Welcome to our New Forums!

Our forums have been upgraded and expanded!

Welcome to Our New Forums

  • Our forums have been upgraded! You can read about this HERE

Allah’ın Toksik Olması Üzerine

Pammy

Active member
Joined
Nov 14, 2021
Messages
764
Müslümanların Allah’la olan ilişkisi, istismarcı kocaları olan kadınlara benziyor. Dışarıdan bakınca zararlı olduğunu görmek çok kolay ama içinde yaşayan kişi manipüle edildiği için fark edemiyor. İstismarcı taraf iki cinsiyetten de olabilse de burada hepimizin tanık olduğu bir stereotipi kullanmak istedim.

Türkiye’de yaşıyoruz ve hepiniz en azından birkaç kez bıçaklanan/dövülen/aldatılan ve genel olarak kötü muamele gören kadınların bize geri zekalılık olarak görünmesine rağmen partnerlerini affettikleri haber ve olaylara denk gelmişsinizdir. Örnek:

‘‘Kendisini 9 yerinden bıçaklayan, pompalı tüfekle bacağından vurup sakat bırakan ve tehditler savuran kocasını affeden Mutlu Bilvar, "Tepkileri biliyorum. Ancak o benim çocuklarımın babası ve benden defalarca özür diledi" cümlelerini kullandı.’’

Bu insanlar sağlıklı bir zihin yapısı içinde değiller. Manipüle ediliyorlar. Müslümanlar da öyle. Düşünürseniz çok fazla parelellik fark edeceksiniz. Kim sizin ne giyeceğinize, ne yiyip içeceğinize, kiminle konuşabileceğinize, evden çıkıp çıkamayacağınıza karışıyor?

Kim sizi koruma bahanesi, sizin iyiliğiniz için olduğu bahanesiyle sizi hapsetmeyi, dövmeyi haklı çıkarmaya çalışıyor?

Kim ‘‘sevgi’’sini bahane ederek zarar verip zorbalık ediyor? ‘‘Karımı çok seviyorum hakim bey öyle görünce gözüm döndü kıskandım.’’

Kim onu istemediğinizde kapınızda sabahlar, milyonlarca mesaj atar, gittiğiniz her yere gelir, ‘‘hayır’’ı cevap olarak kabul etmez? Kim onu siz onu istemiyorken hayatın her alanında karşınıza çıkıyor, kendi yasak ve kurallarını dayatıyor, cihatçıları tüm kutsallarınızı tehdit ediyor, zorla köylerinize ve kabilelerinize girip gücü ele geçirdikten sonra dininizi vergiler ve ayrımcılıklarla değiştirmeye zorluyor?

Kim istemediğiniz halde sizi onunla olmaya zorlar? Cevap: Tacizci ve tecavüzcüler. Sanırım ‘‘Allah Sadist Mi?’’ veya ‘‘Gerçek İslam’’ adında açtığım başlıklardan birinde Yüksek Rahibe Zildar Raasi’nin bir yazısının linkini paylaşmıştım ve aynı yazı mı bilmiyorum ama Halife Ömer’in fetihlerinin nasıl gerçekleştiğine ve nasıl Müslümanların o çok övündüğü fetihlerinde ele geçirdiği köleleri satarak zengin olduğu da bir yazısında geçiyor. Ona denk gelirseniz mutlaka okuyun.

Peki kim sizden onun için sürekli bir şeyler yapmanızı isterken onu aradığınızda ve ona en çok ihtiyacınız olduğu anlarda kapıyı yüzünüze kapatır? Telefonu açmaz? Toksik ilişkilerdeki arkadaş, partner, akrabalar. Peki ya inananlarının yalvarmalarına ve ağlayışlarına cevap vermeyen kim? Sürekli, günde defalarca ve mantıklı bir dünyada işkence sayılacak aç kalmak gibi tapınılmalar isteyen, ona yalvarıp yakarak dualar edenleri en kötü zamanlarında cevapsız bırakan kim?

Size toksik ilişkilerde istismarcı tarafta sık sık rastlanan bazı karakteristiklerden bahsetmek istiyorum.

