Spiritüel Satanizm öğretisi, Gerçeğin bir ifşası ve ona açılan kapının yolu olarak, kendini kademeler hâlinde gösterir.

Bu kademeleri düşman çok iyi bilmektedir. Neredeyse bütün SS'lerin deneyimlediği üzere; bu Gerçeğe varış yolunda çeşitli saptırmalarla, kafa karışıklıklarıyla, türlü tuzaklarla düşman bizlere saldırır.

Bir SS'in, bilge bir savaşçı olarak nerede âlim gözlüğünü çıkarıp nerede kılıcını çekmesi gerektiğini bilmesi gerekmektedir. Bu ayrımı yapamayanlar, düşmanın tatlı zehirlerinde, acı içinde pişmanlık duyacakları güne kadar uyuşurlar.

Haftalarınızı, aylarınızı, ya da en kötü ihtimalle yıllarınızı bu saçmalıklara harcamayın. Düşmanın tatlı yalanlarına karşı "objektif" olmak, "açık" olmak diye bir şey yoktur.

Gerçeğin kadehinden yudumlayanlar, bu deneyimi tatmış kimseler olarak düşmanın zehirli tuzaklarına yakalanınca antidotlarını içerler, arındırıcı bıçaklarını çekip damarlarından o zehri söküp atarlar.

Burada elbette mecazi konuşmaktayım. Nihai RTR'ları her zaman bu programlardan kurtulmak için kullanabilirsiniz. Ayrıca Tanrıların ritüelleri de sizlere yardımcı olacaktır. Ruhunuzu temiz, auranızı güçlü tutun.

İnsan zihni, saldırıya karşı en korunaksız bırakılan noktamızdır. Yer yer "size ait" gözüken şeyler, aslında dışarıdan enjekte edilmiş programlardır.

Bilgi de aynı şekilde büyük bir güçtür. Forumlarda yazılanları bol bol okuyun, sitelerimizde okunmadık yazı bırakmayın. Bütün faydalı içerikleri tüketin. Gözünüzün kör kalmasına asla izin vermeyin. Kör bir göz, başkalarına inanmaya muhtaçtır. Gardınızı her zaman yüksek tutun.

Azimle bu yolda ilerleyip ruhunu ve zihnini geliştirmiş, Tanrıların ve Yolumuzun Gerçekliğine tanık olmuş kişilerin dinden uzaklaşmaları zayıf bir ihtimaldir.

Bir içeriği okurken, başka dine mensup olanları dinlerken, ya da herhangi bir şeye maruz kalırken her zaman Satanik filtrenizi açık tutun. Bir şeyler tersse kılıcınızı kuşanmaktan geri adım atmayın. Karışımları yudumlamaktan kaçınmayın.

Siz kalede nöbet tutma şerefiyle ödüllendirilmiş insanlarken, Düşmanın fısıltılarına kanıp onların kamplarına gidip onların üniformalarını kuşanmayın.

Biz SS'ler olarak Düşmanın "taktiklerini" de biliyoruz. Yani onların kullandığı her bir alet, kafanıza dayanmış bir silah gibi sizi tetikte tutmalıdır. Çünkü bunları biliyorsunuz, ve düşmanın anlamından saptırılmış "Bunu da bir dinle. Yobaz olma." şeklinde başlayıp "Bunu da bir dene." diye biten saçmalıklarına vakit ayırmanızın "hiçbir gereği yok."

Bilgeliğin yolcuları olarak, nerede "objektif" olunup nerede koruyucu kalkanın çekileceğinin her zaman farkında olun.

Esenlikler,

Çok önemli bir konu. Yukarıda yer alan cümleler kadar bilgelik içermese bile aklımın karıştığı dönemlerde eşit kollu terazi metaforunu sık sık kullanırdım.

Burasıyla karşılaştığınızda, size sunulan pratik bilgiler ve SS olmayan normal bir insanın bile çevresine bakarak gözlemleyebileceği dünyadaki garipliklerin mantıklı bir şekilde açıklandığını görürsünüz. Bu sizi derinden heyecanlandırır ve aradığınız şeyin bu olduğundan eminsinizdir. Bu durum, terazinin bu tarafına 500 kiloluk sert ve büyülü bir ağırlık bindirir.

Geçen zamanla birlikte zihninizde çeşitli savaşların başladığını fark edersiniz. Hatta öyle ki burada kalmak için kendinizi kandırdığınızı ve gerçeklerden kaçtığınızı bile düşünecek hâle gelebilirsiniz. Kendinize sık sık acıdığınızı da fark edebilirsiniz. Bunlar genellikle, dünyadaki pis majikal ağından etkilenen zihninizin, sizi dibe sürüklemek ve gerçeklikten uzaklaştırmak için yürüttüğü çabalardır.

Böyle durumlarda geriye doğru birkaç adım atın ve önünüzdeki teraziye bakın, karşı tarafa yerleşmiş 5-10 kiloluk ağırlıkları ciddiye mi alacaksınız? Geniş açıdan bakmayı başardığınızda ne kadar karamsar olursanız olun, hiçbir deneyiminiz olmasa bile burada gördüklerinizin ağırlığına denk olacak başka bir şey olmadığını anlayacaksınız.

İradenizi güçlü tutarak devam ettiğinizde ise meditasyonlar sayesinde genişleyen algınız ve edineceğiniz deneyimler ile birlikte, bu başlangıçtaki 500 kiloluk ağırlığın giderek ağırlaştığını göreceksiniz. Ayaklarınız hiç olmadığı kadar yere sert basmaya başlayacak.

Farklı bakış açıları ve ulaşacağınız yeni farkındalıklarla birlikte, terazinin karşı kolundaki 5-10 kiloluk ağırlığın da aslında içinin boş olduğunu, geçmişteki bakış açınızın eksikliğinden ötürü bir yanılsama yaşadığınızı idrak edeceksiniz. Böylelikle zihninizdeki yeni soru işaretlerine karşı daha sağlam bir duruşunuz olacak ve eskisi kadar yalpalamayacaksınız.

Sorgulama sürecindeyseniz yapabileceğiniz en mantıklı şey olabildiğince az zaman kaybetmek olacaktır, mümkünse hiç.

İyi günler.