Welcome to our New Forums!

Our forums have been upgraded and expanded!

Son Yaşanan Olaylar Hakkında

Sonne

Moderator
Joined
Oct 23, 2023
Messages
949
Satanik ailemize esenlikler,

Evet, düşman bizi bir gün olsun şaşırtmıyor ki yaptıkları kötülüklere daha da kötülerini eklemesinler. 4 Eylül Cuma günü yaşananlar malumunuz ve ruhunun Tartaros’ta adalet karşısına çıkması gereken Semih Çelik’in gerçekleştirdiği iki cinayet, bizlere düşmanın, korktuğu zaman masumlara ne kadar korkunç derecede zarar verebileceğini bir kez daha kanıtladı.

İsrail’in tekrar büyük ağlak mağduru oynaması ve kamuoyunun Cem Garipoğlu üzerine yönelmesi sonucu Yahudiler aklını kaçırmış olacak ki, Türkiye tarihinde belki de benzeri görülmemiş bir vahşet meydana geldi. Bunun sonucunda ne oldu? Yitip giden iki genç kız, acılı aileler ve şimdi herkes asıl suçlunun kim olduğu konusunda kafası karışmış şekilde korku içerisinde yaşıyor. Düşman, her zaman olduğu gibi masum Centillerin korkusundan, üzüntüsünden ve acı çekmesinden beslenmeye devam ediyor.

Psikolojisi dengesiz, intihar eğilimi olan, uyuşturucu bağımlısı ve kafayı yediği resmen belli olan bir yaratığın, ülkemizde serbest bir şekilde gezebilmesi ve böyle bir trajediye sebep olması; açıkçası, insanı düşüncelere sevk ediyor. Herkes üç maymunu oynuyor ve Yahudiler, kullanabilecekleri her durumu kullanarak insanlığa zarar vermeye devam ediyor.

Şu an sosyal medya üzerinde tüm bunların Satanizm’le veya Şeytan ile ilgili olduğu, bunun bir Satanist ayini olarak gerçekleştirildiği ve buna benzer daha pek çok yalan dönüyor. Her türlü mantık kuralını aşarak Satanizm hedef gösteriliyor.

Satanizm adı altında gerçekleştirilen birtakım saçmalıklar ya da İslam ve Hristiyanlık gibi ana akım inançlardaki Şeytan tasviri, Satanizm'in gerçek doğasını yansıtmamaktadır. Bu yanlış algılar, medya kuruluşları tarafından yalnızca dikkat çekmek ve etkileşim kazanmak amacıyla halkın öfkesi haksız yere Satanizm’e yönlendirmek için kullanılmaktadır.

Sahte Satanizm: Spiritüel Satanizm’in Düşmanı

Öyle ki sosyal medyadaki haber sayfalarında, çektiği eski bir videosu paylaşılan katil, cinayete kurban gitmiş kızcağızı öldürmek istediğini, fakat cinayeti işlemek istediği sırada evinden çıkmadığı için yapamadığını söylüyor ve burada "Tanrı seni korudu. Şükürler olsun." gibi ifadeler kullanıyor. Buradan bile anlaşılabileceği üzere, bu psikopat zaten bizim politeist inançlarımızla hiçbir şekilde örtüşmüyor.

Dahası, Çakra ve Kule ilişkilendirmesinden ötürü saçma bir şekilde yine bir ritüel kurbanından bahsediliyor ve akıl alır gibi değil fakat Türkiye gibi bir ülkede, sanki Bohemian Groove ya da İllüminati gücünde bir oluşum kurmuşuz da, insanlara talimat veriyormuşuz gibi lanse ediliyor. Çeşitli ülkelerde üye toplayıp, ellerimizi ovuşturarak cinayet işletebilme düşüncesinin mide bulandırıcılığı bir yana, 20 yılı aşkın süredir hiç yakalanmadan böyle bir şeyin yapılması sadece korku filmlerinde gözükebilecek derecedeki absürtlükte bir senaryodur. 1900'lerin seri katillerinin cirit attığı bir dünyada yaşamıyoruz, özellikle de kolluk kuvvetlerinin katili bir an önce yakalama kapasitesinde olduğu Türkiye hiç böyle bir yer değil.

Eğer gerçekten kurban ritüeli gerçekleştirilen bir din aranıyorsa, her yıl ayan beyan keçileri ve tavukları, günahlarını bu canlılara ve temsil ettikleri Tanrılara transfer edebileceği düşüncesiyle hareket eden ve canlıları kurban eden Yahudilik dinine bakılabilir.