1. Guilt Tripping - Kurbanı Suçlu Hissettirmek
Bu insanlar sizi aldatıp üstüne de onunla yeterince ilgilenmediğinize, yeterince çekici olmadığınıza, değiştiğinize vb. inandırıp kendinizi aldatıldığınız için kendinizi suçlarken bulmanıza sebep olabilirler. Eğer sizi döverse düzgün giyinmediğiniz, makyaj yaptığınız, onun istediği gibi davranmadığınız için siz suçlusunuzdur. Ama onun nasıl biri olduğunu bilmeniz gerekiyordu, sinirlendirmemeniz gerektiğini bilmeniz gerekiyordu, değil mi?

Başka kim bunu yapıyor biliyor musunuz? Kim sizi yakıp üstünüze yeni deri giydirip onu da yakacağı gibi sadist ve canavarca eylemleri sizin kendi saçmalık kurallarına uymamanızla haklı çıkarmaya çalışıyor? Kim doğamızda olan ve çok normal şeyler yüzünden bizim lanetli olduğumuzu, ona köle olmadığımız içinse sonsuza kadar yanmayı hak ettiğimizi söylüyor?

“Derileri yanıp döküldükçe, azabı tatmaları için onların derilerini yenileyeceğiz.” (Nisa, 4/56)

Kim acı çekmenizin suçlusunun siz olduğunu söylerken bütün iyilikler için ona şükredip daha da kölelik etmenizi istiyor? Bir ipucu.

"Başınıza gelen her musibet kendi yapıp ettikleriniz yüzündendir; kaldı ki Allah birçoğunu da bağışlar." (Şûrâ Suresi - 30)"

‘‘Ve biz zulmetmedik onlara ve fakat onlar zulmettiler kendi kendilerine.’’ (Zuhruf 76)

Şimdi size söyleyeceğim şeyi aklınıza kazımanızı istiyorum: BİZE YAPILAN KÖTÜLÜKLERİN SUÇLUSU BİZ DEĞİLİZ. KENDİMİZİ KORUMANIN VE KURTARMANIN SORUMLUSUYUZ.

Çıplak bile geziyor olsa kimse kimseye tecavüz e-de-mez. Sizin canınızı yaktılarsa, haksızlık ettilerse kendinizi suçlamayın. AMA kendinizi korumaktan, kendi hakkınızı aramaktan ve kendinizi kurtarmaktan sorumlu olduğunuzu da unutmayın. Başkalarının kurbanı olmayın. Kendinizin kurtarıcısı olun.

2. Gaslighting - Kişinin Algısının ve Akli Yeteneklerinin Sorunlu Olduğuna İnandırılarak İstismarcının Kontrolü
Altına Girmesi

Gaslighting ismini aldığı filmle popüler olmuş sistematik bir manipülasyon şekli. Kurban güvendiği ve onu çok sevdiğine inandığı biri tarafından sanki onun iyiliği içinmiş gibi aşağılanıyor. Filmde kocası kadına sürekli çok unutkanlaştığını, hafızasının kötü olduğunu ve hatalar yaptığını sanki onun için endişelenirmiş gibi söylüyor. Ama aslında kadın gayet iyiyken yalanlarıyla gerçekliği kadının bildiğinden farklı hale getiriyor ve kadını delirecek hale getiriyor. Kadını tanıdığı herkesten uzaklaştırıyor. Kadın bir şeyleri sorgulamaya başlarsa onu şüpheci olmakla suçluyor ve çok ters tepki veriyor. Onu sevdiğine inanan kocasına güveniyor kadın doğal olarak.

Etrafınızda gaslighter kocanın yaptığı ve genel olarak kıskanç, manipülatif ve toksik insanların yapacağı gibi en çok, hep onu sevmenizi isteyen biri var mı? Evet, elbette var.

“De ki: Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, hısım akrabanız kazandığınız mallar, kesada uğramasından korktuğunuz ticaret, hoşlandığınız meskenler size Allah’tan, Resûlünden ve Allah yolunda cihad etmekten daha sevgili ise, artık Allah emrini getirinceye kadar bekleyin. Allah fâsıklar topluluğunu hidayete erdirmez.” (Tevbe, 9/24)

“Nefsim elinde olan Allah’a yemin ederim ki hiçbiriniz, ben kendisine babasından da evlâdından da daha sevgili olmadıkça iman etmiş olmaz.” (Buhari, İman 7)

Etrafınızda sizi sevdiğini, merhametli ve sevgi dolu olduğunu, kurtuluş için tek güvenilir yol olduğunu ve istediği şeylerin sizin iyiliğiniz için olduğunu iddia eden biri var mı? Evet, elbette var.

