Welcome to our New Forums!

Our forums have been upgraded and expanded!

Yaşam Tarzı

Joined
Oct 27, 2024
Messages
103
Esenlikler

Yaşam tarzı ruhaniyetteki yolculuğumuzu etkiler mi? Nasıl bir yaşam tarzı içerisine girmeliyiz? Şahsen hayatı hızlı yaşıyorum; hızlı bir şekilde başlayan, hızlı bir şekilde biten cinsellik üzerine kurulan ilişkiler, gece hayatı, alkol tüketimi vesaire. Doğum haritama baktığımda, bütün bunların karşılığı var. Birlikte olduğum kişilere aşka dair tamamiyle adanmışlık bekliyorum. Bu karşılığı görmediğimde kısıtlayıcı, kıskanç, kısaca toksikleşiyorum ve aldatmaya kadar gidiyor. Bunları ben de istemiyorum ama bulunduğum ilişki beni buna zorluyor ve sonuç olarak bu durum beni hızlı bir yaşam tarzına itekliyor. Bütün bunların yanında yalnız kaldığımda kendimi dinime veriyorum, ruhaniyet uğraşı içine giriyorum. Bütün bunlar benim ruhaniyetteki yolculuğumu olumsuz etkiler mi?
 
Farkında olduğunuz yapmamanız gereken şeyleri yapmayın lütfen. Bu bahsettiğiniz şeylere ne denli alıştınız bilmiyorum. Bir başka insan açısıyla okuyun yazdıklarınızı.
 
Esenlikler

Yaşam tarzı ruhaniyetteki yolculuğumuzu etkiler mi? Nasıl bir yaşam tarzı içerisine girmeliyiz? Şahsen hayatı hızlı yaşıyorum; hızlı bir şekilde başlayan, hızlı bir şekilde biten cinsellik üzerine kurulan ilişkiler, gece hayatı, alkol tüketimi vesaire. Doğum haritama baktığımda, bütün bunların karşılığı var. Birlikte olduğum kişilere aşka dair tamamiyle adanmışlık bekliyorum. Bu karşılığı görmediğimde kısıtlayıcı, kıskanç, kısaca toksikleşiyorum ve aldatmaya kadar gidiyor. Bunları ben de istemiyorum ama bulunduğum ilişki beni buna zorluyor ve sonuç olarak bu durum beni hızlı bir yaşam tarzına itekliyor. Bütün bunların yanında yalnız kaldığımda kendimi dinime veriyorum, ruhaniyet uğraşı içine giriyorum. Bütün bunlar benim ruhaniyetteki yolculuğumu olumsuz etkiler mi?
Ruhaniyetlik nedir? önce ruhaniyeti bileceksin sonra ruhaniyete ne zarar verir ne vermez anlarsın zaten, bari gidiyorsun gittiğin gece klübüde ruhani olsun, oradakilerde ruhani olsun öyle mekana girerken orayı bir ruhaniyetle doldur, a.t sarı enerji koruma aurasi Satanik mavi, o mekanda sana uyan ruhları çekersin, benim işim olmaz öyle yerlerde saçma sapan müzik yapmacık hareketler, serhoşlar kötü enerjiyle dolmuş insanlar, aynı cami çayocağı gibi bar discoda ikisindede kötü enerji var, kurtul gitme her önüne gelenle ilişki yaşıyorsun, doyumsuzluk affedersin hayvanlar gibi, bu kadar boş vaktin varsa kare yap ben venüs karesi yapıyorum 46 ya geldim sende ruhani çalışma yap
 
Esenlikler

Yaşam tarzı ruhaniyetteki yolculuğumuzu etkiler mi? Nasıl bir yaşam tarzı içerisine girmeliyiz? Şahsen hayatı hızlı yaşıyorum; hızlı bir şekilde başlayan, hızlı bir şekilde biten cinsellik üzerine kurulan ilişkiler, gece hayatı, alkol tüketimi vesaire. Doğum haritama baktığımda, bütün bunların karşılığı var. Birlikte olduğum kişilere aşka dair tamamiyle adanmışlık bekliyorum. Bu karşılığı görmediğimde kısıtlayıcı, kıskanç, kısaca toksikleşiyorum ve aldatmaya kadar gidiyor. Bunları ben de istemiyorum ama bulunduğum ilişki beni buna zorluyor ve sonuç olarak bu durum beni hızlı bir yaşam tarzına itekliyor. Bütün bunların yanında yalnız kaldığımda kendimi dinime veriyorum, ruhaniyet uğraşı içine giriyorum. Bütün bunlar benim ruhaniyetteki yolculuğumu olumsuz etkiler mi?
Sana iyi gelen buysa bunu yap ama neden şu an uzuzn soluklu bir ilişkidesin ben onu anlamadım. O insan berbat bir insan bile olsa aldatman seni haklı yapmıyor. İşleri karmaşıklaştırıyorsun. İlişkinizde sorun varsa ya sorunları çözmeye yönel ya da bitir. Kaçak dövüşüp hem o insanın konforunda hem de kendi heyecanlarının peşinde koşman hem sana hem ona zarar verir.