Ayrıca bu psikopatın kendisini kaleden attığı videoda, -tabii ki şu anda yayın yasağı bulunmaktadır fakat muhtemelen pek çok insan birkaç gün önce bunları görmüştür-, kendisine halat bağladığı ve kalenin surlarından atlarken boynunu kırıp daha acısız bir şekilde, korkakça ve namertçe intihar etme niyetinde olduğu görülebilir. Kale gibi yüksek bir yerden atlamasının nedeni budur. Bu aciz ve zavallı yaratık, sadece kendisi için yine acizce bir ölüm aramaktadır. Tanrıların laneti üzerine olsun ve ruhu Tartaros'ta işkenceye tabi tutulsun.

Bütün bunlar bu kadar belliyken, "Lucifer'in Mührü" diye sadece dikkat çekme amaçlı paylaşım yapan haber sayfalarından ötürü, bu sapıkla hiçbir bağımızın bulunmamasına rağmen bir şekilde biz bu alçakça saldırıların talimatını veriyormuşuz, bizden etkileniyormuş gibi gösterilmektedir. Bizim inancımızda bırakın insan kurban etmek gibi tamamen yozlaşmışlık ötesi ve Tanrıların gazabını çekecek bir şeyi, hayvanları kurban etmek bile Tanrıların gözünde onlara karşı hakaret niteliğindedir.

Öyle ki, forum açıklamamızda bile bu durumu açıkça belirtmekteyiz:

“Kanlı kurbanlar vermez veya yasadışı eylemlerde bulunmayız. Tüm bunlar Spiritüel Satanizm'i karalamak içindir. Yasalara saygılıyız veya yasadışı herhangi bir şeyi destekleyenler yasaklanacaktır.”

Bu yazı, yaşananlar hakkındaki duruşumuzu temsil etmektedir.
 
Satanik ailemize esenlikler,

Evet, düşman bizi bir gün olsun şaşırtmıyor ki yaptıkları kötülüklere daha da kötülerini eklemesinler. 4 Eylül Cuma günü yaşananlar malumunuz ve ruhunun Tartaros’ta adalet karşısına çıkması gereken Semih Çelik’in gerçekleştirdiği iki cinayet, bizlere düşmanın, korktuğu zaman masumlara ne kadar korkunç derecede zarar verebileceğini bir kez daha kanıtladı.

İsrail’in tekrar büyük ağlak mağduru oynaması ve kamuoyunun Cem Garipoğlu üzerine yönelmesi sonucu Yahudiler aklını kaçırmış olacak ki, Türkiye tarihinde belki de benzeri görülmemiş bir vahşet meydana geldi. Bunun sonucunda ne oldu? Yitip giden iki genç kız, acılı aileler ve şimdi herkes asıl suçlunun kim olduğu konusunda kafası karışmış şekilde korku içerisinde yaşıyor. Düşman, her zaman olduğu gibi masum Centillerin korkusundan, üzüntüsünden ve acı çekmesinden beslenmeye devam ediyor.

Psikolojisi dengesiz, intihar eğilimi olan, uyuşturucu bağımlısı ve kafayı yediği resmen belli olan bir yaratığın, ülkemizde serbest bir şekilde gezebilmesi ve böyle bir trajediye sebep olması; açıkçası, insanı düşüncelere sevk ediyor. Herkes üç maymunu oynuyor ve Yahudiler, kullanabilecekleri her durumu kullanarak insanlığa zarar vermeye devam ediyor.

Şu an sosyal medya üzerinde tüm bunların Satanizm’le veya Şeytan ile ilgili olduğu, bunun bir Satanist ayini olarak gerçekleştirildiği ve buna benzer daha pek çok yalan dönüyor. Her türlü mantık kuralını aşarak Satanizm hedef gösteriliyor.

Satanizm adı altında gerçekleştirilen birtakım saçmalıklar ya da İslam ve Hristiyanlık gibi ana akım inançlardaki Şeytan tasviri, Satanizm'in gerçek doğasını yansıtmamaktadır. Bu yanlış algılar, medya kuruluşları tarafından yalnızca dikkat çekmek ve etkileşim kazanmak amacıyla halkın öfkesi haksız yere Satanizm’e yönlendirmek için kullanılmaktadır.