Ama affeder, hoş görüp vazgeçer ve bağışlarsanız şüphe yok ki Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir. (Tegâbun Suresi, 14. ayet).

Bu arada Allah merhametli değil, bir sadisttir: https://ancient-forums.com/viewtopic.php?f=29&t=69202&p=332544&hilit=Sadist#p332544

Etrafınızda mental kabiliyetlerinizi sürekli aşağılayan ve ona olan kör inancı her şeyin üstünde tutan, sorgulanınca çileden çıkan biri var mı?

“Düşünmez misiniz?” (Hûd, 30; Mü'minun 85 vd.)

“Akıl erdirmez misiniz, aklınızı çalıştırmaz mısınız?” (Hûd, 51; Mü'minun, 80 vd.)

‘‘..Ne kadar az düşünüyorsunuz!’’ (Mü’min Suresi 58. Ayet)

Bu özellikleri Allah’ı bir gaslighter yapıyor.

Açık açık yalanlar gerçekmiş gibi yansıtıp gerçeklik algısını bozmasından tutun kendi iğrençlikler için kurbanı suçlamasına kadar (size kaynayan sular içirerek işkence yapacağım ama ben çok merhametliyim ve siz bunu, ne bileyim, anne babanızı benden çok sevdiğiniz için hak ettiniz) Allah toksik, sadist, manipülatif bir yalancıdır.
 
İnsanı, insan yapmak ve ardından insanca davrandığı için suçlu hissetirmek... Benim için bu varlığın özeti budur. Yaptığı her şeye ve söylediği her söze, aranırsa eğer, uygun bir kılıf bulunabilir kendi takipçileri tarafından. Lâkin bu bahsettiğim istisnadır. İnsanı hiçbir çıkışın olmadığı makus bir yola sürüklemek ve ona aklından bile geçirmediği şeyleri teker teker yaptırmak, ardından bunlar için onu suçlamak. Ona duyguları ve arzuları vermek, sonra bunlardan kurtulmasını emretmek. Belki kendi peygamberlerinin bile başaramadığı şeyleri başarmasını istemek. Gerçekten ne yapılırsa yapılsın, burası yolun sonudur. En temelde insan vardır. Düşman olunan şey bizzat insan olmaktır, en ufak zerresine kadar, en ufak parıltısına kadar!
 
Ek olarak, gaslighterlar sürekli çelişkili şeyler ve açık açık yalan söylerler ve bunu yaparken her zaman gerçeği ve doğruyu söylediklerini o kadar güçlü savunurlar ki kendinizden şüphe edersiniz. Zaten o noktada algınızın ve akli yeteneklerinizin yetersizliğine inandırılmış, istismarcınınsa sizi çok seven biri olduğunu ve ondan şüphe ettiğiniz için suçlunun siz olduğuna ikna edilmişsinizdir. Açıkça bir sorun, çelişki veya yalan olan noktayı açıklamak için rasyonelleştirmeye çalışırlar. Örnek: Muhammed’in evlatlığının karısı olan, kendi geliniyle evlenmesi. Evlatlık olması veya olmaması neyi değiştirir? Adam kayınbabası olduğu kadınla evlenmiş!

Başka kim açık açık çelişen şeyler söylüyor biliyor musunuz?

Burada Yüksek Rahibe’nin zaman zaman paylaştığı bir site var: https://www.skepticsannotatedbible.com/quran/contra/by_name.html

Örnek bırakacak olursak;

Şeytan ‘‘Melek’’ mi, ‘‘Cin’’ mi? Cinse neden Meleklere verdiğin emri yerine getirmesini istiyorsun? Melekse neden Cin diyorsun?

Hani biz meleklere: “Âdem’e secde edin.” demiştik. İblis dışında hepsi secde ettiler. O diretti, büyüklendi ve kâfirlerden oldu. (2/Bakara 34)

Andolsun ki sizleri yarattık, sonra size şekil verdik, daha sonra meleklere: “Âdem’e secde edin.” dedik. İblis dışında hepsi secde ettiler. O, secde edenlerden olmadı. (7/A'râf 11)

Hani biz meleklere, "Âdem'e secde ediniz" demiştik. İblîs hariç olmak üzere, onlar hemen secde ettiler. İblîs cinlerdendi; Rabbinin emrinden dışarı çıktı. "Şimdi siz, beni bırakıp da onu ve onun zürriyetini dost mu ediniyorsunuz? Oysa onlar sizin düşmanınızdır. Zâlimler için bu ne fenâ bir takastır!"

