"Cennet benim şarabım ve Cehennem benim kavurucu yelimin sıcağıdır.
Yıldızlar ben yükselene değin bana güçlük getirdi.
Hizmetkârların efendiye secdesi gibiydi.
Şeytan burada, Cennetin onun Şarabı olduğunu açıklıyor. Şarap, Epifiz bezi için bir alegoridir. Antik Yunan mitolojisindeki Şarabın Tanrısı Dionysos; Baküs gizemlerinin, veya daha açık konuşacak olursak bilincin üst düzeylere çıkış gizemlerinin Tanrı Kralıydı. SAT düzeyi yukarıda açıklandığı üzere, en üst pratisyenlerin dahil olabileceği bir bilinç düzeyidir, ve bir insan için oldukça fazla denilebilecek zevkle beraber gelir.
Bu düzeyde kişi “cennete” ulaşır, “Cehennem” ise zıttı olarak kavurucu yelin vurduğu aşamadır – bilincin alt düzeylerinde; kavrayışın, bilginin ya da gücün yoksunluğu, eziyet verici bir güç görevi görebilir. Burada ayrıca gizli bir anlam olarak cehennemin, ateş Yılanının enerjisine de karşılık geldiğini görüyoruz, ki bu da kavurucu bir yel misali, şarabın üretimi sağlanana kadar arıtır. Su ve ateş elementleri arasındaki düalizm, ayrıca arıtma yöntemleriyle de ilişkilidir.
Daha fazla simyasal derinliğe inmeden bir not düşmek gerekirse, ızdırabın gücü ayrıca Şeytan’ın Düşmanları için de kullanılmış olacaktır. Burada verilen başka bir anlam da SAT’ın veya Gerçeğin düşmanlarının, yeteneklerini kullanmayı ve kendilerini geliştirmeyi reddederek sadece kendilerini ebedi çilekeşler yaptıklarıdır. Bu reddediş ve hakikate gözlerini kapama, karmik ve diğer türlü eziyetlere davetiye çıkaracaktır. Bu yüzden onlar, Şarabın zevkini tatmak yerine, kendilerini cehalet ateşinde azap çekmeye iterler.
Sonraki dizede Şeytan Baba, bu acının sebebini açıklıyor – ve aynı zamanda çözümü iki dizede veriyor:- “Yıldızlar bana güçlük getirdi” kısmı, kişinin, yükselene değin maruz kalacağı yıldızlar ile, veya kader ile ilişkisini gösteriyor. Kişi yükselmediğinde, ve meditasyon yapmadığında, “Yıldızların” vereceği etkilerin insafındadır ve ruha yapışan, ona acı getiren Karmik artığın etkisi altındadır. Kaçınılmaz bir şekilde, acı da cehaletin bir parçasıdır.
Bu aşamanın direkt karşılığı “Hizmetkârdır”, ve meditasyon ile spiritüelliğe yeni adımını atmış herkes, ya da doğan herkes, “Prangalara” vurularak doğmuş ve hizmetkâr olarak köleleştirilmiştir. Hepimiz bu dünyaya körler ve hizmetkârlar olarak doğduk. Hepimiz bu dünyaya “Kör” olarak doğduk, ve yıldızlar ile karmik güçler bizim dış kontrolümüzü ele aldı. Bu durum sadece kişi Ruhunu ve Ruhani gücünü yükselttiğinde terse döner, ve kişi ilerleyerek bu prangaları kırıp özgürlüğe koşabilir.
Şeytan, Kendisini bu düzeyin çok üstüne yükselttiğini, bu karmik artığın prangalarından kurtulduğunu ve buna bağlı olarak ebedi kavurucu azaptan kendini özgürleştirdiğini belirtiyor. Kendisinin ustalık düzeyinden ötürü, O, insanlığın hem yükselişini hem de düşüşünü yönetir. Onun bilinci tüm enginliğiyle evreni kapsar."
spirituelsatanizm.org