Sahte Satanizm: Spiritüel Satanizm’in Düşmanı

Öyle ki sosyal medyadaki haber sayfalarında, çektiği eski bir videosu paylaşılan katil, cinayete kurban gitmiş kızcağızı öldürmek istediğini, fakat cinayeti işlemek istediği sırada evinden çıkmadığı için yapamadığını söylüyor ve burada "Tanrı seni korudu. Şükürler olsun." gibi ifadeler kullanıyor. Buradan bile anlaşılabileceği üzere, bu psikopat zaten bizim politeist inançlarımızla hiçbir şekilde örtüşmüyor.

Dahası, Çakra ve Kule ilişkilendirmesinden ötürü saçma bir şekilde yine bir ritüel kurbanından bahsediliyor ve akıl alır gibi değil fakat Türkiye gibi bir ülkede, sanki Bohemian Groove ya da İllüminati gücünde bir oluşum kurmuşuz da, insanlara talimat veriyormuşuz gibi lanse ediliyor. Çeşitli ülkelerde üye toplayıp, ellerimizi ovuşturarak cinayet işletebilme düşüncesinin mide bulandırıcılığı bir yana, 20 yılı aşkın süredir hiç yakalanmadan böyle bir şeyin yapılması sadece korku filmlerinde gözükebilecek derecedeki absürtlükte bir senaryodur. 1900'lerin seri katillerinin cirit attığı bir dünyada yaşamıyoruz, özellikle de kolluk kuvvetlerinin katili bir an önce yakalama kapasitesinde olduğu Türkiye hiç böyle bir yer değil.

Dahası, eğer gerçekten kurban ritüeli gerçekleştirilen bir din aranıyorsa, her yıl ayan beyan keçileri ve tavukları, günahlarını bu canlılara ve temsil ettikleri Tanrılara transfer edebileceği düşüncesiyle hareket eden ve canlıları kurban eden Yahudilik dinine bakılabilir.

Ayrıca bu psikopatın kendisini kaleden attığı videoda, -tabii ki şu anda yayın yasağı bulunmaktadır fakat muhtemelen pek çok insan birkaç gün önce bunları görmüştür-, kendisine halat bağladığı ve kalenin surlarından atlarken boynunu kırıp daha acısız bir şekilde, korkakça ve namertçe intihar etme niyetinde olduğu görülebilir. Kale gibi yüksek bir yerden atlamasının nedeni budur. Bu aciz ve zavallı yaratık, sadece kendisi için yine acizce bir ölüm aramaktadır. Tanrıların laneti üzerine olsun ve ruhu Tartaros'ta işkenceye tabi tutulsun.

Bütün bunlar bu kadar belliyken, "Lucifer'in Mührü" diye sadece dikkat çekme amaçlı paylaşım yapan haber sayfalarından ötürü, bu sapıkla hiçbir bağımızın bulunmamasına rağmen bir şekilde biz bu alçakça saldırıların talimatını veriyormuşuz, bizden etkileniyormuş gibi gösterilmektedir. Bizim inancımızda bırakın insan kurban etmek gibi tamamen yozlaşmışlık ötesi ve Tanrıların gazabını çekecek bir şeyi, hayvanları kurban etmek bile Tanrıların gözünde onlara karşı hakaret niteliğindedir.

Öyle ki, forum açıklamamızda bile bu durumu açıkça belirtmekteyiz:

“Kanlı kurbanlar vermez veya yasadışı eylemlerde bulunmayız. Tüm bunlar Spiritüel Satanizm'i karalamak içindir. Yasalara saygılıyız veya yasadışı herhangi bir şeyi destekleyenler yasaklanacaktır.”

Bu yazı, yaşananlar hakkındaki duruşumuzu temsil etmektedir.
Bu sözde Satanistler hiçbir zaman kimliğini değiştirmedi, sürekli saçma bir egosu, küçük görme hissi olan, şiddet yanlısı psikopatların teki hepsi, bizimde ismimizi lekeyenlerden birileride bunlar. Ayrıca Sonne Bey, yanılmıyorsam Cem Garipoğlunun Aileside Yahudi kökenli, Cem Garipoğlunun, Annesi veya Babaannesinin gözleri herşeyi ortaya veriyor. Bu arada elinize sağlık harika yazı olmuş.
 
