Welcome to our New Forums!

Our forums have been upgraded and expanded!

Yahudi Yazarların Kitabını Okumak

Daemonica

Member
Joined
Feb 10, 2024
Messages
306
Esenlikler.

Bu soruyu biraz daha genel anlamda soruyorum; yani y*hudi bir yazarın kitabını okumak, içinde y*hudi bir oyuncunun olduğu filmleri izlemek, y*hudi bir şarkıcının bulunduğu müzik gruplarını dinlemek gibi de düşünebilirsiniz. Ben ilgi alanıma daha çok girdiği için kitap konusunu sormak istiyorum lakin bu tek soruya cevap vererek de diğer konuları da cevaplamış olacaksınız.

Sorumu sorup açıklamaya geçeyim. Y*hudi yazarların yazdığı (dini olmayan) kitapları okumak, meditasyonlarını eksiltmeyen kişiler için sakıncalı mıdır?

Konu şu ki ben kitap okumayı çok severim, belli bir tür kaygısı gütmeden Fantastikten tutun Bilim Kurguya, Klasiklerden tutun Felsefe kitaplarına her şeyi okur; iyi yazılmışsa da takdir ederim. Buna rağmen bazı kitaplara karşı doğal bir önyargım oluşuyor, bunun nedeni bazı yazarların Nazi Almanyası tarafından yasaklanmış olması; bazılarının da direkt olarak y*hudi olması. Mesela Jack London isimli yazar da bildiğim kadarıyla Nazi Almanyası tarafından yasaklanmış, fakat kurguladığı eserlerde ciddi bir sorun yok; soruna en yakın şey Star Rover romanında safkan bir Viking amcanın Kudüs'e gidip y*hudinin tekine aşık olması.
Her neyse, Nazi Almanyası tarafından yasaklanan eserleri ve yazarların tamamını okumayı kesersek edebi açıdan ciddi bir sorun yaşayabiliriz. Çünkü liste genelde y*hudilerden oluşsa da arada Dostoyevski, Jack London, Ernest Hemingway ve Tolstoy gibi önemli yazarlar da var. Gelecekte okunması ve okunmaması gereken yazarlar, kitaplar diye bir gönderi oluşturmak istiyorum fakat okuyacak daha tonla kitaba ihtiyacım olduğundan bunu ancak uzak gelecekte yapabileceğimi düşünüyorum.

Bu listeyi zihnime kazımış olsam gerek bazı yazarlardan direkt olarak kendimi uzak tuttum. Mesela Francis Scott Fitzgerald'ı uzun süre y*hudi sandım fakat anladığım kadarıyla değilmiş, yine de eserlerini çok beğenmiyorum ama bu önemli değil. Y*hudi olduğu kesin olan yazarların çoğu da Bilim Kurgu türünde karşıma çıktı, mesela Bilim Kurgu türünün en önemli isimlerinden Isaac Asimov ve Harlan Ellison'ın ikisi de y*hudi.

Bunu böyle kafaya takmam normal bir tepki mi bilmiyorum ama bir yazarın veya oyuncunun y*hudi olduğunu öğrenince onun isminin olduğu her şeye karşı bir tiksinti duyuyorum uzun süredir. Bir kaç defa işimle ilgili sebeplerden ötürü y*hudi yazarların yazdığı kitaplar okuma mecburiyetine düştüm; fakat bu dönemlerde meditasyonlarımı eksik etmediğimden olsa gerek, çok da kötü etkilenmedim. Yine de sormakta fayda olacağını düşündüm, y*hudi yazarların yazdığı kurgu kitapları mecburiyetten veya keyfi olarak okumak bize ne ölçüde zarar verir?
 
Bu sorunun altına bi soru da ben sorayım, var olan tüm yahudiler saf kötü olmak zorunda mıdır? Bu ciddi bir iddia çünkü. Tüm ama tüm yahudiler istisnasız şartsız kötü gibi bir algı var. Yahudileri ben de sevmem, fakat Türkiye dışına hiç çıkmadım, en azından böyle bir yargıda bulunmadan önce kendi gözlerimle görmek isterdim.

%1 bile yahudi genetiğine sahipseniz yahudisiniz diye bir şey paylaşmıştı birisi. Bu da çok ciddi bir iddia, dünyanın bi çoğunun kökeni karmakarışık çünkü.
 
Soruyu biraz daha açacağım, umuyorum ki insanlığın şu anda olduğu duruma gelmesini sağlayan yahudilerin hepsi yok olsun. Fakat din, veya "yahudinin tek dostu yahudidir" kafasında olmayan, kendi hayatına bakan chill takılan, koca bir buruna ve çirkin bir surata sahip olmayan yahudi hiç yok mudur? Sanıyorum ki iddianız bu çünkü.

Sonne bey, müsaitseniz sizin cevabınızı daha çok merak ediyorum.
 
Yine buradaki bilgili insanlar daha iyi bilir ama ben böyle şeylerin zarar vereceğini düşünmüyorum ırkı ve dini ne olursa olsun biri film de oynadı ya da kitap yazdı diye zarar görmeyiz hem her Yahudi kötü değildir bence kendi ailesini o seçmiyor ki sıradan hayat yaşayan Yahudi yok mudur?
 
Bu sorunun altına bi soru da ben sorayım, var olan tüm yahudiler saf kötü olmak zorunda mıdır? Bu ciddi bir iddia çünkü. Tüm ama tüm yahudiler istisnasız şartsız kötü gibi bir algı var. Yahudileri ben de sevmem, fakat Türkiye dışına hiç çıkmadım, en azından böyle bir yargıda bulunmadan önce kendi gözlerimle görmek isterdim.

%1 bile yahudi genetiğine sahipseniz yahudisiniz diye bir şey paylaşmıştı birisi. Bu da çok ciddi bir iddia, dünyanın bi çoğunun kökeni karmakarışık çünkü.
Eğer iyi Yahudiler de varsa bu Dünya adına gerçekten çok güzel bir haberdir. Ancak ruhlarının centil ruhundan farklı olduğundan dolayı iyi olmanın ne demek olduğunu bilemeyeceklerini bir metinde okumuştum. Eğer iyi Yahudiler varsa ve Tanrı/çalar da isterse ruhları centil ruhuna dönebilir, neden olmasın?
 
Eğer iyi Yahudiler de varsa bu Dünya adına gerçekten çok güzel bir haberdir. Ancak ruhlarının centil ruhundan farklı olduğundan dolayı iyi olmanın ne demek olduğunu bilemeyeceklerini bir metinde okumuştum. Eğer iyi Yahudiler varsa ve Tanrı/çalar da isterse ruhları centil ruhuna dönebilir, neden olmasın?

E hani uzaylıydı bunlar, ruhları nasıl centil ruhuna dönebiliyor?
 
E hani uzaylıydı bunlar, ruhları nasıl centil ruhuna dönebiliyor?
Hayır dönmesi gibi bir durum söz konusu değil. Ben öyle olabilmesini umuyorum sadece, lütfen yanlış anlamayın. Yoksa Tanrı/çalar bu konuda herhangi bir şey söylemediler.
 
Bu sorunun altına bi soru da ben sorayım, var olan tüm yahudiler saf kötü olmak zorunda mıdır? Bu ciddi bir iddia çünkü. Tüm ama tüm yahudiler istisnasız şartsız kötü gibi bir algı var. Yahudileri ben de sevmem, fakat Türkiye dışına hiç çıkmadım, en azından böyle bir yargıda bulunmadan önce kendi gözlerimle görmek isterdim.

%1 bile yahudi genetiğine sahipseniz yahudisiniz diye bir şey paylaşmıştı birisi. Bu da çok ciddi bir iddia, dünyanın bi çoğunun kökeni karmakarışık çünkü.
Yeni bir üyesiniz ve bu soru daha evvel pek çok kez sorulup cevaplandı, lakin ben yine de farklı bakış açılarıyla bu soruya cevap vermek istiyorum. İlk olarak evet, yeni bir üyenin böyle düşünmesi normaldir; zaten bir şeyi olduğu gibi doğru kabul etsek ve sorgulamazsak SS olmaz, hatta geçmişte mensup olduğumuz inançlardan da çıkmazdık.
Y*hudilerin saf kötü olmasını sadece okuyarak bilemezsiniz, bunu deneyim etmeniz gerekir; okuyup araştırarak y*hudilere karşı belli bir nefret edinmek pekala mümkündür fakat ben şahsen her SS'in hayatında bir kez de olsa bir y*hudiyle karşılaşıp onların ne kadar tiksinti verici olabileceğini görmelerini; bu sayede düşüncelerini pekiştirmelerini isterim.
Keza ben de y*hudileri sevmesem de ne büyük rahatsızlıklara sebep olacaklarını bilmezdim, fakat bizzat bu ırktan birisi yüzünden başıma türlü türlü belalar geldi. Bunu defalarca yazdım, çünkü benim SS'liğe olan bağımı güçlendirdi. Y*hudi dediğiniz öyle bir sülüktür ki hem sizi hem de dünyaları feda edecek kadar çok sevdiğiniz bir kişiyi yüzünüze bakıp gülerek ölümle tehdit edebilir, üstelik ruh hastalığına o kadar yatkınlardır ki bu durumu pekala gerçekleştirebilirler.