Manipülatif insanların her zaman yalanlarını, iğrençliklerini, saldırganlıklarını vs. açıklayacak bir sebepleri vardır. Bu ‘‘rasyonelleştirme’’ çabasına en güzel örnek Ayşe’nin yaşı olabilir. 6 yaşında evlendi mi evlenmedi mi? O dönemde kadınlar erken ergenliğe giriyormuş, yaşları regl olduktan saymaya başlanılıyormuş da bilmem ne… ne fark eder? Bugün bunu peygamberi örnek göstererek 10 yaşının altındaki kızlarla evlenme için kullanıyorlarsa, ne fark eder doğru olup olmaması? Yok hadisi yazan adam o ara yaşlı olduğu için kafası gidikmiş… ne yapalım? peygamberi örnek alıp küçücük çocuklara tecavüz ediyorlar! Ne fark eder 9 mu, 13 mü, 15 mi? Sonuca bakmak gerek. Müslümanların nasıl rasyonelize etmeye çalıştığını okumak isteyenler için: https://eksisozluk.com/hz-aysenin-9-yasinda-evlenmesi--1976735?p=1

Bir başka örnek ise Yahudilerin Üzeyir Allah’ın oğludur dememesi, oysa Kuran dediklerini söylüyor:

Yahudiler: "Üzeyir Allah’ın oğludur" diyerek; Hristiyanlar da: "Mesih Allah’ın oğludur" diyerek (sapıtıvermişlerdir). Bu, onların ağızlarıyla (dile getirdikleri asılsız) söylemleridir; onlar, bundan önceki inkâr edenlerin sözlerini (şuursuzca) taklit etmektedirler. Allah onları kahretsin; nasıl da (Hakk’tan) çevrilip (bâtıla gidilmektedir).

Reenkarnasyon var mı:

Ey kâfirler! Allah’ı nasıl inkâr edebiliyorsunuz ki, ölü idiniz de sizi O diriltti. Sonra sizi öldürecek, sonra tekrar diriltecek, sonra da O’na döndürüleceksiniz. (Bakara 28)

Yerinize diğer benzerlerinizi getireceğiz ve sizi bilemeyeceğiniz bir şekilde yeniden oluşturacağız. (Vakı’a 61)

Bütün tuşlara basıyorlar. Kuran bir şiir kitabı ve isteyen istediği gibi yorumluyor. ‘‘Açık açık anlattık’’ bir yalan yani. Araplar için bile anlaması kolay olmayan mecazlarla dolu bir kitapken nasıl bizim için ‘‘açık açık’’ olabilir? Üstüne de ‘‘şüphesiz siz pek az düşünürsünüzi, akletmez misiniz’’ diye biz suçlanıyoruz.

“Biz Kur’an’ı sana her şeyin apaçık bir beyanı olarak indirdik.” (Nahl, 16/89)

Yalan. Okuyup da anlayan var mı aranızda? Her şey açıksa neden kim bilir kaç tane tefsiri, açıklaması falan var? Her şey açıksa neden böyle bir durum ortaya çıkıyor?

Pammy said:
Talak suresi, 4. ayet ''Kadınlarınızdan adetten kesilmiş olanlar ve henüz adet görmemiş olanların (iddetlerinden) şüphe ederseniz, onların iddetleri üç aydır. Hamile olanların bekleme süreleri ise yüklerini bırakmalarına (doğum yapmalarına) kadardır. Kim Allah'tan sakınırsa (Allah) ona işinde bir kolaylık verir.''

Henüz adet görmemiş kız çocukları böyle boşanıyormuş. Yorum, doğruluğu kesin olmayan hadis değil. Ayet. Bir harfini bile reddederseniz dinden çıkıyorsunuz. Çocuk evliliğine karşı olan insan Müslüman olamaz. ''Müslüman olmayan cennete giremez.'' İslam'a göre çocukların evlenmesine onay vermeyen herkes cehennemde yanacak.