Olaylarla ilgili detayları öğrendikçe o kadar öfkelendim ki anlatamam. Bir süredir burada ben de sizden, peşime takılmış hasta ruhlu bir pisliğe dünyayı dar etmek için çalışmalar önermenizi; yapılabilecek şeyleri aktarmanızı vesaire istiyorum. Ruhaniyet olmasa belki benim ve sevdiklerimin başına da düşünmek dahi istemediğim şeyler gelecekti. Bu iğrenç orospu evladı da tüm Türkiye'ye gösterdi ki siz ne kadar insanlıktan uzaklaşırsanız uzaklaşın, ne kadar delirirseniz delirin elinizi kolunuzu sallayıp iki masum canı alabiliyorsunuz; üstelik ülkemizdeki iğrenç sistem sağ olsun bunun doğru dürüst bir yaptırımı bile yok.

Şimdi bakalım, Semih denilen yaratık 5 kez akıl hastanesine girip çıkmış; benim peşimdeki pislik de kırmızı reçeteli ilaçlar kullanıyor, intihar etmeyi deneyip hastanelere kaldırılıyordu. Semih denilen yaratık öldürdüğü kızlara zaten bağıra çağıra seni öldüreceğim demiş; benim peşimdeki pislik de aynı şeyleri bağıra çağıra söylüyordu. Peki Semih denilen yaratığa dur diyen olmuş mu? muhtemelen evet ama sonradan dışarı salmayı uygun görmüşler. İşe bakın ki benim peşimdeki bok parçasına da dur diyorlardı ama hiç kimse onu engelleyecek bir şey yapmıyordu; BEN hariç. Bu aptal ülkede neden 5 kez akıl hastanesine giren, insanları öldüreceğini söyleyen, intihar etmeyi denemiş, kırmızı reçeteli ilaçlar kullanan ve çeşitli bağımlılıkları olan insanların toplum arasında dolaşmasına izin veriyorlar? Topluma geri kazandırma gibi ucuz bir bahaneye kanmamızı mı bekliyorlar?

Sonne Bey, aylar önce bana çok güzel bir şey söylediniz.
Kurtarılmak istemeyenin kaç defa kurtarıldığının bir önemi yoktur, kendisi de bunu umursamaz zaten.
Bir insan ne kadar düşerse, ne kadar aşağılık hale gelirse gelsin kendini kurtarmak istiyorsa zorlana zorlana olabildiğince toparlanır zaten. Lakin defalarca kez hastanelere yatırılan ama buna rağmen kendine dur demeyen birisi bunu bilinçli yapıyordur, böyle birinin de toplum içinde bulunmaya asla hakkı olamaz.

Semih denilen yaratığın babası da bizzat kendi açıklamasında bu bok parçasının çok imanlı çok müslüman birisi olduğunu belirtmiş. Dangalak haber siteleri yazarları maymunu geçemeyecek zekalarıyla muhtemelen "Uzun saç, katil; Metalci herhalde, Metalci = Satanist! Vay amk!" demişlerdir bu yaratık için. Siz denilecek şeyleri söylemişsiniz zaten, ritüel arayan kitabını açıp okuyabilir. Ben de belki benzer bir olaydan zar zor kendimi ve sevdiğim insanı kurtardığım için ekstra öfkelendim. Tanrılar umuyorum ki Semih denilen pisliğe, benim peşimdeki bok parçasına, benzer düşüncelerdeki herkese ve özellikle de bu kişilerin toplum içinde dolaşmasına izin veren andaval orospu evlatlarına uygun gördükleri cezayı keserler.
 
Olaylarla ilgili detayları öğrendikçe o kadar öfkelendim ki anlatamam. Bir süredir burada ben de sizden, peşime takılmış hasta ruhlu bir pisliğe dünyayı dar etmek için çalışmalar önermenizi; yapılabilecek şeyleri aktarmanızı vesaire istiyorum. Ruhaniyet olmasa belki benim ve sevdiklerimin başına da düşünmek dahi istemediğim şeyler gelecekti. Bu iğrenç orospu evladı da tüm Türkiye'ye gösterdi ki siz ne kadar insanlıktan uzaklaşırsanız uzaklaşın, ne kadar delirirseniz delirin elinizi kolunuzu sallayıp iki masum canı alabiliyorsunuz; üstelik ülkemizdeki iğrenç sistem sağ olsun bunun doğru dürüst bir yaptırımı bile yok.