Saf kötülüğün tanımı biraz farklı olabilir. Biz y*hudiler kötü dediğimiz zaman her y*hudi çocuk kaçırmak istiyor hepsi kanımızı emmek istiyor katliam yapmak istiyorlar gibi bir şey demiyoruz; onların amaçları bizim amaçlarımızla çakışıyor, bu yüzden kötü diyoruz. Biz ruhumuzu geliştirmek isterken onlar bizim ruhani gücümüzü çekip hayatta kalmaya çalışıyorlar çünkü yapıları gereği güçlü bir şekilde hayatta kalmak istiyorlarsa parazit gibi yaşamak zorundalar. Burada da şöyle bir ayrım yapmak gerek, Afrika'nın orta yerinde yaşayan ve genlerinde %0.01 y*hudi geni olan birisi ile Tel Aviv'de günde 19 saat Tevrat okuyan bir y*hudi hahamını bize vereceği zarar açısından bir tutmuyoruz.
Hahamlar birincil hedefimiz, çünkü onlar elebaşları ve adları üstünde y*hudilerin "ruhani liderleri". Lidersiz kalan ve göreneklerinden kopmuş bir y*hudinin bizim yaptığımız RTR gibi çalışmalar karşısında fazla hayatta kalma şansları da yok.

Dünyanın çoğunun kökeni karışık yazmışsınız, bunu da y*hudilerin kontrolündeki modern bilim söylüyor. Aslında evet ırksal olarak karışık olduğumuz doğru fakat dünya üzerinde 10 milyon safkan y*hudi varsa 90 milyon da bu tarz yarım, çeyrek, yüzde birlik y*hudiler var. Bunu hangi kaynakta okuduğumu hatırlamasam da sayıları 120 milyonu geçmiyor. Şimdi şöyle bakalım, 8 milyarlık dünya üzerinde 120 milyon kötü kişi var mıdır? elbette vardır; hatta umarım sadece 120 milyon tane kötü kişi vardır. Y*hudiler de bu durumda dünyada 120 milyon kötü kişi var mıdır sorusuna cevap oluyor.

Soruyu biraz daha açacağım, umuyorum ki insanlığın şu anda olduğu duruma gelmesini sağlayan yahudilerin hepsi yok olsun. Fakat din, veya "yahudinin tek dostu yahudidir" kafasında olmayan, kendi hayatına bakan chill takılan, koca bir buruna ve çirkin bir surata sahip olmayan yahudi hiç yok mudur? Sanıyorum ki iddianız bu çünkü.
Yine buradaki bilgili insanlar daha iyi bilir ama ben böyle şeylerin zarar vereceğini düşünmüyorum ırkı ve dini ne olursa olsun biri film de oynadı ya da kitap yazdı diye zarar görmeyiz hem her Yahudi kötü değildir bence kendi ailesini o seçmiyor ki sıradan hayat yaşayan Yahudi yok mudur?
Çirkin y*hudi terimi biraz hakarete varan ve düşman bellediğimiz tarafı karikatürize etmek için söylediğimiz bir şey. Evet çoğu y*hudi çirkindir fakat ben bunun genetikten ziyade soylarını ve safkan olma durumlarını korumak için yaptıkları akraba evliliğinden ötürü olduğunu düşünüyorum. Dediğiniz tanıma uyan Chill bir y*hudi olarak size Harlan Ellison'ı göstereyim, mesela röportajları var açıp bakabilirsiniz; hatta "bu nasıl y*hudi ya?" diye de kendinize sorabilirsiniz. Adam ayrıca din ve y*hudilikle haşır neşir birisi de değil, y*hudileri yüzlerinden tanımayan veya sezemeyen birisi bu yazar hakkında en fazla gevşek herifin tekiymiş der muhtemelen.
Fakat istediği kadar kendi işine baksın, hayatta kalmak için rastgele bir Hahamın Goyim'lerden (Müslümanlar, Hristiyanlar vs.) çektiği yaşam enerjisiyle hayatta kalabiliyor. Kolektif bilinç gibi düşünün. Mesela kendisi bir istisna diyelim, ona her şeyi anlattık ve dedi ki "Ya ben istemiyorum fişimi çekin Haham Şekelberg'de bana enerji yollamasın"; yine de bir şey değişmez çünkü kendini bu bağdan koparamaz. Hahamların duaları ve ayinleri direkt olarak tüm y*hudileri etkilesin diye yapılıyor, yani ne yapsınlar "Göklerdeki pullu derili üstatlarım Goyimlerden çektiğim bu enerjiyi y*hudi halkına yönlendirin ama Harlan Ellison'a vermeyin o istemiyormuş" diye mi dua etsinler? Bu hem gereksiz bir uğraş hem de stratejik açıdan onlar için anlamsız bir hareket.

Eğer iyi Yahudiler de varsa bu Dünya adına gerçekten çok güzel bir haberdir. Ancak ruhlarının centil ruhundan farklı olduğundan dolayı iyi olmanın ne demek olduğunu bilemeyeceklerini bir metinde okumuştum. Eğer iyi Yahudiler varsa ve Tanrı/çalar da isterse ruhları centil ruhuna dönebilir, neden olmasın?
Y*hudiler yaşam enerjisi üretebilecek veya bunu yönlendirebilecek Çakralara sahip olmadıkları için parazit bir yaşam formu olmaya mahkumlar. Elbette ki medeniyet ve binyıllar boyunca süregelip içimize işlemiş ahlak kuralları sayesinde onlar da iyilik yapıp bunun sayesinde iyi hissedebilir; bu ruhaniyetten ziyade psikolojik bir şey. Fakat enerjiyi yine bizden alıyorlar, yani bizden aldıklarını bize geri satmaktan farksız bir şey. Üstelik bir Goy belki sahip olduğu enerjiyle belki 10 iyilik yapabilir fakat namaz falan kılıp bunu y*hudilere yönlendirince y*hudiler en iyi ihtimalle 1-2 iyilik yapıyorlar, ona da ne kadar iyilik denirse artık; altını kazdıkça burnunuza kötü kokular gelir çünkü.

Ruhları da Centil ruhuna dönemez, yani Du'at üzerinde Çakra implantı yapabilen doktorlar var mıdır bilmiyorum ama dönemez. Ruh değişken bir şey değildir, elbette gelişebilir-düşebilir; fakat genel hatları asla değişmez. Mesela bir erkek ruhu kadın ruhuna dönüşmez, heteroseksüel bir ruh 100 reenkarnasyon sonra yine heteroseksüel olur; eğer homoseksüelim diyorsa muhtemelen beyni yıkanmıştır. Tanrılar da bu tarz şeyleri değiştiremez, hatta değiştirebildiklerini varsayalım; işleri başlarından aşkınken ne olduğu belirsiz zavallı bir y*hudiye zaman harcamazlar, acı gerçekler. Hem insanlık daha önce defalarca y*hudilerle düzgün bir etkileşim kurmaya çalışmış, sonra ne olmuş? buyurun size ilginç bir Wikipedia sayfası.

E hani uzaylıydı bunlar, ruhları nasıl centil ruhuna dönebiliyor?
Yok öyle bir şey.
 
E hani uzaylıydı bunlar, ruhları nasıl centil ruhuna dönebiliyor?
Cümlemde büyük bir anlam hatası var, bunun için kusuruma bakmayın lütfen. Böyle bir şeyin olma olasılığı varmış gibi bir cümle kurmuşum fakat bu yanlıştı.
 
Y*hudiler yaşam enerjisi üretebilecek veya bunu yönlendirebilecek Çakralara sahip olmadıkları için parazit bir yaşam formu olmaya mahkumlar. Elbette ki medeniyet ve binyıllar boyunca süregelip içimize işlemiş ahlak kuralları sayesinde onlar da iyilik yapıp bunun sayesinde iyi hissedebilir; bu ruhaniyetten ziyade psikolojik bir şey. Fakat enerjiyi yine bizden alıyorlar, yani bizden aldıklarını bize geri satmaktan farksız bir şey. Üstelik bir Goy belki sahip olduğu enerjiyle belki 10 iyilik yapabilir fakat namaz falan kılıp bunu y*hudilere yönlendirince y*hudiler en iyi ihtimalle 1-2 iyilik yapıyorlar, ona da ne kadar iyilik denirse artık; altını kazdıkça burnunuza kötü kokular gelir çünkü.