Ayrıca anlamadığım şey tamamen adanmışlık bekliyorsunuz, toksikleşiyorsunuz sonra aldatmaya kadar gidiyorsunuz. Bu böyle çalışmaz toksikleşsen o insana daha da bağlanırsın takıntılı olursun nasıl aldatıyorsun ki? İntkam motivasyonuyla mı?

Bu olay olmasaydı ve sadece ilişkilerin hızlıbir şekilde bitip başlasaydı bu normaldi. Seni rahatsız etmiyorduysa aşırı perasız olmamak kaydıyla devam da edebilirdin ama sanırım senin de hoşuna gitmiyor. Bu yazdıklarınızdan aklımda ilk canlanan karşınızdaki insanın hayatını, bedenini, ya da odak noktanız neyse onu kendinizinkiyle içiçe geçmiş bir şekilde algılıyor olabilir misiniz? O sebeple tam bir bağlılık ve yakınlık istiyorsunuz hattaha sadece ikiniz olun istiyorsunuz ama karşı tarafın bir hayatı olduğu e kendiyle ilgilendiği gerçeği sizi şüpheye düşürüyor? Aklımda ilk böyle bir senaryo canlandı...sonrası malum ''Sevmiyor mu acaba?'' ''Gözü kapıda mı acaba?''

Eğer böyleyse bu Akrep teması. Ben de bu temayı doğru çalıştırmak üzere çabalıyorum protomailden yazabilirsin.
 
Eğer böyleyse bu Akrep teması. Ben de bu temayı doğru çalıştırmak üzere çabalıyorum protomailden yazabilirsin.
Bu arada haridanda köşe evlere ya da haritanda vurgu yapılan gezegenlerde akrep yoksa bile tüm burç akslarını doğru çalıştırman ve dengelemen lazım. Evet çünkü her burç aksı hayatımızda çalışıyor. Akrep ve Boğa Kıstırılmışsa bu olayınız yin ortaya çıkabilir belirgin olarak. İlişkileri Koç-Terazi olarak çalıştırırsanız sizin için daha kolay olur her şey. Kendi istekleriniz ve Karşınızdaki insanın isteklerini dengeleyin. Biraz alana ihtiyacı varsa hoşunuza gitmese bile o alanı ona tanıyın. Elinizde kelebek tutar gibi. Çok sıkarsanız ölür tamamen açık bırakırsanız ve hiç ilgilenmezseniz ait hissetmez, gider.
 
Farkında olduğunuz yapmamanız gereken şeyleri yapmayın lütfen. Bu bahsettiğiniz şeylere ne denli alıştınız bilmiyorum. Bir başka insan açısıyla okuyun yazdıklarınızı.
Yaptığım şeylerin kötü olduğunu biliyorum. Bunları düzeltmeye çalışıyorum; zaten uğraşmaya çalışmasam özel hayatımı buraya anlatmazdım.
 
Sana iyi gelen buysa bunu yap ama neden şu an uzuzn soluklu bir ilişkidesin ben onu anlamadım. O insan berbat bir insan bile olsa aldatman seni haklı yapmıyor. İşleri karmaşıklaştırıyorsun. İlişkinizde sorun varsa ya sorunları çözmeye yönel ya da bitir. Kaçak dövüşüp hem o insanın konforunda hem de kendi heyecanlarının peşinde koşman hem sana hem ona zarar verir.

Ayrıca anlamadığım şey tamamen adanmışlık bekliyorsunuz, toksikleşiyorsunuz sonra aldatmaya kadar gidiyorsunuz. Bu böyle çalışmaz toksikleşsen o insana daha da bağlanırsın takıntılı olursun nasıl aldatıyorsun ki? İntkam motivasyonuyla mı?

