Welcome to our New Forums!

Our forums have been upgraded and expanded!

Welcome to Our New Forums

  • Our forums have been upgraded! You can read about this HERE

Tanrıçalar, Yalanlar, Feminizm

Aeternus

New member
Joined
Oct 3, 2022
Messages
221
Bu metin, Joy of Satan Muhafızı Lydia’nın forumlardaki yazısından çevrilmiştir.

(Bu yazının büyük bir bölümünü 4 yıl önce yazmıştım ancak hiç yayınlamamıştım. HP HoodedCobra'nın Feminizme ilişkin son yazısını görmek bana bunu bitirmem gerektiğini hatırlattı).


Buradaki bazı erkeklerin "Tanrıçalar" kelimesini asla yazmayıp sadece "Tanrılara Selam Olsun" yazacaklarını, çünkü kadın kelimesi veya unvanı kullanmanın Yahudi Feminizmi olduğuna inandıklarını belirttiklerinin farkına vardım. Ne var ki, "Tanrıçaları" bu şekilde görmezden gelmek dengesizlik oluşturmaktadır. "Kadınlar" ve "Tanrıçalar" yazmak (((Feminizm))) değil, ilahi dişiliği kabul etmek, saygı duymak ve onurlandırmaktır. Bu, sözde "saygı ve eşitlik talep eden" Yahudi Feminizmi manasında değildir. Dengeyi sağlamakla ilgilidir. Aksi halde, Yahudilerin bizim için istediği dengesizliğin sürdürülmesi söz konusu olur. İlerlemek ve Tanrı olmak kesinlikle denge gerektirmektedir ve "ama bu Feminizm diye yorumlanabilir" gibi zihniyetlerin üstesinden gelinmesi gerekmektedir.

Neticede, erkeklere "kadın" demek erkekliğe hakaret etmektir. Aynı şey kadınlara "erkek" demek için de geçerlidir. Kadın olmak kutsaldır, ona hayat veren ve onu besleyen kadındır. Kendi cinsiyetimizle çok güçlü bir şekilde özdeşleşiriz, bu yüzden erkek olarak tanımlanmak çok tuhaftır. Örneğin insanların "erkekler ve kadınlar" diye yazmasının sebebi Feminizm değil, nüfusun yarısının erkek olmamasıdır. Kadınların güçlendirilmesine ilişkin her şey Feminizm değildir.

Kadınlar için söylenmiş bazı saçma ve iğrenç yalanlar var, hatta bunlar ara sıra bu forumlarda da karşımıza çıkabiliyor. Bir kadın seks yaptığında erkeğin DNA'sının bir bölümünü kalıcı olarak alırmış. Bir kadının bütün çocuklarının yalnızca biyolojik babalarına değil, ilk sevgilisine de benzermiş.

Bu yalanlar, erkeklerin kadınlardan nefret etmesine neden olur, bir kadının önceden seks yapmış ise "ebediyen lekeli" ya da "bozuk mal" olduğu yönündeki inancı güçlendirir. Yahudiler cinsellik ve cinsiyetler arası ilişkileri yok etmek için ellerinden geleni yapacaklardır

Erkekler çoğu zaman anlayamadıkları şeyleri kontrol altına almaya çalışırlar. Aşırı kontrolcü olmanın sonu sadece isyandır. Sadece tek bir örnek olarak: Kadınlar için oldukça sıkı kıyafet kurallarımız vardı; eller ve baş hariç vücutlarının her santimi örtülmeliydi, hareketlerini ve nefes almalarını son derece kısıtlayan korseler, kat kat kombinezonlar (iç etekler)... ve şimdi, kalçalarının yarısı şortlarından fırlayan kadınlar güpegündüz etrafta dolaşıyor. Aynı şey başka tutumlar için de geçerli. Çok kısıtlayıcı olmak yalnızca sarkacın diğer yöne sallanmasını sağlar.

Buradaki diğer bir yalan da kadınların boşanmada her şeyi alacağı, mahkemelerin kadınları kayırdığı. Gerçekte bu kesinlikle doğru değildir. Mahkemeler için en iyi avukat kimdeyse onu kayırıyorlar. Eski eşleri yüzünden çok şey kaybeden kadınları bizzat tanıyorum. Bir kadın babasının tüm işlerini ve evlerini kaybetti ve sadece giysileri ve kişisel eşyaları ile kaldı. Bir diğeri ise eski erkek arkadaşına, nikah masasına oturmadan önce kendi parasıyla aldığı evin yarısı için ödeme yapmak zorunda kaldı ve kadının erkekten daha fazla kişisel eşyası olduğu için, erkek kadının eşyalarının çoğunu aldı.

Son zamanlarda duyduğum yeni bir tuhaf yalan: Bebeğin kız olması, hamilelik sırasında kadının sağlıksız olmasından kaynaklanıyormuş ve yalnızca sağlıklı olan kadınlar erkek çocuk doğurabiliyormuş.