Ruhları da Centil ruhuna dönemez, yani Du'at üzerinde Çakra implantı yapabilen doktorlar var mıdır bilmiyorum ama dönemez. Ruh değişken bir şey değildir, elbette gelişebilir-düşebilir; fakat genel hatları asla değişmez. Mesela bir erkek ruhu kadın ruhuna dönüşmez, heteroseksüel bir ruh 100 reenkarnasyon sonra yine heteroseksüel olur; eğer homoseksüelim diyorsa muhtemelen beyni yıkanmıştır. Tanrılar da bu tarz şeyleri değiştiremez, hatta değiştirebildiklerini varsayalım; işleri başlarından aşkınken ne olduğu belirsiz zavallı bir y*hudiye zaman harcamazlar, acı gerçekler. Hem insanlık daha önce defalarca y*hudilerle düzgün bir etkileşim kurmaya çalışmış, sonra ne olmuş? buyurun size ilginç bir Wikipedia sayfası.
Yanıtınız ve derin bilginiz için teşekkürlerimi sunuyorum 🕊️🕊️
 
Hayır dönmesi gibi bir durum söz konusu değil. Ben öyle olabilmesini umuyorum sadece, lütfen yanlış anlamayın. Yoksa Tanrı/çalar bu konuda herhangi bir şey söylemediler.
Bu sizin iyi bir insan olduğunuzu gösterir, düşünce şekliniz yanlış fakat kötü niyetli değil; temiz düşünen insanlar herkesin memnun olabileceği ve iyi bir şekilde kötü durumlardan çıkabileceği yollar arar veya bunların olduğuna inanmak ister. İnanıyorum ki çoğu SS kardeşim de yeni adandığında böyle düşünüyordu, ben SS'liği araştırırken fakat henüz adanmamışken "Şimdi savaşı Şeytan kazansa, sonra da büyüklük yapıp y*hudileri serbest bıraksa süper olur; ya bakın görün y*hudiler siz bizi köleleştirmek istiyorsunuz da biz sizi her şeye rağmen salıyoruz" gibi absürt, komik düşüncelerim olabiliyordu.

Bakın ben çok sosyal bir insan olmadım, bu yüzden sevgi-nefret gibi duygular benim yaşadığım şeyler değil sadece okuyup duyduğum kavramlardı. Hobilerimle uğraşmayı, hayvanları okşayıp oynamayı çok severdim küçükken; yani öyle kimsenin kötülüğünü isteyecek halim yoktu. Peki sonra ne oldu? y*hudi olduğundan %100 emin olduğum birisini tanıdım, psikolojik açıdan durumu içler acısıydı bu yüzden ona karşı sıcak davranmaya çalıştım. Kendisi ne mi yaptı? ortada hiç bir sebep yokken kudurdu ve hem beni hem de canımdan çok sevdiğim bir insanı ölümle tehdit etti, bunu forumlarda 100 kez anlattım 100 kez daha anlatırım çünkü müthiş bir y*hudi arketipi bahsettiğim bu şahıs. Kendisi benim gibi ana babası tarafından kötü duygularla yetiştirilmemiş bir insana saf bir nefretin ne olduğunu gösterdi, ciddi şekilde tüm ruh zerrelerime kadar bu kişinin hem fiziksel hem de ruhani alemde ölüp paramparça olmasını gönülden istedim.

Yaşınızı bilmiyorum, kimseciklere de söylemeyin zaten fakat bahsettiğim durum hayat deneyimi kazandıkça daha net anlaşılıyor. Gerçi hayat deneyimi dediğimiz şey de yaşla alakalı değil bunu da anlayabiliyorum, mesela ben ancak adandıktan sonra hayatı iyisiyle-kötüsüyle her şeyiyle deneyimleme fırsatı bulduğumu ve gerçekten yaşadığımı söyleyebilirim.

Yanıtınız ve derin bilginiz için teşekkürlerimi sunuyorum 🕊️🕊️
Rica ederim🕊️
 
Catherinn ve Daemonica, kelimelerinizden nazik ve iyi kalpli insanlar olduğunuzu hissettirdiniz. Sizinle konusmak iyi hissettirdi tesekkur ederim. Daemonica, yazdıklarınıza uzun uzun cevap vereceğim, fikrimce mantık hataları veya bana uymayan var ise paylaşacağım. Şu an pek müsait değilim, görüşmek üzere.
 
Esenlikler.

Bu soruyu biraz daha genel anlamda soruyorum; yani y*hudi bir yazarın kitabını okumak, içinde y*hudi bir oyuncunun olduğu filmleri izlemek, y*hudi bir şarkıcının bulunduğu müzik gruplarını dinlemek gibi de düşünebilirsiniz. Ben ilgi alanıma daha çok girdiği için kitap konusunu sormak istiyorum lakin bu tek soruya cevap vererek de diğer konuları da cevaplamış olacaksınız.

Sorumu sorup açıklamaya geçeyim. Y*hudi yazarların yazdığı (dini olmayan) kitapları okumak, meditasyonlarını eksiltmeyen kişiler için sakıncalı mıdır?

Konu şu ki ben kitap okumayı çok severim, belli bir tür kaygısı gütmeden Fantastikten tutun Bilim Kurguya, Klasiklerden tutun Felsefe kitaplarına her şeyi okur; iyi yazılmışsa da takdir ederim. Buna rağmen bazı kitaplara karşı doğal bir önyargım oluşuyor, bunun nedeni bazı yazarların Nazi Almanyası tarafından yasaklanmış olması; bazılarının da direkt olarak y*hudi olması. Mesela Jack London isimli yazar da bildiğim kadarıyla Nazi Almanyası tarafından yasaklanmış, fakat kurguladığı eserlerde ciddi bir sorun yok; soruna en yakın şey Star Rover romanında safkan bir Viking amcanın Kudüs'e gidip y*hudinin tekine aşık olması.
Her neyse, Nazi Almanyası tarafından yasaklanan eserleri ve yazarların tamamını okumayı kesersek edebi açıdan ciddi bir sorun yaşayabiliriz. Çünkü liste genelde y*hudilerden oluşsa da arada Dostoyevski, Jack London, Ernest Hemingway ve Tolstoy gibi önemli yazarlar da var. Gelecekte okunması ve okunmaması gereken yazarlar, kitaplar diye bir gönderi oluşturmak istiyorum fakat okuyacak daha tonla kitaba ihtiyacım olduğundan bunu ancak uzak gelecekte yapabileceğimi düşünüyorum.

Bu listeyi zihnime kazımış olsam gerek bazı yazarlardan direkt olarak kendimi uzak tuttum. Mesela Francis Scott Fitzgerald'ı uzun süre y*hudi sandım fakat anladığım kadarıyla değilmiş, yine de eserlerini çok beğenmiyorum ama bu önemli değil. Y*hudi olduğu kesin olan yazarların çoğu da Bilim Kurgu türünde karşıma çıktı, mesela Bilim Kurgu türünün en önemli isimlerinden Isaac Asimov ve Harlan Ellison'ın ikisi de y*hudi.

Bunu böyle kafaya takmam normal bir tepki mi bilmiyorum ama bir yazarın veya oyuncunun y*hudi olduğunu öğrenince onun isminin olduğu her şeye karşı bir tiksinti duyuyorum uzun süredir. Bir kaç defa işimle ilgili sebeplerden ötürü y*hudi yazarların yazdığı kitaplar okuma mecburiyetine düştüm; fakat bu dönemlerde meditasyonlarımı eksik etmediğimden olsa gerek, çok da kötü etkilenmedim. Yine de sormakta fayda olacağını düşündüm, y*hudi yazarların yazdığı kurgu kitapları mecburiyetten veya keyfi olarak okumak bize ne ölçüde zarar verir?
Korunmamızı yaptıktan sonra çok bir sakınca olduğunu düşünmüyorum. Malum ırktan kişilere destek vermememiz gerekiyor tabii ki. Şarkı listeme yahudi sanatçılar çıkarsa ve şarkı güzelse geçmiyorum genelde.
 
Korunmamızı yaptıktan sonra çok bir sakınca olduğunu düşünmüyorum. Malum ırktan kişilere destek vermememiz gerekiyor tabii ki. Şarkı listeme yahudi sanatçılar çıkarsa ve şarkı güzelse geçmiyorum genelde.
Açıkçası ben de böyle düşünüyorum, geçmişte biraz paranoyak davrandığım dönemler oldu; y*hudiler çöp adam çizse bile o çöp adama maruz kalmanın Centil ruhuna zerre de olsa kötü geleceğini düşünüyordum. Özellikle son dönemlerde Koruma çalışmalarına ekstra önem verdim, elbette y*hudi propagandası okumak mantıklı olmaz lakin zevk alma amaçlı; halihazırda ölmüş olan y*hudilerin kurgu eserlerini okumak çok da etkilemez gibi. Zaten dürüst olalım, buradaki kardeşlerimizin çoğunluğu y*hudi birisi yazdığı kurgu esere propaganda soksalar bile bunu okuyup düşünsel açıdan kötü etkilenmez; kötü etkilenirse de zaten SS'lik konusunu kafasında yeteri kadar sağlam bir zemine oturtamamıştır. Yanıtınız için teşekkürler.
 
