Welcome to our New Forums!

Our forums have been upgraded and expanded!

Welcome to Our New Forums

  • Our forums have been upgraded! You can read about this HERE

Acıyla yönlendirme

Panta Rhei

New member
Joined
May 18, 2022
Messages
680
Hayatım boyunca genel olarak Spiritüalizm ile yakın bir ilişkim olmuştur. Kendimi Ateist olarak tanımladığım ve bu fikrimi kendi içimde radikalleştirdiğim dönemlere rağmen, yine de Spiritüalizm'den tamamen kopmayı başaramamış olduğumu söyleyebilirim. Hatta ironik bir şekilde, Ateizm'e geçişimden sonra (bundan öncesinde muhtemelen hangi görüşte olduğumu tahmin edebilirsiniz) Şeytan'a olan ilgimde artış gözlemledim. Bu ilgiyi yeni ayrıldığım bir düşüncenin zıttına doğan ilgiyle karıştırmadığıma da eminim. Yani Şeytan'a olan ilgim, önceki görüşüme karşı oluşan intikamvari bir yönelim değildi.

Şu an kendimi Ateist olarak tanımlamıyorum, Spiritüel Satanist olarak da tanımlayamıyorum zira henüz kendimi her açıdan hazır hissetmiyorum. Dolayısıyla adanmadım. Yine de hayatımda tanrıların yönlendirmesi olduğuna dair kuvvetli bir hissim var. Şöyle ki, Şeytan'a olan ilgimin başlangıcından ve bu sayede Spiritüel Satanizm'i keşfetmemin ardından, ne zaman Spiritüel Satanizm'den uzaklaşma ve soğuma göstersem, hayatımdaki acıların arttığını gözlemledim. Yanlış anlaşılmasın, bu acılardan pek de şikayetçi değilim veyahut bu acıların hayatımı yıkacak boyutta şiddetli olduğunu da iddia etmiyorum. Çünkü bana faydalı oldular ve gerek zihinsel, gerek fiziksel gelişimimde bir hızlandırma görevi gördüler.

Yine de günün sonunda bu acıları yaşayıp, onları özümseyip, dersler çıkardıktan ve onların gitmesine izin verdikten sonra, yolumun bir şekilde yine buraya çıktığını görüyorum. Sanki her şey bu yola geri dönmem, hatta bu sefer gidebildiğim kadar gitmem için bir araya getirilmiş mükemmel bir bulmaca gibi. En azından ben öyle hissediyorum.

Bu konuyu oluşturma sebebim de sizlerin görüşlerini almak. Acaba yaşadığım olayları büyüterek gerçek olmayan bir hikaye mi oluşturuyorum, bu sadece kendi kendime oynadığım bir oyun mu yoksa siz de benzer tecrübeler yaşadınız mı? Bunları pek merak ediyorum doğrusu. Cevaplarınız için de şimdiden teşekkür ediyorum.
 
Spine said:
Bu konuyu oluşturma sebebim de sizlerin görüşlerini almak. Acaba yaşadığım olayları büyüterek gerçek olmayan bir hikaye mi oluşturuyorum, bu sadece kendi kendime oynadığım bir oyun mu yoksa siz de benzer tecrübeler yaşadınız mı?

Her insanın kendini gerçekleştirme şekli farklı. Satan'la olan ilişkisi de farklı. Kimi insanlar daha şüpheciyken kimileri ne olduğunu bile bilmeden dünden hazır oluyor yeni şeylerin içine atlamaya. Belli bir sahte tanrının aksine yaratılışımızda ve doğamızda olan şeyler için Satan kendisini takip edenleri cezalandırmaz. Hazır olana kadar bekleyin. Yine de size şunu söyleyeyim, Satanist olmadığım her gün için kendime acıyorum.

Bu tarz şeyler genelde doğum haritasından anlaşılıyor. Satürn benim adanma sürecimde çok etkiliydi. Kendisi derslerini ''güzellikten anlamıyorsun al kıvrana kıvrana öğren'' şeklinde veriyor.
 