Şimdi bakalım, Semih denilen yaratık 5 kez akıl hastanesine girip çıkmış; benim peşimdeki pislik de kırmızı reçeteli ilaçlar kullanıyor, intihar etmeyi deneyip hastanelere kaldırılıyordu. Semih denilen yaratık öldürdüğü kızlara zaten bağıra çağıra seni öldüreceğim demiş; benim peşimdeki pislik de aynı şeyleri bağıra çağıra söylüyordu. Peki Semih denilen yaratığa dur diyen olmuş mu? muhtemelen evet ama sonradan dışarı salmayı uygun görmüşler. İşe bakın ki benim peşimdeki bok parçasına da dur diyorlardı ama hiç kimse onu engelleyecek bir şey yapmıyordu; BEN hariç. Bu aptal ülkede neden 5 kez akıl hastanesine giren, insanları öldüreceğini söyleyen, intihar etmeyi denemiş, kırmızı reçeteli ilaçlar kullanan ve çeşitli bağımlılıkları olan insanların toplum arasında dolaşmasına izin veriyorlar? Topluma geri kazandırma gibi ucuz bir bahaneye kanmamızı mı bekliyorlar?

Sonne Bey, aylar önce bana çok güzel bir şey söylediniz.

Bir insan ne kadar düşerse, ne kadar aşağılık hale gelirse gelsin kendini kurtarmak istiyorsa zorlana zorlana olabildiğince toparlanır zaten. Lakin defalarca kez hastanelere yatırılan ama buna rağmen kendine dur demeyen birisi bunu bilinçli yapıyordur, böyle birinin de toplum içinde bulunmaya asla hakkı olamaz.

Semih denilen yaratığın babası da bizzat kendi açıklamasında bu bok parçasının çok imanlı çok müslüman birisi olduğunu belirtmiş. Dangalak haber siteleri yazarları maymunu geçemeyecek zekalarıyla muhtemelen "Uzun saç, katil; Metalci herhalde, Metalci = Satanist! Vay amk!" demişlerdir bu yaratık için. Siz denilecek şeyleri söylemişsiniz zaten, ritüel arayan kitabını açıp okuyabilir. Ben de belki benzer bir olaydan zar zor kendimi ve sevdiğim insanı kurtardığım için ekstra öfkelendim. Tanrılar umuyorum ki Semih denilen pisliğe, benim peşimdeki bok parçasına, benzer düşüncelerdeki herkese ve özellikle de bu kişilerin toplum içinde dolaşmasına izin veren andaval orospu evlatlarına uygun gördükleri cezayı keserler.

Esenlikler,

Kendi güvenliğiniz için bu özel hayatınızdaki insanlar ile alakalı detaylara fazla girmeyin. Kimin nasıl ve ne zaman sizi fark edeceğini bilemezsiniz.

Sonne Bey’in dediği o güzel söze katılıyorum bu arada. Bu konunun en net örneği kendi hayatım. Geçmişte büyük hatalar yapmama rağmen burdayım ve o günler uzaktalar. Tanrılar ise her zaman bana şans verdiler. Bana verdikleri bu şansları iyi kullanmam gerektiğinin bilincindeyim. O kadar dip yerlerden kurtulmamı ancak onlar sağlayabilirlerdi.

Ben, buradan itibaren haksız olabilirim. Tartışmaya açığım, eksik düşünüyor da olabilirim.

Ben bu çocuğun ve gibi örnekleri de aslında ruhaniyete bağlıyorum. Çünkü yetersiz bilinç seviyesinde insan her şey yapabiliyor. Tamam, bu onu haklı kesinlikle çıkarmaz. Fakat köpek bile bilinç sahibi değilken eğitildiğinde doğru şeyleri yapabiliyor. Fiziksel şiddet, vicdansızlık gibi şeyleri karma olarak, gezegen yerleşimi olarak taşıyan bir insandan ne beklenebilir? Eğer ruhaniyette ilerlemiyorsa o kişinin o hayattan kaçması çok zor. Bizler bile doğum haritamızda kötü yanlarımızı öğrendiğimizde uzun süren çalışmalarla aşabiliyoruz. Demek istediğim aslında özetle şu, bence toplumsal aydınlanma deyin, toplumsal düzelme deyin, her ne derseniz diyin bunlar insanların ruhaniyette tanışması ve ilerlemesi ile olacak diye düşünüyorum.