Y*hudi dediğiniz öyle bir sülüktür ki hem sizi hem de dünyaları feda edecek kadar çok sevdiğiniz bir kişiyi yüzünüze bakıp gülerek ölümle tehdit edebilir, üstelik ruh hastalığına o kadar yatkınlardır ki bu durumu pekala gerçekleştirebilirler.
Bu yanlış bir söylem, böyle bir eylem gerçekleştirmek için yahudi olmak gerekmiyor, bunu centiller de yapabilirler ve yapıyorlar da. Bu dünyada haberlerde görmediğimiz, insan zihninin kaldıramayacağı çok çirkin şeyler yaşanıyor. Bu arada yahudilerin amk.
Saf kötülüğün tanımı biraz farklı olabilir. Biz y*hudiler kötü dediğimiz zaman her y*hudi çocuk kaçırmak istiyor hepsi kanımızı emmek istiyor katliam yapmak istiyorlar gibi bir şey demiyoruz; onların amaçları bizim amaçlarımızla çakışıyor, bu yüzden kötü diyoruz
Ama böyle demiyorsunuz, yahudiler uzaylıdır, her yahudi sadece ve sadece yahudinin çıkarını düşünür diyorsunuz. Az önce de, yahudiler parazit gibi dışarıdan enerji çalmaya muhtaçlar dediniz, bu durumda onların da bir çaresi olmuyor. Aynı durumda siz olsaydınız, varoluşunuz gereği böyle bir şeye muhtaç kalsaydınız, siz de yapardınız. Ben de yapardım. İnsan zihni ve algısı karmaşık ve çok etkileyici, ama daha etkileyici olan bir şey var ise hayatta kalma içgüdüsü. Hayatta kalmak için her şeyi yapıyor canlıların tümü. Bu arada yahudilerin amk.
Afrika'nın orta yerinde yaşayan ve genlerinde %0.01 y*hudi geni olan birisi ile Tel Aviv'de günde 19 saat Tevrat okuyan bir y*hudi hahamını bize vereceği zarar açısından bir tutmuyoruz.
Hahamlar birincil hedefimiz, çünkü onlar elebaşları ve adları üstünde y*hudilerin "ruhani liderleri". Lidersiz kalan ve göreneklerinden kopmuş bir y*hudinin bizim yaptığımız RTR gibi çalışmalar karşısında fazla hayatta kalma şansları da yok.
Bu durumda, her RTR yaptığınızda, dünyada rastgele yerlerde yahudi kanına sahip insanların ölmesi gerekirdi. Ayrıca afrikada yaşayan ve %0.01 yahudi genine sahip bi insanın suçu ne bu dünyada xd. Tamam gerçek hayat adil değil, hatta bu savaşın kazanılması için masumların canı hiçe bile sayılabilir, ben dahil bazı insanlara göre bu etik bile sayılabilir. Fakat bu kadar nefret, kötü. Bu arada, yahudilerden gerçekten nefret ederim. Sadece bu, "tüm yahudiler aynıdır" kısmını eleştirmeye çalışıyorum.

Fakat belki de inancım zayıf olduğu için böyle düşünüyorumdur. Belki de gerçekten tüm yahudiler, centillerden farklı ve kendi çıkarları için yaşayan pislik bir ırktır. Ugandada konuşmayı bile bilmeyen bir kabilede doğmuş %0.01 yahudi genine sahip 2 aylık bebek bile, büyüdüğü zaman sırf yahudi olduğu için kötü olacaktır belki. Bu da bir seçenek. Reddetmiyorum bunu. Hayat adil olmak zorunda değil sonuçta, ve değil zaten.
Dünyanın çoğunun kökeni karışık yazmışsınız, bunu da y*hudilerin kontrolündeki modern bilim söylüyor. Aslında evet ırksal olarak karışık olduğumuz doğru fakat dünya üzerinde 10 milyon safkan y*hudi varsa 90 milyon da bu tarz yarım, çeyrek, yüzde birlik y*hudiler var. Bunu hangi kaynakta okuduğumu hatırlamasam da sayıları 120 milyonu geçmiyor. Şimdi şöyle bakalım, 8 milyarlık dünya üzerinde 120 milyon kötü kişi var mıdır? elbette vardır; hatta umarım sadece 120 milyon tane kötü kişi vardır. Y*hudiler de bu durumda dünyada 120 milyon kötü kişi var mıdır sorusuna cevap oluyor.
Bu sizce de çok saçma bir argüman değil mi? Dünyada 120 milyon yahudi var. Dünyada 120 milyon kötü insan var mıdır? Vardır. O zaman 120 milyon yahudinin hepsi kötü olabilir, diyorsunuz. 8 milyar nüfusa sahip dünyada sadece benim iyi kalpli olma şansım da var o şekilde düşünür isek.
Fakat istediği kadar kendi işine baksın, hayatta kalmak için rastgele bir Hahamın Goyim'lerden (Müslümanlar, Hristiyanlar vs.) çektiği yaşam enerjisiyle hayatta kalabiliyor. Kolektif bilinç gibi düşünün. Mesela kendisi bir istisna diyelim, ona her şeyi anlattık ve dedi ki "Ya ben istemiyorum fişimi çekin Haham Şekelberg'de bana enerji yollamasın"; yine de bir şey değişmez çünkü kendini bu bağdan koparamaz. Hahamların duaları ve ayinleri direkt olarak tüm y*hudileri etkilesin diye yapılıyor, yani ne yapsınlar "Göklerdeki pullu derili üstatlarım Goyimlerden çektiğim bu enerjiyi y*hudi halkına yönlendirin ama Harlan Ellison'a vermeyin o istemiyormuş" diye mi dua etsinler? Bu hem gereksiz bir uğraş hem de stratejik açıdan onlar için anlamsız bir hareket
Evet, muhtemelen kendini bu bağdan koparamaz. Ama bu durum, örneğin Harlan Ellison isimli kişiyi suçlu mu yapar? Hayır.

Neyse, özetle, tüm yahudilerin amına koyayım, orası ayrı, fakat hayatta kalması için yapması gereken "x" eylemini yerine getiren bir ırk, mantık olarak baktığımızda bu kadar nefrete maruz kalmamalı. Dünyayı manipüle ettikleri için, upuzun bir tarih boyunca sayısız topluluğa zarar verdikleri için, veya saymakla bitmeyen bin bir eylemleri için nefret edilmelerini anlayabiliyorum. Veya enerji tarlası meselesini. Ama karşı taraf için bu tarla meselesi, evinde buzdolabına sahip olmaktan farksız olabilir. Çünkü biz, sadece başka insanları yiyerek hayatta kalan bir canlı türü olsaydık. Biz de yapardık, hatta otomasyona falan bağlanırdı bu durum, fabrikalarda insanlar üretilirdi, tüketebilelim diye. Çok extreme bir örnek farkındayım. Şu an, aq yahudilerini savunmuyorum. Belki de empati yapılmaması gereken tarafa empati yapmaya çalışıyorum ama özümde ben de bir insanım ve kendi zihnimde sorularla boğuşuyorum. Bu yüzden beni linçlemeyin. Yahudilerin aq.
 
Bu yanlış bir söylem, böyle bir eylem gerçekleştirmek için yahudi olmak gerekmiyor, bunu centiller de yapabilirler ve yapıyorlar da. Bu dünyada haberlerde görmediğimiz, insan zihninin kaldıramayacağı çok çirkin şeyler yaşanıyor. Bu arada yahudilerin amk.
Doğrudur, buna rağmen Psişik Vampirlik bir tür hastalıktır; onların avantajı kendilerini toparlayabilecek olmalarıdır, elbette ruhsal açıdan fazla düşük bir seviyeye gelmedilerse. Bahsettiğiniz gibi Centillerin bir kısmı da sütten çıkmış ak kaşık değildir ama bunun SS'lik ile çok alakası yok, sonuç olarak özgür iradeli varlıklarız; SS'lik ise irademizle seçip ilerlediğimiz bir yol. Ben kimsenin tüm Centiller iyidir kanısında olduğunu düşünmüyorum, hatta y*hudiler kadar kötü Centiller de vardır.

Ama böyle demiyorsunuz, yahudiler uzaylıdır, her yahudi sadece ve sadece yahudinin çıkarını düşünür diyorsunuz. Az önce de, yahudiler parazit gibi dışarıdan enerji çalmaya muhtaçlar dediniz, bu durumda onların da bir çaresi olmuyor. Aynı durumda siz olsaydınız, varoluşunuz gereği böyle bir şeye muhtaç kalsaydınız, siz de yapardınız. Ben de yapardım. İnsan zihni ve algısı karmaşık ve çok etkileyici, ama daha etkileyici olan bir şey var ise hayatta kalma içgüdüsü. Hayatta kalmak için her şeyi yapıyor canlıların tümü. Bu arada yahudilerin amk.
Aynı durumda olsak evet biz de bunu yapma durumunda kalırdık, fakat şuna bir açıklık getireyim; y*hudiler safkan uzaylı değil, bu yanlış anlaşılmadan ibaret. Y*hudiler binyıllar önce toplaşmış bir çöl kavmi sadece, ruhsal açıdan çok düşük bir seviyeye gelene kadar kötülük yapmışlar halihazırda; tam olarak öyle olmasa da anlaşılması kolay olduğu için az önce bahsettiğim "Kötü Centil" olarak düşünebilirsiniz. Y*hudiler burada kolaya kaçıp ne yaptı? ruhsal açıdan asil bir yol izlemek varken kendilerini ne olduğu belirsiz şeylere peşkeş çektiler. Bu da affedilebilecek veya mazur görülebilecek bir şey değil. Bu biraz daha derin bir bilgidir, y*hudiler uzaylıdır sözü ya yeni üyeler ya da olayları basitçe anlatmak isteyen kişiler tarafından kullanılıyor.

Bu durumda, her RTR yaptığınızda, dünyada rastgele yerlerde yahudi kanına sahip insanların ölmesi gerekirdi. Ayrıca afrikada yaşayan ve %0.01 yahudi genine sahip bi insanın suçu ne bu dünyada xd. Tamam gerçek hayat adil değil, hatta bu savaşın kazanılması için masumların canı hiçe bile sayılabilir, ben dahil bazı insanlara göre bu etik bile sayılabilir. Fakat bu kadar nefret, kötü. Bu arada, yahudilerden gerçekten nefret ederim. Sadece bu, "tüm yahudiler aynıdır" kısmını eleştirmeye çalışıyorum.