Bu olay olmasaydı ve sadece ilişkilerin hızlıbir şekilde bitip başlasaydı bu normaldi. Seni rahatsız etmiyorduysa aşırı perasız olmamak kaydıyla devam da edebilirdin ama sanırım senin de hoşuna gitmiyor. Bu yazdıklarınızdan aklımda ilk canlanan karşınızdaki insanın hayatını, bedenini, ya da odak noktanız neyse onu kendinizinkiyle içiçe geçmiş bir şekilde algılıyor olabilir misiniz? O sebeple tam bir bağlılık ve yakınlık istiyorsunuz hattaha sadece ikiniz olun istiyorsunuz ama karşı tarafın bir hayatı olduğu e kendiyle ilgilendiği gerçeği sizi şüpheye düşürüyor? Aklımda ilk böyle bir senaryo canlandı...sonrası malum ''Sevmiyor mu acaba?'' ''Gözü kapıda mı acaba?''

Eğer böyleyse bu Akrep teması. Ben de bu temayı doğru çalıştırmak üzere çabalıyorum protomailden yazabilirsin.
İlişkide olduğum partnerler genelde çok güzel ama duygusal zekası ve farkındalığı olmayan kızlar. En basitinden örnek vereyim; kendisini rahatsız eden birisinin mesajını bana gösteriyor. Ben de "engelle o zaman" diyince, "yok, niye" falan diyor. En son bulunduğum ilişkide, kavgalı olduğum eleman kıza benim hakkımda bir şeyler yazıyor. Kıza "engelle, sana niye yazıyor?" diyorum, "sebep söyle, engelleyeyim" falan diyor. Ben de olayı çözmeye çalışıyorum, dediğiniz gibi ama karşı taraf sürekli haklı çıkma çabası içine giriyor. Tüm bu saygısızlıklar ve güvensizlikler olurken, ben de mikro aldatma yaparak kendimi diğer ilişkiye hazırlıyorum. Hal böyle olunca kendimi daldan dala atlarken buluyorum. Fakat inanın, hayattan istediğim şey bu değil; duygusal zekası yüksek bir partner, güven ortamı ve saf sevgi, birazcık empati arıyorum sadece.
 
Ruhaniyetlik nedir? önce ruhaniyeti bileceksin sonra ruhaniyete ne zarar verir ne vermez anlarsın zaten, bari gidiyorsun gittiğin gece klübüde ruhani olsun, oradakilerde ruhani olsun öyle mekana girerken orayı bir ruhaniyetle doldur, a.t sarı enerji koruma aurasi Satanik mavi, o mekanda sana uyan ruhları çekersin, benim işim olmaz öyle yerlerde saçma sapan müzik yapmacık hareketler, serhoşlar kötü enerjiyle dolmuş insanlar, aynı cami çayocağı gibi bar discoda ikisindede kötü enerji var, kurtul gitme her önüne gelenle ilişki yaşıyorsun, doyumsuzluk affedersin hayvanlar gibi, bu kadar boş vaktin varsa kare yap ben venüs karesi yapıyorum 46 ya geldim sende ruhani çalışma yap
Türkiye'deki gece kulüpleri, dediğiniz gibi, bomboş ve saçma bir ortam ve benlik değil. Almanya'dayken çok giderdim çünkü orası daha samimi. Ben genelde barlarda takılmayı seviyorum; sakin ve samimi bir ortam oluyor. Partnerler de genelde arkadaş çevresinden oluyor. Ayrıca önüme gelenle ilişki yaşamıyorum. Benimle aynı kafada olduğunu sandığım partnerin, ilişki ilerledikçe aslında öyle olmadığını anlıyorum. O an öyle olduğunu hissettiğim ve sonrasında pişman olduğum bir ilişki içerisinde buluyorum kendimi. Kişisel gelişim ve ruhaniyette kendimi geliştiriyorum; müzik ve sanatla uğraşıyorum. Hayatımı boşa yaşamıyorum, emin olun. Umarım kendimi iyi açıklayabilmişimdir.
 