Ayrıca bu çocuğun yaptıkları çok yönden ele alınabilir. Ruh sağlığında yatarken iyi bir tedavi görmemiş olabilir. Yanlış tedavi almış olabilir. Kaldı ki açıkçası içten içe böyle olan birisi doktora pek de dürüst olmaz diye düşünüyorum. Doğru tedaviyi almadığı için de sonuç olarak bu raddeye gelmiş olabilir. İlaçlarını düzenli kullanmadığı hakkında şeyler paylaşılmış. Belki de ailesi buna dikkat edip ilaçlarını düzenli almasını sağlasaydı her şey farklı da olabilirdi. Fakat olmadı. Bunu yapmadılar. Uyuşturuyucu bile 2 yıldır kullanıyormuş fakat ailesi bu konuda tedaviyi desteklememiş anladığım kadarıyla. Yukarıdaki paragrafta yazdığım yere geliyorum. Kişi eğer ruhaniyet ile ilgilenmiyorsa doğum haritasının kölesi olmak dışında hiçbir şey yapmıyor hayatında. O yüzden tekrar diyorum, toplumsal düzelme bence Satanizm’in ışığında ruhaniyetin yayılmasıyla olacak.
 
Bu olaylardan siyasi açıdan çok pay çıkarmak isteyenler olacak. Ama çok tuhaf. Yani bu olaylara tepki gösterenler aynı zamanda ülkeye komünizm getirmek isteyen gruplar fln çok fazla üye toplamaya başladı ve etrafta gördüğüm bazı komünistler hristiyan misyonerler gibi önüne gelen Herkese karşı "sosyetler birliği bir cenneti günümüz Türkiyesi gibi bir batıklıkta değildi" diyerek bunu bazı insanlara empoze etmete çalışıyorlar. Hatta daha fazla üye kazanabilmek için israil filistin meselesini bir şeriatçı gibi veya bir hümanist gibi ele alıp insanlara dokunmaya çalışıyorlar.

Yinede düşman kendi kolları içinde insanları birbirine düşürüp yıkım ve kargaşa yaratmaya çalışıyor. Yinede bu düşmanımızın çöküşüne işaret.

Düşman ve düşman oluşumlarının tüm yıkımları üzerlerine çökecek. Sonrasında dünya düşüp yeniden yükselecek.
 
Açıklamalarınız için teşekkür ederiz. Ciddi anlamda ülkemiz çok kötü bir hal almaya başladı. Ancak bu hal y*hudilerin son çırpınışları. Dilerim ki çocuklarımız tertemiz bir dünyaya doğar.
 
Satanik ailemize esenlikler,

Evet, düşman bizi bir gün olsun şaşırtmıyor ki yaptıkları kötülüklere daha da kötülerini eklemesinler. 4 Eylül Cuma günü yaşananlar malumunuz ve ruhunun Tartaros’ta adalet karşısına çıkması gereken Semih Çelik’in gerçekleştirdiği iki cinayet, bizlere düşmanın, korktuğu zaman masumlara ne kadar korkunç derecede zarar verebileceğini bir kez daha kanıtladı.

İsrail’in tekrar büyük ağlak mağduru oynaması ve kamuoyunun Cem Garipoğlu üzerine yönelmesi sonucu Yahudiler aklını kaçırmış olacak ki, Türkiye tarihinde belki de benzeri görülmemiş bir vahşet meydana geldi. Bunun sonucunda ne oldu? Yitip giden iki genç kız, acılı aileler ve şimdi herkes asıl suçlunun kim olduğu konusunda kafası karışmış şekilde korku içerisinde yaşıyor. Düşman, her zaman olduğu gibi masum Centillerin korkusundan, üzüntüsünden ve acı çekmesinden beslenmeye devam ediyor.

Psikolojisi dengesiz, intihar eğilimi olan, uyuşturucu bağımlısı ve kafayı yediği resmen belli olan bir yaratığın, ülkemizde serbest bir şekilde gezebilmesi ve böyle bir trajediye sebep olması; açıkçası, insanı düşüncelere sevk ediyor. Herkes üç maymunu oynuyor ve Yahudiler, kullanabilecekleri her durumu kullanarak insanlığa zarar vermeye devam ediyor.

Şu an sosyal medya üzerinde tüm bunların Satanizm’le veya Şeytan ile ilgili olduğu, bunun bir Satanist ayini olarak gerçekleştirildiği ve buna benzer daha pek çok yalan dönüyor. Her türlü mantık kuralını aşarak Satanizm hedef gösteriliyor.

Satanizm adı altında gerçekleştirilen birtakım saçmalıklar ya da İslam ve Hristiyanlık gibi ana akım inançlardaki Şeytan tasviri, Satanizm'in gerçek doğasını yansıtmamaktadır. Bu yanlış algılar, medya kuruluşları tarafından yalnızca dikkat çekmek ve etkileşim kazanmak amacıyla halkın öfkesi haksız yere Satanizm’e yönlendirmek için kullanılmaktadır.