Feminizm, kadın düşmanlığı var olduğu sürece devam edecektir. Doğa içinde bir şey bir yönde dengeden çok uzaklaştığında, karşıt güçler onu öteki tarafa itecektir. Bu durum denge tekrar sağlanıncaya kadar ileri geri devam eder.

Birçok insan Feminizmin, kadın haklarını savunmak ve böylece kadınların erkeklerle eşit görülmesini sağlamak olduğunu düşünür. Kadınların birçoğu, özellikle de genç olanları, gerçekte ne olduğunu bilmeden Feminist olduklarını iddia ediyorlar. "Feminizmin" yalnızca babalarından ve kocalarından ayrı bir kişiliğe ve bireysellik duygusuna sahip olmak ve ev dışında bir iş bulmakla ilgili olduğunu düşünürler. Bunun toplum için son derece zararsız ve aslında kadınların "katkıda bulunmasına" izin vererek toplumu ve insanlığı bir bütün olarak ilerlettiği için iyi bir şey olduğunu düşünüyorlar. Şöyle düşünüyorlar: "İslam'daki zavallı bastırılmış kadınlar, yüzlerini bile örten siyah çarşaflar giyinmek mecburiyetinde kalıyorlar! Oysa ki Feminizm onları normal kıyafetler giyebilecekleri ve bir anlam ifade edebilecekleri şekilde güçlendirmeye yardımcı olacaktır!" Feminizmin sadece bu olduğunu düşünüyorlar.

Eski zamanların kadınları erkeklerle eşit haklara sahipti. Hem kadınlara hem de erkeklere cinsiyetlerinden ötürü saygı duyulur ve cinsiyetler onurlandırılırdı, çünkü her bir cinsiyet medeniyetin büyümesi ve uyumu için zorunludur. Türümüzün evrendeki devamlılığından bahsetmiyorum bile.

Hem Hristiyanlık hem de İslam kadının değerini yok etmiştir. Uygarlıklar ataerkil bir hal aldı ve kadınların haklarını, fikirlerini ve doğal rollerini bastırdı. 19. yüzyılda başlayan ve 1960'larda daha da hızlanan Feminizm, kadınların normal insan haklarına sahip olması iddiasıyla ortaya çıkmıştır. Ne yazık ki tüm bunlar toplumumuza zarar veren her şey gibi bu da Yahudiler tarafından organize edilmiştir.

Yahudiler, insanların içindeki dişiliği bastırmak için Hristiyanlığı (batıda, ve İslam'ı da doğuda) empoze ettiler. Maneviyat beynin dişil tarafındadır. Meditasyon, majikal çalışmalar, bilgelik, içgörü, sezgi. Bunların hepsi Yahudi programlarından ve köleleştirmeden kurtulmamız için gereklidir. Zamanla bu, şu anda Feminizmle uğraştığımız gibi sarkaç etkisi yarattı.

Feminizmin amacı kadınların doğal kadınsı rollerinden vazgeçmelerini sağlamaktır, bu da aile birimini yok eder. Annelik küçümsenmekte ve kadınlarda tıpkı erkekler gibi çalışmaya, erkekler gibi hareket etmeye, erkekler gibi giyinmeye ve erkekler gibi düşünmeye yönlendirilmektedir. Artık evde oturan bir anne ya da ev kadını olmak tembellik ve şımarıklık olarak görülmekte ve aileler çocuklarını kreşe vermek, onları dışarıdan birinin büyütmesine zorlanmaktadır ki kadın, erkek gibi çalışabilsin. Kadınların kendi saçıyla ilgilenmesi, yüzünü ve vücudunu güzelleştirmesi sığ ve yüzeysel olarak görülmektedir.

Kabul edelim ki, liderlik pozisyonlarında, sağlık hizmetlerinde, atletizmde ve benzeri alanlarda en iyisini yapan bazı kadınlar vardır ve her zaman da olmuştur. Ancak kadınların çoğu için durum böyle değildir. Ve kadınlar erkekler gibi çalıştırıldıklarında, doğadaki kendi rollerini ihmal etmiş olurlar. Oysa ki kadınlar erkeklerini ve çocuklarını beslerler. İki ünlü söz bunu özetler niteliktedir:

"Her büyük erkeğin arkasında harika bir kadın vardır." Bu, kadınların erkeklerden daha değersiz olduğu demek değildir, ancak kadın erkeğini yükseltir ve erkeğini daha da yüceltir.

"Kadına bir ev verin, o da size bir yuva versin." Erkek evi verir, kadın da onu ailesi için fiziksel ve zihinsel rahatlık sağlayan bir yer haline getirir.