İlişkide olduğum partnerler genelde çok güzel ama duygusal zekası ve farkındalığı olmayan kızlar. En basitinden örnek vereyim; kendisini rahatsız eden birisinin mesajını bana gösteriyor. Ben de "engelle o zaman" diyince, "yok, niye" falan diyor. En son bulunduğum ilişkide, kavgalı olduğum eleman kıza benim hakkımda bir şeyler yazıyor. Kıza "engelle, sana niye yazıyor?" diyorum, "sebep söyle, engelleyeyim" falan diyor. Ben de olayı çözmeye çalışıyorum, dediğiniz gibi ama karşı taraf sürekli haklı çıkma çabası içine giriyor. Tüm bu saygısızlıklar ve güvensizlikler olurken, ben de mikro aldatma yaparak kendimi diğer ilişkiye hazırlıyorum. Hal böyle olunca kendimi daldan dala atlarken buluyorum. Fakat inanın, hayattan istediğim şey bu değil; duygusal zekası yüksek bir partner, güven ortamı ve saf sevgi, birazcık empati arıyorum sadece.
Kavgalı olduğunuz insanla görüşemez. Sizin yanınızda değil demektir. ''Thank you, next'' diyip ayrılmak en mantıklısı. Burada yanlış yaptığınız yol da aradaki bağın geşediğini görünce kapı aralığından sıvışma ihtiyacı hissetmeniz ama orada da bir sonraki ilişkiye hazırlanmanız olabilir. İlişkiler Venüs enerjisi oluyor biliyorsunuz ve Venüs glifinden ne anlayabileceğiniz üzere Venüs, gidip alan veya çabalayan bir enerji değil. Venüs durur. İstediği ona gelir. İİlişkiler de böyle. Durun ve kendiliğinden gelişmesine izin verin. Sadece istediğinizi belli edin, sinyal verin o kadar. Tek başınıza da tam bir elmasınız, bir ilişki için desperate olmanıza gerk yok. Belirli bir farkındalığınız, ilgi alanınız ve uğraşlarınız var. Siz kendinizle ilgilenin ki ilişkiyi çekebilin. Bunlar Venüsyen prensipler. Doğal olarak bunları uyguluyormuşum ben zaten ama astrolojiyle tanıştıktan ve çevremdeki insanların bu yöndeki eksiklerini fark ettikten sonra her şey oturdu.

Zorla güzelik olmaz derler ya zorla ilişki de olmaz. Hemen bir sonraki ilişkiyi aramasanız ve biraz bekleseniz? Doğru partneri Venüs karesiyle çekseniz ve size gelecek olan şeyi bekleseniz olmaz mı?
 
Sana iyi gelen buysa bunu yap ama neden şu an uzuzn soluklu bir ilişkidesin ben onu anlamadım. O insan berbat bir insan bile olsa aldatman seni haklı yapmıyor. İşleri karmaşıklaştırıyorsun. İlişkinizde sorun varsa ya sorunları çözmeye yönel ya da bitir. Kaçak dövüşüp hem o insanın konforunda hem de kendi heyecanlarının peşinde koşman hem sana hem ona zarar verir.

Ayrıca anlamadığım şey tamamen adanmışlık bekliyorsunuz, toksikleşiyorsunuz sonra aldatmaya kadar gidiyorsunuz. Bu böyle çalışmaz toksikleşsen o insana daha da bağlanırsın takıntılı olursun nasıl aldatıyorsun ki? İntkam motivasyonuyla mı?

Bu olay olmasaydı ve sadece ilişkilerin hızlıbir şekilde bitip başlasaydı bu normaldi. Seni rahatsız etmiyorduysa aşırı perasız olmamak kaydıyla devam da edebilirdin ama sanırım senin de hoşuna gitmiyor. Bu yazdıklarınızdan aklımda ilk canlanan karşınızdaki insanın hayatını, bedenini, ya da odak noktanız neyse onu kendinizinkiyle içiçe geçmiş bir şekilde algılıyor olabilir misiniz? O sebeple tam bir bağlılık ve yakınlık istiyorsunuz hattaha sadece ikiniz olun istiyorsunuz ama karşı tarafın bir hayatı olduğu e kendiyle ilgilendiği gerçeği sizi şüpheye düşürüyor? Aklımda ilk böyle bir senaryo canlandı...sonrası malum ''Sevmiyor mu acaba?'' ''Gözü kapıda mı acaba?''

Eğer böyleyse bu Akrep teması. Ben de bu temayı doğru çalıştırmak üzere çabalıyorum protomailden yazabilirsin.
Protonmailden yazdım.
 