Fakat belki de inancım zayıf olduğu için böyle düşünüyorumdur. Belki de gerçekten tüm yahudiler, centillerden farklı ve kendi çıkarları için yaşayan pislik bir ırktır. Ugandada konuşmayı bile bilmeyen bir kabilede doğmuş %0.01 yahudi genine sahip 2 aylık bebek bile, büyüdüğü zaman sırf yahudi olduğu için kötü olacaktır belki. Bu da bir seçenek. Reddetmiyorum bunu. Hayat adil olmak zorunda değil sonuçta, ve değil zaten.
Evet bu durumda rastgele y*hudilerin ölmesi gerekir fakat bu durumda değiliz, binlerce haham var. Afrika da yaşayan %0.01'lik y*hudi konusu da örnek sadece, yoksa biz tam y*hudi, yarım y*hudi, çeyrek y*hudi gibi kavramlar kullanmıyoruz; direkt y*hudi deyip geçin. Y*hudilerin ruh şeması Centil ruhundan farklı, bizde 7 çakra varsa onlarda 4 çakra var ve bunlar %0.01'lik y*hudi'de de aynı safkan y*hudi'de de aynı. Buradaki yegane fark muhtemelen Afrika da yaşayan y*hudi dini açıdan çok daha zayıf olacak, çiftçilik falan yapıp ölüp gidecek. Bu yüzden asıl hedef hahamlar, onlar gidince diğerlerinin gitmesi de kolaylaşır. Diğerlerinin gitmesi de gözünüzü boyamasın, safkan y*hudi kalmazsa o Uganda çiftçisi y*hudi bile hahama dönüşebilir.

Bu sizce de çok saçma bir argüman değil mi? Dünyada 120 milyon yahudi var. Dünyada 120 milyon kötü insan var mıdır? Vardır. O zaman 120 milyon yahudinin hepsi kötü olabilir, diyorsunuz. 8 milyar nüfusa sahip dünyada sadece benim iyi kalpli olma şansım da var o şekilde düşünür isek.
Çok mantıklı bir argüman değil farkındayım, bazen karşı taraf kötü insanların sayısı bu kadar olamaz diye sayıya takılıyor. İstatistiğe girince konu çok farklı yerlere çekilebilir. Halihazırda 120 milyon y*hudinin birden kötü olmasını da yukarıda yazdığım şeylerle biraz daha açtım.

Evet, muhtemelen kendini bu bağdan koparamaz. Ama bu durum, örneğin Harlan Ellison isimli kişiyi suçlu mu yapar? Hayır.

Neyse, özetle, tüm yahudilerin amına koyayım, orası ayrı, fakat hayatta kalması için yapması gereken "x" eylemini yerine getiren bir ırk, mantık olarak baktığımızda bu kadar nefrete maruz kalmamalı. Dünyayı manipüle ettikleri için, upuzun bir tarih boyunca sayısız topluluğa zarar verdikleri için, veya saymakla bitmeyen bin bir eylemleri için nefret edilmelerini anlayabiliyorum. Veya enerji tarlası meselesini. Ama karşı taraf için bu tarla meselesi, evinde buzdolabına sahip olmaktan farksız olabilir. Çünkü biz, sadece başka insanları yiyerek hayatta kalan bir canlı türü olsaydık. Biz de yapardık, hatta otomasyona falan bağlanırdı bu durum, fabrikalarda insanlar üretilirdi, tüketebilelim diye. Çok extreme bir örnek farkındayım. Şu an, aq yahudilerini savunmuyorum. Belki de empati yapılmaması gereken tarafa empati yapmaya çalışıyorum ama özümde ben de bir insanım ve kendi zihnimde sorularla boğuşuyorum. Bu yüzden beni linçlemeyin. Yahudilerin aq.
Evet Harlan Ellison burada mağdur taraf oluyor; elbette gerçekten, tüm samimiyetiyle bu bağdan kopmak istediğini varsayarak söylüyorum bunu. Fakat hayatta kalma konusunda bakış açınızı pek tasvip ettiğimi söyleyemem. Sonuç olarak SS'lik büyük ölçüde doğayla uyumlu olmaya yönelik bir inanç. Doğa da saf iyi veyahut kötü değil. Mesela süper zeki bir aslan hayal edelim, günün birinde bu aslan parazit kapıyor ve parazit kaptığının farkında. Aslan o parazitten nefret edecek, hiç bir zaman da "Garibim parazit, yaşamak için bana yapışmak zorunda kalmış; onun da kendi sorunları var tabii" demeyecek. Biz de bu aslan oluyoruz, örnekteki aslan fiziksel şartları el vermediği için parazitini söküp atamayacak belki; fakat bizim kendi parazitlerimizi atmamamız için hiç bir sebebimiz yok.
Bahsettiğiniz şeyi anlayabiliyorum, etik açıdan problemli gözüküyor fakat durum bu. Vahşi doğa da neredeyse hiç bir avcı avına karşı, ya da hiç bir av avcısına karşı empati yapmaz, ama biz yapıyoruz. Y*hudileri sadece ruhani olarak da değil, psikolojik açıdan da berbat bir ırk olarak görmeye başlasınız iyi olabilir; çünkü o "Seçilmiş Irk" şeyine sıkı sıkıya yapışmış durumdalar.

Dediğiniz örnekteki şey ise ekstrem örnek fakat anlayabiliyorum, ve durumumuz o olsa hayatta kalmak için evet bunu yapardık. Aslında içinde bulunduğumuz dünya çok farklı değil, koskoca fabrikalarda hayvan kesmeyi otomatiğe bağlamışlar; biz de onları yiyoruz. Etik olarak iğrenç bir durum ve daha iyisi olabilir, yine de et yemek ruhani açıdan sağlıklı; biz de yiyoruz. Fakat biz y*hudilerin durumunda değiliz, empati yapmak da haddimize değil. Onlar bu durumda olmayı kendileri seçti, burada da "Atalarının yaptığı şeyler yüzünden onları suçlamak mantıklı mıdır?" sorusu doğacak; buna da evet demek durumundayım. Irksal Karma gibi konular var; açıkçası ben de bu konu hakkında çok yüzeysel bilgiye sahip olduğum için ne yazık ki konuyu derinlemesine anlatamam, aktaramam.
 
Y*hudi yazarların yazdığı (dini olmayan) kitapları okumak, meditasyonlarını eksiltmeyen kişiler için sakıncalı mıdır?
Esenlikler,

Öncelikle yakın bir zaman önce y*hudi eserlerine karşı nasıl br tutum alınması gerektiğine karşın kendimi de bir arayış içinde bulmuştum izninizle kendimce yaptığım şahsi çıkarımlarımı paylaşmak istiyorum, yanlışım varsa lütfen beni de aydınlatın.

Bence işiniz gereği olan durumlar hariç yahudi eserlerine karşı sert bir tutum alınmalı ve yapılabiliyorsa topluma karşı kötülenmeli ve aşağılanmalıdır, evet eser dini olmasa bile ve hatta yaratıcısı ateist bir y*hudi olsa bile. Bunun iki sebebi var:

1-) Şuan da savaştayız ve eserler çok kaliteli ve güzel olsalar bile onlar bizim düşmanımız ve kendileri o tarafa ait hissetmeseler bile onların bağlı oldukları kolektif ruhun bizi nasıl etkilediğini bir düşünelim, centilleri baskı altına almasalardı günümüz dünyasında sanatın nasıl olabileceğini bir düşünelim, 2000 yıl öncesi antik yunan tragedyasını tiyatronun doğşunu, harikulade heykelleri, müthiş müzik aletlerinin keişflerini ve evrimlerini, tapınaklarımızın duvarlarına çizilen resimlerimizi, ressamlarımızı, şairlerimizi, yazarlarımzı bir düşünelim. Gelişimi durdurulan ve 2000 yıldır geriye doğru ittirilen bu sanat dalları eğer baskılanmasaydı 2000 bin yılda sizce nasıl değişir ve ilerlerdi hayal etmek bile zihninizde orgazmik bir kıpırtı oluşturabilir, 2000 (yazıyıla İKİBİN KOCA YIL) boyunca kilisenin ve pislam denen bokun sanata karşı bakış açılarını ve sanata nasıl baskı kurduklarını ve yokettiklerini, kilisenin karanlık baskısını ve oratalama bir müslüman ülkesindeki sanat eseri çıkarma potansiyeini hayal edelim. Sanat serbest bırakılsaydı bugün ilgilenceğiniz sanat eserlerinin kalitesi nasıl olurdu ve bu masum olma ihtimali üzerinde durduğumuz eserin yaratıcısı nasıl bir katilin parçası bunu kavramaya çalışalım. Bizi sanattan bu denli mahrum bırakmış bir yapının esriyle vakit geçirmek onursuzca ve aşağılayıcı değil mi? 2000 yıl boyunca eserlerimiz üzerinde tepindiler seviyeyi alçaltmaya çalıştılar ve bizi 2000 yıl sonra ancak yakalayabilmşlerken kalkıp yaptıkarı ile vakit öldürmek tarih boyunca y*hudiler yüzündeb acı çeken bir çok centil sanatçı kardeşimize hakaret ve saygısılıktır. Hata yaptıklarına eser demek bile ayıptır. Ayrıca sevilen işlerinin çoğunun omurgası büyük oranda çalıntı oluyor yani kendi kendine şarkı çalabiliyor diye benim kulaklıklarım müzisyen olmuyorsa doja cat için de müzisyen diyemeyiz.