Sahte Satanizm: Spiritüel Satanizm’in Düşmanı

Öyle ki sosyal medyadaki haber sayfalarında, çektiği eski bir videosu paylaşılan katil, cinayete kurban gitmiş kızcağızı öldürmek istediğini, fakat cinayeti işlemek istediği sırada evinden çıkmadığı için yapamadığını söylüyor ve burada "Tanrı seni korudu. Şükürler olsun." gibi ifadeler kullanıyor. Buradan bile anlaşılabileceği üzere, bu psikopat zaten bizim politeist inançlarımızla hiçbir şekilde örtüşmüyor.

Dahası, Çakra ve Kule ilişkilendirmesinden ötürü saçma bir şekilde yine bir ritüel kurbanından bahsediliyor ve akıl alır gibi değil fakat Türkiye gibi bir ülkede, sanki Bohemian Groove ya da İllüminati gücünde bir oluşum kurmuşuz da, insanlara talimat veriyormuşuz gibi lanse ediliyor. Çeşitli ülkelerde üye toplayıp, ellerimizi ovuşturarak cinayet işletebilme düşüncesinin mide bulandırıcılığı bir yana, 20 yılı aşkın süredir hiç yakalanmadan böyle bir şeyin yapılması sadece korku filmlerinde gözükebilecek derecedeki absürtlükte bir senaryodur. 1900'lerin seri katillerinin cirit attığı bir dünyada yaşamıyoruz, özellikle de kolluk kuvvetlerinin katili bir an önce yakalama kapasitesinde olduğu Türkiye hiç böyle bir yer değil.

Eğer gerçekten kurban ritüeli gerçekleştirilen bir din aranıyorsa, her yıl ayan beyan keçileri ve tavukları, günahlarını bu canlılara ve temsil ettikleri Tanrılara transfer edebileceği düşüncesiyle hareket eden ve canlıları kurban eden Yahudilik dinine bakılabilir.

Ayrıca bu psikopatın kendisini kaleden attığı videoda, -tabii ki şu anda yayın yasağı bulunmaktadır fakat muhtemelen pek çok insan birkaç gün önce bunları görmüştür-, kendisine halat bağladığı ve kalenin surlarından atlarken boynunu kırıp daha acısız bir şekilde, korkakça ve namertçe intihar etme niyetinde olduğu görülebilir. Kale gibi yüksek bir yerden atlamasının nedeni budur. Bu aciz ve zavallı yaratık, sadece kendisi için yine acizce bir ölüm aramaktadır. Tanrıların laneti üzerine olsun ve ruhu Tartaros'ta işkenceye tabi tutulsun.

Bütün bunlar bu kadar belliyken, "Lucifer'in Mührü" diye sadece dikkat çekme amaçlı paylaşım yapan haber sayfalarından ötürü, bu sapıkla hiçbir bağımızın bulunmamasına rağmen bir şekilde biz bu alçakça saldırıların talimatını veriyormuşuz, bizden etkileniyormuş gibi gösterilmektedir. Bizim inancımızda bırakın insan kurban etmek gibi tamamen yozlaşmışlık ötesi ve Tanrıların gazabını çekecek bir şeyi, hayvanları kurban etmek bile Tanrıların gözünde onlara karşı hakaret niteliğindedir.

Öyle ki, forum açıklamamızda bile bu durumu açıkça belirtmekteyiz:

“Kanlı kurbanlar vermez veya yasadışı eylemlerde bulunmayız. Tüm bunlar Spiritüel Satanizm'i karalamak içindir. Yasalara saygılıyız veya yasadışı herhangi bir şeyi destekleyenler yasaklanacaktır.”

Bu yazı, yaşananlar hakkındaki duruşumuzu temsil etmektedir.
Sonne bu açıklama için çok teşekkür ederim. Günlerdir Türkiye Jos tarafında bu konunun konuşulmasını bekliyordum. Ölen kızlar adına çok ama çok üzgünüm. Bana da Cem garipoglu(yahudi olmasindan ötürü ) üzerini kapamak ya da Türkiye aleyhine daha da pisletmek için bu girişimler aklıma geliyor. Bilmiyorum yanlış bir yorum yapmak istemiyorum. Ne doğru ne yanlış kafam çok şaşıyor. Son 3-4 gündür satanizm sosyal medya ve haberlerde çokça konuşulmaya başlandı. Ruh hastası insanların, kötü insanlarin yaptığı herşeyin satanizme bağlanması beni o kadar çok sinir ediyor ki. Ama güzel bir şey olduğunda ise " Allah tarafından bu güzellikler oluyor, bize o gönderiyor" kafasına giriliyor. Ülkem adına çok korkuyorum. İnsanlar bu son olaydan çok etkilendi... Ülkemin gidişatı için sonne senden ricam hep birlikte burada bir çalışma yapmamız... Dehşete doğru ilerliyoruz, bu güzel yazın için teşekkür ederim güzel dostum
 
