiği anlamına gelmez. Ne zaman bir ikilemle ya da yeni bir şeyle karşı karşıya kalsanız, kendinize yukarıdaki soruları sorun. Satanizm en uç noktada özgür düşüncedir, ancak çok az kişi gerçekten kendi adına düşünebilmektedir.
______________________________________

Umarım attığınız adımlar sizi ilahi ve asil amacımıza -Magnum Opus'a- yakınlaştırır.

Sorduğunuz için teşekkür ediyorum. Hayatımı milletimin ilahi özgürlük için verdiği harbe adadım, haliyle oldukça meşgulüm.
Kötü olmam gibi bir durum söz konusu olamaz, bunu kendime görev bildim. Bir SS vazgeçtiği zaman savaş bitmiş demektir.

Zamanı gelecek kötü olaylar yaşayacaksınız, kötü insanlar tanıyacaksınız; ne kadar umutsuz görünebileceğinin farkındayım. Fakat ben Tanrıların güç ve kudretine bizzat şahit oldum. Aldığım lütuf rüyalarımın ve hayallerimin ötesindeydi.
Satan Crow Teşekkür ederim cevap yazdığınız için.Dedinizya gün gelecek kötü günler göreceksiniz biraz endişelendim nasıl yani.Birde şunu çok merak ediyorum kendimizi neden bu kadar çok gizliyoruz kimliğimizi. ŞEYTAN en güçlüyse arkamızda böyle bir Tanrıların evrenin asıl yetkililerinin gücü varken merak ediyorum neden kimliğimizi gizliyoruz bu kafama takılıyor bir türlü cevap bulamiyorum beraberinde başka sorularda getiriyor aklıma.Siz bu konuda ne diyorsunuz .En güçlü olanın yolundakilerinde bu dünyada sözü geçmesi lazım ben böyle düşünüyorum.Ben daha 1 aydır bu yoldayım ben şuan şaşkın gibiyim neyin peşindeyim.Hayat beni hep ezdi ne biliyim hep hor görülduk isteklerimiz olmadı ondan sonra herşeyi sorgular oldum. Cok kafamda sorular varda .Teşekkür ederim SS arkadaşım şimdiden Güç ve kudret şükür ŞEYTAN BABAYA olsun
 

Hiçbir SS feda edilemez.

Hepimizin daha iyi veya kötü günleri oluyor, bundan bahsetmeye çalıştım.  İsteklerimizin olmaması ile hissedilen buruk hissi iyi bilirim.
Endişeye mahal vermemeniz gerek, zira onların yıkımına gidecek yol sanılandan daha kısa.


Daha iyi olan ve daha iyi bilen diğer herkes, Şeytan'ın Sevinci'nin verdiği antik sistemin açık ve asil mesajını kabul etti: Tanrılar kahramandır, onların yolu asildir ve bu yolda yürüdüğümüzde varlıklar olarak kendimizi en yüksek potansiyelimize doğru yükseltiriz.

Kumandan Cobra bunu şöyle açıkladı;
''Tüm bunlar, doğduğumuz andan itibaren ve hatta yeryüzünde var olmadan önceki zamandan beri hepimizin içine işlenmiştir. Tüm bunlar hem bu maddi evrenin hem de onun üzerinde yer alan ve "ruhani alem" olarak adlandırdığımız evrenin içindeki doğal yasalara dayanmaktadır.''

Size böyle davranan kişilerin eylemleri, söyleşileri, yaptıkları ve uyguladıkları olsa olsa yamyam kabilelerden üstündür.

Duyulara, maneviyata, doğruluğa ya da ruhun gelişimine karşı çıkmak insanlığı hiçbir yere götürmeyecektir. Düşman yalan sistemleri tarafından önerilen sonsuz nefret sarmalı, yalnızca insanlığa ağır zihinsel ve ruhsal sorunlar aşılamak için çalışır ve bu da düşman aldatmacalarının üretmeye devam ettiği aynı sefaleti ve anlayışın alt seviyelerinin ıstırabını sürekli olarak daha fazla sürdürür.

''Sümerlerin Enki dediği Babillerin Oannes'iydi. Oannes'in simgesi Enki, Venüs'ün sayısı ve simgesi olan hayat ağacının çevresine on üç kez sarılan yılandı. Keçi balığı, Enki'nin sembolü Makara Shukra'nın sembolüdür. Yunanlılar bu sembole Pan'ın adını verdiler. Sümerler ırksal Aryanlardı ve fiziksel olarak Enki'nin, yani Venüs, Shukra, Lucifer'in soyundan geldiklerini belirtmişlerdi.''

Yahudilerin kaderleri mühürlendi. Geçmişin izleri yolumuzu aydınlatacak.
Şeytan bizleri tüm yanılsamalardan arındıracaktır. Gerçek, ilahi ve sonsuz Tanrı Shukra(Lord Şeytan) tekrar bu dünyada hüküm sürecek.

Sizi hor gören herkes, yaptıkları için önünüzde eğilip sizden af dileyecek, bu yüzden size sakin olmanızı söylüyorum.

Size sadece YouTube'dan aldığım misyoner motivasyon cümlelerini söylemiyorum. Gerçek bir Spiritüel Satanist'in sahip olması gereken inançtan bahsediyorum.
Ve sizde bu ışığı görmemek için gözlerimi kapatmam gerek.

Her birimizin çok büyük bir potansiyeli var.
Şimdi bunu anlayan her birimizin içindeki ışığı harlaması gerekir.

Bir gün -yakın gelecekte- her birimiz gibi; yaptıklarıyla gurur duyan, geçmişiyle barışık ve içindeki ışığı takip eden; başı dik, SS Subay olacağınıza şüphem yoktur.