2-) Y*hudi ler oluşturdukları garabetlerin içinde isteyerek yada istemeden bizi kötü etkileyecek şeyleri barındırabiliyorlar örneğin jack london demiryolu serserileri nde empatiden yoksun ve duygusuz bir makineymişçesine dilenme ve insanların iyi hislerini istismar etmeyi yaşam tarzı haline getirmiş parazit bir karakteri işliyor, belki kendisi de farkında değil ama bu başlı başına bir y*hudi işi, çalışmayı sevmeyen ve kendisinden yiyecek dlendiği adam ona git çalış dediğinde karakter bir o evladına dönüşüyor ve çalışması gerektiğini söyleyen adam düşmanca anlatılıyor, veya yaşlı bir kadının annelik duyguarını hunharca sömürdüğü sahneler kitabın genel akışında önemsiz olsa da karakterimizn nasıl bencilliği şuursuzca benimsediğini ve y*hudi ruhunun iyiliği algılayamaycak oluşunu ve aptal goylara nasıl çiftlik hayvanı veya köleymişçesine davranan bir yapıda olduğunu gösteren sinyaller veriyor. Özetle güya sanatçı olanlar eser denilen müsveddelerinde kendileri farkında olmasalar bile sahip oldukları ruhu yansıtıyorlar ve yansıtmaya devam edecekler.

Geçenlerde sefarad adlı y*hudi müzik grubunu dinleyip dinlememek adına bir ikilemde kaldım, yalan yok eskiden o grubu severdim ve dinlerdim fakat adlarınan bile belliymiş ne mal oldukları. Bunu farkettiğim de bu konu nasıl bir tutum almam gerektiğini kendime sordum, özetle kendime verdiğim yanıtlar bunlardı.
 
Esenlikler,

Öncelikle yakın bir zaman önce y*hudi eserlerine karşı nasıl br tutum alınması gerektiğine karşın kendimi de bir arayış içinde bulmuştum izninizle kendimce yaptığım şahsi çıkarımlarımı paylaşmak istiyorum, yanlışım varsa lütfen beni de aydınlatın.

Bence işiniz gereği olan durumlar hariç yahudi eserlerine karşı sert bir tutum alınmalı ve yapılabiliyorsa topluma karşı kötülenmeli ve aşağılanmalıdır, evet eser dini olmasa bile ve hatta yaratıcısı ateist bir y*hudi olsa bile. Bunun iki sebebi var:

1-) Şuan da savaştayız ve eserler çok kaliteli ve güzel olsalar bile onlar bizim düşmanımız ve kendileri o tarafa ait hissetmeseler bile onların bağlı oldukları kolektif ruhun bizi nasıl etkilediğini bir düşünelim, centilleri baskı altına almasalardı günümüz dünyasında sanatın nasıl olabileceğini bir düşünelim, 2000 yıl öncesi antik yunan tragedyasını tiyatronun doğşunu, harikulade heykelleri, müthiş müzik aletlerinin keişflerini ve evrimlerini, tapınaklarımızın duvarlarına çizilen resimlerimizi, ressamlarımızı, şairlerimizi, yazarlarımzı bir düşünelim. Gelişimi durdurulan ve 2000 yıldır geriye doğru ittirilen bu sanat dalları eğer baskılanmasaydı 2000 bin yılda sizce nasıl değişir ve ilerlerdi hayal etmek bile zihninizde orgazmik bir kıpırtı oluşturabilir, 2000 (yazıyıla İKİBİN KOCA YIL) boyunca kilisenin ve pislam denen bokun sanata karşı bakış açılarını ve sanata nasıl baskı kurduklarını ve yokettiklerini, kilisenin karanlık baskısını ve oratalama bir müslüman ülkesindeki sanat eseri çıkarma potansiyeini hayal edelim. Sanat serbest bırakılsaydı bugün ilgilenceğiniz sanat eserlerinin kalitesi nasıl olurdu ve bu masum olma ihtimali üzerinde durduğumuz eserin yaratıcısı nasıl bir katilin parçası bunu kavramaya çalışalım. Bizi sanattan bu denli mahrum bırakmış bir yapının esriyle vakit geçirmek onursuzca ve aşağılayıcı değil mi? 2000 yıl boyunca eserlerimiz üzerinde tepindiler seviyeyi alçaltmaya çalıştılar ve bizi 2000 yıl sonra ancak yakalayabilmşlerken kalkıp yaptıkarı ile vakit öldürmek tarih boyunca y*hudiler yüzündeb acı çeken bir çok centil sanatçı kardeşimize hakaret ve saygısılıktır. Hata yaptıklarına eser demek bile ayıptır. Ayrıca sevilen işlerinin çoğunun omurgası büyük oranda çalıntı oluyor yani kendi kendine şarkı çalabiliyor diye benim kulaklıklarım müzisyen olmuyorsa doja cat için de müzisyen diyemeyiz.

2-) Y*hudi ler oluşturdukları garabetlerin içinde isteyerek yada istemeden bizi kötü etkileyecek şeyleri barındırabiliyorlar örneğin jack london demiryolu serserileri nde empatiden yoksun ve duygusuz bir makineymişçesine dilenme ve insanların iyi hislerini istismar etmeyi yaşam tarzı haline getirmiş parazit bir karakteri işliyor, belki kendisi de farkında değil ama bu başlı başına bir y*hudi işi, çalışmayı sevmeyen ve kendisinden yiyecek dlendiği adam ona git çalış dediğinde karakter bir o evladına dönüşüyor ve çalışması gerektiğini söyleyen adam düşmanca anlatılıyor, veya yaşlı bir kadının annelik duyguarını hunharca sömürdüğü sahneler kitabın genel akışında önemsiz olsa da karakterimizn nasıl bencilliği şuursuzca benimsediğini ve y*hudi ruhunun iyiliği algılayamaycak oluşunu ve aptal goylara nasıl çiftlik hayvanı veya köleymişçesine davranan bir yapıda olduğunu gösteren sinyaller veriyor. Özetle güya sanatçı olanlar eser denilen müsveddelerinde kendileri farkında olmasalar bile sahip oldukları ruhu yansıtıyorlar ve yansıtmaya devam edecekler.

Geçenlerde sefarad adlı y*hudi müzik grubunu dinleyip dinlememek adına bir ikilemde kaldım, yalan yok eskiden o grubu severdim ve dinlerdim fakat adlarınan bile belliymiş ne mal oldukları. Bunu farkettiğim de bu konu nasıl bir tutum almam gerektiğini kendime sordum, özetle kendime verdiğim yanıtlar bunlardı.
Yazınız için teşekkürler belki de ben daha önce bir yahudi ile tanışmadığım için vicdanlı davranıyorumdur biraz da empati yapıyordum şimdi ben yahudi olarak doğsaydım ne yapıcaktım kendim seçmiyorum ki ailemi ? ama iyi ruhu olan biri zaten yahudi ailesinde doğamaz bunu da gözden geçirdim
 
Yazınız için teşekkürler belki de ben daha önce bir yahudi ile tanışmadığım için vicdanlı davranıyorumdur biraz da empati yapıyordum şimdi ben yahudi olarak doğsaydım ne yapıcaktım kendim seçmiyorum ki ailemi ? ama iyi ruhu olan biri zaten yahudi ailesinde doğamaz bunu da gözden geçirdim
İnanın bana y*hudi nüfusunun tamamını toplasak şu cümlenin içerdiği kadar empati içermezler. Fiziksel bedenleri size benzemeleri için tasrlandı diye onları sizin gibi insan zannetmeyin, onların ruhu yıkım enerjileriyle oluşturulmuş pislik bir enerji matrisinin parçalarıyken siz ve ruhunuz kendi kendine tanrıya dönüşme potansiyeli içeren güzel bir varlıksınız. Vicdanlı oluşunuz güzel ama kendinizi onlarla kıyaslayarak kendinize saygısızlık ettiğinizi ve onların gösterdiğiniz bu empatik tavrı haketmeyen katil canavarlar olduğunu bilmenizi istiyorum.
 
Yazınız için teşekkürler belki de ben daha önce bir yahudi ile tanışmadığım için vicdanlı davranıyorumdur biraz da empati yapıyordum şimdi ben yahudi olarak doğsaydım ne yapıcaktım kendim seçmiyorum ki ailemi ? ama iyi ruhu olan biri zaten yahudi ailesinde doğamaz bunu da gözden geçirdim
Yahudi olarak dogsaydiniz burada olmazdınız ve bu konuyu düşünüyor olmazdınız. Yahudiler Centil bedenlerinde reenkarne olamazlar, aynısı Centiller içinde geçerli. Tek istisna LaVey'dir. Yahudilerin ruhlari dogustan Tanrilasamadigi icin bir süre sonra akashaya karisiyor, ki bu bizim içinde geçerli. Sonsuza kadar reenkarne olamayiz.
 