Pammy said:
Spine said:
Bu konuyu oluşturma sebebim de sizlerin görüşlerini almak. Acaba yaşadığım olayları büyüterek gerçek olmayan bir hikaye mi oluşturuyorum, bu sadece kendi kendime oynadığım bir oyun mu yoksa siz de benzer tecrübeler yaşadınız mı?

Her insanın kendini gerçekleştirme şekli farklı. Satan'la olan ilişkisi de farklı. Kimi insanlar daha şüpheciyken kimileri ne olduğunu bile bilmeden dünden hazır oluyor yeni şeylerin içine atlamaya. Belli bir sahte tanrının aksine yaratılışımızda ve doğamızda olan şeyler için Satan kendisini takip edenleri cezalandırmaz. Hazır olana kadar bekleyin. Yine de size şunu söyleyeyim, Satanist olmadığım her gün için kendime acıyorum.

Bu tarz şeyler genelde doğum haritasından anlaşılıyor. Satürn benim adanma sürecimde çok etkiliydi. Kendisi derslerini ''güzellikten anlamıyorsun al kıvrana kıvrana öğren'' şeklinde veriyor.
Yazarının (Halil Cibran) çok daha farklı düşünceler içerisinde yazdığını bilsem de, yine de sizle paylaşmak istedim. Elbette Spiritüel Satanizm yepyeni bir dünya demek benim için, bu dünyanın içerisinde böyle gündelik hayatta karşıma çıkan şeylere karşı dahi öncelikle biraz endişeyle yaklaşsam da, şiirin ifade ettiği anlamlar benim için çok saf ve tutkulu olduğu için, tadını çıkarmayı tercih ettim.

Adam fısıldadı: ''Tanrım konuş benimle.''
Ve bir kuş cıvıldadı ağaçta.
Ama adam duymadı.
Sonra adam bağırdı:
''Tanrım konuş benimle.''

Ve gökyüzünde bir şimşek çaktı.
Ama adam dinlemedi onu.

Adam etrafına bakındı ve,
''Tanrım seni görmeme izin ver'' dedi.
Ve bir yıldız parladı gökyüzünde.
Ama adam farkına varmadı.

Ve yüksek sesle haykırdı:
''Tanrım bana bir mucize göster.''
Ve bir bebek doğdu bir yerlerde.
Ama adam bunu bilemedi.

Sonra çaresizlik içinde sızlandı:
''Dokun bana tanrım ve burada olduğunu anlamamı sağla, ne olur! ''
Bir kelebek kondu adamın omzuna.
Ve adam kelebeği, elinin tersiyle uzaklaştırdı...
 

Bu şiiri uzun zaman önce okumuştum. Özellikle de siz bir işaret istedikten sonra denk geldiyse anlamı açık. Paylaştığınız için teşekkür ederim. Ben karşılık olarak sizinle küçük bir anımı paylaşmak istiyorum.

Adanmamı yaptığım gün balkona külleri bırakmaya çıktığımda nereden geldiğini bilmediğim bir yara bandı buldum. Parmağım için ihtiyacım olacağı hiç aklıma gelmemişti. Nasıl geldi oraya, rüzgarın taşıyabileceği kadar hafif mi, nasıl daha önce fark etmedim bilmiyorum.

Mantıksız ve saçma gelebilir, tesadüf olduğu da kolayca iddia edilebilir. Ama rüzgarın balkona yara bandı uçurmasının ihtimali ne? Kaç kişinin başına gelmiştir? Üstelik parmakları yaralıyken? Tam olarak adandıkları günde olma ihtimali ne?

Kuş tüyünü meleklerden işaret sayanlara dönüşmek istemiyorum. Beni umursayan bir Tanrı olması düşüncesi gözlerimi yaşartıyor. Eminim sizin de hissettiğiniz şey bu. Sahte bir rahatlama için kendinizi kandırmak istemediğinizi tahmin ediyorum. Sonra da bu yaklaşım yüzünden gerçek işaretleri kaçırmaktan endişeleniyorum. Bunun en iyi çözümü, evet tesadüf de olabilir gerçek de, diyerek kendimizi illüzyonlara bırakmadan Tanrılara ve rehberliklerine açmak, o kafa yapısına girmek. İyi akşamlar dilerim.
 