Bu ayetteki ''regl olmamış olma'' durumunu Türkçe'ye ''(Yaşlılık sebebiyle) Kadınlarınızdan artık adetten kesilmiş (menopoza girmiş veya ameliyatla aybaşı özelliğini yitirmiş) bulunanlarla; (ve yine evlenme çağına geldiği halde tıbbi nedenler ve fıtri -doğuştan gelen- bazı engellerle) adet görmemiş olanların iddet...'' şeklinde çevirenler de var.

Hangi çeviri doğru Arapça bilmediğim için bir şey diyemem. Arapça bilen Arapların dinlerini nasıl yaşadığına bakarak bir sonuca varabiliriz gerçi. Diyelim ki çeviri hatası yüzünden yanlış anlaşılıyor. Kuran'da defalarca kez ''Açık açık anlattık, açıklıyoruz.'' geçiyor. Açık açık anlatılsa bu tartışmaya gerek olmazdı. Kendi içinde çelişen kusursuz kutsal kitap mı olur? Alemlerin her şeyi bilen sonsuz hikmet sahibi rabbi fazladan iki kelime ekleyip netleştirmedi diye 10 yaşında tecavüze uğrayan çocuklara ne olacak? Allah bunun yanlış anlaşılacağını öngöremedi mi? Yoksa öngördü de ''sınavın sırrı bozulmasın'' diye düzeltmemeyi mi tercih etti? Belki de Allah centil çocukların tecavüze uğramasından zevk alan bir sadisttir, olabilir mi?
 
Yazdığımı bitirmeden ne diyeceğimi unutup göndermek alışkanlık olmaya başladı.

VE bütün bu çelişkilere rağmen Müslümanlar, yalanların ve yanlışlıkların farkında olmalarına rağmen kopamıyorlar çünkü size bahsettiğim manipüle teknikleri açıkça kullanılıyor. A) kendi akıllarının yetersiz olduğuna B) sorguladıkları için kendilerinin suçlu olduğuna C) bu suçlarından dolayı cehennemi hak ettiklerine programlanmışlar.

Manipülatörlerin sık sık kullandığı bir başka yöntemse her zaman kurbanı oynamaktır. Pagan tanrılarına küfürde bulunup düşman büyüsünü yaymaya çalıştığı için Muhammed’le ticaret yapmayı mı bırakmışlar? Ay kıyamam. O zaman da aynı şey, şimdi ismi lazım olmayan şahsın ve güruhunun her zaman kurban olması, sürekli ‘‘hassasiyetleri’’ yüzünden başka insanların onlara saldırdığını iddia etmeleri de aynı şey. İki genç sokakta el ele mi tutuşmuş? Olamaz imanları sarsılacak.

Manipülatörlerin taktiklerini araştırırsanız benim yazdığımdan çok daha fazlasını da bulacaksınız.
 
Thersthara said:
Gerçekten çok güzel bir yazı, elinize ve emeğinize sağlık. O kadar katılıyorum ki dediğiniz şeye. Allah tam bir toksik, manipülatör Yengeç burcu, yemin edebilirim. Ya da Balık... Malum günde 5 vakit diz çöktürtüyor, oldukça ilgi istiyor olmalı. Tam bir Balık erkeği...

(Su burcu erkekleri lütfen dediklerime alınmayın.)

Balık olmalı. Malum kişi gibi. Hep kurban… Başörtülü bacılarına saldırıyorlar… 4 ay hapiste kalmış hala ona ağlıyor… Dini duyguları kullanarak manipüle etme… Daha ne olsun?
 
Thersthara said:
Gerçekten çok güzel bir yazı, elinize ve emeğinize sağlık. O kadar katılıyorum ki dediğiniz şeye. Allah tam bir toksik, manipülatör Yengeç burcu, yemin edebilirim. Ya da Balık... Malum günde 5 vakit diz çöktürtüyor, oldukça ilgi istiyor olmalı. Tam bir Balık erkeği...

(Su burcu erkekleri lütfen dediklerime alınmayın.)

Her ne kadar ciddi olmadığını bilsem de,

Yengeç burcu manipülatif değildir, Balık belki olabilir ama Akrep demek sanırım daha doğru.

İlgi istemekle Balık burcunun alakası yoktur, ilgi = Koç diyebiliriz, Aslan daha çok değer görmekle alakalı.