Esenlikler,

Öncelikle yakın bir zaman önce y*hudi eserlerine karşı nasıl br tutum alınması gerektiğine karşın kendimi de bir arayış içinde bulmuştum izninizle kendimce yaptığım şahsi çıkarımlarımı paylaşmak istiyorum, yanlışım varsa lütfen beni de aydınlatın.

Bence işiniz gereği olan durumlar hariç yahudi eserlerine karşı sert bir tutum alınmalı ve yapılabiliyorsa topluma karşı kötülenmeli ve aşağılanmalıdır, evet eser dini olmasa bile ve hatta yaratıcısı ateist bir y*hudi olsa bile. Bunun iki sebebi var:

1-) Şuan da savaştayız ve eserler çok kaliteli ve güzel olsalar bile onlar bizim düşmanımız ve kendileri o tarafa ait hissetmeseler bile onların bağlı oldukları kolektif ruhun bizi nasıl etkilediğini bir düşünelim, centilleri baskı altına almasalardı günümüz dünyasında sanatın nasıl olabileceğini bir düşünelim, 2000 yıl öncesi antik yunan tragedyasını tiyatronun doğşunu, harikulade heykelleri, müthiş müzik aletlerinin keişflerini ve evrimlerini, tapınaklarımızın duvarlarına çizilen resimlerimizi, ressamlarımızı, şairlerimizi, yazarlarımzı bir düşünelim. Gelişimi durdurulan ve 2000 yıldır geriye doğru ittirilen bu sanat dalları eğer baskılanmasaydı 2000 bin yılda sizce nasıl değişir ve ilerlerdi hayal etmek bile zihninizde orgazmik bir kıpırtı oluşturabilir, 2000 (yazıyıla İKİBİN KOCA YIL) boyunca kilisenin ve pislam denen bokun sanata karşı bakış açılarını ve sanata nasıl baskı kurduklarını ve yokettiklerini, kilisenin karanlık baskısını ve oratalama bir müslüman ülkesindeki sanat eseri çıkarma potansiyeini hayal edelim. Sanat serbest bırakılsaydı bugün ilgilenceğiniz sanat eserlerinin kalitesi nasıl olurdu ve bu masum olma ihtimali üzerinde durduğumuz eserin yaratıcısı nasıl bir katilin parçası bunu kavramaya çalışalım. Bizi sanattan bu denli mahrum bırakmış bir yapının esriyle vakit geçirmek onursuzca ve aşağılayıcı değil mi? 2000 yıl boyunca eserlerimiz üzerinde tepindiler seviyeyi alçaltmaya çalıştılar ve bizi 2000 yıl sonra ancak yakalayabilmşlerken kalkıp yaptıkarı ile vakit öldürmek tarih boyunca y*hudiler yüzündeb acı çeken bir çok centil sanatçı kardeşimize hakaret ve saygısılıktır. Hata yaptıklarına eser demek bile ayıptır. Ayrıca sevilen işlerinin çoğunun omurgası büyük oranda çalıntı oluyor yani kendi kendine şarkı çalabiliyor diye benim kulaklıklarım müzisyen olmuyorsa doja cat için de müzisyen diyemeyiz.

2-) Y*hudi ler oluşturdukları garabetlerin içinde isteyerek yada istemeden bizi kötü etkileyecek şeyleri barındırabiliyorlar örneğin jack london demiryolu serserileri nde empatiden yoksun ve duygusuz bir makineymişçesine dilenme ve insanların iyi hislerini istismar etmeyi yaşam tarzı haline getirmiş parazit bir karakteri işliyor, belki kendisi de farkında değil ama bu başlı başına bir y*hudi işi, çalışmayı sevmeyen ve kendisinden yiyecek dlendiği adam ona git çalış dediğinde karakter bir o evladına dönüşüyor ve çalışması gerektiğini söyleyen adam düşmanca anlatılıyor, veya yaşlı bir kadının annelik duyguarını hunharca sömürdüğü sahneler kitabın genel akışında önemsiz olsa da karakterimizn nasıl bencilliği şuursuzca benimsediğini ve y*hudi ruhunun iyiliği algılayamaycak oluşunu ve aptal goylara nasıl çiftlik hayvanı veya köleymişçesine davranan bir yapıda olduğunu gösteren sinyaller veriyor. Özetle güya sanatçı olanlar eser denilen müsveddelerinde kendileri farkında olmasalar bile sahip oldukları ruhu yansıtıyorlar ve yansıtmaya devam edecekler.

Geçenlerde sefarad adlı y*hudi müzik grubunu dinleyip dinlememek adına bir ikilemde kaldım, yalan yok eskiden o grubu severdim ve dinlerdim fakat adlarınan bile belliymiş ne mal oldukları. Bunu farkettiğim de bu konu nasıl bir tutum almam gerektiğini kendime sordum, özetle kendime verdiğim yanıtlar bunlardı.
Sanat diyerek can damarımdan vurdunuz beni, ben de sizin gibi bol bol ikilemde kalıyorum ara sıra. İçimden bir ses Korumayı yaptıktan sonra sorun olmayacağını söylüyor, diğer ses ise yine de bu eserleri kullanmaktan çekinmem gerektiğini fısıldıyor. Bence dediğim örnekteki y*hudi yazarlar bize öyle çok büyük zarar veremezler ama yine de onları okumadığımız bir tavır almak daha doğru olacaktır.
Fakat iş veya okul gibi yerlerde mecbur bırakıldığı takdirde bir SS'in y*hudi eserlerini okumamasında da bir sorun yok gibi, dediğiniz üzere okuduktan sonra eserden alacağını alıp buna rağmen eseri kötüleyebilir.
Şu konu da ilgimi çekiyor, mesela kolektif çalışmalar oluyor ara sıra; 2 yazar yan yana gelip tek bir eser yazıyor, burada bir kişi Centil diğeri y*hudi. Çok spesifik bir örnek olduğunun farkındayım fakat bu eserlere karşı alınması gereken tavrı düşündükçe hafakanlar basıyor. Bir kaç tane kitabı bu yüzden es geçtim hatta, çünkü sürekli "Keşke sadece Centil yazar yazsaydı, eser güzel olsa bile şu y*hudi kirletmiştir bunu" gibi düşüncelere kapılıyordum.

Bu arada yanlış anlaşılma olmasın, Jack London y*hudi değil fakat Nazi Almanyası tarafından yasaklanma sebebini biraz araştırarak bulabilirsiniz; kendisinin tuhaf bir sosyalizm anlayışı var. Bahsettiğiniz roman da otobiyografik bir hikaye anlatıyor, yani romanda anlatılan çoğu şeyi Jack London gerçekte de yapmış. Böyle şeyler yapmasının nedeni ekonomik bunalım olsa da mevzubahis yolculuk boyunca karşısına çıkan evsizler olsun diğer ne olduğu belirsiz tipler olsun, aralarından gırla y*hudi de çıkacaktır elbet. Y*hudilerin yanında çok zaman geçirenler de ruhani açıdan korkunç kötü etkileniyor. Buna karşın Jack London'ın çok güzel, hayat dersi çıkarabileceğiniz eserleri de var; tasarladığı karakterler arasında yaptığı felsefi tartışmalar insana çok şey katabiliyor, yani öyle kaldırıp atılacak bir adam değil. Stefan Zweig kaldırıp atılacak bir adamdır mesela fakat Jack London'ın özellikle 2-3 eserini çok beğenmiştim, adam siyasete veya kendi anılarına fazla değinmediği zamanlarda çok güzel şeyler anlatabiliyor.
Bazı insanlar böyledir, korkunç bir yetenek timsalidir ama gelin görün ki ruhani açıdan çok düşük seviyelere gelmişlerdir. Jack London böyle mesela, birincil sebep olarak alkol problemi var. Ardından Edgar Allan Poe'da böyle, hayata çok kötü şartlar altında başlamış ve bunu düzeltmek yerine uyuşturucu gibi şeyler tüketip kendini daha da paralamış.
 
Geçenlerde bu konu hakkında forumları tararken Kubrick hakkında güzel bir yazıya denk gelmiştim ve şimdi farkettim ki yazarı sizmişsiniz, şunu belirtmek isterim ki yazınız bu konuya bakış açımda çok etkisi olmuştu ve neden olduğu pisliğe rağmen Kubrick için "tüm zamanların en iyisi" ünvanını insanlığın kendi celladının çocuklarını yüceltmesi olarak görülmesi gerektiğini sizin yazınız sayesinde anlamıştım. Şunu belirtmek isterimki ben sanatla fazla ilgilenen biri değilim, ne ürütimine ne de tüketimine fazla vakit ayırmam ama anladığım kadarıyla siz böyle değilsiniz ve düzenli olarak sanat eserlerini tükettiğiniz/deneyimlediğiniz için bu alanda bir y*hudiye denk gelme olasılığınız benimkinden daha yüksek hatta belki de kaçınılmaz. Bu durumun sizin ruhaniyetinize ne denli zarar vereceğini bilmiyorum fakat konu hakkında bilinçli oluşunuz sebebiyle bu düzeyin çok düşük olacağını tahmin ediyorum ve diliyorum. Söylemek istediğim zorunlu olarak bu yapımlara maruz kalındığında bizi çok kötü etkileyeceği değil, bizi hiç etkilemeyecek olsa bile alabildiğimiz ölçüde karşı tavır almamız gerektiğini zevk ve keyif için centillerin eserlerinin kullanılması gerktiğini ihtiyacı karşılayacak bir eser bulunamıyorsa gerekirse yaratmak için uğraşmak ama gen de düşmana karşı bir tavır ortaya koymak gerektiğini düşünüyorum.