Pammy said:
Bu şiiri uzun zaman önce okumuştum. Özellikle de siz bir işaret istedikten sonra denk geldiyse anlamı açık. Paylaştığınız için teşekkür ederim. Ben karşılık olarak sizinle küçük bir anımı paylaşmak istiyorum.
Mutluluk vericidir ki, özellikle bir işaret istemem gerekmedi. Zira ben zaten işaret olduğundan şüphelendiğim ve üstünde düşündükçe beni daha da iyi bir yola sokan bazı "tesadüfi" dışsal ve içsel olaylara sahiptim. Bugün de ilginç bir şekilde onlardan biriyle karşılaştım. Bu seferki gerçekten özeldi diyebilirim. Yaklaşık 7 yıldır kafamı meşgul eden bir insanla karşılaştım bugün. Hiç konuşma olmadı, yalnızca 1-2 saniyelik bir bakışma. Bu bile benim bazı konularda ferahlamamı sağladı. İnsanlarla bir şeyler yaşayıp, sonra onlarla iletişiminizi kaybettiğinizde bu çok negatif bir etki oluşturuyor. Ufacık olaylar, o iletişim kayıplığıyla birlikte o kadar açık kalıyor ki, o açık kapıdan türlü türlü fenalıklar giriyor, biriktikçe birikiyor, nefesinizi kesiyor. Oysa ki, tüm o olanlardan sonra bir kez daha görmek her şeyi çözüyormuş. Eve doğru giderken bunun üzerinde çok düşündüm ve zaten kısa bir süre sonra bu şiir karşıma çıktı. İnsan bazen kelimelerin gerçek anlamlarına özlem duyduğunu fark ediyor. O kelimelerin neden orada olduğunu anlıyor. Hayatım boyunca "ferahlamak" kelimesinin anlamını bu kadar içten hissedeceğimi düşünmezdim, benim için sıradan bir kelimeydi...
Pammy said:
Ben karşılık olarak sizinle küçük bir anımı paylaşmak istiyorum.

Adanmamı yaptığım gün balkona külleri bırakmaya çıktığımda nereden geldiğini bilmediğim bir yara bandı buldum. Parmağım için ihtiyacım olacağı hiç aklıma gelmemişti. Nasıl geldi oraya, rüzgarın taşıyabileceği kadar hafif mi, nasıl daha önce fark etmedim bilmiyorum.

Mantıksız ve saçma gelebilir, tesadüf olduğu da kolayca iddia edilebilir. Ama rüzgarın balkona yara bandı uçurmasının ihtimali ne? Kaç kişinin başına gelmiştir? Üstelik parmakları yaralıyken? Tam olarak adandıkları günde olma ihtimali ne?
Paylaştığınız için teşekkürlerimi sunarım.
Pammy said:
Kuş tüyünü meleklerden işaret sayanlara dönüşmek istemiyorum. Beni umursayan bir Tanrı olması düşüncesi gözlerimi yaşartıyor. Eminim sizin de hissettiğiniz şey bu. Sahte bir rahatlama için kendinizi kandırmak istemediğinizi tahmin ediyorum. Sonra da bu yaklaşım yüzünden gerçek işaretleri kaçırmaktan endişeleniyorum. Bunun en iyi çözümü, evet tesadüf de olabilir gerçek de, diyerek kendimizi illüzyonlara bırakmadan Tanrılara ve rehberliklerine açmak, o kafa yapısına girmek. İyi akşamlar dilerim.
Sözlerinizin tamamına katılmakla birlikte, yine bu sözleriniz sayesinde kafamı kurcalayan ve bir miktar takıntı hâline gelmiş bazı düşüncelerimin çözüme kavuştuğunu hissediyorum. Gerçekten çok çok teşekkür ediyorum.
 

Al Jilwah: Chapter IV

"It is my desire that all my followers unite in a bond of unity, lest those who are without prevail against them." - Satan

Back
Top