Kavgalı olduğunuz insanla görüşemez. Sizin yanınızda değil demektir. ''Thank you, next'' diyip ayrılmak en mantıklısı. Burada yanlış yaptığınız yol da aradaki bağın geşediğini görünce kapı aralığından sıvışma ihtiyacı hissetmeniz ama orada da bir sonraki ilişkiye hazırlanmanız olabilir. İlişkiler Venüs enerjisi oluyor biliyorsunuz ve Venüs glifinden ne anlayabileceğiniz üzere Venüs, gidip alan veya çabalayan bir enerji değil. Venüs durur. İstediği ona gelir. İİlişkiler de böyle. Durun ve kendiliğinden gelişmesine izin verin. Sadece istediğinizi belli edin, sinyal verin o kadar. Tek başınıza da tam bir elmasınız, bir ilişki için desperate olmanıza gerk yok. Belirli bir farkındalığınız, ilgi alanınız ve uğraşlarınız var. Siz kendinizle ilgilenin ki ilişkiyi çekebilin. Bunlar Venüsyen prensipler. Doğal olarak bunları uyguluyormuşum ben zaten ama astrolojiyle tanıştıktan ve çevremdeki insanların bu yöndeki eksiklerini fark ettikten sonra her şey oturdu.

Zorla güzelik olmaz derler ya zorla ilişki de olmaz. Hemen bir sonraki ilişkiyi aramasanız ve biraz bekleseniz? Doğru partneri Venüs karesiyle çekseniz ve size gelecek olan şeyi bekleseniz olmaz mı?
Size ego gibi gelecek ama cidden aramıyorum, dediğiniz gibi kendisi geliyor. Bir şekilde işin garip tarafı, ilişki bittiğinde karşı tarafa hasar bırakıyorum. Mesela en son ilişkimde partnerimle flörtleşirken, partnerimin yakın bir kız arkadaşı zamanında sosyal medyamı isteyip benimle konuşmaya çalışmıştı. Sonra bir baktım, arkadaş olmuşlar ama partnerimin olaylardan haberi yoktu. Onun haricinde, partnerimin bir diğer arkadaşı daha benden hoşlanıyormuş, bunu da bana partnerimin kendisi söyledi. İlişki bitmeye yakın, ikisiyle de ilişkisini kesti, kavga falan ettiler. Ondan önceki ilişkilerimde de hep böyle, partnerimin yakın kız arkadaşları tarafından bu tarz istem dışı olayların içerisine sürüklenmiştim. Gittiğim yere hasar bırakıp geçiyorum.
 
İlişkide olduğum partnerler genelde çok güzel ama duygusal zekası ve farkındalığı olmayan kızlar. En basitinden örnek vereyim; kendisini rahatsız eden birisinin mesajını bana gösteriyor. Ben de "engelle o zaman" diyince, "yok, niye" falan diyor. En son bulunduğum ilişkide, kavgalı olduğum eleman kıza benim hakkımda bir şeyler yazıyor. Kıza "engelle, sana niye yazıyor?" diyorum, "sebep söyle, engelleyeyim" falan diyor. Ben de olayı çözmeye çalışıyorum, dediğiniz gibi ama karşı taraf sürekli haklı çıkma çabası içine giriyor. Tüm bu saygısızlıklar ve güvensizlikler olurken, ben de mikro aldatma yaparak kendimi diğer ilişkiye hazırlıyorum. Hal böyle olunca kendimi daldan dala atlarken buluyorum. Fakat inanın, hayattan istediğim şey bu değil; duygusal zekası yüksek bir partner, güven ortamı ve saf sevgi, birazcık empati arıyorum sadece.
Çok ararsın herkes her aradığını bıksaydı
Türkiye'deki gece kulüpleri, dediğiniz gibi, bomboş ve saçma bir ortam ve benlik değil. Almanya'dayken çok giderdim çünkü orası daha samimi. Ben genelde barlarda takılmayı seviyorum; sakin ve samimi bir ortam oluyor. Partnerler de genelde arkadaş çevresinden oluyor. Ayrıca önüme gelenle ilişki yaşamıyorum. Benimle aynı kafada olduğunu sandığım partnerin, ilişki ilerledikçe aslında öyle olmadığını anlıyorum. O an öyle olduğunu hissettiğim ve sonrasında pişman olduğum bir ilişki içerisinde buluyorum kendimi. Kişisel gelişim ve ruhaniyette kendimi geliştiriyorum; müzik ve sanatla uğraşıyorum. Hayatımı boşa yaşamıyorum, emin olun. Umarım kendimi iyi açıklayabilmişimdir.
Ben hiç gitmedim bara diskoya gece klübü bar disko ne tarafta bilmem, ben çay ocağında otururum çay ocağıda boş iş alkol içmem, ben çay maden suyu ayran soğuk su içerim, ordanda boya badana tamir işleri yapmaya giderim, bir tane kötü telefonum var onunlada internette geziyorum, yeni bir telefon alacam samsun marka ucuzundan, bunun sesi az çıkıyor çalışırken müzik dinliyorum, sizler asortik yerlerde geziyorsunuz ben sizin gibi gezemem, siz su gibi para harcarsınız, ben bir ara lüks bir bar boyadım, adam bana kebap ısmarladı usta alsana fazladan para dedi, bize nasıl olsa havadan geliyor para dedi, biz ancak öyle yerlerde işçilik yaparız
 