Yanlışım varsa düzeltebilirsiniz benim için de iyi olur
 
Spine said:
İnsanı, insan yapmak ve ardından insanca davrandığı için suçlu hissetirmek... Benim için bu varlığın özeti budur. Yaptığı her şeye ve söylediği her söze, aranırsa eğer, uygun bir kılıf bulunabilir kendi takipçileri tarafından. Lâkin bu bahsettiğim istisnadır. İnsanı hiçbir çıkışın olmadığı makus bir yola sürüklemek ve ona aklından bile geçirmediği şeyleri teker teker yaptırmak, ardından bunlar için onu suçlamak. Ona duyguları ve arzuları vermek, sonra bunlardan kurtulmasını emretmek. Belki kendi peygamberlerinin bile başaramadığı şeyleri başarmasını / istemek. Gerçekten ne yapılırsa yapılsın, burası yolun sonudur. En temelde insan vardır. Düşman olunan şey bizzat insan olmaktır, en ufak zerresine kadar, en ufak parıltısına kadar!

Çok haklısınız. Kesinlikle katılıyorum. İnsan doğasının kendisine düşmanlar.
 
1. Guilt Tripping
2. Gaslighting
3. Love Bombing
Sık sık gaslighting'e eşlik eder ve narsistlerle özdeşleştirilir. Bu tehlikeli bir manipülasyon şekli. Çünkü sinsice, sevgi gösterileriyle yapılıyor. Manipülatörün amacı kişiyi avucunun içine almak ve gaslighting'teki gibi mümkünse diğer herkesten, her şeyden ve her akıl verenden uzaklaştırmak. Gaslighting ile kişi kurban kendi aklından şüpheye düşürülür ve love bombing/gaslighting ile manipülatörden gelenler dışındaki her fikre kapatılır.

Bu yöntemin esprisi birbirini takip eden övgü, sevgi, yüceltme ve yerme, aşağılama, uzaklaşma, zarar verme döngüleri. Asıl gönderideki istismarcı partner örneğinden devam edersek, bu kişi güller ve çikolatalar ile geliyor. Size hiç tatmadığınız sınırsız sevgi veriyor. Seviliyorsunuz, mutlusunuz, her şey güzel. Sonra bir anda yüzünüze bir tokat atıyor. Siz ne olduğunu anlayamadan gününüzü sevgiyle dolduran insan soğuk ve cevap alamadığınız bir kayaya dönüşüyor. Patlak dudağınızla kalıyorsunuz. ''Ne yaptım ben?'' Guilt tripping'teki gibi suçu kendinizde arıyorsunuz. Sonra tekrar güller, çikolatalar, özürler başlıyor. Sizi ikna ediyor ve bu döngüde hapsoluyorsunuz.

Kurban zihin burada tokatı ve arkasından gelen çikolatayı bağdaştırıyor. Ona vurulduğu zaman arkasından iyi bir şey geleceğini biliyor. Buna Trauma Bonding deniyor. Bir bağımlılık. Ancak madde dışarıda değil, love bombing başladığı anda beynin içinde oluyor. İstismarcının love bombing'inden kaynaklanan mutluluk hormonlarına bağımlılık.

Size buraya ilişki tavsiyesi veya terapi vermeye gelmediğime göre İslam'la alakasını da açıklamam gerek. Kuran, her zaman tehditlerle işkencelerin güzel sözleri ve merhameti takip ettiği, akla gelebilecek her manipülasyon tekniğini içeren içine her gün belki milyarlarca insanın enerjisini akıttığı bir büyü. İşte tehditlerle sevginin ardarda sunulduğu birkaç örnek:

Ey iman edenler! Hem kendinizi hem de âilenizi yakıtı insanlar ve taşlar olan o müthiş cehennem ateşinden koruyun! Onun başında, Allah’ın emirlerine asla karşı gelmeyen ve kendilerine verilen her emri eksiksiz yerine getiren son derece acımasız, güçlü ve sert tabiatlı melekler vardır. Ey inkâr edenler! Bu gün boşuna mazeret ileri sürmeye kalk­mayın! Çünkü siz dünyada ne yaptıysanız ancak onun cezasını çeke­ceksiniz. Tahrim 6-7

Sonraki Ayet:

Ey iman edenler! İçten ve samimi bir tevbe ile Allah’a yöne­lin. Umulur ki Rabbiniz günahlarınızı örter ve sizi içinde ırmaklar akan cennetlere yerleştirir. O gün Allah Peygamber’i ve onunla berabe­rindeki mü’minleri utandırmayacak, hayal kırıklığına uğratmayacaktır. Onların nurları önlerinde ve sağlarında koşturup yollarını aydınlatır. Onlar da: “Rabbimiz! Nûrumuzu tamamla ve bizi bağışla! Şüphesiz senin her şeye gücün yeter!” diye dua ederler. Tahrim 8

Önce işkence tehdidi ve sonra güzellik. İnsanların zihniyle oynanmış bir oyun.

Bakara Sûresi 24: Buna rağmen yapamazsanız, ki asla yapamayacaksınız, o halde yakıtı insanlarla taşlar olan ve kâfirler için hazırlanmış bulunan cehennem ateşinden kendinizi koruyun.

Bakara Sûresi 25: Rasûlüm! İman edip sâlih ameller işleyenleri şöyle müjdele: Altlarından nehirler akan cennetler onlar içindir. Ne zaman kendilerine cennet meyvelerinden bir şey ikram edilse, her defasında: “Bu, daha önce dünyada yediğimiz şey!” derler. Oysa bu rızıklar, renkte ve şekilde birbirinin benzeri, fakat tatta ve keyfiyette çok yüksek kıymette olmak üzere kendilerine ikram edilecektir. Orada onlara tertemiz eşler verilecek ve orada ebedî kalacaklardır.

Hiç değişmiyor. Her işkencenin arkasından ''çikolata ve güller'' geliyor.

Nisâ Sûresi 56: Âyetlerimizi inkâr edenleri pek yakında korkunç bir ateşe sokacağız. Onların derileri kızarıp kavruldukça, yerlerini başka derilerle değiştireceğiz ki, azabı hiç aralıksız tatmaya devam etsinler. Şüphesiz ki Allah, kudreti dâimâ üstün gelen, her hükmü ve işi hikmetli ve sağlam olandır.

Nisâ Sûresi 57: Buna karşılık, iman edip sâlih amel işleyenleri, içinde ebediyen kalmak üzere, altından ırmaklar akan cennetlere yerleştireceğiz. Onlar için orada tertemiz eşler de vardır. Biz onları, serin ve hoş gölgeler altına alacak, sürekli taze ve hiç kesilmeyen nimetler içinde yaşatacağız.

Hac Sûresi 19: İşte bu iki grup, Rableri hakkında tartışmakta olan iki karşıt topluluktur: Kâfirlere cehennemde ateşten elbiseler biçilecek, başlarının üzerinden de kaynar su dökülecektir.
Hac Sûresi 20: O kaynar suların tesiriyle karınları içinde bulunan bütün organları ve derileri eriyecektir.
Hac Sûresi 21: Onlar için ayrıca demirden kamçılar ve topuzlar vardır.
Hac Sûresi 22: Çektikleri ıstıraptan dolayı ne zaman cehennemden çıkmak isteseler, gerisin geriye onun içine itilecekler ve kendilerine: “Tadın bakalım bu yakıcı azabı!” denilecek.
Hac Sûresi 23: Buna karşılık Allah, iman edip sâlih ameller işleyenleri, altlarından ırmaklar akan cennetlere yerleştirecektir. Orada onlar altından bilezikler ve incilerle süsleneceklerdir. Onların cennetteki elbiseleri de ipekten olacaktır.

İstisnasız, hep aynı örüntü. Daha fazla bu pislikle uğraşmak istemiyorum. Son bir hatırlatma. Bu işkenceler küçük kızlarla evlenenler için değil, hayır cinsel yönelim sebebiyle insanların kafasını kesmek isteyenler için de değil, onlar İslam'ın emri ve izni. Bunlar köle olmak istemeyen herkes için. Yani küçük kızların evlenmesini ve eşcinsellerin kafasının kesilmesini, kadınarı dövmenin hak olduğunu kabul etmeyenler için.

Bu örüntü kitabın her yerinde var ve hizmet ettiği tek bir amaç var: Manipülasyon.
 

Al Jilwah: Chapter IV

"It is my desire that all my followers unite in a bond of unity, lest those who are without prevail against them." - Satan

Back
Top