Zira tüm bunlar zat-ı muhterem kişilere karşı mümtaz görevlerimizdendir.

Lord Thoth'un dediği üzere; ''Sizler çok daha büyük bir şeyin parçasısınız.''

Başarılı olacağımıza eminim. Homeros'un Ithaca'sına gidiyoruz, Altından şehirler bizi bekliyor, Odysseus bizi kapıda karşılayacak.
 
Satan's Crow said:

Hiçbir SS feda edilemez.

Hepimizin daha iyi veya kötü günleri oluyor, bundan bahsetmeye çalıştım.  İsteklerimizin olmaması ile hissedilen buruk hissi iyi bilirim.
Endişeye mahal vermemeniz gerek, zira onların yıkımına gidecek yol sanılandan daha kısa.


Daha iyi olan ve daha iyi bilen diğer herkes, Şeytan'ın Sevinci'nin verdiği antik sistemin açık ve asil mesajını kabul etti: Tanrılar kahramandır, onların yolu asildir ve bu yolda yürüdüğümüzde varlıklar olarak kendimizi en yüksek potansiyelimize doğru yükseltiriz.

Kumandan Cobra bunu şöyle açıkladı;
''Tüm bunlar, doğduğumuz andan itibaren ve hatta yeryüzünde var olmadan önceki zamandan beri hepimizin içine işlenmiştir. Tüm bunlar hem bu maddi evrenin hem de onun üzerinde yer alan ve "ruhani alem" olarak adlandırdığımız evrenin içindeki doğal yasalara dayanmaktadır.''

Size böyle davranan kişilerin eylemleri, söyleşileri, yaptıkları ve uyguladıkları olsa olsa yamyam kabilelerden üstündür.

Duyulara, maneviyata, doğruluğa ya da ruhun gelişimine karşı çıkmak insanlığı hiçbir yere götürmeyecektir. Düşman yalan sistemleri tarafından önerilen sonsuz nefret sarmalı, yalnızca insanlığa ağır zihinsel ve ruhsal sorunlar aşılamak için çalışır ve bu da düşman aldatmacalarının üretmeye devam ettiği aynı sefaleti ve anlayışın alt seviyelerinin ıstırabını sürekli olarak daha fazla sürdürür.

''Sümerlerin Enki dediği Babillerin Oannes'iydi. Oannes'in simgesi Enki, Venüs'ün sayısı ve simgesi olan hayat ağacının çevresine on üç kez sarılan yılandı. Keçi balığı, Enki'nin sembolü Makara Shukra'nın sembolüdür. Yunanlılar bu sembole Pan'ın adını verdiler. Sümerler ırksal Aryanlardı ve fiziksel olarak Enki'nin, yani Venüs, Shukra, Lucifer'in soyundan geldiklerini belirtmişlerdi.''

Yahudilerin kaderleri mühürlendi. Geçmişin izleri yolumuzu aydınlatacak.
Şeytan bizleri tüm yanılsamalardan arındıracaktır. Gerçek, ilahi ve sonsuz Tanrı Shukra(Lord Şeytan) tekrar bu dünyada hüküm sürecek.

Sizi hor gören herkes, yaptıkları için önünüzde eğilip sizden af dileyecek, bu yüzden size sakin olmanızı söylüyorum.

Size sadece YouTube'dan aldığım misyoner motivasyon cümlelerini söylemiyorum. Gerçek bir Spiritüel Satanist'in sahip olması gereken inançtan bahsediyorum.
Ve sizde bu ışığı görmemek için gözlerimi kapatmam gerek.

Her birimizin çok büyük bir potansiyeli var.
Şimdi bunu anlayan her birimizin içindeki ışığı harlaması gerekir.

Bir gün -yakın gelecekte- her birimiz gibi; yaptıklarıyla gurur duyan, geçmişiyle barışık ve içindeki ışığı takip eden; başı dik, SS Subay olacağınıza şüphem yoktur.

Zira tüm bunlar zat-ı muhterem kişilere karşı mümtaz görevlerimizdendir.

Lord Thoth'un dediği üzere; ''Sizler çok daha büyük bir şeyin parçasısınız.''

Başarılı olacağımıza eminim. Homeros'un Ithaca'sına gidiyoruz, Altından şehirler bizi bekliyor, Odysseus bizi kapıda karşılayacak.
-----------‐-----------‐---------------------
Sayın Satan Crow iyi günler
Hayat bu iyide var kötüde bizde bu hayatın içindeyiz.Ben daha yeniyim önce hem düşünüyorum hem 40 günlük medistasyonlarimi yapiyorum vede GERÇEĞİN Hakikatin sahibine kalbimi açıyorum şüphelerimle yanlışımla doğrumla korkularımla cesaretimle.YARATICIMIZA sesleniyorum dua ediyorum Yaratan yarattığını yarı yolda koymaz.Oyle büyü yapayım şunu yapayım bunu yapayım derdinde değilim .Basamakları tek tek çıkıcam.Satan Crow bu gün bi yerde kımızı siyah mum gördüm aldım adanmak için kenarda dursun sırası geldiğinde lazim olacak aldım sakladım.Icimde heyecan var adanmak için o zamanlarda gelecek iyi günler SS dostum o Altın şehir de sizinle olmayı diliyorum Güç ve kudret YARATICIMIZ ŞEYTAN BABAYA AFT OLSUN
 

Al Jilwah: Chapter IV

"It is my desire that all my followers unite in a bond of unity, lest those who are without prevail against them." - Satan

Back
Top