Şimdi bir sarkaç etkisi görüyoruz. Dişil olana baskı yapmaktan, şimdi dişil olanı yok saymaya ve erkeklerin içindeki eril olanı bastırmaya geçtik. Dünyanın dört bir yanında birçok erkek kendini Feminist olarak tanımlıyor. Bir kadının güzelliğine hayran olmaktan dolayı suçluluk duyan, eşinden daha fazla para kazandığı için suçluluk duyan, "saldırgan" erkek cinsel organına sahip olduğu için suçluluk duyan; liderlik, eylem, atılganlık, özgüven ve hedef merkezli bir zihniyete sahip olmak gibi şeylerin yanlış olduğu öğretilen erkek örneklerimiz var.

İnsanlar yaşamlarında ruhlarının doğasına aykırı rollere büründüklerinde, her düzeyde zarar görürler ve uygarlığın hiçbir yere varamamasına sebep olurlar. Uygarlığın gelişmesi için, tüm üyelere, ruhlarının kaderini takip etme ve potansiyellerini mümkün olduğunca tam bir tezahürle gösterme hakkı verilmelidir.

Bu, kadınların hiçbir zaman lider olma kapasitesine sahip olmadığı anlamına gelmez. Bazı kadınlar liderlik yapabilmektedir ve tarih de bunu kanıtlamaktadır, ancak internete baktığınızda yakın geçmişte çoğu Yahudi olan Feminist aktivistlere rastlayabilirsiniz. Tüm ırklarda, tüm kültürlerde, tarih boyunca büyük kadın liderler, bilim insanları, doktorlar, yazarlar, hatipler, sanatçılar, iş sahipleri, eğitimciler, rehberler, akıl hocaları ve benzerleri olmuştur.

Tarihe baktığımızda, büyük kadın liderlerin birçoğu kadınları yok eden Yahudi etkisinden kurtulmalarına katkıda bulunmuşlardır. Kadın liderler, kadın esirlere tecavüze idam vermiş ve ordularının sağlık ve sıhhi koşullarını iyileştirmişlerdir.

Ve büyük lider ya da yenilikçi olamayan kadınlar, öyle olan erkekleri doğurdular ya da onlarla evlendiler. Ve bu erkekler, anneleri ya da eşleri olmadan bu kadar başarılı olamayacakları olgusunu gizlememişlerdir. Bu, erkeklerin bir zayıflığı değil, yükselişlerine katkıda bulunanlara karşı duydukları saygıdan kaynaklanmaktadır. Günümüz toplumu genellikle fazla bireycidir ve her bireyin başkalarından yardım almadan her şeyi kendi başına yapması gerektiğini düşünmektedir. Halbuki doğada işler böyle yürümez, insanların çoğunluğu takım olarak ya da çiftler halinde çalışmak üzere yaratılmıştır ve her bir üye bütünün başarılı olmasına katkıda bulunur

Son bir not olarak, JoS'daki Tanrılar ve Tanrıçalar listesindeki Tanrıçalara bir göz atın. Niteliklerinin ne olduğuna bakın. Dünyadaki insan erkekler Tanrılarımızın suretinde yaratılmışlardır. Ancak bazı erkekler Dünya'daki insan kadınların bilinmeyen sebeplerden ötürü daha aşağıda olduklarını ve Tanrıçalarımız gibi olamayacaklarını mı düşünüyorlar? Kendi türümüz olmak, Tanrıçalarımızdan tamamen farklı bir şey olmak mı? Anlaşılan Dünya'daki kadınların sınırlı bilince sahip evrimleşmemiş erkeklerin kararlaştıracağı bir şey olması gerekiyormuş

Bu yüzden Tanrıçalarımıza bir bakın, buradaki kadınların kendileri gibi olmaları gerektiğinin farkında olun. Bunu okuyan kadınlara, eğer hayatınızda faydalı bir kadın rol modeliniz olmadığını düşünüyorsanız, Tanrıçalar bizlere akıl hocalığı yapmaya fazlasıyla isteklidir. Örnek olarak, O'nun sigiline odaklanırken, çekildiğinizi hissettiğiniz Tanrıçanın ismini-mantrasını her gün titretebilirsiniz. Ve eğer bir eylemin doğru mu, yoksa Yahudi Feminizmi mi ya da tam tersi Yahudi etkisindeki baskı mı olduğundan emin değilseniz, içsel rehberliğinize kulak verin. Bir Tanrıçaya kulak verin. Cevapları meditasyonda arayın.

Ve kadın düşmanlığı olan tüm erkeklere, bazı şeyleri öğrenebilmek için bir Tanrıçanın enerjisiyle de çalışabilirsiniz.

Şeref ve güç ebediyen Şeytan’a, Lilith’e ve Hell’in tüm Tanrı ve Tanrıçalarına atfolsun!
 

Al Jilwah: Chapter IV

"It is my desire that all my followers unite in a bond of unity, lest those who are without prevail against them." - Satan

Back
Top