Sonne bu açıklama için çok teşekkür ederim. Günlerdir Türkiye Jos tarafında bu konunun konuşulmasını bekliyordum. Ölen kızlar adına çok ama çok üzgünüm. Bana da Cem garipoglu(yahudi olmasindan ötürü ) üzerini kapamak ya da Türkiye aleyhine daha da pisletmek için bu girişimler aklıma geliyor. Bilmiyorum yanlış bir yorum yapmak istemiyorum. Ne doğru ne yanlış kafam çok şaşıyor. Son 3-4 gündür satanizm sosyal medya ve haberlerde çokça konuşulmaya başlandı. Ruh hastası insanların, kötü insanlarin yaptığı herşeyin satanizme bağlanması beni o kadar çok sinir ediyor ki. Ama güzel bir şey olduğunda ise " Allah tarafından bu güzellikler oluyor, bize o gönderiyor" kafasına giriliyor. Ülkem adına çok korkuyorum. İnsanlar bu son olaydan çok etkilendi... Ülkemin gidişatı için sonne senden ricam hep birlikte burada bir çalışma yapmamız... Dehşete doğru ilerliyoruz, bu güzel yazın için teşekkür ederim güzel dostum
Hâlihazırda var olan ritüel takvimlerine katılmanız daha iyi olacaktır. Bu ritüeller düşmanı bastırıyor ki dünya genel anlamda daha iyi bir hâl alıyor ve bu Türkiye'ye de yansıyor. Gücü bölmektense, tek bir hedefe yöneltmek daha iyidir.
 
Esenlikler,

Öncelikle Sonne bey'e bu açıklamasından dolayı içtenlikle teşekkür ediyorum, aydınlatıcı yazılarınız sayesinde en azından bize ulaşabilen insanların -eğer varsa- yanlış ve çarpık ön yargılarını kırabiliyoruz.

Böyle bir açıklamada bulunma mecburiyetinde kalınması bile ülkenin ne denli karanlığa battığının bir işaretçisi. Gün geçmiyor ki ülkede ihmal, akılsızlık, çürümüşlük ve yobazlık kaynaklı yüz kızartan, insanın içinden bir parça koparan iğrenç olaylar yaşanmasın. Zaten yeterince acı yaşanmamış gibi bir de suçlarını örtmek için bize iftira atıyorlar ya insan çıldırıyor elinde olmadan.

Son birkaç aydır sanki önümüzdeki dönemlerde açıkça iftira ve saldırıya uğrayacağımız yönünde bir hisse kapılıyordum, nitekim beni de şaşırtacak şekilde doğru çıktı. düşman köşeye sıkışıyor ve sıkıştıkça agresifleşiyor. El attıkları her yeri kurutuyorlar, hukuğu bitirdiler, adalet anlayışları yoktur, insan hakkı nedir tanımıyorlar, aralıksız işleyen ama artık kokuşmuşluğunun, çürümüşlüğünün önü alınamayan sömürü düzenlerini devam ettirmek için birilerini linç etmeleri; cadı avı mantığıyla yakmaları ve böylece zaman kazanmayı planlıyorlar.

Zaman zaman umutsuzluğa kapılabilsem de, tüm bu pislikler er yada geç gözümüzün önüne seriliyor ve mücadele azmini artırıyor.

Gece gece yazmak içimden geldi, bu kadar kötülüğe patlamamak elde değil. Yazı için tekrar teşekkür ediyorum, esen kalın.
 
Hâlihazırda var olan ritüel takvimlerine katılmanız daha iyi olacaktır. Bu ritüeller düşmanı bastırıyor ki dünya genel anlamda daha iyi bir hâl alıyor ve bu Türkiye'ye de yansıyor. Gücü bölmektense, tek bir hedefe yöneltmek daha iyidir.
Türkiye nin iyi bir yöne gittiğine dair çok büyük bir umut kırıklığım var.
 

Al Jilwah: Chapter IV

"It is my desire that all my followers unite in a bond of unity, lest those who are without prevail against them." - Satan

Back
Top