Çok ararsın herkes her aradığını bıksaydı

Ben hiç gitmedim bara diskoya gece klübü bar disko ne tarafta bilmem, ben çay ocağında otururum çay ocağıda boş iş alkol içmem, ben çay maden suyu ayran soğuk su içerim, ordanda boya badana tamir işleri yapmaya giderim, bir tane kötü telefonum var onunlada internette geziyorum, yeni bir telefon alacam samsun marka ucuzundan, bunun sesi az çıkıyor çalışırken müzik dinliyorum, sizler asortik yerlerde geziyorsunuz ben sizin gibi gezemem, siz su gibi para harcarsınız, ben bir ara lüks bir bar boyadım, adam bana kebap ısmarladı usta alsana fazladan para dedi, bize nasıl olsa havadan geliyor para dedi, biz ancak öyle yerlerde işçilik yaparız
Bakın, sizi asla yargılamıyorum. İşçilikle uğraşıp geçim sıkıntısı çeken birisinin halini az çok anlayabiliyorum. Büyük ihtimalle bu yaşınıza kadar çok şey gördünüz, çok şey yaşadınız ama herkese para havadan gelmiyor. Herkes bu hayatta bir şeyler yaşıyor, herkes kendi derdinde. Şahsen ben de zamanında çok iş değiştirdim, sizi anlayabiliyorum. Ama sanki dünyadaki herkes çok mutluymuş, çok şımarıkmış da bir tek acı çeken sizmişsiniz gibi düşünmeyin. Kimisinin maddi bolluğu vardır, maneviyat olarak sıfırdır. Kimisinin maneviyat ve ruhaniyet anlamında gücü vardır ama maddi anlamda sıkıntı çeker. Bunları değiştirmek yine kişinin elindedir.
 
Bakın, sizi asla yargılamıyorum. İşçilikle uğraşıp geçim sıkıntısı çeken birisinin halini az çok anlayabiliyorum. Büyük ihtimalle bu yaşınıza kadar çok şey gördünüz, çok şey yaşadınız ama herkese para havadan gelmiyor. Herkes bu hayatta bir şeyler yaşıyor, herkes kendi derdinde. Şahsen ben de zamanında çok iş değiştirdim, sizi anlayabiliyorum. Ama sanki dünyadaki herkes çok mutluymuş, çok şımarıkmış da bir tek acı çeken sizmişsiniz gibi düşünmeyin. Kimisinin maddi bolluğu vardır, maneviyat olarak sıfırdır. Kimisinin maneviyat ve ruhaniyet anlamında gücü vardır ama maddi anlamda sıkıntı çeker. Bunları değiştirmek yine kişinin elindedir.
Siz yargılamıyorsunuz ama hayat yargılıyor, bana soruyorlar hangi semt şu semtte oturuyorum deyince ooo orası varoş, fakirler oturuyor orda diyorlar, zaten konuşmanızdan anlıyorlar zenginler kendini medeni sananlar insana değer vermiyor cimriler, ama git fakirin evine neyi varsa sofraya koyar, zenginler insana yemek vermekten bile imtina ediyor, insana tepeden bakıyorlar hastayım öyle insana tepeden bakanlara
 

Al Jilwah: Chapter IV

"It is my desire that all my followers unite in a bond of unity, lest those who are without prevail against them." - Shaitan

Back
Top