Sadece sanatta değil bu adamlar ahaytın her alanında kurumlarımıza ve sektörlerimize sızdıkları için illaki biyerlerdebir %100 olmasa da belli düzeyde düşmandan etkilenmiş şeyler yeriz/içeriz/giyeriz/kullanırız. Belki de ben abartıyorum ve belki de bu yüzden bu ufak temaslar sanat alanında da önemsenmemeli ve umursamadan yolumuza devam etmeliyiz ve hayatın diğer alanlarında olduğu gibi sanatta da bu teması olumsuz ama kaçınılmaz olduğu için umursamazlıkla karşılamalıyız ama bence y*hudi yapımları bizi çok etkileyemese de toplumun kalanını çok daha rahat etkileyebileceğinden doalyı yapabileceğimiz ölçüde eserleri aşağılamalı komuya açık şekilde eleştirirken içten içe taraflı olarak ama bunu belli etmeyecek şekilde eleştirmeli ve gene aynı şekilde satanik eserleri yüceltmeliyiz. Dediğim gibi bunlar şahsi fikirlerim olsada oluşmasında sizinde payınız var ve eğer hatalı olduğumu düşünüyorsanız yanıtınızı okumaktan zekv duyacağımı belirtmek isterim. Kubrick yazınız için yeniden teşekkür ediyorum.
:) :) :)
 
Geçenlerde bu konu hakkında forumları tararken Kubrick hakkında güzel bir yazıya denk gelmiştim ve şimdi farkettim ki yazarı sizmişsiniz, şunu belirtmek isterim ki yazınız bu konuya bakış açımda çok etkisi olmuştu ve neden olduğu pisliğe rağmen Kubrick için "tüm zamanların en iyisi" ünvanını insanlığın kendi celladının çocuklarını yüceltmesi olarak görülmesi gerektiğini sizin yazınız sayesinde anlamıştım. Şunu belirtmek isterimki ben sanatla fazla ilgilenen biri değilim, ne ürütimine ne de tüketimine fazla vakit ayırmam ama anladığım kadarıyla siz böyle değilsiniz ve düzenli olarak sanat eserlerini tükettiğiniz/deneyimlediğiniz için bu alanda bir y*hudiye denk gelme olasılığınız benimkinden daha yüksek hatta belki de kaçınılmaz. Bu durumun sizin ruhaniyetinize ne denli zarar vereceğini bilmiyorum fakat konu hakkında bilinçli oluşunuz sebebiyle bu düzeyin çok düşük olacağını tahmin ediyorum ve diliyorum. Söylemek istediğim zorunlu olarak bu yapımlara maruz kalındığında bizi çok kötü etkileyeceği değil, bizi hiç etkilemeyecek olsa bile alabildiğimiz ölçüde karşı tavır almamız gerektiğini zevk ve keyif için centillerin eserlerinin kullanılması gerktiğini ihtiyacı karşılayacak bir eser bulunamıyorsa gerekirse yaratmak için uğraşmak ama gen de düşmana karşı bir tavır ortaya koymak gerektiğini düşünüyorum.

Sadece sanatta değil bu adamlar ahaytın her alanında kurumlarımıza ve sektörlerimize sızdıkları için illaki biyerlerdebir %100 olmasa da belli düzeyde düşmandan etkilenmiş şeyler yeriz/içeriz/giyeriz/kullanırız. Belki de ben abartıyorum ve belki de bu yüzden bu ufak temaslar sanat alanında da önemsenmemeli ve umursamadan yolumuza devam etmeliyiz ve hayatın diğer alanlarında olduğu gibi sanatta da bu teması olumsuz ama kaçınılmaz olduğu için umursamazlıkla karşılamalıyız ama bence y*hudi yapımları bizi çok etkileyemese de toplumun kalanını çok daha rahat etkileyebileceğinden doalyı yapabileceğimiz ölçüde eserleri aşağılamalı komuya açık şekilde eleştirirken içten içe taraflı olarak ama bunu belli etmeyecek şekilde eleştirmeli ve gene aynı şekilde satanik eserleri yüceltmeliyiz. Dediğim gibi bunlar şahsi fikirlerim olsada oluşmasında sizinde payınız var ve eğer hatalı olduğumu düşünüyorsanız yanıtınızı okumaktan zekv duyacağımı belirtmek isterim. Kubrick yazınız için yeniden teşekkür ediyorum.
:) :) :)
Güzel sözleriniz için teşekkürler. Bu konu hakkında düşüncenizi doğru bulduğumu söyleyerek başlayayım. Bilinçli olmak sadece sanat konusunda değil hayattaki her konuda işe yarayacak bir durum; neyin ne olduğunu bilen ve bunu kendi kafasında oturtmuş birisi en azılı propagandadan bile kendini kurtarabilir, ben de böyle olmaya çalışıyorum.

Kendimizi y*hudi eserlerine bile isteye maruz bırakmak, üstelik bundan zevk almak çok doğru değil; sonuçta sanat kıtlığı yok ve keyif alınabilecek tonla Centil eseri var. Buna karşın pek tasvip etmesem de, Koruma çalışmalarını yapan ve kendini bu eserlerden gelecek tehlikeye karşı koruyacak kişilerin bu mevzuya fazla kafa yorması zaman zaman yersiz olabilir.
Mesela Bilim Kurgu türünde her listede başı çeken Isaac Asimov bir y*hudi. Kendisinden sonra yazılan eserlerde de kendisine sık sık atıfta bulunulmuş, yani bir kişi Bilim Kurgu eleştirmeni olmak istiyorsa bu adamın yazılarını okumak zorunda kalıyor. Dediğiniz gibi bir kişi kötü enerjiyi temizleyip korunarak bunları okuduğunda alacağı zararı en aza indirebilir, fakat bunu yaptıktan sonra eseri halka karşı profesyonel bir dil kullanarak kötüleyebilir. Bu sık sık yapılırsa hem örnek verdiğim Isaac Asimov'un ismi Bilim Kurgu listelerinden düşer, hem de bahsettiğim şeyin tam tersi yapılarak (Centil bir yazarın eserlerini okuyarak fazladan övgü yapmak) bu listelere Centil yazarların isimleri sokulup üst sıralara çıkarılabilir.

Y*hudi'lerin isimlerinin geçtiği şeyler elbette onların enerjisinden de izler taşır, sonuç olarak her şeyin bir enerjisi var.
Şöyle bir örnek düşünelim; diyelim ki X ülkesindeki Centil bir çiftçi ve y*hudi arkadaşı domates yiyor, sonra o y*hudi'de domatesten 1-2 ısırık alıp toprağa fırlatıyor. Aradan bir kaç yıl sonra o domatesin fırlatıldığı yerden domates ağacı çıkıyor, Centil çiftçi bunu topluyor satıyor ve ülkemize satıyor. Belki de bu domatesler sabah kahvaltısında aramızdan birinin karnını doyurdu, peki domatesin ortaya çıkışında mevzubahis y*hudi'nin parmağı var diye güzelim kahvaltı mundar mı oldu? pek değil. Çünkü çoğumuz farkındayızdır ki bundan daha büyük etkileşimleri günlük hayatta defalarca yaşıyor ve kötü enerjiye maruz kalıyoruz.

Elbette dolaylı olarak y*hudi enerjisine maruz kalmış bir şey kullanmak ile direkt olarak bir y*hudi tarafından üretilmiş şeyi kullanmak arasında bir fark var. Enerjiye dolaylı maruz kalmış şey bardağı dolduran 1 damlayken direkt y*hudi üretimi olan şeyler 10 damla dolduruyor gibi düşünebiliriz. Koruma çalışmaları da sallıyorum her yaptığımızda 8 damla suyu bardaktan boşaltıyor. Düzenli yaptığımız sürece kötü enerjinin biriktiği o bardak büyük ölçüde boş kalacak, hatta o enerjiyi kendi kendine savuşturup boşaltmaya da başlayacaktır.
Böyle düşününce ortada çok büyük bir sorun yok gibi gözüküyor, fakat dediğiniz gibi kendimizi y*hudi eserlerinden uzak tutmak en iyisi. Fakat mecbur kaldığımız küçük etkileşimleri de kafaya takmaya gerek yok, çünkü günün sonunda ne yazık ki dünyada da y*hudilerle birlikte yaşıyoruz; bahsettiğim bardak bu sebepten, onlar yok olmadığı takdirde sürekli olarak atomik seviyede de olsa dolmaya devam edecek. Önemli olan yerimizi bilmek, RTR yapıp sonra kendimizi temizlemek ve meditasyonlarla gelişmek.
 
Lana Del Rey’in de Y*hudi olduğuna dair bir şeyler okumuştum. Ama müziği bence hoş. Şarkı veya müzik gibi şeylerde herhangi bir problem olacağını düşünmüyorum. Ancak komplo teorisyenlerinin şu Hz muhabbetleri doğruysa farklı.
 

Al Jilwah: Chapter IV

"It is my desire that all my followers unite in a bond of unity, lest those who are without prevail against them." - Satan

Back
Top