Welcome to our New Forums!

Our forums have been upgraded and expanded!

Welcome to Our New Forums

  • Our forums have been upgraded! You can read about this HERE

Şans gerçek midir? "Hak" mı edilir yoksa "Satın" mı alınır?

Chlorophyll

Member
Joined
Oct 1, 2019
Messages
62
İnsanları ilgilendiren çoğul ve çok yapılı kompleks hayat şartları insanların emek harcarken ileri veya geri doğru yol almasını kesinlik ile etkileyen bir faktördür. Hayat başlangıcı ile aynı nitelikleri taşımak zorunda değildir. Biz Satanistler hayatın başlangıcında taşıdığı herkese ve her şeye eşit dağılım politikasını sağlıklı bir birey yargısı dahilinde yırtar, bu yol üzerinden mutlak gerçeği gerçekleştirmeye yani varoluşta sahip olduğumuz evrimsel olarak en üstün varlık oluşumuzun hakkını vermeye gayret ederiz. Dışarda, varoşlarda, lüks semtlerde, büyük şehirlerde, köylerde hayat farklı işler ve daimi kusurludur. Hayatın işleyişinin kusuru normalde evrimin yok ettiği yegane şeydir. Biz evrimi bir üstad, bir yol ve bir "ARAÇ" olarak değil varoluşumuz kendisi sayar buna tekabülen yüceltiriz. Bizi biz yapandan şaşmadan daimi ilerler, ileriyi değil geriyi suçlamak üzere sorgularız. Hayatı başlangıcı ile aynı nitelikte tutarak yüceltmek yolunu tutmuşlar sapkınlar olarak nitelendirilir ve daimi gözleri ve sözleri yapmacıklık ve hak edenin tersine yönelir. Kendilerine gelince onların da hak etmedikleri üzerinden yol almaya çalıştığını ve haliyle liyakat taşıyıp taşımamak kaygısı gütmediklerine şahit oluruz. İşte şansı satın alınan bir şey olarak empoze eden kesim bu ve bunun yardakçıları misali "boş ve sonlu varoluşçuluk ve sonsuz fantazi dünyası" aşıklarıdır ve bu "empatik düşünce virüslüğü" yaşantı olarak öncelik bakımından mihenk taşları vazifesini görür. Bu vazife bizim varoluşumuzla yakından uzaktan ilgisizdir ve yalnız İlerici yükselişimize(popülerite ve imkanın elimizde tutulması) yönelik bir saldırganlıktır. Bu saldırganlığın kusursuz çözümü FEHU rünüyle olası varoluşsal imkan arttırma çalışması ile elde edilir. Gericiler, ilerici yükselirken, bizler varoluşumuzu "mutlak ve sadece" hedefleyerek üzerinde yaşadığımız dünyanın imkanlarından uzak tutulmamalıyız.
 
Varoluşsal imkanın varlığı ve yokluğu mevzuatı varoluşumuz ile alakalı iken fazlalığı ve azlığı yani bolluk durumu dış imkanlarımızın gücünü ve üstünlüğünü niteler. Bu sebep ile varoluşsal imkanın artması ve azalması durumu varoluşumuzla değil varlığımız dışı sahip olunan sahte değer olgularını niteler.(Basit kavramsal anlayışsızlık varoluş kelimesinin dahiliyeti nedeni ile bunu birleştirmeye ve ayırmamaya eğilimlidir, lakin dilimizde kullandığımız -sal eki bu durumu giderir.) Örneğin Barınma ihtiyacı minimum(basit bir barakada) şartlarda karşılanan bir insanla maksimum şartlarda(bir sarayda) karşılanan insanın farkı burada belli olur.
Sahte değer olguları yönetimin yokluğunda olması gerekenden daha "sahte" değer görür. Burada belirtilen saldırı "daha sahte(dolayısıyla gerçek) görülen" değer olgularından maruz kalınan saldırıdır.
Yani sarayın daha iyi olduğunu hiç kimse inkar edemez ve bu bir gerçektir lakin bu sadece bu anlama gelir. Sarayda yaşayan ve barakada yaşayan arasında sahte farklar yaratarak (akıl, üstünlük, zeka, güç gibi başlıklar altında) saldırmak bir kesimin ihtiyaçsal varoluşu halindedir ve bahsedilen çalışma bu saldırıdan bizi korur. Bir barakada yaşamayı tercih eden Tanrılar da vardır. Bunun alakası mütevazilik gibi gereksiz bir kavramla değil gözün ve hırsın yönelmiş olduğu gerçek imkanların maddenin üstünde oluşundan dolayıdır. Bu yargı sahte değer olgusunun felsefik görüş ile mükemmelleşmiş tanımı yani liyakatin yönetimi temsil ettiği kadarıyla örtüşmesi ve yönetim hakkının bu yolla sembolik korunumu dolayından taşmamalıdır.
Kaotik ve çarptırılmış maddi başarı dünyasında erdem ve ahlakın sözü geçmelidir. Sözün sarayda uyuklayanlara verilmiş halinin bizi getireceği noktalar barizdir. Hala bireysel cefa ve varoluş eksilmesi yaşamasına rağmen bu görüşü sağlıklı ilerletmeyen ve yanlışı üzerine alınmayanlar kendilerini muafladıkları kadar içlerinden yok olur fakat farkında bile olamazlar.
 

Al Jilwah: Chapter IV

"It is my desire that all my followers unite in a bond of unity, lest those who are without prevail against them." - Satan

Back
Top